Erkek arkadaşımın ev sahibi tarafından darp edildim.
Merhabalar, size yaşadığım bu durumu olabildiğince ayrıntılı olarak anlatmaya çalışacağım ve bu konu hakkında ekstra olarak ne yapabilirim, karşı taraf ne tür bir ceza alabilir bilgilerinize sunuyorum ve yanıtlarınızı bekliyorum. Uzunca anlattığım için şimdiden özür dilerim.
2015 yılı Ocak ayında 2 yıldır beraber olduğum erkek arkadaşımla evlerimizi ayırmaya karar verdik. Erkek arkadaşım aylığı 1300 TL olan havuzlu bahçeli olan güzel bir daire buldu ve 1 yıllık kirasını peşin verdi. Toplamda 17.000 TL’ye yakın bir para verdi. 15.600 TL 1 yıllık kirası, geri kalan para da evde mevcut bulunan bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, yatak, dolap gibi eşyaları satın alımı içindi. (Bu arada ev sahibi 1 yıllık kirayı banka üzerinden değil de elden istedi, galiba vergi kaçırıyor…) Her neyse 1 yıl boyunca erkek arkadaşım bu evde yaşadı, bende ara sıra ona kalmaya gittiğim için birkaç eşyamı ona bıraktım ama çoğunlukla kendi evimde kalıyordum. Ev sahibi eşi ve kızı ile birlikte bir alt katta oturuyordu arada selamlaşıyorduk, yardımlaşıyorduk falan filan…
1 sene doldu 2016 Ocak ayı geldi, kira kontratının yenilenmesi gerekiyordu. Ev sahibi kontrat yapmaya lüzum görmedi ve kiraya zam yaptı. Hem de oldukça fazla, 400 TL’lik bir zam yaptı. Şuan 2017 yılının kira zam oranına baktığım zaman %6.89 gözüküyor buda 68 TL’lik zam yapabilir hakkı var demek. 2016 zam oranlarını bilmiyorum ancak yine de 400 TL zam nerde, 68 TL zam nerde… Ev sahibi hem vergi kaçırıyordu hem de haksız yere fazla zam uyguluyordu. Üstelik daha önceki sene 1 yıllık peşin kira aldığı için daha fazla yüzsüzlük edip tekrar 1 yılık peşin istedi. Neyse ki erkek arkadaşım bir şekilde ev sahibini ödemeyi aylık yapmaya ikna etti.
Ev sahibi kontrat yapmadığı için erkek arkadaşımda akıllılık edip bundan sonraki kirasını banka üzerinden ödemeye devam etti ki elinde yazılı bir belge olsun diye. İlk iki ay aylık 1700 TL’den kirasını banka havale yöntemi ile ödemeye devam etti. Ancak daha sonrasında maddi olarak sıkıntıya girmeye başladı ve kirasını ödeyemeyecek duruma geldi. Evden de çıkamıyordu çünkü yeni eve çıkmak tahmin edersiniz ki İstanbul gibi bir şehirde emlakçısı, depozitosu, bir aylık kirası, nakliyesi vs. çok masraflı bir durum. En az 7,8 bin lira para demek. Bu para zaten mevcut olsa kirasını ödeyecekti. Bir süre ev sahibini kirayı ödeyeceğine, şuan durumunun sıkışık olduğuna dair bilgilendirdi. Ev sahibi biraz söylendi tabii ki ama yapacak bir şey olmadığı için o da idare etti istemeyerek de olsa tamam dedi.
