TCK 53, 151, 37 maddeleri hakkında (mala zarar verme)
Öncelikle merhaba,
Hukukçu değilim , sanığım :) Bu nedenle sizlere danışmayı uygun gördüm.
Olayı kısaca özetlemem gerekirse, oturduğum sitenin kapalı otoparkında her daireye ait bir otoparklık yer mevcuttur. Bir akşam, arkadaşım eşim ve ben (arkadaşım diyorum ama detayını yazacağım) kapalı otoparka geldiğimizde, yerimize başka aracın park etmiş olduğunu gördüm. Bahsi geçen araç daha önce de aynı şekilde park etmişti. Sonrasında aracımla güvenliğe gidip aracın plakasını vererek kayıtların araştırılmasını ve sahibinin bulunup oradan çekilmesini talep ettim. 15 dakikalık beklemeden sonra hiç bir yanıt alamadığımız güvenlik görevlileri, aracın kaydı olmadığını ve otopark güvenlik kameralarının da çalışmadığını, dolayısıyla aracın sahibi hakkında bilgileri olmadıklarını sözlü beyan etmişlerdir.
Sinirle araca binip, şahsın aracına "sıfır" diye tabir edilen şekilde aracımı çekmek üzere otoparka indim. Aracı "sıfır" park edeceğim için eşime ve arkadaşıma araçtan inmelerini söyledim. İşte o anda "arkadaşım" denen şahıs, elindeki anahtar vasıtasıyla yanlış park eden aracın sağ ön kapısını yaklaşık 40 cm çizmiştir. Ben de kendisine kızarak aracı tekrar yukarı park etmek suretiyle otoparktan tek başıma çıktım. Arkadaşım ve eşimde asansörlere doğru yönelerek otoparkı terk etmişlerdir.
Aradan geçen kısa zaman sonra, polis memurları evime gelerek karakola gitmemizi ve ifade vermemizi istediler. Uyduk, davete icabet ettik. İfademizde; -mehmet-(isim uydurma) isimli arkadaşımızın aracı çizdiğini ve gördüğümüzü fakat arkadaşlık seviyemizin ileri boyutta olmaması sebebiyle adresini bilmediğimi beyan ettim. Gerçekten de 1 senedir gittiğim kuaförde tanıdığım bir kişiydi ve özel hayatımda hiç bir zaman geçirmemiz söz konusu olmamış ve an itibariyle kendisine ulaşamamaktaydım (şehir dışındaydı).
Güvenlik kayıtlarında , ben aracı kullanan, aracı çizen şahıs mehmet ve eşim gözükmektedir. Ayrıca bilirkişinin raporunda görüntülerde 3 kişinin olduğu tespit edilmiştir. -Mehmet- adlı şahsın aranıp bulunamadığına dair a4 kağıt üzerine sicil numarası, tarih, saat olmayan oldukça sahte bir evrak düzenlenmiştir.
Mağdur şahıs (aracın sahibi), konuyla ilgili cumhuriyet savcısı vasıtasıyla şikayette bulunmuş ve savcı iddianamesinde ; sadece eşim ve ben olduğumuzu ve 3. kişiyi uydurduğumuzu belirterek ,cmk 53,151 ve 37 nolu maddelerinden yargılanmamızı uygun görerek dava küçükçekmece asliye ceza mahkemesinde dava açmıştır.
Eşim ve ben KIT sayılabilecek kamu iştirakinde çalıştığımızdan dolayı, çizmediğimiz, ortak olmadığımız , hatta tepki koyduğumuz bu olay sonrasında işimizden olabileceğimiz sanık sıfatıyla yargılanıyoruz.
Hangi avukata sorsak ayrı ayrı davalar olduğundan kişi başı minimum 15.000 TL para talep etmektedir.
İlgili arkadaşa bugün itibariyle ulaşıp, avukatlara danıştığımda, -Mehmet- adlı kişinin şu an itibariyle ben yaptım demesinin bi hükmü olmadığını ve bizi de (ben ve eşim) suça ortak edeceğini iletmişlerdir.
Konuyla ilgili neler yapılabilir? Yardımcı olursanız çok sevinirim. Evimizde ne huzurumuz kaldı ne mutluluğumuz.
