Sivil Terör Mağdurlarının Kanun Mağduriyeti
Herkese Merhaba
2001 yılında İstanbul Ataşehir'de menfur bir terör saldırısında babam şehit olmuştur. Saldırı akşam saatlerinde bir polis otosunun taranması sonrası kaçarak olay yerinden uzaklaşan teröristlerin, o esnada aynı güzergahtan eve gitmek üzere aracıyla geçen babamın yollarının kesişmesiyle polis otosu sanıp bizim arabayı çapraz ateş altına alıp babamı adice katletmeleri olayından ibarettir. Kendisi yaklaşık 30 yıl öğretmen olarak devletine hizmet etmiş bir vatandaş idi. Allah rahmet eylesin.
Yaşanan bu olaya istinaden o dönemlerde geçerli olan medeni kanunlar çerçevesinde babam görev başında olmadığı için şehadet belgesi alamadık, şehit yakınlarına tanınan haklardan faydalanamadık. Sağolsun amcam benim ve annemin geleceği için gerekli desteği kendi ailesi gibi esirgemedi, bizlerle ilgilendi. Babamın iştirakçi ölüm den emekli ettirilmesi, veraset ve intikal işlemleri, dul ve yetim aylığı vb. bir çok konuda gerekeni yaptı sağolsun.
Son günlerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yakın bir geçmişte öğrendiğim ve benim de üstüne gittiğim bir konu var. Yukarıda anlattığım olay ve benzeri durumların 5233 Sayılı kanun ile Sivil Şehitlik kapsamına alınması ve bizlere de bazı haklar tanınması ile ilgili. Son bir haftadır bu konu ile ilgili hem Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Md.lüğü ile, hem Sosyal Güvenlik Kurumu ile, hem Başbakanlık İletişim Merkezi ile, hem de İstanbul Valiliği Hukuk Bürosu ile görüşmelerim ve başvurularım oldu. Her kurum konuyu kendi ilgi alanında değerlendirip yapılması gerekenleri bildirdi. Bu noktada ilk işlem olarak Valilik zarar tespit komisyonuna müracaat etmem gerektiğini öğrendim ve müracaat ettim. Olumsuz yanıt aldım. 5233 sayılı kanun yürürlüğe girdikten sonra aynı yıl içinde yapılan başvurular içindi, artık başvurular kabul edilmiyor cevabı aldım.
Bununla ilgili BİMER'e ilgili kanun maddelerinde belirtildiği üzere Bakanlar Kurulu kararıyla başvuru sürelerinin uzatılabileceğine istinaden talepte bulundum. Bunun haricinde bu konuda yapabileceklerim hususunda insanları rahatsız etmeden ilgili bir çok platformda konuyu paylaşıyor ve tecrübeli kişilerin durumu değerlendirerek tavsiyelerde bulunacağını ümit ediyorum.
Saygılarımla,
Uğur Öztürk
2001 yılında İstanbul Ataşehir'de menfur bir terör saldırısında babam şehit olmuştur. Saldırı akşam saatlerinde bir polis otosunun taranması sonrası kaçarak olay yerinden uzaklaşan teröristlerin, o esnada aynı güzergahtan eve gitmek üzere aracıyla geçen babamın yollarının kesişmesiyle polis otosu sanıp bizim arabayı çapraz ateş altına alıp babamı adice katletmeleri olayından ibarettir. Kendisi yaklaşık 30 yıl öğretmen olarak devletine hizmet etmiş bir vatandaş idi. Allah rahmet eylesin.
Yaşanan bu olaya istinaden o dönemlerde geçerli olan medeni kanunlar çerçevesinde babam görev başında olmadığı için şehadet belgesi alamadık, şehit yakınlarına tanınan haklardan faydalanamadık. Sağolsun amcam benim ve annemin geleceği için gerekli desteği kendi ailesi gibi esirgemedi, bizlerle ilgilendi. Babamın iştirakçi ölüm den emekli ettirilmesi, veraset ve intikal işlemleri, dul ve yetim aylığı vb. bir çok konuda gerekeni yaptı sağolsun.
Son günlerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yakın bir geçmişte öğrendiğim ve benim de üstüne gittiğim bir konu var. Yukarıda anlattığım olay ve benzeri durumların 5233 Sayılı kanun ile Sivil Şehitlik kapsamına alınması ve bizlere de bazı haklar tanınması ile ilgili. Son bir haftadır bu konu ile ilgili hem Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Md.lüğü ile, hem Sosyal Güvenlik Kurumu ile, hem Başbakanlık İletişim Merkezi ile, hem de İstanbul Valiliği Hukuk Bürosu ile görüşmelerim ve başvurularım oldu. Her kurum konuyu kendi ilgi alanında değerlendirip yapılması gerekenleri bildirdi. Bu noktada ilk işlem olarak Valilik zarar tespit komisyonuna müracaat etmem gerektiğini öğrendim ve müracaat ettim. Olumsuz yanıt aldım. 5233 sayılı kanun yürürlüğe girdikten sonra aynı yıl içinde yapılan başvurular içindi, artık başvurular kabul edilmiyor cevabı aldım.
Bununla ilgili BİMER'e ilgili kanun maddelerinde belirtildiği üzere Bakanlar Kurulu kararıyla başvuru sürelerinin uzatılabileceğine istinaden talepte bulundum. Bunun haricinde bu konuda yapabileceklerim hususunda insanları rahatsız etmeden ilgili bir çok platformda konuyu paylaşıyor ve tecrübeli kişilerin durumu değerlendirerek tavsiyelerde bulunacağını ümit ediyorum.
Saygılarımla,
Uğur Öztürk