idare mahkemesi hakkinda yorum rica ediyorum.
Kıymetli hukukçular yazıma başlamadan hepinize saygılarımı ve teşekkürlerimi şimdiden arz ederim.
Dışişleri Bakanlığına bağlı olarak yurtdışında Daimi Temsilciliklerimizden birisinde 9 yıl boyunca sözleşmeli 4-b kadrosunda şoför olarak görev yaptım. 3071 sayılı dilekçe kullanma hakkına istinaden 28-10-2015 tarihinde, Başbakanlık iletişim merkezine (BİMER) ben ve Daimi Temsilcilik personellerinden 6 kişi, devlet malları ile imkanlarının illegal kullanımları , hakaret tehdit ve mobbing şikayetleriyle alakalı Daimi Temsilcilik 1.müsteşarı ve kariyer ihtisas memurlarından iki kişi hakkında ayrı ayrı müracatlarla suç duyurusu ve şikayette bulunmuştuk. Şikayetlere konu olan, mobing ve devlet malları ile imkanlarının illegal kullanımlarıyla ilgili bir çok resmi kayıt, belge ve şahitlerin olmasına karşın Büyükelçi ve Daimi Temsilcilik 1.müsteşarı, Başbakanlık iletişim merkezi ve Dışişleri Bakanlığı İKAD dairesine gerçek olmayan savunma yapmış ,bunun akabinde BİMER şikayetçi olan şahsım ve diğer şikayetçi 6 kişiye bimerbilgi1@basbakanlık.gov.tr adresinden 20-11-2015 tarihinde ‘’Başvurunuzdaki iddialara ilişkin inceleme neticesinde, şikayetinize konu hususlar hakkında iddialarınızı destekler nitelikte somut bulguya rastlanmamıştır . Bilgi edinmenizi rica ederim. (İKAD SİCİL ŞUBESİ) ‘’ maili gönderilmiştir. Oysa ki, müracatlarımda özellikle belirttiğimiz üzere kendi imzaları ve Daimi Temsilciliğin resmi mühürüyle kayıt altına alınmış resmi araç programları, fazla mesai formları ile resmi günlük çizelgelerin olmasına ragmen hiçbir resmi işlem başlatılmamış ve şikayet dilekcelerimizde açıkça belirtmiş olduğumuz orjinalleri elimizdede bulunan evraklar tarafımızdan istenilerek incelenmemiştir. İfademize başvurulmamıs ve bunun üzerine bir araştırma yapılmış gibi gösterilerek hem Dışişleri Bakanlığına hemde Başbakanlığa yanlış bilgilendirme yapılmıştır. Bimerden gelen bu cevabın ardından bir yerde yalancı ve iftiracı duruma düşürüldük. Bimer başvurumun üzerinden 37 gün geçmesinin ardından Büyükelçi ve 1. Müsteşar hukuka aykırı bir şekilde sözleşmemin feshi amacıyla ( 04-12-2015 / 07-12-2015/ 09-12-2015 ) tarihlerinde iftiralarla dolu, şahitleri zaman ve yerleri belirtilmeyen, aynı fiiller isnat edilen suçlamalarla savunmalarım alınmış bunun neticesinde 2 kınama ve 1 uyarma cezasıyla tecziye edildim. 9 yıl boyunca en ufak bir sorun yaşamadığım iş hayatımda, sadece bimer başvurumla alakalı cezalandırma ve diğer personele gözdağı amaçlı aynı hafta içerisinde 2 ve 3 gun arayla 3 ayrı muhakkik atayarak savunmamın alınması ve mükerrer disiplin soruşturulması açılması neticesinde sözleşmem 1 ocak 2017 tarihi itibariyle yıl içerisinde yazılı olarak uyarama ve kınama cezası aldığım ve verilen görevleri tüzüğüne göre yapmadığım gerekçeleriyle feshedilerek işten çıkartıldım. İşten çıkartılmadan ve verilen cezalara bakanlığın disiplin kuruluna zamanı içerisinde itiraz etmeme rağmen ( kanunda, bakanlıkların disiplin kurullarının her ay 1 defa toplanır ) demesine karşın yine Dışşişleri bakanlığı