hagb verilmemesi doğru mu
Merhaba Hukukçu Büyüklerim
Bir dava ile ilgili görüşlerinizi belirtebilirseniz çok sevinirim.
Müvekkilim gürültü nedeniyle 2 yıldır rahatsızlık veren komşusunu uyarmak için komşusunun kapısına gitmiş ve uyarıda bulunmak istemiştir. Komşusu Hayvan mı var yukarıda aşağıdan sopa ile tavana vuruyorsun diye ters cevaplar vermiş ve müvekkilimin aşağıda hayvan mı var gürültü yapıyorsunuz cevabı sonrası müvekkilime saldırmıştır. Müvekkilim komşusu tarafından yerde yoğun bir şekilde darp edilirken cenin pozisyonunda yatıp kafasına korumaktan başka bir şey yapmamıştır. Daha sonra komşunun annesi ve babası da olaya dahil olmuş ve tarafları ayırmaya çalışmıştır. komşunun babası ayırma esnasında müvekkilimi itmiş ve müvekkilim merdivenden düşüp ayağını kırmıştır.
Müvekkilim polis çağırmış ve karşı taraf uzlaşma talebinde bulunsa da şikayetçi olmuştur. ilk celse görülmüş ve mahkeme adli raporların gelmesine beklemek için ileri bir tarihe ertelenmiştir. Daha sonra mahkeme sürecinde karşı taraf 6 aylık şikayetçi olma süresinin dolmasına 1 gün kala, müvekkilimin, komşunun annesinin göğsüne yumruk attığına dair bir darp raporu ile başka bir kasten yaralama davası açmıştır. Daha sonra bu iki dava birleştirilmiş ve hakkını arama derdinde olan müvekkilim bir anda davacı olduğu davada sanık olmuştur.
İddialar sonucu mahkemenin görüşü :
Sanık müvekkilimin saat 23 sıralarında uyarmak için sanık komşusunun kapısına gittiği, kapıda gürültü yapılmaması konusunda tartıştıkları sırada sanık komşunun müvekkilime yukarıda hayvan mı var böyle uyarı yapıyorsun dediği, sanık müvekkilimin aşağıda hayvan mı var gürültü yapıyorsunuz diyerek bağrıştıkları, bağrışmanın kavgaya dönüştüğü, müvekkilim ve komşusunun yaka paça birbirini tutarak itiştikleri sırada sanık komşunun babasının ve eşlerinin de olay yerine geldiği, kavgayı ayırmak için müdahale ettikleri sırada müvekkilimin dirseğinin komşunun annesine çarptığı, (çarpma olarak görüş yer almakta) sonucunun bu kavga ile birlikte sanıkların eylemi nedeniyle gerçekleştiği, gelen komşular ve taraflarca kavganın ayrıldığı olayın bu şekilde gelişip sonlandığı kabul edilmiş, bu kabul ile eylemlerin karşılıklı gerçekleştiği kanaati ile değerlendirme yapılmış ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
Hüküm
Müvekkilimin ayağını kıran komşunun babasına kasten yaralama suçundan 1 yıl hapis cezasından çevrili hagb verilmiştir. (duruşmadaki hali ve kişilik özellikleri göz önüne alınarak bir daha suç işlemeyeceği kanaati ile)
Müvekkilime saldıran ve vücudunda kesik ve diğer darplara neden olan komşuya kasten yaralama suçundan 120 gün adli para cezasından çevrili 1.500 TL. para cezası verilmiştir.
Müvekkilime de aynı şekilde kasten yaralama suçundan 120 gün adli para cezasından çevrili 1.500 TL. para cezası verilmiştir. (dirseğin çarptığına dair olmasına rağmen taksirle değil kasten yaralama suçu ile)
Her iki tarafa da hakaretler karşılıklı olduğu için başka ceza vermemiştir.
1- Mahkemenin de görüşlerinde belirttiği gibi müvekkilim kendini korumak isterken komşunun annesine dirseği çarpmış ve bu nedenle kasten yaralama suçundan sanık olmuştur. Oysaki kendisine saldıran komşuda bir çizik bile yoktur. Çarpma olarak kabul edilen bir durumun kasten yaralama olarak sayılması yanlış bir karar değil midir?
