Tek maaş, çift maaş olayı
Merhabalar,
Bir işyerinde yaklaşık 6 yıldır çalışmaktayım. işe ilk başladığım dönemde yıllık 12 maaş üzerinden çalışmak üzere anlaşmıştık. işveren ile aramızda yazılı herhangi bir iş sözleşmesi yapılmadı.
Ancak zaman içerisinde, maaş zammı dönemleri geldiğinde, işveren krizi de bahane ederek, belirlediği oranda maaş zammını yapacağını ancak bu zammı her ay ödemeyeceğini, bunun yerine, 2 ayda bir topluca ödeyeceğini bildirdi (email yoluyla). Bu durumda maaşlarımız bir ay zamsız, hemen akabindeki ayda ise her iki aya karşılık gelen zammı yansıtacak şekilde zamlı ödenmeye başladı.
İşin doğası gereği ortaya 3 farklı maaş kavramı çıktı: zamsız maaş, zamlı maaş ve her ikisinin ortalamasını gösteren ortalama maaş. Bunun sonucunda da senenin 6 ayı (tek sayılı aylar) zamsız maaş, diğer 6 ayında da (çift sayılı aylar) zamlı maaş alır olduk.
Daha sonraki zam dönemlerinde bu zamlar öyle ayarlandı ki senenin 6 ayı (tek sayılı aylar) tek maaş, diğer 6 ayında da (çift sayılı aylar) çift maaş alır duruma geldik. sözgelimi bir ay 100 lira maaş alırken diğer ay 200 lira alır duruma geldik. yani işveren her ay 150 lira ödemek yerine böyle dengesiz bir ödeme yolunu tercih etti.
Daha sonra işverenin aklına çalışanlarla yazılı bir sözleşme yapma fikri (4857 s. IK. gereği) geldi ve çalışanlara teklif ettiği sözleşmede şu tanımlama ve ifadelere yer verdi:
- net maaş: 100lira
- net ikramiye: 100 lira
"çalışan kişiye her ay net maaşı ve iki ayda bir olmak üzere ilave net ikramiyesi ödenir." hükümlerini koydular.
Daha sonra sözleşme maddelerinin birinde " işverenin sosyal gaye ile yaptığı ödemeler ile yukarıda bahsi geçen net ikramiye çalışan için müktesep (kazanılmış) bir hak teşkil etmez." hükmünü koymuşlar.
Ben bazı noktalara itiraz ederek sözleşmeyi imzalamaktan kaçındım ve düzeltilmesi durumunda imzalayacağımı sözlü olarak beyan ettim. bu noktalardan 2 tanesi:
1- Net ikramiye olarak anılan bölümün maaş zamlarından oluşup maaşın ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmesi gerektiği ve
2- Bunun çalışan açısından müktesep bir hak teşkil edeceği.
işveren tarafından bir geri dönüş olmayınca, sözleşme mevzusu böylece sürüncemede (imzasız) kaldı.
İşveren hiçbir surette çalışanlara kanundaki şekil şartını (işyeri amblemi ve imza olma zorunluluğu olan) bir bordro vermedi. sadece ara ara hiçbir resmi hüviyete sahip olmayan bordro kağıtları dağıttılar. o dağıtım da imza karşılığı değil, baştan savma yapıldı. zaten 2006 yılı için o kağıtları da dağıtmaz oldular.
Ancak resmi hüviyeti olmayan bu kağıtlardan birisine baktığım zaman (çift sayılı ay için) 100 liranın brüt karşılığı olan "normal çalışma" kalemini ve "Maaş farkı" olarak geçen bir diğer kalem olarak da o ay alacağım çift maaşa karşılık gelen 100 liranın brüt karşılığını görüyorum. çift maaş aldığım için de toplamda 200 lira net ödeme görüyorum.
Şimdi kafama takılan noktalar:
- Kanunda çıplak ücret ve giydirilmiş ücret tanımlamaları var. Peki buradaki durumda çıplak ücretin sınırı ve kapsamı ne olmalıdır? Salt tek maaşı mı çıplak ücret sayacağız? yoksa tek maaş ve çift maaşın ortalamasından oluşan ortalama bir ücreti mi çıplak ücret sayacağız.