Derken aradan 3 ay kadar geçti Haziran ayı oldu. Erkek arkadaşım hala kirasını ödeyemiyordu çünkü eline geçen para zaten anca yemeğe, içmeye, ulaşıma telefon faturası gibi temel şeylere gidiyordu ve benim evimde kalıyordu. Ev sahibi de tabii sıkıştırıp duruyordu, her seferinde ödeyeceğim deyip telefonu kapatıyorlardı. En son erkek arkadaşım bu böyle olmayacak diye düşünüp şehir dışından gelen bir iş teklifini kabul etti ve İstanbul’dan bir süreliğine ayrıldı. Giderken de ne olur ne olmaz diye evinin anahtarını bana bıraktı. Olaylar da zaten bundan sonra başlıyor…
Ben kendi evimde kalıyordum ve yazı tek başıma geçirmek istemediğim için ailemin yanına memlekete gitmek istedim. Herşeyimi ayarladım falan derken bir şeyi fark ettim. Yazlık kıyafetlerimin birçoğu erkek arkadaşımın evindeydi… Gidip almam gerekiyordu ama eve 3 aydır giren çıkan olmadığı için biraz tereddütlüydüm. Erkek arkadaşımı arayıp durumdan haberdar ettim. O da bana dikkatli olmamı, ev sahibine gözükmememi, kirayı daha yatıramadığını, ay sonunda ödemesini alıp yatıracağını söyledi. Tamam deyip telefonu kapattım ertesi gün anahtarı ve boş bir sırt çantasını alıp erkek arkadaşımın evine gittim.
Eve girip kıyafetlerimi ve birkaç harddiski yanıma aldım. Bu arada sinema sektöründe çalışıyorum. İşim çekilen filmleri bilgisayar üzerinde montajlayıp bir film haline getirip işi teslim etmek. Ve harddiskler içerisinde bana teslim edilen bu filmler milyon TL’ler değerinde. En ufak bir şey olsa yapımcı firma beni dava edebilir.
Neyse Eşyalarımı başarılı bir şekilde aldım evden çıktım. Keşke çıkmasaydım.. Ev sahibinin karısı ile apartmanın bahçesinde karşılaştık… Kadın beni görür görmez bağırmaya küfür etmeye başladı. ‘ne işin var senin burada, hangi yüzle geldin, hırsızlık yapmaya mı geldin o…’ gibi sözler, küfürler etmeye başladı ve beni iki bileğimden bastırarak tutmaya başladı. Bende de şöyle bir durum var en kızgın durumlarda bile karşımdakinin saygısızlığına rağmen sakin kalmaya çalışırım ki elimden bir kaza çıkmasın diye. Karşımda ki kadın 60-65 yaşlarında olduğu için kemik yapısının sağlam olmadığını düşünerek ona vurmamaya özen gösterdim ve hayır teyzecim olur mu, teyzecim erkek arkadaşım şehir dışına çıktı kiranızı ödeyecek, sadece biraz zor durumda gibi kendimi olabildiğince naif bir şekilde izah etmeye çalıştım ancak olmadı. Bileklerimi sıkması, şahsıma ve anneme yönelik kışkırtıcı küfürleri ve sözleri devam etti… İyice gerilimler arttı.. Bu arada elimdeki anahtarı zorla almaya çalıştı ben hemen cebime sakladım.
Bütün bu bağırış çağırışların sesini duyan ev sahibinin kızı da evden sesimizi duymuş ‘ne oluyor lan orda’ diyerek yanımızda bitti kendisi. O da annesi gibi beni hakaret ve küfür yağmuruna tutarak üzerime geldi.
En son tablo şuydu; Annenin bir eli saçımda bir eli bileğimde, kızın bir eli saçımda bir eli bileğimde beni araya aldılar. Bende sırtımda 10 kiloluk çanta ile ikisi ile baş etmeye yüzüme darbe almamaya çalışıyorum, bir yandan da laf yetiştiriyorum. En sonunda artık sırtımda ki çantanın da yüküne dayanamayarak yere kapaklandım. Anne olacak kadın sırtımdaki çantayı zorla çıkartıp bir köşeye fırlatırken, kızı da saçlarımdan tutup çekerek beni yerde sürükledi. Bir şekilde elinden kurtuldum. Bu ara da salak kız beni yerde sürükleyeyim derken kendisi yere düştü ve kolunu bahçe duvarına sürttü. Fırlatılan çantamın ön yüzündeki harddisklerden biri de tabii ki yalan oldu. Maddi manevi zarara girdim.
