Cevap: Özel Sektör İcap Nöbeti Mesai Ödemesi Hakkında
Merhabalar,
Aşağıda ki bilgiler tamamen kişisel görüş ve kanaatlerimi içermekte olup, konu hakkında bir uzmandan yardım alınması gerektiğini hatırlatırım.
Ben özel sektörde Sistem Entegratörü olarak çalışan (network altyapısı kurulumları yapan ) bir firmada teknisyenlik yapıyordum. Fazla mesai ve İcap nöbeti ücretlerini talep ettiğim için bir gerekçeyle işten çıkarıldım. Tabii işe iade davasını kazandım ama işe başlatılmadım. Çalıştığım firma aleyhine İcap nöbeti hususunda İstanbul İş mahkemesinde bir dava süreci yürütmekteyim. Halen derdest olmaktadır.
İş Mevzuatında tanımlı olmayan İcap Nöbeti 'nin Anayasa'ya aykırı bir çalışma biçimi olduğunu kabul ettirerek, İş mevzuatında tanımlanmasını sağlamaya çalışıyorum. Tabi yıllarca zorla tutmak zorunda bırakıldığım ve itiraz ettiğimde Mobbinge maruz kaldığım 7 gün 24 saat (7x24) icap nöbeti ücretlerimi de almak için gerekli hukuk mücadelesini de veriyorum. İcap nöbeti Sağlık çalışanları için ( spesifik bir meslek olması sebebiyle) Anayasa'ya (zorla çalıştırma yasağına ) aykırı bulunmamaktadır. Sağlık bakanlığı da İşe gelinen ve evde beklenen zamanları, ücretlendirme hususunda kriterler belirleyerek ücret ödemekte ve "Angarya" niteliğinden kurtarmaktadır.
İş ilişkisinin kurulması ile işçi Anayasal haklarının bazılarından KISITLI BİR SÜRE İLE feragat etmekte, işverenin emir ve talimatı altına girmektedir. Bu feragatın işveren tarafından kötü niyetle kullanılmasını, mevzuatımızın dürüstlük ve iyi niyet kuralı ile, işverenin işçiyi koruma ve gözetme sorumluluğu gibi kurallar engellemektedir. Yani, işveren yada vekillerinin örn: sizi ezmek, eza ve cefa vermek üzere işlemlerde bulunmak gibi bir hak ve yetkileri yoktur.
Öncelikle, bahsettiğiniz çağrı üzerine çalışma biçimi, İcap nöbeti ile aynı nitelikte değildir kanaatindeyim. Şöyle ki;
İş mevzuatı, işçinin günlük 12 saat dinlendirilmesini şart koşmuştur. Aynı zamanda günde en fazla 11 saat çalıştırılabileceğini de. Yani günde en fazla 3 saat fazla mesai yapılabilmektedir. Gece çalışmasının en geç 20:00'da başlayıp, en erken 06:00'da tamamlandığını ve gece çalışmalarının 7,5 saat ile sınırlı olduğunu ve gece çalışmalarında fazla mesai yapılamayacağını, vardiya değişimlerinde işçinin çalışma öncesi 11 saat dinlendirilmesi gerektiğini de. Yine işçiden fazla mesai için onay alınması ve fazla mesai ücretinin ödenmesi gerektiğini de.
Bu bağlamda; tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde yasa koyucunun çalışma süresini en fazla bir (1) saat yemek molası (ara) dahil olmak üzere KESİNTİZ oniki (12) saat ile sınırladığı görülmektedir. Öyle ise sabah 09:00'da işe başladığınız varsayımı ile 09:00-21:00 arasında yapılan çalışmanın normal mesai ve (işçi onayını almak ve ücretini ödemek kaydıyla) fazla mesai olduğunu kabul etmek mümkündür.
