HAGB, Kişi Güvenlik Belgesi ve İşe Alımda Ayrımcılık
Merhabalar,
Öncelikle bu ilk sorum olacak eğer sürç-ü lisan edersem olabildiğince affediniz. Önce durumumu anlatayım
Bu kapsamda sizlerin yorumunu almak ihtiyacım olan bir kaç sorum olacak:
(1) "Hakkında Verilmiş Bulunan Mahkumiyet Hükmü veya Hâlen Devam Eden Ceza Davası: Var( ) Yok( )" sorusuna yok demem yanlış bir beyan mıdır?
Eğer yanlışsa, yanlışlık kendimce yaptığım HAGB bir hüküm değildir yorumum mudur yoksa bu 5 yıllık süre boyunca dava devam ediyor olarak varsayılmasından mıdır?
İlk kısım için hüküm verildi ama geri bırakıldı diye karşı bir yorum mümkündür (Bkz: 15. Daire Esas No : 2014/3817 Karar No : 2016/1468 Savcı yorumu:
İkinci kısım içinse Danıştay 15. Daire Esas No : 2014/3817 Karar No : 2016/1468 ile HAGB almış bir kimsenin silah ruhsatı almak için yapmış olduğu başvurunun reddine itirazı hakkında, kişinin 5 yıllık süresi doluncaya kadar yargılamasının devam eden kimseler kapsamında muamele görmesinde bir engel görmemiştir:
(2) Bilinen en son haliyle MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞI SAVUNMA SANAYİİ GÜVENLİĞİ YÖNERGESİ kişi güvenlik belgesi ile ilgili şu maddelere sahiptir:
Bu noktada aldığım 1 yıldan uzun HAGB kararı ilk maddedeki " Kasıtlı bir suç nedeniyle bir yıl veya daha fazla süreli hapis cezası alanlarla" kısmına tabi olmam anlamına mı gelmektedir?
İkinci maddedeki "Yukarıdaki bentte sayılan suçlar" ibaresi listelenen ("cinsel dokunulmazlığa ...") suçların yanında " Kasıtlı bir suç nedeniyle bir yıl veya daha fazla süreli hapis cezası alanlarla" kısmındaki 1 yıldan uzun suçları da kapsamakta mıdır?
Yoksa yine ikinci madde ile ilgili olarak 5 yıllık sürem dolmadığı için yargı sürecimin devam etmesinden kişi güvenlik belgesi alamayacak kişiler kategorisine mi dahil bulunmaktayım?
Yoksa yine ikinci madde ile ilgili olarak "Yukarıdaki bentte sayılan suçlar" ibaresine dahil olup HAGB alıp bir nedenden sakıncalı mı görülmekteyim? Eğer bu durum geçerli ise sakıncamın gerekçeli nedenini öğrenerek hukuki bir yolla mücadele etmenin bir mantığı bulunmakta mıdır?
(3) Bu noktada gizlilik derecesi mevcut projelerde çalışmam mümkün müdür, 5 yıllık sürem dolunca mı mümkün olacaktır, yoksa hiçbir zaman mümkün olamayacak mıdır?
(4) Son başvurduğum Vakıf Şirketi işe alım sürecini başlatıp HAGB kararımdan bahsetmek durumunda bırakıp işe alımımı iptal ederek: Ayrımcılık suçu mu işlemiştir yoksa işin niteliği gereği haklı bir sonladırmada mı bulunmuştur? Ayrımcılık suçuna ait öğeler mevcutsa tüzel bir kişi mi bundan sorumludur yoksa süreç içindeki karar verici gerçek kişiler mi? Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2016/6524 E., 2016/10618 K. gibi bir işe iade (işe başlamamış olsam da) mümkün müdür sizce?
(5) 5271 S.lı Ceza Muhakemesi Kanunu MADDE 231'deki 5. madde HAGB ile ilgili olarak "Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, (DEĞİŞİK İBARE RGT: 08.02.2008 RG NO: 26781 KANUN NO: 5728/562) (KOD 1) iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder." demektedir. Oluşabilecek işe alınmama veya mahkeme tarafından belirtilenler hariç diğer hak mahrumiyetleri bu madde ile çelişir durumda değil midir? Hukuki sonuç yoksa sadece hapis cezası infazı mıdır(Bazı avukatların HAGB bir suçun işlenip işlenmeyeceğini geleceğe öteler, ileride varlığı kesin olmayan suçtan bugün bir kimsenin suçlu kabul edilemeyeceği gibi bir yorum görmüştüm, bu ne kadar temellidir?)?
