Bo�anma nedeniyle tazminat ?

ortalama 3 ay s�rd�, ben evli olduklar�n� anlad�ktan sonra uzak durdum fakat tam anlam�yla kurtulamad�m, daha sonra kad�na yard�mc� olmak istedim fakat bu sefer olaylar daha da kar��k oldu, silahla arac�ma ate� ettiler, kar�� taraf �ok g��l� oldu�u i�in emniyette delillerini yok edebildiler, ben burada �ok g��s�z�m, hatta adalet bak. �al��yorum, ailemle aram bozuldu, tayin ald�m ve buna ragmen psikolojim alt �st oldu, doktor bana ileri derece psikolojimin bozuk oldu�unu s�yledi, ne yapaca��m� bilmiyorum,
adamlar benim arac�ma ate� ediyor, san�k ben oluyorum, bo�an�yorlar su�lusu ben oluyorum, bu kad�n bana s�ylemedi nerden bileyim :S

Alıntı:

Erdo�an K�rcal� rumuzlu �yeden al�nt�

Kar�� taraf, bo�anmaya sebep olan olayda sizin de pay�n�z oldu�unu �spatlarsa,
kurtulma �ans�n�z�n pek oldu�unu sanm�yorum.
Beraberli�iniz, kad�n�n evlili�i s�resinde oldu de�il mi? Ne kadar s�rd�?

Konuyla ilgili olarak �rnek bir yarg�tay karar� eklemek isterim ...

