Sayın meslektaşım ilginç bir konuya değinmişsiniz. Gönül isterdi ki bu sorunu hukukçular arası forumda tartışaydık.
Eski CMUK da tutukululuk için bir süre öngörülmediğinden, tutk halinin devamına diye ara kararında yazılıp geçiyordu. CMK, tutukluluk süresi için ir limit koymuş durumda. Bu Ağır Caza Mahkemesinin görevine girmeyen suçlarda 6 ay, Ağır cezada, 2 yıl ile sınırlıdır. Ancak zorunlu hallarde uzatılabilir. Ayrıca, C.savcısışüpheli ya da sanık müdafiinin görüşü alındıktan sonra uzatılabilr.
Burada, öncelikle zorunlu hallerin var olup olmadığının yargılamaya dahil olan unsurlarca tartışılması ve değerlendirilmesi gerekir. Yalnız mahkeme değil, müdafi ve C savcısını da kastediyorum. Zira yasa metninden böyle anlam çıkıyor. gerekçe göstermek mahkemenin sorumluluğu olduğu için, gerekçelerin yerinde olup olmadığı konusunda ısrarcı olmak durumundasınız. Eskiden olduğu gibi, "suçun vasıf ve mahiyet, delil durumu vs" somut gerekçe olamaz.
Buradan anlaşılan, 102. madde gereği verilen süre ayrı bir karar olmakta. Ancak 100.maddeye göre tutuklamaya karşı yasa yolu 101. maddede, 103 ve 104 e göre tutuklama ve tahliyaya ilişkin yasayolları 105. madde ayer almasına rağman, 102. maddeye ilişkin bir hüküm yok. Sanki " AB böyle istedi bu maddeyi koyduk, ne haliniz varsa görün" mantığı ile konmuş bir madde gibi
Ancak, ara kararı olduğu için buna da itiraz edilebielceği kanısındayım.
Kişisel görüşüm olarak, eğer mahkeme tutuklamanın uzatılmasında hatalı davranmışsa, tazminat hakkının doğacağını düşünüyorum