Cevap: Tanımadığım Birine Hisse Devrinden 2 Yıl Sonra Yazılan Çek Için 10 Yıllık Faal Şirketime Haciz
Ortak olunan döneme ait olan evrağın, delil niteliğinde olmadığını aşağıdaki içtihat' a bakarak söyleyebilir miyiz? Davada emsal karar olarak gösterebilir miyiz?
8. Hukuk Dairesi 2015/1863 E. , 2016/7246 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının bozulmasına dair 18.09.2014 tarih, 2014/15757 Esas, 2014/16414 Karar sayılı Daire ilâmının müddeti içinde tashihen tetkiki temyiz edenler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, 03.09.2012 günlü hacizlere konu menkullerin ve haciz adresindeki iş yerinin müvekkiline ait olduğunu, borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin eşinin borçlu Şirketteki payını 2 yıl kadar önce devrederek ayrıldığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminat talebiyle iki ayrı istihkak davası açmış, aradaki bağlantı nedeni ile birleştirme kararı verilmiştir.
Davalı alacaklılar vekili, davacı üçüncü kişinin borçlu Şirketten ayrılan ...’nin eşi olduğunu, diğer ortaklar ile de akrabalık bağı içinde bulunduğunu, hacizde borçluya ait belgelerin ele geçtiğini, diğer yandan ev hanımı olması nedeni ile haciz adresindeki işi yapamayacağını, borcun doğum tarihinden sonra düzenlenen belgelerin istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: İki takip dosyasında da dava konusu hacizlerin davacının eşinin huzurunda yapıldığı, bu şahsın borçlu Şirket ile bağının bulunmadığı, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu, davalı alacaklının karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı, buna karşın üçüncü kişinin istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli delilleri sunduğu, bilirkişi incelemesi ile de mahcuzların sunulan faturalar kapsamında kaldığının tespit edildiği gerekçesi ile davanın ve birleşen davanın kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklılar vekili ve katılma yolu ile de davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce verilen 18.09.2014 tarih, 15757/16414 sayılı karar ile borçlu Şirketin ticaret sicilinde kayıtlı son adresindeki faaliyetine son verdikten sonra hangi adreste faaliyetine devam ettiği, üçüncü kişinin (ya da eşinin) tek başına haciz adresindeki iş yerini açabilmek için mali ve sosyal durumunun elverişli olup olmadığı hususlarının Vergi Dairesi'nden sorulması ve mahallinde kolluk aracılığı ile inceleme yaptırılması gerektiği, bu tespitlerden sonra İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğunun tayini ile sunulan delillerin ispat yükü açısından ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş; bu sefer davacı 3. kişi vekili ve davalı alacaklı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dava, İİK'nun 96. vd. maddelerine dayalı olarak 3. kişinin açtığı istihkak talebine ilişkindir.
1-Her ne kadar bozma ilamında, mülkiyet karinesinin kimin lehine olduğuna dair araştırma ve inceleme yapılması istenmişse de; dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; borcun doğumundan evvel davacı 3. kişinin eşinin borçlu şirketten ayrıldığı, haciz yapılan yerin ödeme emrinin tebliğ edildiği adresten farklı bir yer olduğu, her ne kadar haciz mahallinde borçluya ait evraklara rastlanmışsa da bu evrakların tamamına yakının davacının eşinin borçlu şirkette ortak olduğu döneme ait olduğu, bu evrakların tarihlerinin de borcun doğumundan önceye tekabül ettiği, eş anlatımla bu evrakların güncel evraklar olmadığı görülmektedir. Öte yandan; dava konusu takibin dayanağı işçi alacağı olup, dosyadaki bilgilere göre alacaklıların döner ustası oldukları yani borçlu şirketin fiilen gıda sektöründe faaliyet gösterdiği, davacının ise kuyumculukla iştigal ettiği nazara alındığında, davacı ile borçlu şirketin fiili olarak iştigal konularının da aynı olmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu bilgiler ve değerlendirmeler ışığında davanın kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının onanması gerekirken bozulduğu anlaşılmakla davacı 3. kişinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
2- (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklılar vekilinin karar düzeltme talebinin ise reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18.09.2014 tarih 2014/15757-16414 sayılı bozma kararının kaldırılarak 16.04.2013 tarihli mahkeme kararının ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddine, takdiren 261,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen ...'den alınmasına, 52,40 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, 52,40 TL peşin harcın ret harcına mahsubu ile kalan 8,40 TL'nin davalıdan alınmasına, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
- - - Updated - - -
8. Hukuk Dairesi 2014/7594 E. , 2015/20561 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI :
DAVACI : P.Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.
DAVALI : N.Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. vs.
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı 3. kişi şirket vekili, İstanbul 35. İcra Müdürlüğü'nün 2013/... Esas sayılı dosyası ile borçlu aleyhine yapılan takip nedeniyle, müvekkiline ait malların haczedildiğini haczin kaldırılmasına, haczedilen malların müvekkiline iadesine, % 20 tazminatın davalı alacaklıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davacı şirket yetkilisinin borçlu şirketin eski ortağı olduğunu, haciz mahallinde yapılan evrak araştırmasında borçlu şirket ve eski ortağı olan M. N. C.'e ait evrak bulunduğunu, borçlu şirketin, “S. Mah. S. Cad. İmar Sk. K. İş Merkezi . Blk. K.4 No:... Güngören/ İSTANBUL” adresinin davacı şirketin eski adresi olduğunu, aralarında organik bağ bulunduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, haciz esnasında hazır bulunan M. N. C.'in borçlu şirketin eski ortağı olduğu, haciz mahallinde borçlu şirketle ilgili birçok evrakın bulunduğu, davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarında, daha önceki adresinin borçlu şirketin halen kayıtlarda bulunan adresi olduğu, her iki şirketin de faaliyet alanlarının aynı olduğu, davacı ve borçlu şirketler arasında sıkı bir organik bağ bulunduğu şirketin hisse devri ile her zaman temini mümkün faturaların bu organik bağı ortadan kaldırmaya ve malların davacıya ait olduğunu ispatlamaya yeter nitelikte görülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK'nun 96.maddesine dayalı olarak 3. kişinin açtığı istihkak talebine ilişkindir.
Davacı 3. kişi P. Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. ile borçlu N.Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin ticaret sicil adresleri farklıdır. Borçlu şirket ile davacı 3. kişi şirket borcun doğumundan çok önce, kurulmuştur. Haciz esnasında mahalde bulunan M.N.C., borcun doğduğu tarihten önce takipten ve hacizden ise 2 yıl önce borçlu şirketteki hisselerini devretmiştir. Her ne kadar haciz mahallinde borçlu şirkete ve borçlu şirketin eski ortağı olan M.N. C.'e ait evraklar bulunmuş ise de; bulunan evraklar M.N. C.t'in borçlu şirkette ortak olduğu döneme ait olup, güncelliğini yitirmiştir. Dolayısıyla açıklanan nedenlerden dolayı dava her ne kadar İİK'nun 96 vd. maddeleri uyarınca 3. kişi tarafından açılmış ise de; İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olup, ispat yükü altında olan davalı alacaklı karinenin aksini kanıtlamaya elverişli deliller sunamamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü yerine, oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.