her ay 1 kere toplanmış fakat benim itirazlarımı 9 ay boyunca görüşmemiş ve karara bağlamamıştır. Zaten asıl hukuka ve akla mantığa sığmayan şeyde bana verilen görevleri tüzüğüne göre yapmadığım suçlaması olmuştur.ilk bimer başvurumdaki şikayetim aynen şu şekilde olmuştur zaten bunu mahkemeye sundum. Aynen şöyle diyorum,Kanunda Devletin çalıştıracağı sözleşmeli personele yıllık, EN FAZLA 270 saat fazla mesai yaptırılabilir üstü yaptırılamaz demesine karşı 2013-2014-2015-2016 yıllarının fazla mesai çizelgelerim incelendiğinde görülecekdir ki (bakanlık 2013 tarıhinden itibaren yine sendikal çalışma ve açılan davalara karşı bu kayıtlar tutulmaya başladı ve her 8 saate 1 gun izin kullanma hakkını elde ettik) her yıl en az 600-700 saat arası fazla mesai yapan ve her 8 saate 1 gun tam izin kullandırılır maddesine rağmen yapmış olduğum bu fazla mesailer devletin araçlarıyla şahsıma yaptırılan resmiyetle alakası olmayan özel işler ve devletle hiçbir alakası olmayan kişilerin idarecilerin kendi keyfi takdirleri ile ahbap çavuş ilişkisiyle resmi araçları yakın çevrelerine arkadaş ve aile bireylerine ve bu kişilerin alışveriş gezi çocuklarının okula götürülmesi Türkiyeden tatil amaçlı gelen yakınlarının havaalanı karşılamaları transferleri gibi işlerde kullanmalarından kaynaklı olduğunu. Yine bu fazla mesailerden kaynaklı hakedilen izinlerin o sözleşme yılı içerisinde kullandırılması kanunen ertesi yıla devretmemesinden dolayı izinlerimin yandığı şikayatinde bulunan şahsıma sanki performansım düşükmüş gibi bir iftira atıldı verilen görevleri yapmayan yada yapamayan bir kiş olarak nasıl oluyorda her sene ,üst sınırın 270 saat olarak belirlenmesine rağmen neredeyse 3 katı çalışan birisine bu iftira atılarak işine son veriliyor? Diğer maddede sene içerisinde 3 defa yazılı ceza aldığım suçlamasına karşılıkta şunu belirtmiştim itirazlarımı 9 ay bekleten disiplin kurulu cezaları onaylayamadı çünkü onaylasa idare mahkeme itirazı ve iç hukuk yollarının tamamını kullanma şansım olacaktı. kaldıramadı çünkü kaldırsa kendi meslektaşları diplomatları ve Büyükelçi'lerini ezeceklerdi. çünkü mükerrer disiplin soruşturmaları ve isnat edilen suçlamaların hepsinin sicilimi kabartmak ve bozmak amacından başka birşey olmadığı zaten ortadaydı ,ama sicilime işlenmemiş bu cezalar sanki işlenmiş gibi işlem yaptı ve sözleşmem feshedildi. 1 yıl önce bu benden alınan savunmalar ve savunmalarımın itirazları yazışmalar sürerken,ben yine tekrar BİMER'e,şikayetlerimizle alakalı herhangi bir araştırılmanın yapılmadığını şikayetlerimize konu olan mobing ve elimizde bulunduğunu yine tekrar belirttiğimiz araç programları fazla mesai kayıt çizelgeleri haftalık ve aylık resmi heyet ve programlarının olduğu resmi evraklar tarafımızdan istenilerek incelenmemiş ve yapılmış gibi tarafınıza bilgilendirme yapılmıştır diyerek tekrar şikayette bulundum. Bu yapmış olduğum ikinci şikayetin ardından Dışişleri bakanlığı bu sefer şikayetleri araştırmak için Bakanlığın teftiş kurulundan bir Büyükelçiyi 1 haftalığına görevlendirdi. Asıl olaylar bundan sonra başladı.