Bu ahvalde, günlük ve haftalık çalışma süresini doldurmuş bir çalışan ile, çağrı üzerine çalışma sözleşmesi imzalamak ve ücreti mukabil hizmet almak pratikte mümkün görünse de, amacı işçinin emeğini sömürmek olan işverenin ile çalışan arasında böyle bir sözleşme kurulmamakta, dolayısıyla ücrette ödenmemektedir. Zaten, böyle bir sözleşme imzalansa dahi, yasada tanımlı EN FAZLA ÇALIŞMA SÜRESİ nin aşılması anlamına geleceği için hukuken itibar edilemeyeceği de kanaatimce tartışmasızdır. Zira, işçinin dinlenmesi "çalışmak herkesin hakkı, dinlenmek çalışanın hakkıdır" amir hükmü ile Anayasal güvence altında olup işçinin günlük 12 saat dinlendirilmesi, işçiye sıkı sıkıya bağlı, vazgeçilemez bir hak olarak tanımlanmıştır kanaatindeyim.
Peki, normal mesainizi tamamlayıp, işverene KISITLI BAĞLILIĞINIZ ortadan kalktıktan sonra, işveren bir nöbet listesine isminizi yazarak sizi çalışma yükümlülüğü altına sokabilir mi? İşçinin normal mesai sonrası başlayan, Kişiye özel zamanında, evinde bekle, alkol alma, telefonunu kapatma, seyahat etme vb... şekillerde işçinin yaşantısına kısıtlamalar getirebilir mi? Ne iş hukuku, ne de özel hukuk anlamında KESİNLİKLE HAYIR....!!!!
Burada öncelikle ÖZEL HAYAT ın tanımına bakmak gerekir. Özel hayat sadece evinizde dört duvar arasında geçirdiğiniz zaman yada kişisel olaylardan ibaret değildir. Özel hayatın KAMUSAL ALANI da vardır. Yani, normal mesainiz bitip, işyeri kapısından dışarı çıktığınızda artık, kişiye özel zamanınız ve kişiye özel hayat olayları ve bilgileriniz söz konusudur. İşverenin bu zaman diliminde ki "ÖZEL HAYATINIZA" müdahale etmesi yada az yukarıda bahsettiğim üzere çeşitli kısıtlamalar getirmesi mümkün değildir. Evinizde hapsolmak yerine, SEYAHAT HÜRRİYETİ nizi kullanarak, mesai günleri yada hafta sonları alkol alabilir, yakın tatil beldelerine tatile gidebilir, arkadaşlarınızla buluşarak, kendinizi ve kişiliğinizi gerçekleştirebilirsiniz. İşverenin normal mesai sonrası kesintisiz hizmet vermeye devam etmesi gerekiyor ise, "İŞİNDE ve İŞYERİNDE NÖBET" sitemi kurması, vardiya sistemine geçerek YENİ PERSONEL İSDİHDAM ETMESİ ve biraz daha işçilik maliyeti edinmek suretiyle, sizi kişisel zamanınızda çalıştırabilmek üzere, kişisel zamanınıza (yani ÖZEL HAYATINIZA) müdahale edip, hukuka aykırı olmasına rağmen, yasal ve Anayasal haklarınıza kısıtlama getirerek, sizin SIRTINIZDAN KÖŞEYİ DÖNME hayalinden vazgeçmesi gerekecektir.
Malisef, İcap Nöbeti iş mevzuatına göre çalışma sayılmamaktadır. Zira, "İŞİNDE VE İŞYERİNDE" çalışma kuralı kabul edilmiştir. Evde beklemek zorunda kaldığınız zaman için bu sebeple ücret alamazsınız. En fazla (o da ) ispatlayabilirseniz, işyerine giderek çalışma yaptığınız yol ve ispatlayabilirseniz fiilen yada uzaktan (teleworking) çalıştığınız sürelere ilişkin fazla mesai ücretinizi alabilirsiniz. Tabi 20 saat çalıştığınız ve ertesi gün işinize devam ettiğinizi varsayarsak , Yüksek Mahkemenin " bir kişi günde en fazla 14 saat çalışabilir" görüşüne takılarak, sadece 14 saatlik kısmını alma ihtimalinizin olduğunu da bilin isterim.
Saygılarımla...