Etraftaki komşular pencerelere balkonlara çıktılar bizi izliyorlardı. Bir tanesi çıkıp geldi ne oluyor diye sordu. Kız hemen bağırarak evimize hırsız girdi dedi. Anne de bir yandan beni taciz ediyor anahtarı benden almaya çalışıyordu. Bende bilerek vermedim ki olurda polis molis gelirse gerçekten hırsız olmadığımı kanıtlayamam diye. Aklımdan milyonlarca şey geçiyordu o dakikadan itibaren sonrasını düşünerek hareket ettim zaten.
Beni oraya mahsur ettiler ne gönderdiler ne rahat bıraktılar utanmasalar bir yere bağlayacaklardı ama müsaade etmedim. Çevredeki insanlara yardım edin imdat diye bağırdım ama kimse cesaret edip araya karışmak istemedi. Sadece anne ve kıza yapmayın etmeyin diye bağırdılar. İnsanlar da beni gerçekten hırsız falan sandı.
Her neyse kız polisi aradı ve yalan söyleyerek ‘evimize hırsız girdi’ diyerek polis çağırdı. Polis de saolsun 5 dakikalık yoldan yarım saatte geldi ben tabii bu yarım saat içerisinde yine bir sürü hakarete, küfüre ve darba maruz kaldım. Kendimi savunmak için ben de artık vurmaya başladım çünkü ben izin verdikçe daha çok üzerime geliyorlardı.
Derken evin babası geldi yani asıl ev sahibi… Adam olanları görünce karısını ve kızını kenara çekip ‘ne yaptınız siz’ diyerek kızmaya başladı. Polis de hemen arkasına geldi. Polis geldiğinde kız hemen memurun önüne atlayıp ‘memur bey bizim bu kızla hiçbir alakamız yok, tanımıyoruz, evimize hırsızlık yapmaya girmiş’ dedi ve duvara sürttüğü kolunu ‘bakın beni dövdü’ diye gösterdi. Polis memuru bir bana baktı bir kıza baktı. Benim saçım başım dağılmış, ağlamaktan gözlerim şişmiş, gözümdeki kalem akmış yüzüm simsiyah berbat dayak yemiş bir haldeyim. Kız da hiçbir şey yok. Memur zaten ‘bu kız mı dövdü seni ‘ diyerek inanmadı vaziyete.
Neyse bizi önce hastaneye götürdüler darp varsa tutanak tutmak için. Ben muayene için doktor odasına girdiğim de doktor bana ‘nasıl hissediyorsun var mı bir şeyin’ diye sordu ben de ‘valla kendimi iyi hissediyorum ufak tefek ağrılar var sadece görünen de pek bir şey yok gibi’ dedim. Doktor da bunun üzerine beni muayene etmeden rapor tuttu ve polise verdi. Aslında doğru olan benim sözüme bakmadan vücudumu kontrol edip muayene etmesiydi.
Ev sahibinin kızı da büyük ihtimal duvara kendi sürttüğü sıyrığı gösterip darp raporu tutturdu.
Neyse oradan karakola gittik ifade verdik vs.vs…
İfadeden sonra ben kendi evime döndüm tabii hemen birkaç tanıdık yeri aradım ve karşı tarafın avukatı beni arayarak özür diledi ve karşı tarafın mahçup olduğunu söyledi. Erkek arkadaşımı da arayıp evle ilgili hiçbir sorun yok eşyalarınızı istediğiniz zaman alabilirsiniz dedi.
Ertesi gün oldu uyandığım da sırtımda çok ciddi bir acı ve ağrı hissettim. En yakın kız arkadaşım o gün bende kalmıştı ve ona sırtıma bakması için rica ettim. Sonuç tabii vahim. Sırtımda darp izleri vardı. (Şuan 1 seneye yakın geçmesine rağmen hala yaraların izini taşıyorum ). Muhtemelen olayın sıcaklığı ile acıyı hissetmedim. Beni muayene etmeyen doktora söylene söylene hemen evimin yakınında olan Etfal hastanesine gittim. Acil doktorları hemen muayene edip raporumu tuttular ve darp raporumu aldım. İfade verdiğim karakola raporu teslim etmek üzere gittim ancak ifademi alan memur raporu kabul etmedi, daha sonra savcılıktan çağırdıklarında vermem gerektiğini söyledi.
