Alıntı:
Stj.Av.Yusuf Selçuk Ateşkan rumuzlu üyeden alıntı
Tahliye taahhüdü isteyen ev sahibinin peşinen kötü niyetli olduğu yönündeki düşünceye katılmıyorum.
Ancak tahliye taahhüdünü tehdit unsuru olarak kullanarak her yıl fahiş kira artış oranı talep eden ev sahibi kötü niyetli olabilir.
Sözleşme serbestisi esastır, ancak taraflardan birinin nispeten zayıf olduğu iş sözleşmesi, kira sözleşmesi, tüketici sözleşmesi gibi sözleşmeler için kanun koyucu zayıf olanı koruyan ve kayıran bazı düzenlemeler yapabilir.
Ben kira hukukunu ilgilendiren düzenlemelerin iyi niyetli kiracıyı korumaya yeterli olmakla birlikte kötü niyetli kiracının suistimal edebileceğine, bu nedenle kötü niyetli kiracı ihtimaline karşı ev sahiplerinin tahliye taahhüdü alması gerektiğine inanıyorum.
Sayın Selçuk Bey,
Sitenin en takdir ettiğim hukukçu üyelerinden birisiniz. Ancak açıkçası bir hukukçu olarak bu görüşünüze katılmam kesinlikle mümkün değil.
Yargı yerinin kontrat tarihi ile aynı tarihte imzalanmış olan tahliye taahütnamelerini geçersiz saymasının nedenini en az benim kadar iyi biliyorsunuz.
Bu arada bilmeyenler için gerekçesini de belirtmek isterim:
Kiracının ev bulabilmek için bu taahütnameyi özgür iradesi dışında yani ev sahibinin zorlaması ile verdiğinin düşünülmesi ki, gerçekte de durum her zaman için böyledir. Hiçbir kiracı seve isteye tahliye taahhütnamesi vermez.
Bu şartlar altında bir hukukçu olarak nasıl bir sözleşme serbestisinden söz edebiliyorsunuz doğrusu anlayamadım. Çünkü herşeyden önce ortada hür irade ile verilmiş bir taahütname yok.
Yasa, kiracıya bir hak verecek. Ev sahibi ise gerçeğe aykırı tarihli ya da boş tarihli bir taahhütname alarak AÇIKÇA KANUNA KARŞI HİLE YOLUNU SEÇECEK, siz de bir hukukçu olarak bunu savunabilecek, ev sahiplerinin tahliye taahhüdü alması gerektiğine inanacaksınız.
Yazdıklarımdan kimse kiracı olduğum ve tahliye taahhüdü vermem nedeni ile bir sorun yaşadığım sonucu çıkartmasın. Tam tersine üç tane kiracım var. Bugüne kadar da hiçbir kiracımdan tahliye taahhüdü almadım. Yaşadığım ufak tefek sorunları da hukuk çerçevesinde çözdüm.
Özetle, bence
kiralama başlangıcında tahliye taahhütnamesi talep eden bir ev sahibi kayıtsız şartsız ve kesinlikle kötü niyetlidir. Bu nedenle devlet, ev sahibi kiracı arasında kanayan bir yara olan bu soruna mutlaka el atmalı, yeni düzenlemeler getirmelidir.
Peki kiracı kötü niyetli ve sürekli sorun çıkartan biri ise ne olacak?
Adliyelerin, mahkemelerin, hakim savcıların avuktların var olma sebebi bu sorunları çözmek değil midir?
"Yargıyla mı uğraşacağım, kanuna karşı hile yaparak almış olduğum tahliye taahhüdünü koyarım icraya atarım kapının önüne" zihniyetine sahip bir ev sahibinin bu davranışını bir hukukçunun savunabilmesini doğrusu çok yadırgadım.