2- Müvekkilim mağdur olduğu bir davada tüm koşullar yerine gelmesine rağmen hagb kararından mahrum bırakılmıştır. Oysaki kırığa neden olan komşunun babasının hapis cezası bile hagb ile sonuçlanmış fakat sicili için yaşadığını ve insan hayatına değer verdiğini ısrarla belirten müvekkilime hagb verilmemiştir. (Oysaki kendisine sorulan hagb talebine olumlu yanıt vermiştir)
3- verilen cezalar rakamsal sınırdan dolayı kesin para cezası olduğu için temyiz hakkı da yoktur. Yine de 7 günlük süre içerisinde süre tutum dilekçesi verilmiştir. Taraflar mahkeme sonrası uzlaşmış olmalarına rağmen temyiz ile mahkeme uzatılamadığı ve kesin karar olduğu için karşılıklı feragat işlemi de yapılamamaktadır. Bu süreç bir şekilde uzatılıp da bir sonraki süreçte karşılıklı uzlaşmaya varılabilir mi?
4- Yargıtayın, hakimlerin uygun koşullar olması durumunda hagb kararı vermemesinin geçerli nedenlere dayanması gerektiği ve bu şekilde bu hagb hakkından mahrum bırakılan davaların kesin karar bile olsa yargıtay tarafından bozulduğuna dair emsal kararları var. Hatalı hagb kararı nedeni ile temyize gitsek sonuç alabilir miyiz yoksa dosya tam incelenmeden rakamsal sınırdan dolayı kesin kararın temyizi yoktur diye ret olabilir mi?
5- Son olarak hakimin hagb kararını vermemesi konusunda, gerekçe bildirmeden haksız yere hagb kararı vermemesi nedeniyle kanun yararına bozmaya gitmek daha mı iyi olur? Fakat bu seferde yargıtay karşı tarafla uzlaşıp karşılıklı feragat etme şansımız olmadan direkt yeni bir hüküm verebilir ve uzlaşıp da sicili temiz tutma şansımız kalmaz.
Şimdiden görüşleriniz için teşekkür ederim.
Bir dava ile ilgili görüşlerinizi belirtebilirseniz çok sevinirim.
Müvekkilim gürültü nedeniyle 2 yıldır rahatsızlık veren komşusunu uyarmak için komşusunun kapısına gitmiş ve uyarıda bulunmak istemiştir. Komşusu Hayvan mı var yukarıda aşağıdan sopa ile tavana vuruyorsun diye ters cevaplar vermiş ve müvekkilimin aşağıda hayvan mı var gürültü yapıyorsunuz cevabı sonrası müvekkilime saldırmıştır. Müvekkilim komşusu tarafından yerde yoğun bir şekilde darp edilirken cenin pozisyonunda yatıp kafasına korumaktan başka bir şey yapmamıştır. Daha sonra komşunun annesi ve babası da olaya dahil olmuş ve tarafları ayırmaya çalışmıştır. komşunun babası ayırma esnasında müvekkilimi itmiş ve müvekkilim merdivenden düşüp ayağını kırmıştır.
Müvekkilim polis çağırmış ve karşı taraf uzlaşma talebinde bulunsa da şikayetçi olmuştur. ilk celse görülmüş ve mahkeme adli raporların gelmesine beklemek için ileri bir tarihe ertelenmiştir. Daha sonra mahkeme sürecinde karşı taraf 6 aylık şikayetçi olma süresinin dolmasına 1 gün kala, müvekkilimin, komşunun annesinin göğsüne yumruk attığına dair bir darp raporu ile başka bir kasten yaralama davası açmıştır. Daha sonra bu iki dava birleştirilmiş ve hakkını arama derdinde olan müvekkilim bir anda davacı olduğu davada sanık olmuştur.
