Cevap: Bİlmeden km dÜŞÜrÜlmÜŞ arac aldim
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/4338
K. 2005/5259
T. 25.4.2005
• İKİNCİ EL ARAÇ SATIŞI ( Ayıplarından Kaynaklanan Tazminat Davası/4077 S.K. Kapsamında Bulunmadığı - Davalı Şirketin Birinci Planda Satıcı Konumunda Olmadığı/Uyuşmazlığın Genel Hükümlere Sonuçlandırılacağı )
• AYIPTAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT DAVASI ( İkinci El Araç Satışı/4077 S.K. Kapsamında Bulunmadığı - Uyuşmazlığın Genel Hükümlere Sonuçlandırılacağı/Davalı Şirketin Birinci Planda Satıcı Konumunda Olmadığı )
• TAZMİNAT DAVASI ( İkinci El Araç Satışında Ayıplardan Kaynaklanan/4077 S.K. Kapsamında Bulunmadığı - Davalı Şirketin Birinci Planda Satıcı Konumunda Olmadığı/Uyuşmazlığın Genel Hükümlere Sonuçlandırılacağı )
4077/m.2,3
ÖZET : Dava, davalı şirketten satın alınan ikinci el minibüsün ayıplarından kaynaklanan tazminat davasıdır.
İkinci el araç satışı 4077 Sayılı Yasa kapsamında bulunmadığı, davalının birinci planda satıcı konumunda olmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada Mersin Asliye Ticaret ( Tüketici ) ile 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, satın alınan ikinci el minibüsün ayıplarından kaynaklanan tazminat davasıdır.
Dosya kapsamından, davalı şirkete ait kullanılan minibüsün davacıya satıldığı, satın alınan araçtaki ayıplı bölümler nedeniyle tazminat istendiği anlaşılmaktadır.
4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/f maddesinde satıcı: Ticari veya mesleki faaliyetler kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlanmıştır.
Davanın nitelendirilmesine göre ikinci el araç satışı olup, 4077 Sayılı Yasa kapsamında bulunmadığı, davalının birinci planda satıcı konumunda olmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E:2008/5579
K:2008/12612
T:23.10.2008
Tüketici
Tüketici Mahkemesi
Üretim Hatası
Özet
Davacının aracı üçüncü kişiden ikinci el olarak satın alması, garanti süresinin geçmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının 4077 sayılı Yasa kapsamında "tüketici" olduğundan söz edilemeyeceğinden davaya genel mahkemelerde bakılmalıdır.
4077 s. Yasa m. 1,2,3
Davacı Ceyhun vekili tarafından, davalı M... B... Türk A.Ş. ve B... Oto. San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 20.12.2005 gününde verilen dilekçe ile gizli ayıp nedeniyle değiştirme ve boyanmanın istenmesi üzerine, mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.06.2007 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle,
temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Davacı, davalılarca üretilen ve servis hizmeti verilen otomobili, üçüncü kişiden ikinci el olarak satın aldığını, ancak araçta üretim hatasından kaynaklanan kabarma ve çürümeler oluştuğunu iddia ederek aracın kapılarının değiştirilerek boyanmasını talep etmiş; mahkemece istem kabul olunmuş, kararı davalılar temyiz etmişlerdir.
4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un Amaç başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Aynı Yasa'nın 3. maddesinde satıcı, tüketici ve mal kavramlarının tanımı yapılmıştır.
4077 sayılı Kanun'un 1. ve 2. maddesindeki amaç ve kapsam ile 3. maddesindeki satıcı, tüketici ve mal kavramları birlikte değerlendirildiğinde, bir uyuşmazlığın bu yasa kapsamında sayılabilmesi için ancak taraflar arasında mal veya hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin bulunması gerekir. Somut olayda, taraflar arasında mal ve hizmet alımı söz konusu değildir. Davacının aracı üçüncü kişiden ikinci el olarak satın alması, garanti süresinin geçmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının anılan yasa kapsamında "tüketici" olduğundan söz edilemez. Açıklanan bu nedenlerle davaya genel mahkemelerce bakılması gerekirken tüketici mahkemesince bakılması ve işin esasına girilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalılar yararına (BOZULMASINA), bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
- - - Updated - - -
************************************************** **********************************
T.C.
YARGITAY
15. Ceza Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas No : 2011/24601
Karar No : 2013/8497
Karar Tarihi: 07.05.2013
Tebliğname No : 11 - 2009/120908
İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi : Ankara(Kapatılan) 27. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 30/12/2008
Esas No : 2008/591
Karar No : 2008/1377
Sanık : Ozan Öz
Suç : Dolandırıcılık
Hüküm : Beraat
Temyiz Eden : Katılan
Tebliğnamedeki Düşünce : Onama
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Araba alım satım işi yapan sanığın, katılana 2004 model Ford Fiesta marka aracı satarken aracın 87.000 kilometrede olduğunu söylediği ve göstergesinde oynama yaparak gerçek kilometresini gizlediği, ancak katılanın sonradan arıza yapan aracı servise götürdüğünde aracın gerçekte 150.000 kilometrede olduğunun anlaşıldığı ve böylece sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; eylemin hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu anlaşıldığından unsurları itibariyle oluşmayan dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 07.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.