-----------------------------------------------------------------------------------------
1. Kısım
Şimdi;
Yüksek öğretime girişte ortaöğretim başarı düzeyinin dikkate alınması 20 yıllık geçmişi olan bir konudur.
Ancak 30 Temmuz 1998 tarihinde (6 yıl önce) toplanan YÖK Genel Kurulu'nda alınan karar gereği , ilk olarak 1998-1999 eğitim yılında (yani Haziran 1999'daki sınavda) kullanılmak üzere, ortaöğretim başarı düzeyini ölçen yöntem değiştirildi.
Kamuoyuna da gerekçe olarak;
"fen liseleri gibi öğrencilerini seçerek alan okullardaki öğrencilerin eski yöntemden doğan mağduriyetlerini (eski yöntemde bu okullardaki herkes puan kaybediyordu) gidermek, yani daha fazla başarı puanı almak için yapılan nakil işlemlerinin (genel liselere geçişlerin) önüne geçmek............................................ .....................(1. açıklama)"
şeklinde bi ifade sunuldu.
Bu değişikliğe bu açıklama yapıldıktan sonra, 06 Eylül 2002 tarihinde (1,5 yıl önce) tolanan YÖK Genel Kurulu'nda alınan karar gereği de ortaöğretim başarı düzeyini ölçen yöntem, ilk olarak 2002-2003 eğitim yılında (yani 15 Haziran 2003 tarihli sınavda) kullanılmak üzere, ikinci bir defa daha değiştirildi.
Bu ikinci değişikliğe de gerekçe olarak şu gösterildi:
... 1999-ÖSS’den itibaren OBP’lerin, okulların ÖSS puan ortalamalarına göre ağırlıklandırılması uygulamasına geçilmiştir (kısaca puanlama yöntemi değiştirilmiştir diyor). Bu uygulama, fen liseleri ve anadolu liseleri gibi öğrencilerini seçerek alan okulların öğrencilerinin ortaöğretim başarı puanlarını yükseltmek amacıyla diğer okullara nakletme eylemini önleyememiştir. Fen ve anadolu liseleri yönetimlerinden gelen yakınmalar, AOBP’nin (ortaöğretim başarı düzeyini olçen puanın) hesaplanması yönteminin değiştirilmesini gerektirmiştir.................................... ........................(2. açıklama)
Buraya kadarkiler ortada bir mağduriyerin olup olmadığına teşhisin konulabilmesi içindir.
Açıklamaların yeraldığı birincil kaynaklar istenildiğinde ulaştırılabilir durumdadır.
--------------------------------------------------------------------------------------
2.Kısım Bu mağduriyete "60 günlük süre" barajı uygulanamaz
2002-2003 eğitim yılında başlatılan ikinci değişiklik hala yürürlüktedir, uygulanmaktadır, bu seneki sınavda da kullanılacaktır. Bu yeni yöntem haksızlıklara neden oluyor mu olmuyor mu bilmiyorum, çünkü daha önceki cevabımda da dediğim gibi, konu hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir sonuca varmak için değerlendirmeyi yapanın yeterli istatistik bilgisine sahip olması ve gerekli verileri toplamış olması şarttır.
Bu durum, sınava hazırlanan adayların (yani normal, hatta okulunda birinci olan, bir lise öğrencisinin veya mezununun) bulunduğu konum itibariyle sahip olamıyacağı bir özellikttir, yani bugüne kadarki almış olduğu eğitim ona bu yetiyi vermediğinden adayın böyle bir tespitte bulunması hemen hemen imkanzsız gibidir.
Dolayısıyla 2002-2003 eğitim yılıyla başlayan bu yeni sistemde bir adaletsizliğin varlığı kesin olsa dahi, adayın şu süre içinde iddia edebileceği hiç bir tutarlı veri yoktur. Aday ancak ve ancak sınav sonuçları duyurulduktan sonra sınırlı bir kümede (çevresindeki eş-dost, akraba ve arkadaşlarının sınav sonuçları üzerinde) değerlendirme yapabilir ve sonrasında bir karara varabilir , ki bu sonuç da yığının kendisi (sınava giren 1,5 milyon kişi) için ne kadar geçerli olur o da çözmesi gereken ayrı bir problem olarak karşısına çıkar.
Uygulanan sistem hakkında kesin bir sonuca varmak için uygulamayı gerçekleştiren, yani yerleştirme işlemini yapan resmi kurumla (ÖSYM ile) temasa geçilmesi, yeterli istatistik bilgisine sahip olunsa bile gerekli verilere ulaşılması açısından şarttır.
Bu da araştırmayı yapacak kişinin ilgili kuruma konuya vakıf olduğunu gösterebilmesiyle gerçekleşir. Yani, ÖSYM araştırmacıdan söz konusu incelemeyi yapmasındaki amacına resmi bir geçerlilik isteyecektir. Zaten aksi mümkün olsaydı şu an "Özel Kalem Müdürlüğü" bölümüne bu yılın Ocak veya Şubat ortalarında ulaşan, tarafımdan yazılmış dilekçeme çoktan cevap almış olurdum.
Dolayısıyla hala yapılabilecek bi şey olmalı diyorum, bu olayda kim olsa "60 gün barajı"na takılır çünkü, ilgili kurumun tavırları, denetime kapalılığı buna izin vermemektedir.