Sözlü Mülakat Kararına YD İstemi Amacıyla Açılan İdari Davaya İlişkin
Öncelikle merhaba arkadaşlar.
Değerli zamanınızı aldığım için bağışlayın. Fakat Yüksek Öğretim Kurulu'nun 14 Mayıs 2015 tarihinde Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı'na getirdiği Alan Sınavı Kararına ilişkin açılan davalar konusunda fikrinizi almak istiyorum.
10 Haziran 2015'e 6937 dosya numarası ile Eğitim İş, 16 Haziran 2015'e 7248 dosya numaraları ile Danıştay 8. Daire'de Eğitim Sen Sendikaları tarafından YD kararı için dava açıldı. Araya giren adli tatil sebebi ile 1. öncelikle görülen davamız halen sürüyor ve YÖK ise yargı sürecini görmezden gelerek sözlü mülakatlara devam ediyor. Mümkünse söylerseniz; davamız YD Savunmadan Sonra kararı ile 31 Ağustos 2015 son güncelleme tarihi olmakla birlikte: "YD'den Havale Edildi ( Dosyanız yürütmenin durdurulması isteminin incelenmesi için Tetkik Hâkimine verilmiştir. İnceleme tamamlandıktan sonra heyet tarafından istem hakkında karar verilecektir.)" aşamasındadır. Bu süreç, daha ne kadar uzar? Çünkü alan sınavlarına devam ediliyor ve binlerce akademisyen mağdur duruma düşecektir.
Konuyu fazla boğmamak adına, sadece şu bilgileri de paylaşarak nacizhane düşüncelerinizi almak isterim. Danıştay 12. Dairesi'nin 2009 yılında sözlü mülakat süreçlerine dair aldığı kararı malum. Burada belirlenen mülakatın teknolojik aletlerle kayıt altına alınması, soruların önceden belirlenmesi cevapları ile birlikte hazır bulunması, kura yolu ile soruların adaya yöneltilmesi vs gibi hukuki değerlendirme aşamaları tamamen göz ardı ediliyor. Sınavların uygulanışı da başlı başına rezalet olmakla birlikte, yorum olarak değerlendireceğim için burada değinemiyorum. Ve son olarak aynı kurumun 2006 yılında YLYS adlı MEB ortaklıklı programa getirilmeye çalışılan sözlü mülakat sürecini aynı dairede mahkemeye verdiği ve kazandığı biliniyor, bu süreç emsal olarak görülebilir mi?
Uzun yazdığımın bilincinde olmakla birlikte, görüşleriniz benim ve akademisyen arkadaşlarım için çok değerli. Sizlerin, dava sürecine doğrudan vakıf olmamakla birlikte, değerli fikirleriniz nelerdir? Yargıya güven duymaya devam edebilir miyiz? Yoksa sözlü mülakat sonuçlarımıza bireysel olarak, daha sonra dava açarak mı hak arama yoluna gideceğiz?
Herkese teşekkür ederim.
Değerli zamanınızı aldığım için bağışlayın. Fakat Yüksek Öğretim Kurulu'nun 14 Mayıs 2015 tarihinde Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı'na getirdiği Alan Sınavı Kararına ilişkin açılan davalar konusunda fikrinizi almak istiyorum.
10 Haziran 2015'e 6937 dosya numarası ile Eğitim İş, 16 Haziran 2015'e 7248 dosya numaraları ile Danıştay 8. Daire'de Eğitim Sen Sendikaları tarafından YD kararı için dava açıldı. Araya giren adli tatil sebebi ile 1. öncelikle görülen davamız halen sürüyor ve YÖK ise yargı sürecini görmezden gelerek sözlü mülakatlara devam ediyor. Mümkünse söylerseniz; davamız YD Savunmadan Sonra kararı ile 31 Ağustos 2015 son güncelleme tarihi olmakla birlikte: "YD'den Havale Edildi ( Dosyanız yürütmenin durdurulması isteminin incelenmesi için Tetkik Hâkimine verilmiştir. İnceleme tamamlandıktan sonra heyet tarafından istem hakkında karar verilecektir.)" aşamasındadır. Bu süreç, daha ne kadar uzar? Çünkü alan sınavlarına devam ediliyor ve binlerce akademisyen mağdur duruma düşecektir.
Konuyu fazla boğmamak adına, sadece şu bilgileri de paylaşarak nacizhane düşüncelerinizi almak isterim. Danıştay 12. Dairesi'nin 2009 yılında sözlü mülakat süreçlerine dair aldığı kararı malum. Burada belirlenen mülakatın teknolojik aletlerle kayıt altına alınması, soruların önceden belirlenmesi cevapları ile birlikte hazır bulunması, kura yolu ile soruların adaya yöneltilmesi vs gibi hukuki değerlendirme aşamaları tamamen göz ardı ediliyor. Sınavların uygulanışı da başlı başına rezalet olmakla birlikte, yorum olarak değerlendireceğim için burada değinemiyorum. Ve son olarak aynı kurumun 2006 yılında YLYS adlı MEB ortaklıklı programa getirilmeye çalışılan sözlü mülakat sürecini aynı dairede mahkemeye verdiği ve kazandığı biliniyor, bu süreç emsal olarak görülebilir mi?
Uzun yazdığımın bilincinde olmakla birlikte, görüşleriniz benim ve akademisyen arkadaşlarım için çok değerli. Sizlerin, dava sürecine doğrudan vakıf olmamakla birlikte, değerli fikirleriniz nelerdir? Yargıya güven duymaya devam edebilir miyiz? Yoksa sözlü mülakat sonuçlarımıza bireysel olarak, daha sonra dava açarak mı hak arama yoluna gideceğiz?
Herkese teşekkür ederim.