Ağır tahrik, yalan ifade, yalancı şahit ve adaletsizlik
Merhaba,
Geçtiğimiz sene yan komşumuzla bir tartışma yaşadık. Olay karakola intikal etti, tarafların birbirine hakaret ettiğine dair tutanaklar tutuldu ve iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. Savcılık kovuşturmaya gerek olmadığını belirtip dosyayı uzlaştırmacı avukata yönlendirdi, taraflar uzlaşmadığı için dosya geri döndü ve karşı taraf devlet memuru olduğu için bir takım ali cengiz (yalan ifade, yalancı şahit devreye sokma gibi) oyunlarıyla ve araya memur tanıdıklarını sokarak savcıyı ikna edip dava açılmasını sağladı ve duruşma yapıldı.
Bu süreçte uzlaştırmacı avukat taraflı bir tutum sergiledi; ‘karşı taraf çok iyi bir insan asla hakaret etmez, siz hakaret etmişsinizdir’ minvalinde konuşarak bizi demoralize etmeye çalıştı. Ardından henüz dava açılmamışken adliyeye gidip savcıyla görüşmek istedik, savcının kalemi ‘savcının işi var’ deyip görüşmemize engel oldu. ‘Savcının işi vatandaşı dinlemektir!’ diye itiraz edip tartışmaya girince adliye çalışanları önümüze etten duvar ördü ve görüşme hakkımız engellendi.
Duruşma sırasında hakime 2 yıldır bu şirret kadından neler çektiğimizi ve olayın nasıl bu noktaya geldiğini ve neden patlayıp küfür ettiğimi anlatmaya çalıştım, ancak hakim ‘öncesini boş ver olay anını anlat’ diyerek işi aceleye getirdi ve kendimi tam anlamıyla savunamadım.
Karşı taraf karakolda verdiği ifadede bize karşı asla küfür etmediklerini ve sadece bizim onlara küfür ettiğimizi söylemiş. Duruşma sırasında ise kolluk ifadesinin tam aksini söyleyip kendilerinin de küfür ettiğini itiraf etti. Yani tutarsız ve yalan ifade verdiğini kendi ağzıyla resmi kayıt altına aldı. Ayrıca yalancı şahit cesaret edip o gün duruşmaya gelemediği için dava ileri bir tarihe ertelendi.
Haklıyken haksız ve suçlu konumuna düşürüldük, mağdurken mesnetsiz iddialarla ve yalancı şahitle karşı karşıya kaldık ve hukuki yollarımızı tıkadılar. Bulunduğum ilçedeki adliyeye ve çalışanlarına zerre kadar güvenim kalmadı, devlet memurları devlet memurunu koruyor, küçük bir ilçe olduğu için burada herkes birbirini tanıyor ve kolluyor.
Not: Adalet denilen olgu birilerinin tekeline düştü de bizim mi haberimiz yok?
Geçtiğimiz sene yan komşumuzla bir tartışma yaşadık. Olay karakola intikal etti, tarafların birbirine hakaret ettiğine dair tutanaklar tutuldu ve iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. Savcılık kovuşturmaya gerek olmadığını belirtip dosyayı uzlaştırmacı avukata yönlendirdi, taraflar uzlaşmadığı için dosya geri döndü ve karşı taraf devlet memuru olduğu için bir takım ali cengiz (yalan ifade, yalancı şahit devreye sokma gibi) oyunlarıyla ve araya memur tanıdıklarını sokarak savcıyı ikna edip dava açılmasını sağladı ve duruşma yapıldı.
Bu süreçte uzlaştırmacı avukat taraflı bir tutum sergiledi; ‘karşı taraf çok iyi bir insan asla hakaret etmez, siz hakaret etmişsinizdir’ minvalinde konuşarak bizi demoralize etmeye çalıştı. Ardından henüz dava açılmamışken adliyeye gidip savcıyla görüşmek istedik, savcının kalemi ‘savcının işi var’ deyip görüşmemize engel oldu. ‘Savcının işi vatandaşı dinlemektir!’ diye itiraz edip tartışmaya girince adliye çalışanları önümüze etten duvar ördü ve görüşme hakkımız engellendi.
Duruşma sırasında hakime 2 yıldır bu şirret kadından neler çektiğimizi ve olayın nasıl bu noktaya geldiğini ve neden patlayıp küfür ettiğimi anlatmaya çalıştım, ancak hakim ‘öncesini boş ver olay anını anlat’ diyerek işi aceleye getirdi ve kendimi tam anlamıyla savunamadım.
Karşı taraf karakolda verdiği ifadede bize karşı asla küfür etmediklerini ve sadece bizim onlara küfür ettiğimizi söylemiş. Duruşma sırasında ise kolluk ifadesinin tam aksini söyleyip kendilerinin de küfür ettiğini itiraf etti. Yani tutarsız ve yalan ifade verdiğini kendi ağzıyla resmi kayıt altına aldı. Ayrıca yalancı şahit cesaret edip o gün duruşmaya gelemediği için dava ileri bir tarihe ertelendi.
Haklıyken haksız ve suçlu konumuna düşürüldük, mağdurken mesnetsiz iddialarla ve yalancı şahitle karşı karşıya kaldık ve hukuki yollarımızı tıkadılar. Bulunduğum ilçedeki adliyeye ve çalışanlarına zerre kadar güvenim kalmadı, devlet memurları devlet memurunu koruyor, küçük bir ilçe olduğu için burada herkes birbirini tanıyor ve kolluyor.
- Tüm bu çetrefilli durumları izah eden bir itiraz dilekçesi yazıp ilçe hakimliği yerine il merkezindeki adliyeye vermem doğru olur mu?
- Bahsi geçen uzlaştırmacı avukatı, savcıyı ve hakimi görevlerini layıkıyla yerine getirmedikleri ve adaleti sağlayamadıkları için hangi makama şikayet edebilirim?
- Bu dava ve diğer mide bulandırıcı adaletsiz tutumlarla ilgili olarak nasıl bir yol izlemeliyim?
- Bir devlet memurunun yalan ifade verip yalancı şahit ayarlayarak adli makamları kandırması hangi kanuna göre suç kapmasına girer? Bu sebeplerden ötürü memurluktan men edilir mi?
- Baz istasyonu kayıtlarından geriye dönük olarak tartışmanın yaşandığı tarih ve saatlerde yalancı şahidin bulunduğu konum tespit edilebilir mi?
- Hukuki bilgim ve maddi imkanlarım yetersiz olduğu için barodan ücretsiz avukat talep etme hakkım var mı?
Not: Adalet denilen olgu birilerinin tekeline düştü de bizim mi haberimiz yok?