Bir Garip Miras/İcra Hikayesi
Merhaba siteyi uzun yıllardır takip ediyorum. Üye olmadan aradığım soruların çoğunun cevabını bulduğum için şimdiye kadar üye olmamıştım.
Üye olup yazmak bugüneymiş. Neyse uzatmayayım, hikaye zaten yeterince uzun.
Babam 2006 yılında vefat etti, yılını bilmemekle birlikte bir kaç yıl önce de dedem vefat etmişti.
Ne babam dedeme, ne ben babama mirası red yapmadık.
Dedem dediğim şahısın ben yüzünü görmedim, babam da babalığını görmemiş zaten. Ben kendimi bildim bileli küslerdi.
Çok küçük yaşlardayken bırakıp gitmiş yurt dışına. Dede bir tek babaannem ile kağıt üstünde evli. Onun dışında 2 kadından daha evlilik dışı çocukları var.
2. çocuk da babam ile aynı kaderi paylaşıyor ve yıllarca görüşmüyorlar. Son olarak vefat ettiğinde 3.çocuğu ve 3.kadın ile birlikte yaşıyorlarmış.
Bunlar yargı kısmını pek ilgilendirmiyor biliyorum, sadece hayatımda hiç görmediğim bir adamın borcu yüzünden hayatım mahvoluyor, onu vurgulamak istedim.
2013 yılında bir dava açıldı, dede yurt dışındayken birini dolandırmış, Türkiye'de kendine ait olmayan bir toprağın satışını yapmış.
Dede hayatta değil, bu sözde satışını yaptığı kişi hayatta değil. Onun oğlu davayı bize açıyor. Aslında bizim 3 kuruşumuzdan ziyade dedenin mal varlıkları için açılıyor muhtemelen.
Ama tabi olan bize oluyor.
Olay 1999 yılında olmuş, zaman aşımı itirazımız kabul edilmedi.
Mirası red açtık, kabul edilmedi. Diğer konuşmayan kardeşin itirazı kabul edildi.
3.kardeş yani en son birlikte yaşadıkları kardeş herhangi bir dava açmadı, onunla ilgili konuya daha sonra geleceğim.
Bizim davanın kabul edilmemesinin nedeni; zamanında babaannemin oturduğu bir akrabası ile ortak olan mülk satılıyor.
Köyden bir akraba arıyor babaannenizin evi satıldı payınıza şu kadar düştü gelin alın diyor.
Baba vefat etmiş, annem çalışmıyor, ben 20 yaşlarında üniversite öğrencisiyim, kardeşim maddi zorluklardan okulu bırakıp çalışmaya başlamış.
Bilgisizlikten ve maddi yetersizlikten, kimin hangi parasını alıyoruz diye çok düşünmeden gittik aldık.
Aldığımız para ortak olan konutun yarısının, yarısının, 3te1i. Yani dedemden babama kalacak olan miktar.
Miktarı da şöyle söyleyeyim, aldığımız paranın 1/4'ünü parayı almaya gittiğimiz şehire yol parası için kullandık.
Öyle de cuzi bir rakam.
Mahkeme de şimdi parasını almışsınız, borcunu da ödeyeceksiniz diyor.
Belki çoğunuz da aynı şeyi düşünüyor, haklı olabilirsiniz evet ama bizim niyetimiz hiç bir zaman bu olmadı.
Babaannenizin evi satıldı, payınıza şu kadar dendi, dediğim gibi cahilliğimizden ve maddi yetersizlikten sorgulamadan gittik aldık.
Yoksa hiç bir zaman miras peşinde koşmadık. Dedenin şuan sahip olduğu taşınamazların değeri 150 200 bin olarak tahmin ediliyor. (Söz konusu borcun miktarı çok daha fazla)
Hiç bir zaman bu malların peşinde olmadığımız gibi, nerede neyi var diye bir kimseye dahi sormadık.
Niyetimiz hiç bir zaman miras olmadı. Başımızda baba da olmayınca toyluğumuzun kurbanı olduk.