Bakanlığın teftiş kurulundan bir Büyükelçi'nin teftiş için geieceğini zaman darlığı nedeniyle personelin tamamıyla görüşemiyeceğini, Büyükelçi ile görüşmek isteyecek personelin isimlerini idareye yazdırmalarının gerektiğni belirten bir iç genelge tüm sözleşmeli personele imza karşılığında tebliğ edildi. Bunun bir örneği elimde mevcuttur.Böyle açıkça belgelenen bir mobinge ve baskıya eminim daha önce rastlanmamıştır tabi oda ayrı bir konu. Neyse gün geldi Müfettiş Büyükelçi geldi bir oda tahsis ettiler önünde bir liste şikayetlerini dile getirmek isteyenlerin adlarının yazıldığı sonra tek tek şikayet edilen yönetim tarafından adını listeye yazdıran personel (7 bimer şikayetçisinin dışında 4 kişi ile birlikte toplamda 11 kişi ) telefonla aranarak müfettişin beklediğini söylüyorlar tabi aranan personel tek tek odasına girdikleri müfettişe iş yerindeki baskı ve mobingden yana şikayetler yapılıyor Büyükelçi herkese bimer şikayetleriyle alakalı gelmediğini rutin bir denetleme olduğunu başka bir temsilciliği daha denetliyeceğini ifede ediyor ardından bana ve dğer personele bir güzelde fırçayı atıyor aba altından, diyor ki, bimere müracatınız yanlış oraya niye yazıyorsunuz ? Büyükelçi benim 30 senelik ahbabım ben Bakanlığa kötü birşey aksettiremem ayıp olur diyor ve şikayete konu olan olayların tekrar söylenilmesine rağmen herhangi bir tutanak not almak soru sormak gibi bir şey yapmıyor. Ben müfettişe şunu dedim bakın ilk bimer başvurumdan dolayı şikeyette bulunan diğer 6 kişi hakkında bir soruşturma açılmadı sadece bana açıldı buyrun bunlar bana 2 ve 3 gün arayla açılan soruşturmalar ve suçlamaların hepsi birebir aynı ve farklı birşey yok bu dosyayı ankaraya bakanlığa götürmeniz için hazırladım dedim kendisi bunu alamam dedi ama inceledi ve ben daha önce böyle bir şey görmedim bu işin çivisi çıkmış sana kafayı takmışlar bunlar dedi ve disiplin kuruluna hemen iitiraz et dedi ettiğimi söyledim ve sadece 2 gun kaldığı ve ne hikmetse 3 gunde baska bir misyonu denetleyeceğini söyleyen Büyükelçi şikayet edilen bizim büyükelçinin rezidansında hafta sonuda dahil 1 hafta kaldı eşiyle gezdi alışverişini yaptı yedi içti Ankara'ya döndü. bu yazdığım ve yaşanılan herşeyin fazlası şahitleri ve tutanakları var. Hukukun temel taşlarından bir tanesi malumunuz, müddei ispat etmekle mükelleftir. iddialarımız ve magduriyetimle birlikte 10-02-2017 tarihinde a
Ankara 6.idare mahkemesinde yürütmeyi durdurma istemli dava açtım ama yd istemi red olunmus bölge idareye itiraz ettmiş sendika avukatı sanırım oda red olunmuş şimdi asıl sorularım şunlar. yd istemi ve yd red de karşı itirazımızda red olunduysa davayı kazanma şansım varmıdır ? 9 yıl önce sözleşmeli olarak buraya geldim babam biz küçükken vefat ettiği için anneme ben bakıyorum annemle yaşıyoruz 3 yıl önce evlendim eşimde Türkiyeden geldi. 