Hakim'in kendini patlatmasi !!!
(Çok fazla ayrıntıya girmeyeceğim, lütfen okuyunuz.) Yaklaşık 4 ay önce, 2 adet bira tüketmiş olarak evime giderken en olmayacak bir şekilde basit maddi hasarlı trafik kazasına karıştım. En olmayacak bir şekilde kendi şahsi otosuyla ve üzerinde resmi kıyafetiyle bir trafik polisi belirdi ve Emniyet Amirliği'ne duhul ettik. Kendimden son derece emin olduğum için alkolmetre cihazını üfledim. Sonuç: 2.82 . Cihazda bir sıkıntı bir sorun var derken baktım ki, üflediğim saat yaklaşık 23:05 civarı olmasına olmasına rağmen, cihaz çıktısı üzerindeki saat 01:20. "Cihaz bozuk, belli ki arızalı, kan tahliliyle test talep ediyorum" dedim(Bu esnada yanımda başından sonuna bir arkadaşım ve kızı bulunmakta). Dediler ki görevli arkadaşlar: "Böyle bir uygulama yok. Eğer itiraz eder imzalamazsan ehliyetine 6 ay değil 2 yıllığına el koyarız ve cezan da ikibin küsur lira olur". Alkolmetre cihazının çıktısını kan tahlili talep ettiğimi belirterek ve bu ikna sonucu zorla imzaladığımı şerh düşerek imzaladım. Yaklaşık 9 gün sonra çaba sonucu evrak suretlerini alarak ..... Sulh Ceza Hakimliği'ne itirazla başvurdum. Bu esnada, bahse konu alkolmetrenin kalibrasyon tarihli geçtikten sonra ilgili Emniyet Amirliği kısaca cevaben ve resmi kıyafetiyle ve hususi otosuyla O polis memurunu o an orada ne aradığına değinmeden ve aradaki yaklaşık 2.5 saatlik farkı görmezden gelerek:" Cihazdaki zaman farkı sonucunu biliyorduk, bununla ilgili işlem yapan arkadaşlar her defasında tutanak tutmuştur, sorun yaz/kış saat farkından kaynaklıdır, cihazın kalibrasyon ayar tarihinin gelmesi beklenmektedir vs... " içerikli bir cevap vermiştir. Hakimliğe buradaki tezatlar ve olaylar açık açık izah edilmiş, aradaki zaman farkının yaz/kış saati uygulama farkından kaynaklanamayacağı bunun mantıksal ve bilimsel olmadığı iletilmiştir.
Yaklaşık 2.5 ay geçtikten sonra, araçla uzun yola çıkacağımdan Adliye'ye uğrayarak akıbete ilgili bir netice almak istediğim anda, mahkeme katibi gayri ihtiyari olarak ve iyi niyet ile samimiyetime güvenerek " Abi, Hakim Hanım itirazının kabulüne karar verdi. Taslağı yazıp ekranına gönderdim, ancak izne ayrıldı" dedi. Yaklaşık 1 ay imzalanmayan karar, nihayetinde karşıma red olarak çıktı.
Kararda doğal olarak bir gerekçe bulunmamakta. 3.5 sayfalık kararın tamamı benim yazdıklarımın ve emniyetçe verilen gayri bilimsel hatta uydurmaca cevabın kopyala yapıştır hali. Tüm kararın içinde Hakim'e ait 3-5 cümle var yok. Henüz saymadım. Delil değerlendirmesi yok, gerekçe yok. Yazılanları kopyala yapıştır yapıp reddine denmiş besbelli.
Benim, söz konusu Sayın Hakim'in aynı İlçe'de Kaymakamlık yapan Sayın eşini de kapsayacak ve içeriği FETÖ olan birtakım müracaatlarım bakiydi. Kararın değişmesinden 3 gün önce de o konularla ilgili bir müfettiş gelmişti.
Tabi, devşirilmiş ve satılmış insanların alınlarında aidiyetleri-menşeleri yazması mümkün olmayacağı için ben şüphelerimi dile getirmiş ve Devletten bu konuların çözümü için yardım talebinde bulunmuştum. Akabinde, Hakim kararını değiştirmiş, hukuktan sapmış, madem öyle al böyle demiş, bu hukuki süreç senin için çok uzun sürer uğraş dur bakalım diye muhtemelen tasarlamış ya da bu şekilde aldığı emri uygulamış yahut bunun sonucunda aldığı il içi tayin ile neticede hukuka garabet bir karar armağan etmiştir. Başlığı da bu yüzden attım. Bir hakim, İlhan Karagöz isminde. İnternette arayıp bulabilirsiniz darbe girişimi öncesinde Uyap'a yazıp çizdiklerini, son son verdiği kararları, onun da hukuka armağan ettiği garabetleri. Yazıklar olsun demekten öte elden gelen birşey yok tabii.