Bunları daha detaylı bir şekilde mahkemede de anlatmak için duruşmalı talep ettik. Fakat bu da kabul edilmedi.
Temyiz, yargıtay hepsi aleyhimize karar verdi.
(Bizimle birebir aynı durumu yaşayan benzer örneklerde mahkemelerin mirası red yapanı haklı bulduğu çokça örnek vardı elimizde.
Dosyamızda bunları da belirtik ama daha önceki kararlar ile çelişen bir karar çıkmasına engel olmadı)
Son olarak biz yıllarca davayı açan bu yabancı kişiye ulaşmayı talep ettik.
Karşı tarafın avukatı her seferinde başka bir bahane ile bu isteğimizi kabul etmedi.
Mirası red davası sürecinde, mahkeme de söz konusu kişiye ulaşamadı, ülkesinde yüksek tirajlı gazetelere ilan falan verdik.
Karşı tarafın avukatı yerini ben de bilmiyorum dedi mahkemeye.
Bu noktada yaşananları pek dert etmeyen 3.kardeş kafamı kurcalıyor.
Söz konusu mal varlığının 3'e bölünmemesi için böyle bir plan hazırladıklarını düşünüyorum açıkçası.
Yine babamın diğer kardeşi ile konuştuğumda, o da sürekli davacı ile görüşmek istediğini ama sürekli atlatıldıklarını söyledi.
O da benim gibi bu işin altında 3.kardeşin olduğunu düşünüyor.
Bir kaç sorum olacak sizlere;
Şimdi mirası red davası kabul edilmeyince karşı tarafın avukatı başka bir icra göndermiş vekalet ücretine dair.
Biri miras borcu, biri vekalet borcu 2 icralık dosya oluştu, yaptırımları farklı olur mu ?
Böyle bir şahıs yok diyerek karşı dava açabilir miyiz ?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidebilir miyiz ?
Yapabileceğimiz daha farklı bir şey var mı ?
Ben tüm bunları kendi avukatımıza da soruyorum ama farklı görüşlere çok ihtiyacım var, zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.
Üye olup yazmak bugüneymiş. Neyse uzatmayayım, hikaye zaten yeterince uzun.
Babam 2006 yılında vefat etti, yılını bilmemekle birlikte bir kaç yıl önce de dedem vefat etmişti.
Ne babam dedeme, ne ben babama mirası red yapmadık.
Dedem dediğim şahısın ben yüzünü görmedim, babam da babalığını görmemiş zaten. Ben kendimi bildim bileli küslerdi.
Çok küçük yaşlardayken bırakıp gitmiş yurt dışına. Dede bir tek babaannem ile kağıt üstünde evli. Onun dışında 2 kadından daha evlilik dışı çocukları var.
2. çocuk da babam ile aynı kaderi paylaşıyor ve yıllarca görüşmüyorlar. Son olarak vefat ettiğinde 3.çocuğu ve 3.kadın ile birlikte yaşıyorlarmış.
Bunlar yargı kısmını pek ilgilendirmiyor biliyorum, sadece hayatımda hiç görmediğim bir adamın borcu yüzünden hayatım mahvoluyor, onu vurgulamak istedim.
2013 yılında bir dava açıldı, dede yurt dışındayken birini dolandırmış, Türkiye'de kendine ait olmayan bir toprağın satışını yapmış.
Dede hayatta değil, bu sözde satışını yaptığı kişi hayatta değil. Onun oğlu davayı bize açıyor. Aslında bizim 3 kuruşumuzdan ziyade dedenin mal varlıkları için açılıyor muhtemelen.
Ama tabi olan bize oluyor.
Olay 1999 yılında olmuş, zaman aşımı itirazımız kabul edilmedi.
Mirası red açtık, kabul edilmedi. Diğer konuşmayan kardeşin itirazı kabul edildi.
3.kardeş yani en son birlikte yaşadıkları kardeş herhangi bir dava açmadı, onunla ilgili konuya daha sonra geleceğim.