25 yıl ödemeli krediyle ev aldım ve maaşımın yarısı ödememe gidiyor 5 yılı bittti ev ödememin bunların hepsini dilekçemde belirttık telafisi mümkün olmayan zararlar diyor ya daha nasıl ispat edebiliriz 6 aydır işsizim dışarda çalışma şansım yok çünkü Türkiye den buraya resmi yolla geldiğim için çalişma izni alamıyorum. Vatandaşlığa başvurmamız resmi yerde çalıştığımız için ikili ülke anlaşmasına göre yapılamadığı için vatandaşlıkta alamadım.Evimi 10 yıldan önce satamadığım gibi kirayada veremiyorum çünkü ev alırken bu ulke ve banka şartları bunu gerektiriyor sigortam Türkiyeden en yüksek basamaktan ayda 11 bin liradan yattı 13. basamaktan ama işten atıldığım için buraya bildirimde bulunmuş sgk, sağlıkdanda yararlanamıyoruz orada olsam 6 ay boyunca saglıktan yararlanabilirdim şimdi oda yok oturum için başvuru yaptım geçici 3 aylık oturum verdilerve oda bitti şimdi yenilenmiyor ve kaçak duruma düstüm bunların hepsini ve daha fazla detayı ilk yd istemimizde ve red de karşı bölge mahkemesine itirazda belirtmeme rağmen bunların telafisi nasıl mümkün olarak görüyorlar. Elimde avcumda ne varsa bitti şimdi burada ne yapıcam bilmiyorum çaresiz kaldım. Bu benim davam sizce nasıl sonuçlanacak ? Hukuken bundan sonra ne yapabilirim ? Bir inat uğruna işimden, diğer personele gözdağı vermek için çıkarttıkları bu kadar açıkken ve kanunda belirtildiği gibi yüz kızartıcı suçları işlemediğim ortadayken (taciz ,tecavüz ,hırsızlık ,ajanlık, terör örgütü üyeliği yurtdışında devletin itibarını zedeleyecek bir suç gibi) bundan sonra ne olur? unutmadan bana hiç maaştan kesme cazası yada cezalarıda verilmedi. Değerli görüş yorum ve önerilerinizi bekliyorum. Uzun oldu biliyorum bunun içinde özür diliyorum. Teşekkür ve saygılarımı tekrar arz ederim. Dostça kalın.....
Dışişleri Bakanlığına bağlı olarak yurtdışında Daimi Temsilciliklerimizden birisinde 9 yıl boyunca sözleşmeli 4-b kadrosunda şoför olarak görev yaptım. 3071 sayılı dilekçe kullanma hakkına istinaden 28-10-2015 tarihinde, Başbakanlık iletişim merkezine (BİMER) ben ve Daimi Temsilcilik personellerinden 6 kişi, devlet malları ile imkanlarının illegal kullanımları , hakaret tehdit ve mobbing şikayetleriyle alakalı Daimi Temsilcilik 1.müsteşarı ve kariyer ihtisas memurlarından iki kişi hakkında ayrı ayrı müracatlarla suç duyurusu ve şikayette bulunmuştuk. Şikayetlere konu olan, mobing ve devlet malları ile imkanlarının illegal kullanımlarıyla ilgili bir çok resmi kayıt, belge ve şahitlerin olmasına karşın Büyükelçi ve Daimi Temsilcilik 1.müsteşarı, Başbakanlık iletişim merkezi ve Dışişleri Bakanlığı İKAD dairesine gerçek olmayan savunma yapmış ,bunun akabinde BİMER şikayetçi olan şahsım ve diğer şikayetçi 6 kişiye bimerbilgi1@basbakanlık.gov.tr adresinden 20-11-2015 tarihinde ‘’Başvurunuzdaki iddialara ilişkin inceleme neticesinde, şikayetinize konu hususlar hakkında iddialarınızı destekler nitelikte somut bulguya rastlanmamıştır . Bilgi edinmenizi rica ederim. (İKAD SİCİL ŞUBESİ) ‘’ maili gönderilmiştir. Oysa ki, müracatlarımda özellikle belirttiğimiz üzere kendi imzaları ve Daimi Temsilciliğin resmi mühürüyle kayıt altına alınmış resmi araç programları, fazla mesai formları ile resmi günlük çizelgelerin olmasına ragmen hiçbir resmi işlem başlatılmamış ve