Tabii ki karara bağlanmış bir durumla ilgili aslı şuydu ve şu yanlıştı gibi düşüncelerimi açıklamanın bu noktada bir anlamı olmadığı için burada tartışmaya açmıyorum ancak iş yükü ve insanoğlunun tembelliğinden dolayı, temyiz yollarını kapamasından ötürü de hem hakim hem de savcıların hüküm ve ilişik olarak HAGB'yi gerçek kastının ötesinde kullanıp hem inceleme hem de yargılamada haklarını vermediklerini ve HAGB ile oluşacak kayıplardan sanıkları (özellikle avukatsız kendini savunan kimselerden) yeterince bahsetmediklerini ve hükmün geleceğini bununla beraber tek mantıklı olan çıkışın HAGB olarak görülmesine yol açıp kişilerin haklarını daha yüksek mahkemelerde aramalarından kaçındırdıklarını düşünmekteyim (Her hakim ve savcıyı kastetmiyorum kılı kırk yarıp araştırmasını yapan duruma robot olmanın ötesinde insanlıkla yaklaşan ve kanaatini kullanan, yapılan suçlama veya verilecek kararı tüm taraflara yaratacağı etkiyi düşünüp yapanlar da muhakkak vardırlar.).
Uzun oldu ama sade bir kimse olarak yüksek mahkemelere sanıyorum bir danışma imkanım olmadığı ve kollektif aklın işe yaracağını umduğum için sizi rahatsız ettim.
Kendi adıma da beni yurtdışında master, doktora'ya göndermiş ülkeme hizmetimin önünde varsa bu engelin kalkmasını ve öğrendiklerimi kullanabileceğim bir iş için yurtdışına geri gitmemeyi umuyorum.
Çokça teşekkürler okuduğunuz için
Öncelikle bu ilk sorum olacak eğer sürç-ü lisan edersem olabildiğince affediniz. Önce durumumu anlatayım
- Ben Vakıf Şirketleri'nde (savunma sanayi) görev almış bir mühendistim ancak 4 yıl önce 1 yıldan uzun süreli bir ceza için HAGB aldım ve işyerimin isteği ile işimden ayrıldım.
- 5 yıllık sürem henüz dolmamışken başka bir savunma sanayi şirketinde (Vakıf şirketi değildi) işe girip 2 yıl kadar çalıştım. İşte çalışmak için kişi güvenlik belgesi alınması gerekiyordu ve şöyle bir soru vardı ilgili formda: Hakkında Verilmiş Bulunan Mahkumiyet Hükmü veya Hâlen Devam Eden Ceza Davası: Var( ) Yok( ). HAGB bir hüküm değil ve davam ile ilgili karar verildi gerekçesi ile bu soruya yok cevabını verdim. İki yıl kadar çalıştıktan sonra bu işten de ayrıldım ancak ayrılırken tesis güvenlik kordinatörümüz kişi güvenlik belgemin ellerine ulaşmadığını, diğer başvuran iş arkadaşlarımın geldiğini ancak bir red cevabı da gelmediğini, normalde verilemeyecekse bir red cevabı verilmesinin normal uygulama olduğundan bahsetti.
- Geçtiğimiz ay yine Vakıf Şirketleri'nden birinde bir iş başvurusu yaptım, önceki maddedeki soruya yine yok cevabını verdim, mülakatlarım çok başarılı geçti ve işe alım sürecim başlatıldı, sağlık testlerinden geçip gerekli evrakları teslim edip işbaşı tarihi belirlemek üzere görüşmeye gittiğimde hiç hakim karşısına çıkıp çıkmadığım soruldu ben de yalan beyanat vermemek adına HAGB kararımdan bahsettim ve üç gün sonra "güvenlik gerekçesi" ile işe alım sürecimin iptal edildiği bildirildi.
Bu kapsamda sizlerin yorumunu almak ihtiyacım olan bir kaç sorum olacak:
(1) "Hakkında Verilmiş Bulunan Mahkumiyet Hükmü veya Hâlen Devam Eden Ceza Davası: Var( ) Yok( )" sorusuna yok demem yanlış bir beyan mıdır?
Eğer yanlışsa, yanlışlık kendimce yaptığım HAGB bir hüküm değildir yorumum mudur yoksa bu 5 yıllık süre boyunca dava devam ediyor olarak varsayılmasından mıdır?
İlk kısım için hüküm verildi ama geri bırakıldı diye karşı bir yorum mümkündür (Bkz: 15. Daire Esas No : 2014/3817 Karar No : 2016/1468 Savcı yorumu:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kurulan hükmün sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade ettiği Ceza Muhakemesi Kanununun 231.maddesinde açıkça belirtilmiş olup, buna göre sanığın suçluluğu sabit olmakla birlikte Kanunda öngörülen denetimli serbestlik tedbirlerine uygun davranılması ve öngörülen diğer koşulların varlığı halinde suç hiç işlenmemiş gibi kabul edileceği açıktır.
