Cevap: Komşuluk Hukuku
Mahkemenin davayı Asliye Hukuk Mahkemesine göndermesinin gerekçeli kararını buraya aktarırsanız daha fazla yardım edilebilir.
Gerekçeli kararı göremediğimizden tahmini fikirlerimizi ileri sürmek durumunda kalıyoruz
Daha öncede yazdım bu davanın normalde Sulh Hukuk da bakılması gerekir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) 4.maddesi buna açıklık getirir.
Sulh hukuk mahkemelerinin görevi
MADDE 4- (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.
Yine temyiz aşamasından geçen Yargıtay kararlarında, Kat mülkiyetinden doğan yani ana taşınmazda ki yönetim ve uygulamalardan doğan anlaşmazlıklar, Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümlenir, diye kararlar bulunmaktadır.
Tabi yine söylemem gerekirse bu kadar açık kanunlar, içtihatlar varken Asliye Hukuk Mahkemesine neden gönderilir anlamadım.
İkinci meselemize gelirsek, ihbarda bulunmadı diye dert edinmeyin bu onun sorunu ispatı da onun vazifesi, size kmk 28.ve 29. maddelerine göre iadeli taahhütlü ihtarname göndermesi gerekiyordu ki, dava açma süresini başlatabilsin.
Yine yazıyorum, buna dikkat edin ve sürekli ileri süreceksiniz, usulüne uygun dava açabilme hakkı, bu ön şartı yerine getirmesine bağlıdır. Mahkemelerde görülen davalarda usul, esastan önce gelir ve ivedilikle tamamlatılması gerekir.
Dosya yargıtaya gitse bile orada da, usul'i eksiklikler var mı diye önce, eksiklikler incelenir, varsa dosya eksikliğin tamamlatılması için noksan ikmal diye Mahkemesine geri gönderilir.
Anlayabilmeniz için uzun uzun yazıyorum ki usul konusunun tamamlanmasının ne kadar önemli olduğunu şahsınız da anlasın ki savunmanızı o kadar kuvvetli yapın.
Daha önce dilekçenize expertiz getirdiğinizi yazmışınız olsun eğer Asliye Hukuk Mahkemesinde davanız görülmeye devam edecekse, oraya da ayrı savunma yapın.
Savunmanızda ben komşunun zararını karşılamak için sigorta experini kapısına kadar getirdim kapıyı açmadı ,bunun haricinde de bana zararı karşılamam için hiç bir ihtarname göndermedi, sözlü olarak ta ihtarda bulunmadı ,böyle bir ihtarnamesi olsa benim ihtarnameyi aldığıma dair elinde bana ait alındığına ilişkin imzam bulunan alındı yazısı olması gerekir. Ayrıca sigorta şirketimden gelen expertizi de tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum diyeceksiniz.
Firmanın adresini vereceksiniz,firmaya gidecek tebligat masrafını yatıracaksınız.
İddia makamı iddiasını ispatla mükelleftir, onun için size uyarı yazısı gönderdiyse size ulaştırdığına dair imzanızı taşıyan belgeyi gösterme sorumluluğu ona aittir sizi bağlamaz, korkmayın. Tesisatçıyı da şahit olarak dinlenmesini talep edin, onunda açık adresini yazdırın.
Savunma dilekçenizin açıklamalar kısmına, KMK'nın(Kat Mülkiyeti Kanunu) 28.ve 29. maddelerine uyulmadan, dava açabilme aşamasının usul yönünden eksikliğin tamamlanmasına yer vermeden dava açılmasına sebebiyet vermiştir.
Bu sebebiyetin sorumluluğu kendisine ait olduğundan Mahkeme masraflarını ,Avukatlık masraflarını ve diğer çıkabilecek masrafları kendisinin ödemesine karar verilmesini talep edeceksiniz.
Ben hala iyi niyetimi korumakla beraber, komşuma verdiğim tesisat masraflarını ödemeye hazırım, yazan güzel bir dilekçe vereceksiniz, davanın hangi mahkemede devam edeceği sizin sorununuz değil.Savunmanızı iyi yapacaksınız çok iyi dilekçe yazmanız gerekiyor.Dilekçeyi yarım sayfaya sığdırmaya bakacaksınız yada en fazla bir sayfa, fazla uzayan dilekçeyi okumak hem konuyu dağıttırır hem sıkar, çok profesyonel olması gerekir açık,anlaşılır konudan kopmadan sıkılmadan okunacak olması gerekir.
Bunlar önemli detaylar, bir Avukat arkadaşa yazdırsanız daha iyi olur diyeceğim fakat siz bilirsiniz.
- - - Updated - - -
Sayın güngören konu başlığınıza bir daha bakınca bir şey fark ettim ,konu başlığı komşuluk Hukuku yazıyor.
Hakim, konu başlığından etkilenmiş olmalı fakat dava konusunun içeriğinin Asliye hukuk la ilgisi yok.
Komşuluk Hukuku kanunu, Medeni Kanununun 737.maddesinde komşu hakkı geçer.
Burada anlatılmak istenen açıklamalar, yan komşuyla münasebetleri düzenler.
Aynı binada oturanların taşınmazlarına ilişkin sorunların çözümlenmesiyle, yan arsada, binada, yan komşularla olan taşınmazların sorunlarına yönelik yaptırımlar farklı kanunda ve yetkili Mahkemelerde görülür.
Medeni kanuna göre değerlendirmesi yapılacak olaylar Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılıyor.
Sanırım burada ki olay, altlı üstlü oturanlarla, komşularla, yan arsada başkasına ait taşınmazdaki taşınmazların,komşuların , haklarının kullanılması bir birine karıştırılmış.
Bundan dolayı başka Mahkemeye gönderilmiş.
Şimdi, ya Asliye Hukuk Hakimi durumu fark edip o da görevsizlik kararı verecek ve Yargıtaya dosyayı gönderip görevlendirme yazısı isteyecek, yada fark etmeyip davaya bakmaya devam edecek.
Fark edilip de Yargıtaya gönderilen dosya ya cevap verilip görevlendirme yazısı geldiğinde, görevin Sulh Hukuk Mahkemesine verildiği yazacaktır.
Aynı Mülkiyete sahip arsa ve binalardaki komşu hakları HUMK 4.mad ve KMK28,29
Ayrı Mülkiyete sahip arsa ve binalarda ki komşu hakları MK 737. madde ile değerlendirilir.
Neyse fazla uzatıp kafanızı karıştırmayayım.