şikayet dilekcelerimizde açıkça belirtmiş olduğumuz orjinalleri elimizdede bulunan evraklar tarafımızdan istenilerek incelenmemiştir. İfademize başvurulmamıs ve bunun üzerine bir araştırma yapılmış gibi gösterilerek hem Dışişleri Bakanlığına hemde Başbakanlığa yanlış bilgilendirme yapılmıştır. Bimerden gelen bu cevabın ardından bir yerde yalancı ve iftiracı duruma düşürüldük. Bimer başvurumun üzerinden 37 gün geçmesinin ardından Büyükelçi ve 1. Müsteşar hukuka aykırı bir şekilde sözleşmemin feshi amacıyla ( 04-12-2015 / 07-12-2015/ 09-12-2015 ) tarihlerinde iftiralarla dolu, şahitleri zaman ve yerleri belirtilmeyen, aynı fiiller isnat edilen suçlamalarla savunmalarım alınmış bunun neticesinde 2 kınama ve 1 uyarma cezasıyla tecziye edildim. 9 yıl boyunca en ufak bir sorun yaşamadığım iş hayatımda, sadece bimer başvurumla alakalı cezalandırma ve diğer personele gözdağı amaçlı aynı hafta içerisinde 2 ve 3 gun arayla 3 ayrı muhakkik atayarak savunmamın alınması ve mükerrer disiplin soruşturulması açılması neticesinde sözleşmem 1 ocak 2017 tarihi itibariyle yıl içerisinde yazılı olarak uyarama ve kınama cezası aldığım ve verilen görevleri tüzüğüne göre yapmadığım gerekçeleriyle feshedilerek işten çıkartıldım. İşten çıkartılmadan ve verilen cezalara bakanlığın disiplin kuruluna zamanı içerisinde itiraz etmeme rağmen ( kanunda, bakanlıkların disiplin kurullarının her ay 1 defa toplanır ) demesine karşın yine Dışşişleri bakanlığı her ay 1 kere toplanmış fakat benim itirazlarımı 9 ay boyunca görüşmemiş ve karara bağlamamıştır. Zaten asıl hukuka ve akla mantığa sığmayan şeyde bana verilen görevleri tüzüğüne göre yapmadığım suçlaması olmuştur.ilk bimer başvurumdaki şikayetim aynen şu şekilde olmuştur zaten bunu mahkemeye sundum. Aynen şöyle diyorum,Kanunda Devletin çalıştıracağı sözleşmeli personele yıllık, EN FAZLA 270 saat fazla mesai yaptırılabilir üstü yaptırılamaz demesine karşı 2013-2014-2015-2016 yıllarının fazla mesai çizelgelerim incelendiğinde görülecekdir ki (bakanlık 2013 tarıhinden itibaren yine sendikal çalışma ve açılan davalara karşı bu kayıtlar tutulmaya başladı ve her 8 saate 1 gun izin kullanma hakkını elde ettik) her yıl en az 600-700 saat arası fazla mesai yapan ve her 8 saate 1 gun tam izin kullandırılır maddesine rağmen yapmış olduğum bu fazla mesailer devletin araçlarıyla şahsıma yaptırılan resmiyetle alakası olmayan özel işler ve devletle hiçbir alakası olmayan kişilerin idarecilerin kendi keyfi takdirleri ile ahbap çavuş ilişkisiyle resmi araçları yakın çevrelerine arkadaş ve aile bireylerine ve bu kişilerin alışveriş gezi çocuklarının okula götürülmesi Türkiyeden tatil amaçlı gelen yakınlarının havaalanı karşılamaları transferleri gibi işlerde kullanmalarından kaynaklı olduğunu. Yine bu fazla mesailerden kaynaklı hakedilen izinlerin o sözleşme yılı içerisinde kullandırılması kanunen ertesi yıla devretmemesinden dolayı izinlerimin yandığı şikayatinde bulunan şahsıma sanki performansım düşükmüş gibi bir iftira atıldı verilen görevleri yapmayan yada yapamayan bir