İşin sonuna geldiğimiz de 1 ay önce telefonuma bir sms geldi, 25 mayıs da davanın olduğunu ve gelmediğim takdirde zorla getirileceğime dair bir ihtar yazmışlar.
Şimdi genel baktığımda şöyle bir durum söz konusu, Kiracı olan erkek arkadaşım. Kontratta yazan da onun ismi. Ben bu konumda sadece misafirim ve evle tek bağım arada ziyarete gelmek. Resmi olarak da herhangi bir bağım söz konusu değil. Yani bu durum ev sahibinin bana saldırması için yeterli ve haklı olduğu bir konum değil. İkincisi elimde kiracının bilgisi ile de anahtar var. Yani hırsız değilim. Burada bariz bir mağduriyetim söz konusu olduğunu düşünüyorum. Üçüncüsü de darp edilmek dışında ciddi bir hakarete maruz kaldım. Dördüncüsü beni kendi hürriyetim dışında alı koydular.
Merak ettiğim şey; birincisi bu dava da darptan tutun, hakarete, hırsızlık iftirasına ve adam alı koymaya kadar karşı taraf ne tür bir ceza ile karşı karşıya, en hafif alacakları ceza nedir ? İkincisi; ben bu insanların vergi kaçırdığını nasıl ispatlayabilirim? Üçüncüsü karşı taraf bana vurduğunda bende ona vurduğum için (ki bu aslında nefsi müdafaa oluyor) ben de bir ceza alır mıyım ? Dördüncüsü ertesi gün alınan darp raporum geçerli sayılır mı ? Son olarak da şuan avukatım yok ve bir tanıdık avukat bulamazsam avukat tutacak durumda da değilim. Bu durumda 25 mayıs’ da dava sırasında kendi kendimi savunacağım anlamına mi geliyor ? Yoksa mahkemenin bana bir avukat ataması için önceden bir başvuru vs. yapmam gerekiyor mu ?
Okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim. Cevaplarınızı bekliyorum.
2015 yılı Ocak ayında 2 yıldır beraber olduğum erkek arkadaşımla evlerimizi ayırmaya karar verdik. Erkek arkadaşım aylığı 1300 TL olan havuzlu bahçeli olan güzel bir daire buldu ve 1 yıllık kirasını peşin verdi. Toplamda 17.000 TL’ye yakın bir para verdi. 15.600 TL 1 yıllık kirası, geri kalan para da evde mevcut bulunan bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, yatak, dolap gibi eşyaları satın alımı içindi. (Bu arada ev sahibi 1 yıllık kirayı banka üzerinden değil de elden istedi, galiba vergi kaçırıyor…) Her neyse 1 yıl boyunca erkek arkadaşım bu evde yaşadı, bende ara sıra ona kalmaya gittiğim için birkaç eşyamı ona bıraktım ama çoğunlukla kendi evimde kalıyordum. Ev sahibi eşi ve kızı ile birlikte bir alt katta oturuyordu arada selamlaşıyorduk, yardımlaşıyorduk falan filan…
1 sene doldu 2016 Ocak ayı geldi, kira kontratının yenilenmesi gerekiyordu. Ev sahibi kontrat yapmaya lüzum görmedi ve kiraya zam yaptı. Hem de oldukça fazla, 400 TL’lik bir zam yaptı. Şuan 2017 yılının kira zam oranına baktığım zaman %6.89 gözüküyor buda 68 TL’lik zam yapabilir hakkı var demek. 2016 zam oranlarını bilmiyorum ancak yine de 400 TL zam nerde, 68 TL zam nerde… Ev sahibi hem vergi kaçırıyordu hem de haksız yere fazla zam uyguluyordu. Üstelik daha önceki sene 1 yıllık peşin kira aldığı için daha fazla yüzsüzlük edip tekrar 1 yılık peşin istedi. Neyse ki erkek arkadaşım bir şekilde ev sahibini ödemeyi aylık yapmaya ikna etti.
Ev sahibi kontrat yapmadığı için erkek arkadaşımda akıllılık edip bundan sonraki kirasını banka üzerinden ödemeye devam etti ki elinde yazılı bir belge olsun diye. İlk iki ay aylık 1700 TL’den kirasını banka havale yöntemi ile ödemeye devam etti. Ancak daha sonrasında maddi olarak sıkıntıya girmeye başladı ve kirasını ödeyemeyecek duruma geldi. Evden de çıkamıyordu çünkü yeni eve çıkmak tahmin edersiniz ki İstanbul gibi bir şehirde emlakçısı, depozitosu, bir aylık kirası, nakliyesi vs. çok masraflı bir durum. En az 7,8 bin lira para demek. Bu para zaten mevcut olsa kirasını ödeyecekti. Bir süre ev sahibini kirayı ödeyeceğine, şuan durumunun sıkışık olduğuna dair bilgilendirdi. Ev sahibi biraz söylendi tabii ki ama yapacak bir şey olmadığı için o da idare etti istemeyerek de olsa tamam dedi.
Derken aradan 3 ay kadar geçti Haziran ayı oldu. Erkek arkadaşım hala kirasını ödeyemiyordu çünkü eline geçen para zaten anca yemeğe, içmeye, ulaşıma telefon faturası gibi temel şeylere gidiyordu ve benim evimde kalıyordu. Ev sahibi de tabii sıkıştırıp duruyordu, her seferinde ödeyeceğim deyip telefonu kapatıyorlardı. En son erkek arkadaşım bu böyle olmayacak diye düşünüp şehir dışından gelen bir iş teklifini kabul etti ve İstanbul’dan bir süreliğine ayrıldı. Giderken de ne olur ne olmaz diye evinin anahtarını bana bıraktı. Olaylar da zaten bundan sonra başlıyor…
Ben kendi evimde kalıyordum ve yazı tek başıma geçirmek istemediğim için ailemin yanına memlekete gitmek istedim. Herşeyimi ayarladım falan derken bir şeyi fark ettim. Yazlık kıyafetlerimin birçoğu erkek arkadaşımın evindeydi… Gidip almam gerekiyordu ama eve 3 aydır giren çıkan olmadığı için biraz tereddütlüydüm. Erkek arkadaşımı arayıp durumdan haberdar ettim. O da bana dikkatli olmamı, ev sahibine gözükmememi, kirayı daha yatıramadığını, ay sonunda ödemesini alıp yatıracağını söyledi. Tamam deyip telefonu kapattım ertesi gün anahtarı ve boş bir sırt çantasını alıp erkek arkadaşımın evine gittim.
Eve girip kıyafetlerimi ve birkaç harddiski yanıma aldım. Bu arada sinema sektöründe çalışıyorum. İşim çekilen filmleri bilgisayar üzerinde montajlayıp bir film haline getirip işi teslim etmek. Ve harddiskler içerisinde bana teslim edilen bu filmler milyon TL’ler değerinde. En ufak bir şey olsa yapımcı firma beni dava edebilir.
Neyse Eşyalarımı başarılı bir şekilde aldım evden çıktım. Keşke çıkmasaydım.. Ev sahibinin karısı ile apartmanın bahçesinde karşılaştık… Kadın beni görür görmez bağırmaya küfür etmeye başladı. ‘ne işin var senin burada, hangi yüzle geldin, hırsızlık yapmaya mı geldin o…’ gibi sözler, küfürler etmeye başladı ve beni iki bileğimden bastırarak tutmaya başladı. Bende de şöyle bir durum var en kızgın durumlarda bile karşımdakinin saygısızlığına rağmen sakin kalmaya çalışırım ki elimden bir kaza çıkmasın diye. Karşımda ki kadın 60-65 yaşlarında olduğu için kemik yapısının sağlam olmadığını düşünerek ona vurmamaya özen gösterdim ve hayır teyzecim olur mu, teyzecim erkek arkadaşım şehir dışına çıktı kiranızı ödeyecek, sadece biraz zor durumda gibi kendimi olabildiğince naif bir şekilde izah etmeye çalıştım ancak olmadı. Bileklerimi sıkması, şahsıma ve anneme yönelik kışkırtıcı küfürleri ve sözleri devam etti… İyice gerilimler arttı.. Bu arada elimdeki anahtarı zorla almaya çalıştı ben hemen cebime sakladım.
Bütün bu bağırış çağırışların sesini duyan ev sahibinin kızı da evden sesimizi duymuş ‘ne oluyor lan orda’ diyerek yanımızda bitti kendisi. O da annesi gibi beni hakaret ve küfür yağmuruna tutarak üzerime geldi.
En son tablo şuydu; Annenin bir eli saçımda bir eli bileğimde, kızın bir eli saçımda bir eli bileğimde beni araya aldılar. Bende sırtımda 10 kiloluk çanta ile ikisi ile baş etmeye yüzüme darbe almamaya çalışıyorum, bir yandan da laf yetiştiriyorum. En sonunda artık sırtımda ki çantanın da yüküne dayanamayarak yere kapaklandım. Anne olacak kadın sırtımdaki çantayı zorla çıkartıp bir köşeye fırlatırken, kızı da saçlarımdan tutup çekerek beni yerde sürükledi. Bir şekilde elinden kurtuldum. Bu ara da salak kız beni yerde sürükleyeyim derken kendisi yere düştü ve kolunu bahçe duvarına sürttü. Fırlatılan çantamın ön yüzündeki harddisklerden biri de tabii ki yalan oldu. Maddi manevi zarara girdim.
Etraftaki komşular pencerelere balkonlara çıktılar bizi izliyorlardı. Bir tanesi çıkıp geldi ne oluyor diye sordu. Kız hemen bağırarak evimize hırsız girdi dedi. Anne de bir yandan beni taciz ediyor anahtarı benden almaya çalışıyordu. Bende bilerek vermedim ki olurda polis molis gelirse gerçekten hırsız olmadığımı kanıtlayamam diye. Aklımdan milyonlarca şey geçiyordu o dakikadan itibaren sonrasını düşünerek hareket ettim zaten.
Beni oraya mahsur ettiler ne gönderdiler ne rahat bıraktılar utanmasalar bir yere bağlayacaklardı ama müsaade etmedim. Çevredeki insanlara yardım edin imdat diye bağırdım ama kimse cesaret edip araya karışmak istemedi. Sadece anne ve kıza yapmayın etmeyin diye bağırdılar. İnsanlar da beni gerçekten hırsız falan sandı.
Her neyse kız polisi aradı ve yalan söyleyerek ‘evimize hırsız girdi’ diyerek polis çağırdı. Polis de saolsun 5 dakikalık yoldan yarım saatte geldi ben tabii bu yarım saat içerisinde yine bir sürü hakarete, küfüre ve darba maruz kaldım. Kendimi savunmak için ben de artık vurmaya başladım çünkü ben izin verdikçe daha çok üzerime geliyorlardı.
Derken evin babası geldi yani asıl ev sahibi… Adam olanları görünce karısını ve kızını kenara çekip ‘ne yaptınız siz’ diyerek kızmaya başladı. Polis de hemen arkasına geldi. Polis geldiğinde kız hemen memurun önüne atlayıp ‘memur bey bizim bu kızla hiçbir alakamız yok, tanımıyoruz, evimize hırsızlık yapmaya girmiş’ dedi ve duvara sürttüğü kolunu ‘bakın beni dövdü’ diye gösterdi. Polis memuru bir bana baktı bir kıza baktı. Benim saçım başım dağılmış, ağlamaktan gözlerim şişmiş, gözümdeki kalem akmış yüzüm simsiyah berbat dayak yemiş bir haldeyim. Kız da hiçbir şey yok. Memur zaten ‘bu kız mı dövdü seni ‘ diyerek inanmadı vaziyete.