- Tanımadığım ve kabul etmediğim bir emrivaki neticesinde (ne sözleşmeyi imzaladım, ne de tarafıma resmi bordro verildi), gerçekte maaş zamlarımızdan oluşan ve 2 ayda bir yapılan ödeme, işveren tarafından keyfi biçimde prim veya ikramiye olarak addedilerek çıplak ücret kapsamından çıkarılıp giydirilmiş ücret kapsamına sokulabilir mi?
- Adı her ne olursa olsun, çalışılan iş karşılığı olan ve periyodik olarak (haftada bir, ayda bir, 2 ayda bir vs.) sürekli biçimde ödenen bir ücret çıplak ücret kapsamı dışında tutulabilir mi?
Kanundaki tanımlamaya bakacak ve işverenin sözde ikramiye tanımlamasını doğru kabul edecek olursak, adı ikramiye olduğu için bu ücret fazlası çıplak ücrete değil, giydirilmiş ücrete dahil edilmeliymiş gibi görünüyor. Keza işveren de yıllık izin ücreti ödemelerini çalışanlarına tek maaş üzerinden hesaplayıp ödüyor.
Hal böyle ise burada bir adaletsizlik olmaz mı? çünkü normalde maaş zammı maaşın ayrılmaz bir parçası olur ve bu bakımdan da çıplak ücrete dahil olur. maaş zamlarının keyfi biçimde, çalışanın onayı alınmadan ve çalışana yasal bildirimde bulunmadan (ne sözleşme ne de bordro mevcut), ikramiye gibi gösterilmesinin hukuki bir geçerliliği olabilir mi?
Kafamı kurcalayan bu konuları (daha fazla araştırma yapabilmem için, tercihen aydınlatıcı kanun ve içtihatları gösterir şekilde) açıklama konusunda yardımcı olursanız çok müteşekkir olurum.
Yardımlarınız için şimdiden çok teşekkürler.
Saygılar,
Cem OKAY
Bir işyerinde yaklaşık 6 yıldır çalışmaktayım. işe ilk başladığım dönemde yıllık 12 maaş üzerinden çalışmak üzere anlaşmıştık. işveren ile aramızda yazılı herhangi bir iş sözleşmesi yapılmadı.
Ancak zaman içerisinde, maaş zammı dönemleri geldiğinde, işveren krizi de bahane ederek, belirlediği oranda maaş zammını yapacağını ancak bu zammı her ay ödemeyeceğini, bunun yerine, 2 ayda bir topluca ödeyeceğini bildirdi (email yoluyla). Bu durumda maaşlarımız bir ay zamsız, hemen akabindeki ayda ise her iki aya karşılık gelen zammı yansıtacak şekilde zamlı ödenmeye başladı.
İşin doğası gereği ortaya 3 farklı maaş kavramı çıktı: zamsız maaş, zamlı maaş ve her ikisinin ortalamasını gösteren ortalama maaş. Bunun sonucunda da senenin 6 ayı (tek sayılı aylar) zamsız maaş, diğer 6 ayında da (çift sayılı aylar) zamlı maaş alır olduk.
Daha sonraki zam dönemlerinde bu zamlar öyle ayarlandı ki senenin 6 ayı (tek sayılı aylar) tek maaş, diğer 6 ayında da (çift sayılı aylar) çift maaş alır duruma geldik. sözgelimi bir ay 100 lira maaş alırken diğer ay 200 lira alır duruma geldik. yani işveren her ay 150 lira ödemek yerine böyle dengesiz bir ödeme yolunu tercih etti.
Daha sonra işverenin aklına çalışanlarla yazılı bir sözleşme yapma fikri (4857 s. IK. gereği) geldi ve çalışanlara teklif ettiği sözleşmede şu tanımlama ve ifadelere yer verdi:
- net maaş: 100lira
- net ikramiye: 100 lira
"çalışan kişiye her ay net maaşı ve iki ayda bir olmak üzere ilave net ikramiyesi ödenir." hükümlerini koydular.
