Alıntı:
Şöyle ki aksi halde işverenlere kıdem birikmemesi için çalışanları belli srelerle istifa ettirerek işe alma yolu açılmış olmaz mı?
Sn. pingel sorunuzda haklısınız. Bunun örneklerini de sık sık görüyoruz. Mahkemeler önlerine gelen dosyalarda istifanın kişinin hür iradesi ile mi yoksa baskı ile mi alınmış olduğunu tanık ifadeleri ve çeşitli delillerle belirlemeye çalışıyorlar, baskı ile istifa yoluyla çıktı-girdi tarzı bir muvazaalı işlem sezinlerlerse tüm sürelerin birleştirilmesi yönünde karar veriyorlar. İstifa edip hemen ertesi gün işbaşı yapmış olan çalışanların istifalarına daha temkinli yaklaşıyorlar. İlk süre kıdem tazminatına hak kazandırmayacak 1 yıldan kısa bir süre ise yine muvazaa şüphesi gündeme geliyor. İhbar süresi içerisinde yeniden işe almak ve buna bağlı ilk istifanın geçersiz sayılması yönünde herhangi bir Yüksek Mahkeme kararına rastlamış değilim. İstifanın üzerinden makul bir süre (belli kriteri yoktur, subjektiftir) geçmesi daha belirleyici oluyor.
Ancak sizin de belirttiğiniz gibi, istifanızı siz bir sürtüşme ve kızgınlık neticesinde kendiniz vermişsiniz. İşvereninizin sizi tekrar işe almayacağını (almak zorunda da değildir) düşünsek yine kıdem tazminatına hak kazanamayacaksınız. İşvereninizin yaptığı doğru ve etik mi? Bence hayır, ancak mevcut Kanunlar çerçevesinde yasal...
Deneme süresi bir kıdem şartı, kişiye özel bir şart değil, sözleşmeye ilişkin bir haktır ve bu hak İş Kanunu ile en çok 2 ay ve hatta T.İ.S. ile 4 aya kadar artırılabilinir.
Selamlar,