BBC: MAHKEME AB'NİN BASKISI ALTINDAYDI
Yazar Elif Şafak'ın yargılandığı mahkeme tarafından "beraat" etmesi, yurt dışında yankılandı. BBC, mahkeme kararını duyururken "İstanbul'daki mahkeme, AB'nin baskısı altındaydı" yorumunu yaptı.
İngiliz yayın kurumu BBC, "Türkiye'de önde gelen yazar beraat ettiö başlıklı haberinde "Türklüğe hakare" ile suçlanan Elif Şafak'ın beraat ettiğini belirterek, "İstanbul'daki mahkeme, Şafak'ı suçsuz bulması için AB'nin baskısının altındaydı" dedi.
Elif Şafak'ın "Osmanlı imparatorluğunun son yıllarında Ermenilere yönelik kitle katliamlar konusunda karakterlerinin yaptıkları değerlendirmeler nedeniyle suçlamalarla karşı karşı kaldığınıö belirten BBC, Türkiye'nin ise, öldürmelerin "soykırım" oluşturduğunu reddettiğini kaydetti.
Milliyet bugün
BBC, tarafsız yayıncılığı ve tarafsız yorumculuğu ile dünyada ünlenmiş bir yayın kuruluşudur. BBC' nin bu yorumu ve haberi bu noktada çok önemlidir. Eğer bir Türk gazetesinde bir Türk Gazeteci bu satırları yazsaydı mutlaka ama mutlaka soruşturmaya uğrar, adliyenin manevi şahsiyetini tangır tungur etmek ( deyiş, merhum Uğur Mumcu' nun hediyesidir) nedeniyle 301/2. gereği suçlanır sürüm sürüm süründürülürdü. Bu satırları yazmak bir Türk'ün haddi değildir. Demokratrikleşme, AB'ne uyum, liberalizm, çağdaşlık, globalleşme, küreselleşme vb adına Yargıyı, işleyişini,kararlarını, kanunları Türkler dışında herkes eleştirebilir, aşağılayabilir, bizim yerimize geçerek bizim adımıza "KANUNLAR VAZ EDEBİLİR" ülke kaynaklarının el değiştirmesini sağlayacak, toplum dokusunu paramparça edecek yasaları empoze edebilir, değiştirebilirler. Buna karşı koymak, direnmek, bu zihniyeti eleştirmek "faşistlik" " AB KARŞITLIĞI" " antidemokratlık" vb. suçlamalara göğüs germek demektir. Adana havalisinde Fransız gemileri ufukta görünür görünmez komşusunu katletmeye başlayan, Fransız üniforması altında katliam yapan Ermeni'den söz ederseniz "milliyetçi-kafatasçı" damgasını yersiniz ama Batının teşviki ile isyan eden güruha zamanın koşulları ve gerekleri ile müdahale edilmesi hakkında rahatlıkla "soykırım" iddiaları hikayeleri giderek efsaneleri yaratabilirsiniz,atış serbesttir. Ama o güne kadar kapı komşu yaşayanların nasıl olup da boğazlaşma noktasına getirildikleri asla sorgulanmaz. Onun için de [quote sen kalk gel Orta Asya'dan, dal dosdoğru Anadolu'nun bağrına, sonra bir bakmışsın her yerdeler! Orada yerleşik olan milyonlarca Ermeni'ye ne oldu peki ? Asimile edildiler!
Eridiler!Yetim bırakıldılar!Sürüldüler!Mal mülklerinden oldular!.... quote] diyenlere karşı -ülkenin başbakanı "onları sokakta görmek istemiyorum" dediği için - ülkenin emniyet yetkilileri de [quote] davaya taraf olan avukatların dışında hiçbir avukatın mahkeme salonuna alınmayacağını quote] gazetelere haber olarak verebilmektedir. Güya bu ülkede duruşmalar alenidir, herkese açıktır. Ama rölativite kuramı gereği "kendilerine göre" demokrasi isteyenlerin böylesi olaylara asla tahammülleri yoktur.Demek ki, gösterici avukatlar (!) gurubuna dahil olmasalar ve sırf meraktan duruşmayı izlemek için cübbeleriyle duruşma salonuna girmek isteseler, davada taraf olmadıkları için salona alınmayacaklar ve bu duruma bu ülkenin avukatları hiç bir tepki göstermeyecekler. Bu yazdıklarımızdan, bazı hukukçuların duruşma öncesi ve sonrası eylemlerine onay verdiğimiz sonucunu sakın ola ki kimse çıkartmasın. Ancak herkesin sustuğu bir ortamda birilerinin tepki göstermesinin de anlayışla ve tahammülle karşılanması gerekmektedir. Madem ki demokratik bir ülkeyiz, madem ki liberaliz, madem ki demokrasiye ulaşmak istiyoruz, özgürlük ve eşitlik istiyoruz, AB bize girsin istiyoruz, (bu deyişte de bir art niyet aramayın sakın Gümrük Birliği ile AB bize girdi ama biz bir türlü AB' ye giremiyoruz) o halde bu tepkilere de, (adeta bir alt kimliğe dönüştürülmek giderek yok edilmek istenen, ya da yaşananlar dolayısıyla böylesi bir endişe içine giren Türk'lüğe sevdalı) bu düşünce biçimine de en az türban ve onun temsil ettiği zihniyet için istendiği kadar saygılı ve toleranslı olmak durumundayız. Bu hoşgörünün gösterilmesi demokrasinin vazgeçilmez kuralıdır. Eğer demokratsak bu tür düşünceye de saygılı olmak zorundayız. Ve eğer demokrat olmak nedeniyle güçlüysek bu düşünce biçiminden de korkmamıza gerek yoktur. Alt tarafı bunlar marjinal guruplardır. Marjinal gurupların dahi örgütlenme, düşüncelerini açıklama, yayma,gösteri düzenleme, demokratik tepki gösterme HAK VE ÖZGÜRLÜĞÜ vardır ve bunun kullanılmasını hiçbir kavramın ardına gizlenerek suçlayamayız, engelleyemeyiz, engellememeliyiz. Demokrasi bunu gerektirir.