"DAVA : Taraflar aras�ndaki �manevi tazminat� davas�ndan dolay� yap�lan yarg�lama sonunda; �zmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesince davan�n reddine dair verilen 28.04.2008 g�n ve 2006/386 E.-2008/161 K. say�l� karar�n incelenmesi davac� vekilince istenilmesi �zerine, Yarg�tay 4.Hukuk Dairesinin 09.04.2009 g�n ve 2009/10692 E.-5303 K. say�l� ilam� ile;
( � Dava, haks�z eylem nedeniyle ki�ilik haklar�na sald�r�dan dolay� manevi tazminat isteminde ili�kindir.
Davac�, daval�n�n kendisi ile evli oldu�unu bildi�i halde e�i ile g�n�l ili�kisine girdi�ini, daval�n�n bu eyleminin ki�ilik haklar�na sald�r� olu�turdu�unu iddia ederek manevi tazminat istemi�tir.
Daval� ise, davac�n�n e�inden hamile kald��n�, bu ili�kiyi bilen davac�n�n bu durumu kabullendi�ini davac�n�n ileri s�rd�� zarar ile eylem aras�nda illiyet ba�� bulunmad��n� ileri s�rerek istemin reddedilmesi gerekti�ini savunmu�tur.
Yerel mahkemece, davac�n�n e�i ile daval�n�n duygusal ve fiziksel ili�kiye girdikleri; ancak, davac�n�n manevi zarara u�ramas�n�n daval�n�n eylemi ile bir ilgisinin olmad��, bir zarar var ise bu zarar�n evlilik birli�ine ayk�r� davranan davac�n�n e�i taraf�ndan ger�ekle�ti�i gerek�esiyle dava reddedilmi�; karar davac� taraf�ndan temyiz olunmu�tur.
Daval�n�n davac�n�n e�i ile duygusal ve cinsel ili�kiye girdi�i taraflar�n ve mahkemenin kabul�ndedir. Sorun bu durumun davac�n�n ki�ilik haklar�na sald�r� olu�turup olu�turmad�� ve sald�r� olu�turuyorsa bundan daval�n�n sorumlu olup olmayaca�� konular�nda toplanmaktad�r.
T�rk Medeni Kanunu�nun 185.maddesinde yer alan �evlenmeyle e�ler aras�ndaki evlilik birli�i kurulmu� olur� E�ler birlikte ya�amak, birbirine sad�k kalmak ve yard�mc� olmak zorundad�rlar.� bi�imindeki d�zenleme gere�ince, evli bir kimsenin evlilik d�� birlikteli�i, di�er e�in sosyal ki�ilik de�erlerine sald�r� niteli�indedir. Bu eyleme evlili�i bilerek kat�lan ki�i de di�er e�in u�rad�� zarardan sorumludur.
Somut olayda daval�, davac�n�n e�i ile evli oldu�unu bilerek duygusal ve cinsel ili�kiye girdi�ine g�re Bor�lar Kanunu�nun 49. maddesi gere�ince manevi tazminatla sorumlu tutulmal�d�r. Yerel mahkemece, a��klanan olgular g�zetilerek, daval�n�n manevi tazminat ile sorumlu tutulmas� gerekirken, yerinde olmayan gerek�eyle istemin t�mden reddedilmi� olmas� usul ve yasaya uygun d��medi�inden karar�n bozulmas� gerekmi�tir� ),
Gerek�esiyle oy�oklu�u ile bozularak dosya yerine geri �evrilmekle yeniden yap�lan yarg�lama sonunda; mahkemece �nceki kararda direnilmi�tir.
Hukuk Genel Kurulu�nca incelenerek direnme karar�n�n s�resinde temyiz edildi�i anla��ld�ktan ve dosyadaki ka��tlar okunduktan sonra gere�i g�r��ld�:
KARAR : Dava, haks�z eylem nedeniyle ki�ilik haklar�na sald�r�dan kaynaklanan manevi tazminat istemine ili�kindir.
Davac�, daval�n�n kendisinin e�iyle, onun evli oldu�unu bildi�i halde, duygusal ve cinsel ili�kiye girmek suretiyle ger�ekle�en haks�z eylemi ile ki�ilik haklar�na sald�r�da bulundu�u iddias�yla eldeki davay� a�m��t�r.
Daval�, davac�n�n e�iyle duygusal ve cinsel ili�kiye girdi�ini, bu ili�kiden bir de �ocu�unun oldu�unu kabul etmekle birlikte; bu hususu davac�n�n bilmesine kar��n ses ��karmad��n�, tazminat isteme ko�ullar�n�n olmad��n�, davan�n reddini savunmu�tur.
Mahkemece, dava reddedilmi�; �zel dairenin yukar�da ba�l�k b�l�m�ne aynen al�nan ilam�yla karar�n bozulmas� �zerine de �nceki kararda direnilmi�tir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu �n�ne gelen uyu�mazl�k; davac�n�n e�i ile duygusal ve cinsel ili�kiye girdi�i taraflar�n ve mahkemenin kabul�nde olan daval�n�n, bu eyleminin davac�n�n ki�ilik haklar�na sald�r� olu�turup olu�turmad�� ve hukuki sorumlulu�unu gerektirip gerektirmedi�i, noktalar�nda toplanmaktad�r.