İddialar sonucu mahkemenin görüşü :
Sanık müvekkilimin saat 23 sıralarında uyarmak için sanık komşusunun kapısına gittiği, kapıda gürültü yapılmaması konusunda tartıştıkları sırada sanık komşunun müvekkilime yukarıda hayvan mı var böyle uyarı yapıyorsun dediği, sanık müvekkilimin aşağıda hayvan mı var gürültü yapıyorsunuz diyerek bağrıştıkları, bağrışmanın kavgaya dönüştüğü, müvekkilim ve komşusunun yaka paça birbirini tutarak itiştikleri sırada sanık komşunun babasının ve eşlerinin de olay yerine geldiği, kavgayı ayırmak için müdahale ettikleri sırada müvekkilimin dirseğinin komşunun annesine çarptığı, (çarpma olarak görüş yer almakta) sonucunun bu kavga ile birlikte sanıkların eylemi nedeniyle gerçekleştiği, gelen komşular ve taraflarca kavganın ayrıldığı olayın bu şekilde gelişip sonlandığı kabul edilmiş, bu kabul ile eylemlerin karşılıklı gerçekleştiği kanaati ile değerlendirme yapılmış ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
Hüküm
Müvekkilimin ayağını kıran komşunun babasına kasten yaralama suçundan 1 yıl hapis cezasından çevrili hagb verilmiştir. (duruşmadaki hali ve kişilik özellikleri göz önüne alınarak bir daha suç işlemeyeceği kanaati ile)
Müvekkilime saldıran ve vücudunda kesik ve diğer darplara neden olan komşuya kasten yaralama suçundan 120 gün adli para cezasından çevrili 1.500 TL. para cezası verilmiştir.
Müvekkilime de aynı şekilde kasten yaralama suçundan 120 gün adli para cezasından çevrili 1.500 TL. para cezası verilmiştir. (dirseğin çarptığına dair olmasına rağmen taksirle değil kasten yaralama suçu ile)
Her iki tarafa da hakaretler karşılıklı olduğu için başka ceza vermemiştir.
1- Mahkemenin de görüşlerinde belirttiği gibi müvekkilim kendini korumak isterken komşunun annesine dirseği çarpmış ve bu nedenle kasten yaralama suçundan sanık olmuştur. Oysaki kendisine saldıran komşuda bir çizik bile yoktur. Çarpma olarak kabul edilen bir durumun kasten yaralama olarak sayılması yanlış bir karar değil midir?
2- Müvekkilim mağdur olduğu bir davada tüm koşullar yerine gelmesine rağmen hagb kararından mahrum bırakılmıştır. Oysaki kırığa neden olan komşunun babasının hapis cezası bile hagb ile sonuçlanmış fakat sicili için yaşadığını ve insan hayatına değer verdiğini ısrarla belirten müvekkilime hagb verilmemiştir. (Oysaki kendisine sorulan hagb talebine olumlu yanıt vermiştir)
3- verilen cezalar rakamsal sınırdan dolayı kesin para cezası olduğu için temyiz hakkı da yoktur. Yine de 7 günlük süre içerisinde süre tutum dilekçesi verilmiştir. Taraflar mahkeme sonrası uzlaşmış olmalarına rağmen temyiz ile mahkeme uzatılamadığı ve kesin karar olduğu için karşılıklı feragat işlemi de yapılamamaktadır. Bu süreç bir şekilde uzatılıp da bir sonraki süreçte karşılıklı uzlaşmaya varılabilir mi?
4- Yargıtayın, hakimlerin uygun koşullar olması durumunda hagb kararı vermemesinin geçerli nedenlere dayanması gerektiği ve bu şekilde bu hagb hakkından mahrum bırakılan davaların kesin karar bile olsa yargıtay tarafından bozulduğuna dair emsal kararları var. Hatalı hagb kararı nedeni ile temyize gitsek sonuç alabilir miyiz yoksa dosya tam incelenmeden rakamsal sınırdan dolayı kesin kararın temyizi yoktur diye ret olabilir mi?
5- Son olarak hakimin hagb kararını vermemesi konusunda, gerekçe bildirmeden haksız yere hagb kararı vermemesi nedeniyle kanun yararına bozmaya gitmek daha mı iyi olur? Fakat bu seferde yargıtay karşı tarafla uzlaşıp karşılıklı feragat etme şansımız olmadan direkt yeni bir hüküm verebilir ve uzlaşıp da sicili temiz tutma şansımız kalmaz.
Şimdiden görüşleriniz için teşekkür ederim.