Daha sonra sözleşme maddelerinin birinde " işverenin sosyal gaye ile yaptığı ödemeler ile yukarıda bahsi geçen net ikramiye çalışan için müktesep (kazanılmış) bir hak teşkil etmez." hükmünü koymuşlar.
Ben bazı noktalara itiraz ederek sözleşmeyi imzalamaktan kaçındım ve düzeltilmesi durumunda imzalayacağımı sözlü olarak beyan ettim. bu noktalardan 2 tanesi:
1- Net ikramiye olarak anılan bölümün maaş zamlarından oluşup maaşın ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmesi gerektiği ve
2- Bunun çalışan açısından müktesep bir hak teşkil edeceği.
işveren tarafından bir geri dönüş olmayınca, sözleşme mevzusu böylece sürüncemede (imzasız) kaldı.
İşveren hiçbir surette çalışanlara kanundaki şekil şartını (işyeri amblemi ve imza olma zorunluluğu olan) bir bordro vermedi. sadece ara ara hiçbir resmi hüviyete sahip olmayan bordro kağıtları dağıttılar. o dağıtım da imza karşılığı değil, baştan savma yapıldı. zaten 2006 yılı için o kağıtları da dağıtmaz oldular.
Ancak resmi hüviyeti olmayan bu kağıtlardan birisine baktığım zaman (çift sayılı ay için) 100 liranın brüt karşılığı olan "normal çalışma" kalemini ve "Maaş farkı" olarak geçen bir diğer kalem olarak da o ay alacağım çift maaşa karşılık gelen 100 liranın brüt karşılığını görüyorum. çift maaş aldığım için de toplamda 200 lira net ödeme görüyorum.
Şimdi kafama takılan noktalar:
- Kanunda çıplak ücret ve giydirilmiş ücret tanımlamaları var. Peki buradaki durumda çıplak ücretin sınırı ve kapsamı ne olmalıdır? Salt tek maaşı mı çıplak ücret sayacağız? yoksa tek maaş ve çift maaşın ortalamasından oluşan ortalama bir ücreti mi çıplak ücret sayacağız.
- Tanımadığım ve kabul etmediğim bir emrivaki neticesinde (ne sözleşmeyi imzaladım, ne de tarafıma resmi bordro verildi), gerçekte maaş zamlarımızdan oluşan ve 2 ayda bir yapılan ödeme, işveren tarafından keyfi biçimde prim veya ikramiye olarak addedilerek çıplak ücret kapsamından çıkarılıp giydirilmiş ücret kapsamına sokulabilir mi?
- Adı her ne olursa olsun, çalışılan iş karşılığı olan ve periyodik olarak (haftada bir, ayda bir, 2 ayda bir vs.) sürekli biçimde ödenen bir ücret çıplak ücret kapsamı dışında tutulabilir mi?
Kanundaki tanımlamaya bakacak ve işverenin sözde ikramiye tanımlamasını doğru kabul edecek olursak, adı ikramiye olduğu için bu ücret fazlası çıplak ücrete değil, giydirilmiş ücrete dahil edilmeliymiş gibi görünüyor. Keza işveren de yıllık izin ücreti ödemelerini çalışanlarına tek maaş üzerinden hesaplayıp ödüyor.
Hal böyle ise burada bir adaletsizlik olmaz mı? çünkü normalde maaş zammı maaşın ayrılmaz bir parçası olur ve bu bakımdan da çıplak ücrete dahil olur. maaş zamlarının keyfi biçimde, çalışanın onayı alınmadan ve çalışana yasal bildirimde bulunmadan (ne sözleşme ne de bordro mevcut), ikramiye gibi gösterilmesinin hukuki bir geçerliliği olabilir mi?
Kafamı kurcalayan bu konuları (daha fazla araştırma yapabilmem için, tercihen aydınlatıcı kanun ve içtihatları gösterir şekilde) açıklama konusunda yardımcı olursanız çok müteşekkir olurum.
Yardımlarınız için şimdiden çok teşekkürler.
Saygılar,
Cem OKAY