kiş olarak nasıl oluyorda her sene ,üst sınırın 270 saat olarak belirlenmesine rağmen neredeyse 3 katı çalışan birisine bu iftira atılarak işine son veriliyor? Diğer maddede sene içerisinde 3 defa yazılı ceza aldığım suçlamasına karşılıkta şunu belirtmiştim itirazlarımı 9 ay bekleten disiplin kurulu cezaları onaylayamadı çünkü onaylasa idare mahkeme itirazı ve iç hukuk yollarının tamamını kullanma şansım olacaktı. kaldıramadı çünkü kaldırsa kendi meslektaşları diplomatları ve Büyükelçi'lerini ezeceklerdi. çünkü mükerrer disiplin soruşturmaları ve isnat edilen suçlamaların hepsinin sicilimi kabartmak ve bozmak amacından başka birşey olmadığı zaten ortadaydı ,ama sicilime işlenmemiş bu cezalar sanki işlenmiş gibi işlem yaptı ve sözleşmem feshedildi. 1 yıl önce bu benden alınan savunmalar ve savunmalarımın itirazları yazışmalar sürerken,ben yine tekrar BİMER'e,şikayetlerimizle alakalı herhangi bir araştırılmanın yapılmadığını şikayetlerimize konu olan mobing ve elimizde bulunduğunu yine tekrar belirttiğimiz araç programları fazla mesai kayıt çizelgeleri haftalık ve aylık resmi heyet ve programlarının olduğu resmi evraklar tarafımızdan istenilerek incelenmemiş ve yapılmış gibi tarafınıza bilgilendirme yapılmıştır diyerek tekrar şikayette bulundum. Bu yapmış olduğum ikinci şikayetin ardından Dışişleri bakanlığı bu sefer şikayetleri araştırmak için Bakanlığın teftiş kurulundan bir Büyükelçiyi 1 haftalığına görevlendirdi. Asıl olaylar bundan sonra başladı.
Bakanlığın teftiş kurulundan bir Büyükelçi'nin teftiş için geieceğini zaman darlığı nedeniyle personelin tamamıyla görüşemiyeceğini, Büyükelçi ile görüşmek isteyecek personelin isimlerini idareye yazdırmalarının gerektiğni belirten bir iç genelge tüm sözleşmeli personele imza karşılığında tebliğ edildi. Bunun bir örneği elimde mevcuttur.Böyle açıkça belgelenen bir mobinge ve baskıya eminim daha önce rastlanmamıştır tabi oda ayrı bir konu. Neyse gün geldi Müfettiş Büyükelçi geldi bir oda tahsis ettiler önünde bir liste şikayetlerini dile getirmek isteyenlerin adlarının yazıldığı sonra tek tek şikayet edilen yönetim tarafından adını listeye yazdıran personel (7 bimer şikayetçisinin dışında 4 kişi ile birlikte toplamda 11 kişi ) telefonla aranarak müfettişin beklediğini söylüyorlar tabi aranan personel tek tek odasına girdikleri müfettişe iş yerindeki baskı ve mobingden yana şikayetler yapılıyor Büyükelçi herkese bimer şikayetleriyle alakalı gelmediğini rutin bir denetleme olduğunu başka bir temsilciliği daha denetliyeceğini ifede ediyor ardından bana ve dğer personele bir güzelde fırçayı atıyor aba altından, diyor ki, bimere müracatınız yanlış oraya niye yazıyorsunuz ? Büyükelçi benim 30 senelik ahbabım ben Bakanlığa kötü birşey aksettiremem ayıp olur diyor ve şikayete konu olan olayların tekrar söylenilmesine rağmen herhangi bir tutanak not almak soru sormak gibi bir şey yapmıyor. Ben müfettişe şunu dedim bakın ilk bimer başvurumdan dolayı şikeyette bulunan diğer 6 kişi hakkında bir soruşturma açılmadı sadece bana açıldı buyrun