Uyu�mazl��n ��z�m�ne ge�ilmeden �nce, hukukumuzda yer alan sorumluluk kaynaklar�n�n ve buna ba�l� olarak da taraflar aras�ndaki hukuki ba��n niteli�inin irdelenmesinde yarar vard�r.
818 say�l� Bor�lar Kanunu�nda, �Bor�lar�n Te�ekk�l�� ba�l�� alt�nda, s�zle�meden do�an bor�lar ( md.1-40 ) ile haks�z fiilden do�an bor�lar ( md.41-60 ) d�zenlenmi�; yine ayn� ba�l�k alt�nda, bor�lar�n ��nc� genel kayna�� olarak, haks�z ( sebepsiz ) �ktisaba ( md.61-66 ) yer verilmi�tir.
Bunlar�n d��nda, ne hukuki bir i�lemde a��klanan bir iradeye, ne dehukuka ayk�r� bir eyleme dayanmayan; kanundan do�an bor�lar bulunmaktad�r.
�zetle, hukukumuzda bor�lar�n kayna��; s�zle�me, haks�z fiil, sebepsiz iktisap ya da bir kanun h�km� olarak kabul edilmi�tir.
S�zle�me, tek tarafl� hukuki i�lemden farkl� olarak, en az iki irade beyan�n� i�erir, bu irade beyanlar�n�n birbirine uygun ve kar��l�kl� olmas� gerekir.
Bor�lar Kanunu�nda, sorumlulu�un di�er bir genel kayna�� olarak �ng�r�len sebepsiz zenginle�meden s�z edilebilmesi i�in; bir taraf zenginle�irken di�erinin fakirle�mesi, zenginle�me ve fakirle�me aras�nda uygun nedensellik ba��n�n bulunmas� ve zenginle�menin hukuken ge�erli bir nedene dayal� olmamas� gerekir.
Kanundan do�an bor�larda da, bor� kayna��n� kanundan almakta ve sorumluluk buna g�re belirlenmektedir.
Bor�lar Kanunu�nda sorumluluk nedenleri aras�nda d�zenlenen haks�z fiil ise hukuka ayk�r� bir eylemle ba�kas�na zarar verilmesidir.
Haks�z fiilden s�z edilebilmesi i�in, �u d�rt unsurun birlikte bulunmas� zorunludur. �ncelikle ortada hukuka ayk�r� bir fiil bulunmal�; bu fiili i�leyenin kusurlu olmal�; kusurlu �ekilde i�lenen ve hukuka ayk�r� olan bu fiil nedeniyle bir zarar do�mal� ve sonu�ta do�an zarar ile, hukuka ayk�r� fiil aras�nda nedensellik ba�� bulunmal�d�r. Bu unsurlar�n t�m�n�n bir arada bulunmad��, bir veya birka� unsurun eksik oldu�u durumlarda, haks�z fiilin varl��ndan s�z edilemez.
Eldeki dava, a��klanan bu sorumluluk kaynaklar�ndan haks�z eyleme dayal�d�r.
818 say�l� Bor�lar Kanunu�nun 41.maddesinde �Mesuliyet �art�� ba�l�� alt�nda;
�Gerek kasten gerek ihmal ve teseyy�p yahut tedbirsizlik ile haks�z bir surette di�er kimseye bir zarar ika eden �ah�s, o zarar�n tazminine mecburdur.
Ahlaka mugayir bir fiil ile ba�ka bir kimsenin zarara u�ramas�na bilerek sebebiyet veren �ah�s, kezalik o zarar� tazmine mecburdur.�
H�km� yer almakta;
Ayn� Kanunun ��ahsi Menfaatlerin Haleldar Olmas�� ba�l�kl� 49.maddesinde ise;
��ahsiyet hakk� hukuka ayk�r� bir �ekilde tecav�ze u�rayan ki�i, u�rad�� manevi zarara kar��l�k manevi tazminat nam�yla bir miktar para �denmesini dava edebilir.
Hakim, manevi tazminat�n miktar�n� tayin ederken, taraflar�n s�fat�n�, i�gal ettikleri makam� ve di�er sosyal ve ekonomik durumlar�n� da dikkate al�r.
Hakim, bu tazminat�n �denmesi yerine, di�er bir tazmin sureti ikame veya ilave edebilece�i gibi tecav�z� k�nayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu karar�n bas�n yolu ile ilan�na da h�kmedebilir.�
D�zenlemesine yer verilmektedir.
Yine ayn� Kanunun �M�teselsil Mesuliyet�e ili�kin h�k�mlerinden, �Haks�z Fiil Halinde� ba�l�kl� 50.maddesinde de:
�Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde m��evvik ile as�l fail ve fer�an methali olanlar, tefrik edilmeksizin m�teselsilen mesul olurlar. Hakim, bunlar�n birbiri aleyhinde r�cu haklar� olup olmad��n� takdir ve icab�nda bu r�cuun ��mul�n�n derecesini tayin eyler.
