Alıntı:
Engin Ünalmış rumuzlu üyeden alıntı
Burada tam olarak demek istenen mesela bir bayan eşim bana 3 ay önce hakaret etti diye ortaya çıkarsa ve bu 3 ay içinde de tatildir, birlikte hayatı paylaşmaktır vs. olmuşsa bu süreç zarfında da her hangi bir şikayet olmamışsa mahkeme dediğiniz gibi bir tavır takınabilir.Ancak sizin yazdığınızdan benim anladığım darp raporu olaydan sonra alınmış ve adli makamlara bu durum intikal etmiş zaten.Sizin durumunuzla yukarıda paylaştığınız tam olarak örtüşmüyor.En önemli nokta ''meydana gelen bir hadise karşısında tepkisiz kalmış ve normal yaşantısına devam etmiş bir eşin'' demesi.Ancak sizin durumunuzda hastaneye gidilmiş rapor alınmış(yani tepkisiz kalmak söz konusu değil) ve olay adli makamlara intikal etmiş.Bu şekilde mahkemelik olup sonradan barışmış eşler bile ceza alırken sizin darp raporundan bir şey çıkartmama çabanızdan çok bir şey çıkmaz.Gerçekçi yaklaşmak sonradan büyük hayal kırıklıkları ve sıkıntılar yaşamaktan benim şahsi görüşüm daha iyidir.Benzer konular hakkında araştırma yapmanızı(forumda da epeyce var) tavsiye ederim.
Gösterdiğiniz ilgi, bilgi ve emeğiniz için çok teşekkür ederim. Aşağıda bu durumla karşı karşıya kalanlara mahkemede ileri sürebilecekleri bir yargıtay kararı buldum. Bu kararın özetinde denilmektedir ki:
"taraflar dava tarihinden sonra Eylül
ayında bir araya gelerek cinsel ilişkide bulunmuşlardır. O halde davacı
önceki olayları affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılamış sayılır. Önceki
olaylar bu nedenle bu davada hükme esas alınamaz. Davanın reddi gerekir. Bu
yön gözetilmeden davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı
gerektirmiştir."
Denilmiştir. Tavsiyenizi göz önüne alarak, beklentilerimi asgari tutarak aşağıda 2 tane yargıtay kararını paylaşıyorum. Belki işe yarayabilir.
Teşekkür ederim.
Ayrıca bu köşe yazısını bu durum başına gelmiş ya da gelecek herkesin okumasını tavsiye ederim. Bu 6284 sayılı kanun kurunun yanında yaşı da yakıyor çünkü.
http://www.haber7.com/yazarlar/mehta...en-saymiyor-mu
2. Hukuk Dairesi 1999/2565 E., 1999/4623 K.
AF
BOŞANMA
CİNSEL İLİŞKİ
EVLİLİ BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI
HOŞGÖRÜ
“İçtihat Metni”
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas Karar
99/2565 99/4623
4.5.1999
Özet Boşama davası sürerken tarafları cinsel ilişki kurmuşlarsa önceki
olayları hoşgörü ile karşılamışlardır. o olaylar boşanma sebebi olamaz.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davalı tetkikaten duruşmalı olarak
yapılmasıda davacını vermiş olduğu cevap dilekçesinde istemiş olmakla duruşma
için tayin olunan bugün * temyiz eden Y. Ç. ile vekili Av.A.N.
Y. geldiler. Karşı taraf vekili Av.H. A. Y. geldi. Gelenlerin
konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için
duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar
okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava 8.7.1998 tarihinde açılmış, taraflar dava tarihinden sonra Eylül
ayında bir araya gelerek cinsel ilişkide bulunmuşlardır. O halde davacı
önceki olayları affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılamış sayılır. Önceki
olaylar bu nedenle bu davada hükme esas alınamaz. Davanın reddi gerekir. Bu
yön gözetilmeden davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı
gerektirmiştir.
SONUÇ Temyiz olunan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma
nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, duruşma için
takdir olunan 20.000.000 lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya
verilmesine, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, oyçokluğuyla
karar verildi. 4.5.1999 (Salı)
MUHALEFET ŞERHİ
Boşanma davası sırasında eşlerin hangi şartlar altında olduğu belli
olmayan bir biçimde cinsel ilişki kurmuş olmaları, davacın davalının
fiillerini hoşgörü ile karşıladığını, evlilik birliğinin temelinden
sarsılmadığını göstermez. Sayın çoğunluğun bozma gerkekçesine katılmıyorum.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/1024
K. 2005/2071
T. 15.2.2005
• BOŞANMA ( Tarafların İlk Boşanma Davasının Reddedilmesinden Sonra Biraraya Gelip Evlilik Birliği Devam Ettirmiş Olmaları/Önceki Olayların Hoşgörüyle Karşılandığını Gösterdiği - Bundan Sonra Kişilik Haklarına Tecavüz Bulunmadığı/Kadın Lehine Manevi Tazminata Hükmedilemeyeceği )
• MANEVİ TAZMİNAT ( Tarafların İlk Boşanma Davasının Reddedilmesinden Sonra Biraraya Gelip Evlilik Birliği Devam Ettirmiş Olmaları/Kadın Lehine Hükmedilemeyeceği - Önceki Olayların Hoşgörüyle Karşılandığını Gösterdiği/Bundan Sonra Kişilik Haklarına Tecavüz Bulunmadığı )
• HOŞGÖRÜYLE KARŞILANAN OLAYLAR NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDİLEMEYECEĞİ ( Boşanma/Tarafların İlk Davanın Reddedilmesinden Sonra Biraraya Gelip Evlilik Birliği Devam Ettirmiş Olmaları - Bundan Sonra Kişilik Haklarına Tecavüz Bulunmadığı )
• KİŞİLİK HAKLARINA TECAVÜZ NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDİLEMEMESİ ( Boşanma/Tarafların İlk Davanın Reddedilmesinden Sonra Biraraya Gelip Evlilik Birliği Devam Ettirmiş Olmaları/Bundan Sonra Kişilik Haklarına Tecavüz Bulunmadığı - Önceki Olayların Hoşgörüyle Karşılandığını Gösterdiği )
4721/m. 174
ÖZET : Tarafların ilk boşanma davasının reddedilmesinden sonra bir araya gelip barıştıkları ve evlilik birliğini 3-4 ay kadar devam ettirdikleri, ikinci açılan boşanma davasında verilen kararla hükmen belirlendiğine göre, biraraya gelip evlilik birliğinin devam ettirilmiş olması, önceki olayların hoşgörüyle karşılandığını gösterir. Bundan sonra da kocanın kadının kişilik haklarına tecavüz niteliğinde maddi bir hadise bulunmamaktadır. Bu bakımdan kadın lehine manevi tazminat takdiri usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin 23.11.2004 gün ve 11125-13776 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme talebi yersizdir.
2-Koca tarafından 11.12.1992 tarihinde açılan boşanma davası "...davacının başka bir kadınla ilişkisinin olduğu, eşini dövüp hakaret ettiği, davalının kusurlu bir davranışının bulunmadığı anlaşılmıştır..." gerekçesiyle reddedilmiş karar 12.11.1993 tarihinde kesinleşmiştir.
Kocanın, bu ret kararına dayanarak ret kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl geçmesi ve bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığından bahisle 13.12.1996 tarihinde açtığı boşanma davası ise: Yargıtay bozmasına uyularak mahkemece "...ilk boşanma davasının reddinden sonra tarafların biraraya gelip barıştıkları ve evlilik birliğini devam ettirdikleri belirlenmiştir. Türk Kanunu Medenisinin 134/son maddesi koşulları oluşmamıştır..." gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu ret kararı da 10.4.2000 tarihinde kesinleşmiştir.
Eldeki temyize konu edilen boşanma davası ise 3.10.2003 tarihinde açılmıştır.
Davalı tanıklarının beyanlarında geçen olayların, ilk boşanma davasından önceye ait olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların ilk boşanma davasının reddedilmesinden sonra biraraya gelip barıştıkları ve evlilik birliğini 3-4 ay kadar devam ettirdikleri, ikinci açılan boşanma davasında verilen kararla hükmen belirlendiğine göre, biraraya gelip evlilik birliğinin devam ettirilmiş olması, önceki olayların hoşgörüyle karşılandığını gösterir. Bundan sonra da kocanın kadının kişilik haklarına tecavüz niteliğinde maddi bir hadise bulunmamaktadır. Bu bakımdan kadın lehine manevi tazminat takdiri usul ve yasaya aykırıdır. Kocanın manevi tazminat yönünden karar düzeltme talebinin kabulüne Dairemizin onama kararının manevi tazminata münhasıran kaldırılmasına, hükmün manevi tazminat yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442 maddeleri gereğince davacının manevi tazminata ilişkin karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 23.11.2004 gün ve 11125/13776 sayılı onama ilamının bu yöne ilişkin bölümünün kaldırılmasına, hükmün yukarıda 2.bentte gösterilen sebeple manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, davacının sair karar düzeltme sebeplerinin 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 15.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.