bunlar bana 2 ve 3 gün arayla açılan soruşturmalar ve suçlamaların hepsi birebir aynı ve farklı birşey yok bu dosyayı ankaraya bakanlığa götürmeniz için hazırladım dedim kendisi bunu alamam dedi ama inceledi ve ben daha önce böyle bir şey görmedim bu işin çivisi çıkmış sana kafayı takmışlar bunlar dedi ve disiplin kuruluna hemen iitiraz et dedi ettiğimi söyledim ve sadece 2 gun kaldığı ve ne hikmetse 3 gunde baska bir misyonu denetleyeceğini söyleyen Büyükelçi şikayet edilen bizim büyükelçinin rezidansında hafta sonuda dahil 1 hafta kaldı eşiyle gezdi alışverişini yaptı yedi içti Ankara'ya döndü. bu yazdığım ve yaşanılan herşeyin fazlası şahitleri ve tutanakları var. Hukukun temel taşlarından bir tanesi malumunuz, müddei ispat etmekle mükelleftir. iddialarımız ve magduriyetimle birlikte 10-02-2017 tarihinde a
Ankara 6.idare mahkemesinde yürütmeyi durdurma istemli dava açtım ama yd istemi red olunmus bölge idareye itiraz ettmiş sendika avukatı sanırım oda red olunmuş şimdi asıl sorularım şunlar. yd istemi ve yd red de karşı itirazımızda red olunduysa davayı kazanma şansım varmıdır ? 9 yıl önce sözleşmeli olarak buraya geldim babam biz küçükken vefat ettiği için anneme ben bakıyorum annemle yaşıyoruz 3 yıl önce evlendim eşimde Türkiyeden geldi. 25 yıl ödemeli krediyle ev aldım ve maaşımın yarısı ödememe gidiyor 5 yılı bittti ev ödememin bunların hepsini dilekçemde belirttık telafisi mümkün olmayan zararlar diyor ya daha nasıl ispat edebiliriz 6 aydır işsizim dışarda çalışma şansım yok çünkü Türkiye den buraya resmi yolla geldiğim için çalişma izni alamıyorum. Vatandaşlığa başvurmamız resmi yerde çalıştığımız için ikili ülke anlaşmasına göre yapılamadığı için vatandaşlıkta alamadım.Evimi 10 yıldan önce satamadığım gibi kirayada veremiyorum çünkü ev alırken bu ulke ve banka şartları bunu gerektiriyor sigortam Türkiyeden en yüksek basamaktan ayda 11 bin liradan yattı 13. basamaktan ama işten atıldığım için buraya bildirimde bulunmuş sgk, sağlıkdanda yararlanamıyoruz orada olsam 6 ay boyunca saglıktan yararlanabilirdim şimdi oda yok oturum için başvuru yaptım geçici 3 aylık oturum verdilerve oda bitti şimdi yenilenmiyor ve kaçak duruma düstüm bunların hepsini ve daha fazla detayı ilk yd istemimizde ve red de karşı bölge mahkemesine itirazda belirtmeme rağmen bunların telafisi nasıl mümkün olarak görüyorlar. Elimde avcumda ne varsa bitti şimdi burada ne yapıcam bilmiyorum çaresiz kaldım. Bu benim davam sizce nasıl sonuçlanacak ? Hukuken bundan sonra ne yapabilirim ? Bir inat uğruna işimden, diğer personele gözdağı vermek için çıkarttıkları bu kadar açıkken ve kanunda belirtildiği gibi yüz kızartıcı suçları işlemediğim ortadayken (taciz ,tecavüz ,hırsızlık ,ajanlık, terör örgütü üyeliği yurtdışında devletin itibarını zedeleyecek bir suç gibi) bundan sonra ne olur? unutmadan bana hiç maaştan kesme cazası yada cezalarıda verilmedi. Değerli görüş yorum ve önerilerinizi bekliyorum. Uzun oldu biliyorum bunun içinde özür diliyorum. Teşekkür ve saygılarımı tekrar arz ederim. Dostça kalın.....