Yatakl�k eden kimse, vaki olan kardan hisse almad�k�a yahut i�tirakiyle bir zarara sebebiyet vermedik�e mesul olmaz.�
�eklinde d�zenleme bulunmaktad�r.
Di�er taraftan, 4721 say�l� T�rk Medeni Kanunu�nun 185.maddesinde;
��evlenmeyle e�ler aras�ndaki evlilik birli�i kurulmu� olur� E�ler birlikte ya�amak, birbirine sad�k kalmak ve yard�mc� olmak zorundad�rlar.�
Denilmektedir.
G�r�ld�� zere, haks�z eylem nedeniyle sorumluluk hallerinden birisi ahlaka ayk�r�; bir fiil ile bilerek ba�ka bir kimsenin zarara u�ramas�na neden olmakt�r.
Yine, m�teselsil sorumlulu�a ili�kin d�zenlemeler ile haks�z eylemi birlikte ger�ekle�tirenler birbirinden ay�rt edilmeksizin, zarar g�rene kar�� m�teselsilen sorumlu olurlar.
�te yandan, evlilik birli�inde e�lerin zorunluluklar� yasal d�zenleme alt�na al�nm�� ve sadakat borcu da bunlar aras�nda say�lm��t�r.
T�m bu a��klamalar ve ortaya konulan yasal d�zenlemeler ��nda somut olay irdelendi�inde:
Davac�, e�iyle 1990 y�l�nda a�k evlili�i yapt�klar�n� ve uzun s�re hi�bir sorun ya�amadan evlilik birli�ini s�rd�rd�klerini, 15 y�l mutlulukla s�ren evlili�inin e�inin interrette sohbet yoluyla; daval� ile tan��p, onunla ili�kiye girmesinin ard�ndan sars�ld��n�, e�i ile ili�kiye giren daval�n�n bunu evli oldu�unu bilerek ger�ekle�tirdi�ini, �ocuklar�n�n olmamas�n� da f�rsat bilerek e�ini ondan �ocuk sahibi oldu�una inand�rd��n�, bu yolla evinden kopar�p kendisiyle ya�amas�n� sa�lad��n�, ancak e�inin daval� ile birlikteli�i s�ras�nda �ok �alkant�l� bir d�nem ya�ay�p sonu�ta bu y�k� kald�ramayarak intihar etti�ini, kendisinin t�m bu olaylar nedeniyle derin sars�nt�ya ve ruhsal ��k�nt�ye u�rad��n�, e�ini ger�ekten �ok sevdi�ini ve bu �ekilde �nce ayr�l�k ard�ndan �l�m ac�s� ya�amay� kald�ramad��n�, t�m bunlar�n sebebinin ahlaka ayk�r� davran�� nedeniyle daval� oldu�unu, daval�n�n eylemenin ki�ilik haklar�na, manevi varl��na ve aile b�t�nl��ne a��r sald�r� te�kil etti�ini, ifadeyle eldeki davay� a�arak; manevi tazminat istemi�tir.
Daval�n�n, davac�n�n e�iyle evli oldu�unu bilerek duygusal ve cinsel ili�kiye girdi�i, ondan �ocuk sahibi oldu�u y�n�nde a��k kabul� bulunmakta; savunma olarak, davac�n�n da bildi�i bu davran��n�n onun ki�ilik haklar�na sald�r� te�kil etmedi�ini getirmektedir.
Hemen belirtmekte yarar vard�r ki, gerek Anayasam�zda, gerek Medeni Kanunu�muzda aile toplumun temeli olarak kabul edilmi� ve aileyi koruyan h�k�mlere yer verilmi�tir. Aile sadece mensubu olan ki�iler i�in de�il toplum i�in de �nemlidir ve hem yaz�l� hukuk d�zenimizde hem de �rf ve adet hukukumuzda �zel bir yere sahiptir. Bu nedenledir ki, ailenin korunmas�na y�nelik d�zenlemeler sadece aileyi de�il, t�m toplumu ilgilendirmektedir. Aile mensuplar�n�n birbirlerine kar�� y�k�ml�l�klerinin ihlali �o�u zaman toplum d�zenini de etkilemekte, yasalar nezdinde koruma �nlemlerinin al�nmas� yoluna gidilmektedir.
B�ylesi �neme sahip aile kurumuna mensup erkekle, evli oldu�unu bilerek kurulan duygusal ve cinsel ili�kinin, hatta ondan �ocuk sahibi olman�n aile kurumuna ve onun mensubu olan ki�ilere verece�i zarar ka��n�lmazd�r ve daval�n�n bunu �ng�rmemi� olmas� d��n�lemez.
Bu nedenledir ki, evli ki�ilerle ili�ki uzun s�re su� say�lm�� ve aile kurumu bu yolla da koruma alt�na al�nmak istenmi�tir. Bu t�r eylemlerin, daha sonraki yasal d�zenlemeler s�ras�nda su� olmaktan ��kar�lm�� olmas�, bu eylemin ahlaka ayk�r�l��n� ve dolay�s�yla haks�zl��n� da ortadan kald�rmayacakt�r. Zira, bir eylemin ceza kanununa g�re su� te�kil etmemesi ve m�eyyidesinin d�zenlenmemi� olmas�, bor�lar hukuku h�k�mlerine g�re ahlaka ya da hukuka ayk�r� olarak kabul edilmesine engel te�kil etmemektedir.