Öz cümle; önümde 5 günlük bir itiraz sürem var. Bu konuda halihazırda bilgisi olanlardan yardım istirham ediyorum. Diğer konuyu bir tarafa bırakalım, hakim kendini patlattıysa patlatmıştır, katip arkadaş kötü niyeti olmamasına rağmen "Abi benim başım yanar, süründürür bunlar beni" dedi doğal olarak. O zarar görsün de istemiyorum. Bu konuda nasıl bir itiraz yapılmalı? Hakim, kararını kesin olarak vermiş. Buna karşı yapılan itirazın haklı başarıya ulaşması için hukuken hangi yol izlenmeli? Ne yazık ki, bu insanların kötülük etmek için kullandığı yol hukuk ve hukuku uygulamacı olarak elde etmişler. Yakın zamanda birşey duydum, bilmiyordum öncesinde. Tapu müdürlükleri hakkında konuşuyorken dedi ki biri: " Anadolu' da derler ki: Bir memur, bin evliya gücündedir". Biz memurun hakiminden bahsediyorsak vay halimize... Neticede, bizim de hukuktan sapmamız mümkün değil. İlla ki bu platformda yılmadan mücadele edeceğiz. Eminim ki; elbet doğru ve doğruluk kazanacak; hak-hukuk yerini bulacaktır. Bu konuda yol gösterebilecek, bilgi ve tecrübesini ivedi şekilde paylaşacak arkadaşlara, üstatlara şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla...
Yaklaşık 2.5 ay geçtikten sonra, araçla uzun yola çıkacağımdan Adliye'ye uğrayarak akıbete ilgili bir netice almak istediğim anda, mahkeme katibi gayri ihtiyari olarak ve iyi niyet ile samimiyetime güvenerek " Abi, Hakim Hanım itirazının kabulüne karar verdi. Taslağı yazıp ekranına gönderdim, ancak izne ayrıldı" dedi. Yaklaşık 1 ay imzalanmayan karar, nihayetinde karşıma red olarak çıktı.
Kararda doğal olarak bir gerekçe bulunmamakta. 3.5 sayfalık kararın tamamı benim yazdıklarımın ve emniyetçe verilen gayri bilimsel hatta uydurmaca cevabın kopyala yapıştır hali. Tüm kararın içinde Hakim'e ait 3-5 cümle var yok. Henüz saymadım. Delil değerlendirmesi yok, gerekçe yok. Yazılanları kopyala yapıştır yapıp reddine denmiş besbelli.
Benim, söz konusu Sayın Hakim'in aynı İlçe'de Kaymakamlık yapan Sayın eşini de kapsayacak ve içeriği FETÖ olan birtakım müracaatlarım bakiydi. Kararın değişmesinden 3 gün önce de o konularla ilgili bir müfettiş gelmişti.
Tabi, devşirilmiş ve satılmış insanların alınlarında aidiyetleri-menşeleri yazması mümkün olmayacağı için ben şüphelerimi dile getirmiş ve Devletten bu konuların çözümü için yardım talebinde bulunmuştum. Akabinde, Hakim kararını değiştirmiş, hukuktan sapmış, madem öyle al böyle demiş, bu hukuki süreç senin için çok uzun sürer uğraş dur bakalım diye muhtemelen tasarlamış ya da bu şekilde aldığı emri uygulamış yahut bunun sonucunda aldığı il içi tayin ile neticede hukuka garabet bir karar armağan etmiştir. Başlığı da bu yüzden attım. Bir hakim, İlhan Karagöz isminde. İnternette arayıp bulabilirsiniz darbe girişimi öncesinde Uyap'a yazıp çizdiklerini, son son verdiği kararları, onun da hukuka armağan ettiği garabetleri. Yazıklar olsun demekten öte elden gelen birşey yok tabii.
Öz cümle; önümde 5 günlük bir itiraz sürem var. Bu konuda halihazırda bilgisi olanlardan yardım istirham ediyorum. Diğer konuyu bir tarafa bırakalım, hakim kendini patlattıysa patlatmıştır, katip arkadaş kötü niyeti olmamasına rağmen "Abi benim başım yanar, süründürür bunlar beni" dedi doğal olarak. O zarar görsün de istemiyorum. Bu konuda nasıl bir itiraz yapılmalı? Hakim, kararını kesin olarak vermiş. Buna karşı yapılan itirazın haklı başarıya ulaşması için hukuken hangi yol izlenmeli? Ne yazık ki, bu insanların kötülük etmek için kullandığı yol hukuk ve hukuku uygulamacı olarak elde etmişler. Yakın zamanda birşey duydum, bilmiyordum öncesinde. Tapu müdürlükleri hakkında konuşuyorken dedi ki biri: " Anadolu' da derler ki: Bir memur, bin evliya gücündedir". Biz memurun hakiminden bahsediyorsak vay halimize... Neticede, bizim de hukuktan sapmamız mümkün değil. İlla ki bu platformda yılmadan mücadele edeceğiz. Eminim ki; elbet doğru ve doğruluk kazanacak; hak-hukuk yerini bulacaktır. Bu konuda yol gösterebilecek, bilgi ve tecrübesini ivedi şekilde paylaşacak arkadaşlara, üstatlara şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla...