HAGB-Denetimli Serbestlik ve Temyiz Süreci Hk.
Merhaba,
çok fazla karmaşa yaratmadan ve anlatım bozukluğu oluşturmadan meramımı kısaca ifade etmek istiyorum. Merakım şu ki;2016 yılı 26/05'de 4 yıldır süren bir davadan 245/1 md. uyarınca 2 yıl 6 ay ceza verildi. Sonrasında yeni KHK düzenlemesi ile denetimli serbestlikte esneklik getirilmiş oldu. Hakkımda verilen ceza için süre tutum dilekçesini karardan bir hafta sonra ilettik. Tebligat geçen süre zarfında Ekim ayı ortasında muhtara yapılmış ve tabi bu bilgiyi de BİMER'den ilettiğim talep sonucu verilen cevapla öğrendim. Temyiz süremiz geçti. Fakat davanın müşteki sıfatındaki zat-ı muhterem bu süreçte söz konusu tüm gerçekleri pişmanlık duyduğu ve vicdanen huzursuz olduğu gerekçesiyle itiraf etmek istediğini anlattı. Şu an görüşüyoruz fakat bu süreçten sonra etkisi olur mu bilmiyorum. Avukat tutmamıştım çünkü bu durumun gerçekten ortaya çıkacağına inanıyordum. Müşteki elimden ne gelirse yapayım yargıtaya dilekçe yazayım mahkemeye gideyim gibi birçok durum iletip hakkını helal etmemi istiyor. Neyse sonuç olarak;
1- Temyiz sürecindeki bu dosya hakkında halen bir şeyler yapabilme durumumuz var mı?
2- Ceza kesinleşirse 2 yıl 6 ay süresinin yeni KHK ve düzenlemelerle akıbeti ne olur?
3- İlgili arkadaşla davanın olduğu mahkemeye gitmemizin dilekçe vermemizin bir faydası olur mu?
Rızası dahilinde kendi isteği ile kredi kartını kullandıran ve kart bilgilerini paylaşan bu arkadaşım yine kendi iradesiyle işin son safhasında olayın gerçek yüzünü anlatmak istiyor. Geçen 4 yıl içinde asla görüşmediğimiz karşılaşmadığımız ve tebligattan sonra ortak kişiler aracılığıyla ulaşan bu kişi hakkında ben ne yapabilirim.
Teşekkürler,
NOT: Özel bir bankadan 6 yıldır kredi kartları ve banka kartları operasyon biriminde çalışıyorum. Yüksek lisans 1. sınıf öğrencisiyim.
Başkasının banka kartını kullanma ihtiyacım olsa bir bankanın tüm işleyişinden haberdar olan ve milyonlarca kart bilgisine anlık ulaşabilen bir birimdeyim.
Elbette mahkemede bir avukatım olmaması savunmayı sadece alışagelmiş ifadelerle ifade etmem ikna edici ve ispat niteliği taşımamıştır.
Belki de profesyonel bir destek şu an bu mesajı yazmama dahi gerek bırakmaya bilirdi. Olayı ciddiye almadım.
çok fazla karmaşa yaratmadan ve anlatım bozukluğu oluşturmadan meramımı kısaca ifade etmek istiyorum. Merakım şu ki;2016 yılı 26/05'de 4 yıldır süren bir davadan 245/1 md. uyarınca 2 yıl 6 ay ceza verildi. Sonrasında yeni KHK düzenlemesi ile denetimli serbestlikte esneklik getirilmiş oldu. Hakkımda verilen ceza için süre tutum dilekçesini karardan bir hafta sonra ilettik. Tebligat geçen süre zarfında Ekim ayı ortasında muhtara yapılmış ve tabi bu bilgiyi de BİMER'den ilettiğim talep sonucu verilen cevapla öğrendim. Temyiz süremiz geçti. Fakat davanın müşteki sıfatındaki zat-ı muhterem bu süreçte söz konusu tüm gerçekleri pişmanlık duyduğu ve vicdanen huzursuz olduğu gerekçesiyle itiraf etmek istediğini anlattı. Şu an görüşüyoruz fakat bu süreçten sonra etkisi olur mu bilmiyorum. Avukat tutmamıştım çünkü bu durumun gerçekten ortaya çıkacağına inanıyordum. Müşteki elimden ne gelirse yapayım yargıtaya dilekçe yazayım mahkemeye gideyim gibi birçok durum iletip hakkını helal etmemi istiyor. Neyse sonuç olarak;
1- Temyiz sürecindeki bu dosya hakkında halen bir şeyler yapabilme durumumuz var mı?
2- Ceza kesinleşirse 2 yıl 6 ay süresinin yeni KHK ve düzenlemelerle akıbeti ne olur?
3- İlgili arkadaşla davanın olduğu mahkemeye gitmemizin dilekçe vermemizin bir faydası olur mu?
Rızası dahilinde kendi isteği ile kredi kartını kullandıran ve kart bilgilerini paylaşan bu arkadaşım yine kendi iradesiyle işin son safhasında olayın gerçek yüzünü anlatmak istiyor. Geçen 4 yıl içinde asla görüşmediğimiz karşılaşmadığımız ve tebligattan sonra ortak kişiler aracılığıyla ulaşan bu kişi hakkında ben ne yapabilirim.
Teşekkürler,
NOT: Özel bir bankadan 6 yıldır kredi kartları ve banka kartları operasyon biriminde çalışıyorum. Yüksek lisans 1. sınıf öğrencisiyim.
Başkasının banka kartını kullanma ihtiyacım olsa bir bankanın tüm işleyişinden haberdar olan ve milyonlarca kart bilgisine anlık ulaşabilen bir birimdeyim.
Elbette mahkemede bir avukatım olmaması savunmayı sadece alışagelmiş ifadelerle ifade etmem ikna edici ve ispat niteliği taşımamıştır.
Belki de profesyonel bir destek şu an bu mesajı yazmama dahi gerek bırakmaya bilirdi. Olayı ciddiye almadım.