HSYK: "Adlî tatilin 30 güne indirilmesi yanlış. O tatil süresini çalışma günlerinde zaten kat kat telâfî ediyoruz"
Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fahri Kasırga, hakim ve savcıların ücretlerinde, ülkenin sınırlı imkanları içinde yetersiz de olsa bir iyileştirme yapıldığını belirterek, ''Elbetteki çok net olumlu tepkiler almıyoruz. Herkeste bir memnuniyetsizlik olduğunu hissedebiliyoruz'' dedi.
Adalet Bakanlığı Eğitim Daire Başkanlığı'nca Kundu Tatil Köyü'nde düzenlenen ''Yargı Teşkilâtı Toplantısı''na katılan Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fahri Kasırga, geçtiğimiz günlerde hakim ve savcıların ücretlerine yönelik yapılan zamma ve aldıkları tepkilere ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yargı mensuplarının ücretlerinin iyileştirilmesi konusunda Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in takdir edilecek çok ciddi çalışma içinde olduğunu, ancak imkanların kısıtlı olması nedeniyle istedikleri zammı veremediklerini kaydeden Kasırga, şunları söyledi:
''Yalnız ülkenin imkanları sınırlı, kısıtlı. Maalesef her istediğimiz gerçekleşmiyor. Biz çok daha yüksek bir ücret verebilmeyi arzu ediyorduk. Çalışmalarımızı buna göre yaptık ama maalesef ülkenin sınırlı imkanları yetersiz de olsa bir iyileştirmeyi mümkün kılabildi.'' Kasırga, yargı mensuplarının tepkileri konusunda sorulan soruya da, ''Elbetteki çok net olumlu tepkiler almıyoruz. Herkeste bir memnuniyetsizlik olduğunu hissedebiliyoruz'' diye konuştu.
Kasırga, yargı teşkilatı toplantıların önemine değinerek, geçen ay tüm illerin başsavcıları ile yapılan ilk toplantıda başsavcılar tarafından yoğun şikayet konusu olan, Teftiş Kurulu Tüzüğü'nün 20. maddesinde değişiklik yapıldığını açıkladı. Kasırga, değişikliğin en geç bir hafta içerisinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe gireceğini bildirdi.
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkan Vekili Fehmi Ulusoy da, hakim ve savcıları diğer memuriyetlerden ayırmak gerektiğini dile getirdi.
''Biz insan üstü bir yaratık değiliz ama yargının, diğer memuriyetlerden farkını herkesin bilmesi lâzım. Öncelikle de iktidarların bilmesi lâzım'' diyen Ulusoy, şöyle devam etti:
''Hakim ve savcıyı parasal konularda muhatap kılmanın doğru olduğuna inanmıyorum. Özlük haklarında belli bir yasal düzenlemeye başlanmalı. Sonra da artık hakim, savcı, devlet üç kuruş verecek, beş kuruş verecek diye gözünün içine baktırmamalı. Federal Almanya'da en düşük ücret 3 bin 600 Euro, bizde 544 Euro. Bizim baktığımız iş yükü kat kat fazlası.'' Ücret artışı konusunda Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan öneri alınıp alınmadığının sorulması üzerine de Ulusoy, ''Hayır. Biz kuvvetler ayrılığı ilkesi gereği yerine getirilsin diyoruz. O gerek neyse o yapılsın diyoruz. Biz üç kuruş, beş kuruş verilsin, miktar peşinde değiliz'' dedi. Ücretlere yapılan zam oranını, ''Hiç hoş birşey değil tabi'' diye değerlendiren Ulusoy, verilen oranın tartışmalara son verip vermediği, ücretlerde yeniden bir düzenleme yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine de şunları söyledi:
''Bu rakamların telâffuz edilmesi, konuşulması da yanlış. Kamuoyunda hakim, savcının hiç işi yok, parayla uğraşıyor gibi bir hava uyandırılıyor. Hakim, savcı parayla uğraşmıyor. Onurumuza yakın neyse oraya getirin diyoruz. Hakim, savcı kararıyla konuştuğu için öyle de olsa, böyle de olsa bitti o. Bizim çıkıp da yürüyüş yapacak halimiz yok. Bu bizim mesleğimize yakışmayan bir şey. Öyle takdir edildi. Biz şunun da bilincindeyiz: Bütçe imkanları, diğer devlet memurlarının da maaşları mâlûm. Biz çıkıp da demiyoruz ki: illâ hep bize verin, biz hep yukarı çıkalım. Herkesin yaşayabileceği ücret belirlenmeli. Asgari ücret belirlenirken, bir ücret politikası da belirlenmeli.''
Gazetecilere, adlî tatilin uzun olduğuna yönelik tartışmaları da değerlendiren Fehmi Ulusoy, kendilerinin o konuya hiç değinmediklerini, hakim ve savcıların mesaiye bağlı olmadan geceli, gündüzlü çalışarak, sağlığını dosyadan sonra ikinci plana attığını söyledi.
Ulusoy, konunun gündeme getirilmesini bile doğru bulmadıklarını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Gerçek böyleyken, 30 gün mü olsun, tamamen mi kaldıralım düşüncesi çok yanlış. Çünkü hakim, savcı o tatil süresini çalışma günlerinde zaten kat kat telâfî ediyor. Bizde mesai diye birşey yok. Teşkilâta duyuralım, normal mesaiye bağlı kalın diyelim. O zaman yargı ne hale gelir ama olan yine vatandaşa olur. Bu durumda da bütün hakim ve savcılar yine aynı fedâkârlıkta çalışmaya devam eder. Bu konuyu gündeme getirmeyi bile doğru bulmuyorum.''
17.05.2004
Kaynak: İHA
https://www.hukuki.net