Şimdiden teşekkürler
Hukukçu değilim , sanığım :) Bu nedenle sizlere danışmayı uygun gördüm.
Olayı kısaca özetlemem gerekirse, oturduğum sitenin kapalı otoparkında her daireye ait bir otoparklık yer mevcuttur. Bir akşam, arkadaşım eşim ve ben (arkadaşım diyorum ama detayını yazacağım) kapalı otoparka geldiğimizde, yerimize başka aracın park etmiş olduğunu gördüm. Bahsi geçen araç daha önce de aynı şekilde park etmişti. Sonrasında aracımla güvenliğe gidip aracın plakasını vererek kayıtların araştırılmasını ve sahibinin bulunup oradan çekilmesini talep ettim. 15 dakikalık beklemeden sonra hiç bir yanıt alamadığımız güvenlik görevlileri, aracın kaydı olmadığını ve otopark güvenlik kameralarının da çalışmadığını, dolayısıyla aracın sahibi hakkında bilgileri olmadıklarını sözlü beyan etmişlerdir.
Sinirle araca binip, şahsın aracına "sıfır" diye tabir edilen şekilde aracımı çekmek üzere otoparka indim. Aracı "sıfır" park edeceğim için eşime ve arkadaşıma araçtan inmelerini söyledim. İşte o anda "arkadaşım" denen şahıs, elindeki anahtar vasıtasıyla yanlış park eden aracın sağ ön kapısını yaklaşık 40 cm çizmiştir. Ben de kendisine kızarak aracı tekrar yukarı park etmek suretiyle otoparktan tek başıma çıktım. Arkadaşım ve eşimde asansörlere doğru yönelerek otoparkı terk etmişlerdir.
Aradan geçen kısa zaman sonra, polis memurları evime gelerek karakola gitmemizi ve ifade vermemizi istediler. Uyduk, davete icabet ettik. İfademizde; -mehmet-(isim uydurma) isimli arkadaşımızın aracı çizdiğini ve gördüğümüzü fakat arkadaşlık seviyemizin ileri boyutta olmaması sebebiyle adresini bilmediğimi beyan ettim. Gerçekten de 1 senedir gittiğim kuaförde tanıdığım bir kişiydi ve özel hayatımda hiç bir zaman geçirmemiz söz konusu olmamış ve an itibariyle kendisine ulaşamamaktaydım (şehir dışındaydı).
Güvenlik kayıtlarında , ben aracı kullanan, aracı çizen şahıs mehmet ve eşim gözükmektedir. Ayrıca bilirkişinin raporunda görüntülerde 3 kişinin olduğu tespit edilmiştir. -Mehmet- adlı şahsın aranıp bulunamadığına dair a4 kağıt üzerine sicil numarası, tarih, saat olmayan oldukça sahte bir evrak düzenlenmiştir.
Mağdur şahıs (aracın sahibi), konuyla ilgili cumhuriyet savcısı vasıtasıyla şikayette bulunmuş ve savcı iddianamesinde ; sadece eşim ve ben olduğumuzu ve 3. kişiyi uydurduğumuzu belirterek ,cmk 53,151 ve 37 nolu maddelerinden yargılanmamızı uygun görerek dava küçükçekmece asliye ceza mahkemesinde dava açmıştır.
Eşim ve ben KIT sayılabilecek kamu iştirakinde çalıştığımızdan dolayı, çizmediğimiz, ortak olmadığımız , hatta tepki koyduğumuz bu olay sonrasında işimizden olabileceğimiz sanık sıfatıyla yargılanıyoruz.
Hangi avukata sorsak ayrı ayrı davalar olduğundan kişi başı minimum 15.000 TL para talep etmektedir.
İlgili arkadaşa bugün itibariyle ulaşıp, avukatlara danıştığımda, -Mehmet- adlı kişinin şu an itibariyle ben yaptım demesinin bi hükmü olmadığını ve bizi de (ben ve eşim) suça ortak edeceğini iletmişlerdir.
Konuyla ilgili neler yapılabilir? Yardımcı olursanız çok sevinirim. Evimizde ne huzurumuz kaldı ne mutluluğumuz.
Şimdiden teşekkürler