Bizim davanın kabul edilmemesinin nedeni; zamanında babaannemin oturduğu bir akrabası ile ortak olan mülk satılıyor.
Köyden bir akraba arıyor babaannenizin evi satıldı payınıza şu kadar düştü gelin alın diyor.
Baba vefat etmiş, annem çalışmıyor, ben 20 yaşlarında üniversite öğrencisiyim, kardeşim maddi zorluklardan okulu bırakıp çalışmaya başlamış.
Bilgisizlikten ve maddi yetersizlikten, kimin hangi parasını alıyoruz diye çok düşünmeden gittik aldık.
Aldığımız para ortak olan konutun yarısının, yarısının, 3te1i. Yani dedemden babama kalacak olan miktar.
Miktarı da şöyle söyleyeyim, aldığımız paranın 1/4'ünü parayı almaya gittiğimiz şehire yol parası için kullandık.
Öyle de cuzi bir rakam.
Mahkeme de şimdi parasını almışsınız, borcunu da ödeyeceksiniz diyor.
Belki çoğunuz da aynı şeyi düşünüyor, haklı olabilirsiniz evet ama bizim niyetimiz hiç bir zaman bu olmadı.
Babaannenizin evi satıldı, payınıza şu kadar dendi, dediğim gibi cahilliğimizden ve maddi yetersizlikten sorgulamadan gittik aldık.
Yoksa hiç bir zaman miras peşinde koşmadık. Dedenin şuan sahip olduğu taşınamazların değeri 150 200 bin olarak tahmin ediliyor. (Söz konusu borcun miktarı çok daha fazla)
Hiç bir zaman bu malların peşinde olmadığımız gibi, nerede neyi var diye bir kimseye dahi sormadık.
Niyetimiz hiç bir zaman miras olmadı. Başımızda baba da olmayınca toyluğumuzun kurbanı olduk.
Bunları daha detaylı bir şekilde mahkemede de anlatmak için duruşmalı talep ettik. Fakat bu da kabul edilmedi.
Temyiz, yargıtay hepsi aleyhimize karar verdi.
(Bizimle birebir aynı durumu yaşayan benzer örneklerde mahkemelerin mirası red yapanı haklı bulduğu çokça örnek vardı elimizde.
Dosyamızda bunları da belirtik ama daha önceki kararlar ile çelişen bir karar çıkmasına engel olmadı)
Son olarak biz yıllarca davayı açan bu yabancı kişiye ulaşmayı talep ettik.
Karşı tarafın avukatı her seferinde başka bir bahane ile bu isteğimizi kabul etmedi.
Mirası red davası sürecinde, mahkeme de söz konusu kişiye ulaşamadı, ülkesinde yüksek tirajlı gazetelere ilan falan verdik.
Karşı tarafın avukatı yerini ben de bilmiyorum dedi mahkemeye.
Bu noktada yaşananları pek dert etmeyen 3.kardeş kafamı kurcalıyor.
Söz konusu mal varlığının 3'e bölünmemesi için böyle bir plan hazırladıklarını düşünüyorum açıkçası.
Yine babamın diğer kardeşi ile konuştuğumda, o da sürekli davacı ile görüşmek istediğini ama sürekli atlatıldıklarını söyledi.
O da benim gibi bu işin altında 3.kardeşin olduğunu düşünüyor.
Bir kaç sorum olacak sizlere;
Şimdi mirası red davası kabul edilmeyince karşı tarafın avukatı başka bir icra göndermiş vekalet ücretine dair.
Biri miras borcu, biri vekalet borcu 2 icralık dosya oluştu, yaptırımları farklı olur mu ?
Böyle bir şahıs yok diyerek karşı dava açabilir miyiz ?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidebilir miyiz ?
Yapabileceğimiz daha farklı bir şey var mı ?
Ben tüm bunları kendi avukatımıza da soruyorum ama farklı görüşlere çok ihtiyacım var, zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.