İkinci kısım içinse Danıştay 15. Daire Esas No : 2014/3817 Karar No : 2016/1468 ile HAGB almış bir kimsenin silah ruhsatı almak için yapmış olduğu başvurunun reddine itirazı hakkında, kişinin 5 yıllık süresi doluncaya kadar yargılamasının devam eden kimseler kapsamında muamele görmesinde bir engel görmemiştir:
Davacı hakkında, Yönetmeliğin 16. maddesinin (d) bendi kapsamında bulunan, taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı ceza ile yargılandığı dava sonucunda, Biga Asliye Ceza Mahkemesi'nin E:2009/65 ve K:2012/9 sayılı kararıyla "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı verildiği ve denetim süresinin devam ettiği, dolayısıyla davacı hakkında silah ruhsatı almasına engel devam eden ceza yargılaması bulunduğu görüldüğünden,
(2) Bilinen en son haliyle MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞI SAVUNMA SANAYİİ GÜVENLİĞİ YÖNERGESİ kişi güvenlik belgesi ile ilgili şu maddelere sahiptir:
(1) Kasıtlı bir suç nedeniyle bir yıl veya daha fazla süreli hapis cezası alanlarla, cezası ya da mahkûmiyeti ertelenmiş, seçenek yaptırımlara çevrilmiş veya affa uğramış olsa bile; cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, her türlü sahtecilik, Devletin egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı suçlar, Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları ile hırsızlık, yağma, nitelikli mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflas, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma, kullanmak amacıyla bulundurma, kabul etme, satın alma, kullanılmasını kolaylaştırma, imal ve ticaretini yapma, fuhuş, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, zimmet, irtikâp,
rüşvet, görevi kötüye kullanma, göreve ilişkin sırrın açıklanması, iftira, suç uydurma, yalan tanıklık, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, kaçakçılık, suç işlemek amacıyla
örgüt kurma, 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanuna muhalefet suçlarından mahkûm olanlar,
(2) Yukarıdaki bentte sayılan suçlar nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma yürütülenlerle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olanlardan; mevcut bilgi, belge delil, görev safahatı gibi hususlar da dikkate alınarak yapılacak değerlendirme sonucunda kişi güvenlik belgesi verilmesi sakıncalı görülenler,
(3) 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununda belirtilen mavi kart uygulaması kapsamında olanların hakları saklı kalmak kaydıyla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkanlar veya çıkarılanlarla yabancı uyruklu olanlar,
(4) Herhangi bir sabotaj, isyan, casusluk, vatana ihanet hareketine katılanlar ve bu hareketlere katılanlara yardımda bulunanlarla, görevi olmaksızın ya da haklı bir sebebe dayanmaksızın herhangi sabotör veya casusla ya da hasım bir devletin temsilcileriyle temas kurmuş olanlar,
(5) Sır saklayamamak, akıl hastalığı, alkoliklik, unutkanlık ve sara gibi güvenliği tehlikeye düşürecek durumları tespit edilenler,
(6) Atatürk İlke ve İnkılâplarına aykırı davranışta bulunanlar.
b. Durumları (1) ve (2) numaralı bentler kapsamında değerlendirilen ve haklarındaki
tereddütler giderilemeyen kişiler hakkında Bakan onayı alınır.
c. (İptal edilmiştir)
ç. (İptal edilmiştir)"
rüşvet, görevi kötüye kullanma, göreve ilişkin sırrın açıklanması, iftira, suç uydurma, yalan tanıklık, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, kaçakçılık, suç işlemek amacıyla
örgüt kurma, 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanuna muhalefet suçlarından mahkûm olanlar,
(2) Yukarıdaki bentte sayılan suçlar nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma yürütülenlerle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olanlardan; mevcut bilgi, belge delil, görev safahatı gibi hususlar da dikkate alınarak yapılacak değerlendirme sonucunda kişi güvenlik belgesi verilmesi sakıncalı görülenler,
(3) 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununda belirtilen mavi kart uygulaması kapsamında olanların hakları saklı kalmak kaydıyla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkanlar veya çıkarılanlarla yabancı uyruklu olanlar,
(4) Herhangi bir sabotaj, isyan, casusluk, vatana ihanet hareketine katılanlar ve bu hareketlere katılanlara yardımda bulunanlarla, görevi olmaksızın ya da haklı bir sebebe dayanmaksızın herhangi sabotör veya casusla ya da hasım bir devletin temsilcileriyle temas kurmuş olanlar,
(5) Sır saklayamamak, akıl hastalığı, alkoliklik, unutkanlık ve sara gibi güvenliği tehlikeye düşürecek durumları tespit edilenler,
(6) Atatürk İlke ve İnkılâplarına aykırı davranışta bulunanlar.
b. Durumları (1) ve (2) numaralı bentler kapsamında değerlendirilen ve haklarındaki
tereddütler giderilemeyen kişiler hakkında Bakan onayı alınır.
c. (İptal edilmiştir)
ç. (İptal edilmiştir)"
Bu noktada aldığım 1 yıldan uzun HAGB kararı ilk maddedeki " Kasıtlı bir suç nedeniyle bir yıl veya daha fazla süreli hapis cezası alanlarla" kısmına tabi olmam anlamına mı gelmektedir?