Di�er taraftan, e�ler evlilik birli�ini kurmakla birbirlerine sadakat borcu alt�na girdikleri gibi, mensubu olduklar� aile birli�ine kar�� da sorumluluk alt�na girerler. Davac�n�n e�inin evli olmas�na ra�men bir ba�kas� ile cinsel ve duygusal ili�kiye girmesi, evlilik s�zle�mesi ile ba�land��, sadakat borcu alt�na girdi�i e�ine kar�� haks�z eylem niteli�indedir. Daval� kad�n da, evli oldu�unu bilerek davac�n�n e�iyle gayr�resmi ili�kiye girmek ve ondan �ocuk sahibi olmak suretiyle, gerek yasalarca gerek �rf ve adet hukukunca korunmayan haks�z bir davran�� i�ine girmi�tir. Bu davran�� da a��k�a haks�z eylem niteli�indedir.
E� s�yleyi�le, esasen dava d�� e�in, evlilik birli�inin gerektirdi�i sadakat y�k�m� bulunmakla birlikte; onun evli oldu�unu bilen ve buna ra�men onunla ili�kiye giren daval� kad�n�n da dava d�� kocan�n sadakatsizlik eylemine kat�ld��nda ve her ikisinin de bu haks�z eylemlerinden birlikte ve m�teselsilen sorumlu olduklar�nda ku�ku bulunmamaktad�r.
O halde olayda, Bor�lar Kanunu�nun 50. maddesinde d�zenlenen birden fazla �ahs�n; m��terek kusurlar�yla bir zarara yol a�malar�, di�er bir deyimle, tam tesels�l hali mevcut olup, daval� do�an zarardan, davac�n�n e�i ile birlikte m�teselsilen sorumludur.
M�teselsilen sorumlulu�un bulundu�u durumda da davac�, alaca��n� sorumlular�n tamam�ndan isteyebilece�i gibi bunlardan biri veya birka��ndan da isteyebilir. ( Yarg�tay Hukuk Genel Kurulu�nun 12.11.2003 g�n ve 2003/9-685 E.-690 K. say�l� Karar� ). Bunlardan birisinin �lm�� olmas� di�erini sorumluluktan kurtarmaz. Zarar g�ren dilerse davas�n� bu ki�iye y�neltebilir.
�u durumda; sorumlulardan birisi olan davac�n�n e�inin vefat etmesi, tesels�l ili�kinde bulunan daval�n�n sorumlulu�unu ortadan kald�racak bir olgu olarak kabul edilemez ve daval�n�n haks�z eyleminin varl��n� ortadan kald�rmaz.
B�ylece, evli bir kimsenin evlilik d�� birlikteli�i, di�er e�in sosyal ki�ilik de�erlerine sald�r� niteli�inde oldu�u gibi, bu eyleme kat�lan ki�inin eylemi de bundan ayr� d��n�lemez. Dolay�s�yla, bu eyleme evlili�i bilerek kat�lan ki�i de di�er e�in u�rad�� zarardan sorumludur.
Sonu� itibariyle, daval�n�n davac�n�n e�i ile evli oldu�unu bilerek duygusal ve cinsel ili�kiye girdi�inin taraflar�n ve mahkemenin kabul�nde olmas�na g�re; daval�n�n sorumlulu�u ahlaka ve adaba ayk�r�l�k nedeniyle ger�ekle�en �haks�z fiil�den kaynaklanmakta; dava da yasal dayana��n� haks�z fiile ili�kin h�k�mlerden almaktad�r.
Hal b�yle olunca, mahkemece daval�n�n a��klanan sekilde ger�ekle�en eyleminden sorumlulu�u kabul edilerek, bundan kaynaklanan zarar�n kapsam� belirlenmeli ve var�lacak uygun sonuca g�re bir karar verilmelidir.
Yukar�da belirtilen yasal d�zenleme ve maddi olguya ili�kin a��klamalar ve ayn� hususlara i�aret eden �zel Daire karar� dikkate al�nmadan, �nceki kararda direnilmesi usul ve yasaya ayk�r� olup; karar�n a��klanan nedenlerle bozulmas� gerekmi�tir.
SONU� : Davac� vekilinin temyiz itirazlar�n�n kabul� ile direnme karar�n�n �zel Daire bozma karar�nda ve yukar�da g�sterilen nedenlerden dolay� HUMK.�nun 429.maddesi gere�ince BOZULMASINA, istek halinde temyiz pe�in harc�n�n geri verilmesine, 24.03.2010 g�n�nde oy�oklu�u ile karar verildi."

Bo�anma nedeniyle tazminat ?

Bo�anma nedeniyle tazminat ?

Cevap: Bo�anma nedeniyle tazminat ?

Cevap: Bo�anma nedeniyle tazminat ?

Cevap: Bo�anma nedeniyle tazminat ?

Cevap: Bo�anma nedeniyle tazminat ?

Cevap: Bo�anma nedeniyle tazminat ?

Cevap: Bo�anma nedeniyle tazminat ?

Hukuk Sitesi

Davalar

Avukatlar

HUKUK