Neyse bizi önce hastaneye götürdüler darp varsa tutanak tutmak için. Ben muayene için doktor odasına girdiğim de doktor bana ‘nasıl hissediyorsun var mı bir şeyin’ diye sordu ben de ‘valla kendimi iyi hissediyorum ufak tefek ağrılar var sadece görünen de pek bir şey yok gibi’ dedim. Doktor da bunun üzerine beni muayene etmeden rapor tuttu ve polise verdi. Aslında doğru olan benim sözüme bakmadan vücudumu kontrol edip muayene etmesiydi.
Ev sahibinin kızı da büyük ihtimal duvara kendi sürttüğü sıyrığı gösterip darp raporu tutturdu.
Neyse oradan karakola gittik ifade verdik vs.vs…
İfadeden sonra ben kendi evime döndüm tabii hemen birkaç tanıdık yeri aradım ve karşı tarafın avukatı beni arayarak özür diledi ve karşı tarafın mahçup olduğunu söyledi. Erkek arkadaşımı da arayıp evle ilgili hiçbir sorun yok eşyalarınızı istediğiniz zaman alabilirsiniz dedi.
Ertesi gün oldu uyandığım da sırtımda çok ciddi bir acı ve ağrı hissettim. En yakın kız arkadaşım o gün bende kalmıştı ve ona sırtıma bakması için rica ettim. Sonuç tabii vahim. Sırtımda darp izleri vardı. (Şuan 1 seneye yakın geçmesine rağmen hala yaraların izini taşıyorum ). Muhtemelen olayın sıcaklığı ile acıyı hissetmedim. Beni muayene etmeyen doktora söylene söylene hemen evimin yakınında olan Etfal hastanesine gittim. Acil doktorları hemen muayene edip raporumu tuttular ve darp raporumu aldım. İfade verdiğim karakola raporu teslim etmek üzere gittim ancak ifademi alan memur raporu kabul etmedi, daha sonra savcılıktan çağırdıklarında vermem gerektiğini söyledi.
İşin sonuna geldiğimiz de 1 ay önce telefonuma bir sms geldi, 25 mayıs da davanın olduğunu ve gelmediğim takdirde zorla getirileceğime dair bir ihtar yazmışlar.
Şimdi genel baktığımda şöyle bir durum söz konusu, Kiracı olan erkek arkadaşım. Kontratta yazan da onun ismi. Ben bu konumda sadece misafirim ve evle tek bağım arada ziyarete gelmek. Resmi olarak da herhangi bir bağım söz konusu değil. Yani bu durum ev sahibinin bana saldırması için yeterli ve haklı olduğu bir konum değil. İkincisi elimde kiracının bilgisi ile de anahtar var. Yani hırsız değilim. Burada bariz bir mağduriyetim söz konusu olduğunu düşünüyorum. Üçüncüsü de darp edilmek dışında ciddi bir hakarete maruz kaldım. Dördüncüsü beni kendi hürriyetim dışında alı koydular.
Merak ettiğim şey; birincisi bu dava da darptan tutun, hakarete, hırsızlık iftirasına ve adam alı koymaya kadar karşı taraf ne tür bir ceza ile karşı karşıya, en hafif alacakları ceza nedir ? İkincisi; ben bu insanların vergi kaçırdığını nasıl ispatlayabilirim? Üçüncüsü karşı taraf bana vurduğunda bende ona vurduğum için (ki bu aslında nefsi müdafaa oluyor) ben de bir ceza alır mıyım ? Dördüncüsü ertesi gün alınan darp raporum geçerli sayılır mı ? Son olarak da şuan avukatım yok ve bir tanıdık avukat bulamazsam avukat tutacak durumda da değilim. Bu durumda 25 mayıs’ da dava sırasında kendi kendimi savunacağım anlamına mi geliyor ? Yoksa mahkemenin bana bir avukat ataması için önceden bir başvuru vs. yapmam gerekiyor mu ?
Okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim. Cevaplarınızı bekliyorum.