İkinci maddedeki "Yukarıdaki bentte sayılan suçlar" ibaresi listelenen ("cinsel dokunulmazlığa ...") suçların yanında " Kasıtlı bir suç nedeniyle bir yıl veya daha fazla süreli hapis cezası alanlarla" kısmındaki 1 yıldan uzun suçları da kapsamakta mıdır?
Yoksa yine ikinci madde ile ilgili olarak 5 yıllık sürem dolmadığı için yargı sürecimin devam etmesinden kişi güvenlik belgesi alamayacak kişiler kategorisine mi dahil bulunmaktayım?
Yoksa yine ikinci madde ile ilgili olarak "Yukarıdaki bentte sayılan suçlar" ibaresine dahil olup HAGB alıp bir nedenden sakıncalı mı görülmekteyim? Eğer bu durum geçerli ise sakıncamın gerekçeli nedenini öğrenerek hukuki bir yolla mücadele etmenin bir mantığı bulunmakta mıdır?
(3) Bu noktada gizlilik derecesi mevcut projelerde çalışmam mümkün müdür, 5 yıllık sürem dolunca mı mümkün olacaktır, yoksa hiçbir zaman mümkün olamayacak mıdır?
(4) Son başvurduğum Vakıf Şirketi işe alım sürecini başlatıp HAGB kararımdan bahsetmek durumunda bırakıp işe alımımı iptal ederek: Ayrımcılık suçu mu işlemiştir yoksa işin niteliği gereği haklı bir sonladırmada mı bulunmuştur? Ayrımcılık suçuna ait öğeler mevcutsa tüzel bir kişi mi bundan sorumludur yoksa süreç içindeki karar verici gerçek kişiler mi? Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2016/6524 E., 2016/10618 K. gibi bir işe iade (işe başlamamış olsam da) mümkün müdür sizce?
(5) 5271 S.lı Ceza Muhakemesi Kanunu MADDE 231'deki 5. madde HAGB ile ilgili olarak "Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, (DEĞİŞİK İBARE RGT: 08.02.2008 RG NO: 26781 KANUN NO: 5728/562) (KOD 1) iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder." demektedir. Oluşabilecek işe alınmama veya mahkeme tarafından belirtilenler hariç diğer hak mahrumiyetleri bu madde ile çelişir durumda değil midir? Hukuki sonuç yoksa sadece hapis cezası infazı mıdır(Bazı avukatların HAGB bir suçun işlenip işlenmeyeceğini geleceğe öteler, ileride varlığı kesin olmayan suçtan bugün bir kimsenin suçlu kabul edilemeyeceği gibi bir yorum görmüştüm, bu ne kadar temellidir?)?
Tabii ki karara bağlanmış bir durumla ilgili aslı şuydu ve şu yanlıştı gibi düşüncelerimi açıklamanın bu noktada bir anlamı olmadığı için burada tartışmaya açmıyorum ancak iş yükü ve insanoğlunun tembelliğinden dolayı, temyiz yollarını kapamasından ötürü de hem hakim hem de savcıların hüküm ve ilişik olarak HAGB'yi gerçek kastının ötesinde kullanıp hem inceleme hem de yargılamada haklarını vermediklerini ve HAGB ile oluşacak kayıplardan sanıkları (özellikle avukatsız kendini savunan kimselerden) yeterince bahsetmediklerini ve hükmün geleceğini bununla beraber tek mantıklı olan çıkışın HAGB olarak görülmesine yol açıp kişilerin haklarını daha yüksek mahkemelerde aramalarından kaçındırdıklarını düşünmekteyim (Her hakim ve savcıyı kastetmiyorum kılı kırk yarıp araştırmasını yapan duruma robot olmanın ötesinde insanlıkla yaklaşan ve kanaatini kullanan, yapılan suçlama veya verilecek kararı tüm taraflara yaratacağı etkiyi düşünüp yapanlar da muhakkak vardırlar.).
Uzun oldu ama sade bir kimse olarak yüksek mahkemelere sanıyorum bir danışma imkanım olmadığı ve kollektif aklın işe yaracağını umduğum için sizi rahatsız ettim.
Kendi adıma da beni yurtdışında master, doktora'ya göndermiş ülkeme hizmetimin önünde varsa bu engelin kalkmasını ve öğrendiklerimi kullanabileceğim bir iş için yurtdışına geri gitmemeyi umuyorum.
Çokça teşekkürler okuduğunuz için