Adi Taşınmaz Satış Sözleşmesi
Şu ana kadar avukat arkadaşlarımdan da net bir yanıt alamadığım yargınında fikir birliğinin bulunmadığı bir dava hakkında değerli görüşlerinizi merak ediyorum.
Kocası yeni vefat etmiş iki çocuğuyla dul kalmış M adi sözleşmeyle ve o günün ederi olmayan bir bedelle ve vadeyle taşınmazı C ye satıyor.
Bir zaman geçtikten sonra taşınmazın imar görmemesi gibi nedenlerle taşınmaz teslim edilemeyince M başka bir taşınmaz teklif ediyor.C ise müsait olunca hal yoluna koyarız acelesi yok diyor .
Yine bir zaman geçtikten sonra C vefat ediyor.M yeterli eğitimi olmadığından aynı çevrede bulunan birkaç taşınmazdan birini satmak isterken hataya düşüp C ye vaat ettiği taşınmazı başkası üzerine tescil ettirip C ye verilecek taşınmazın teslimi imkansızlaşıyor.
M nin çocukları ehliyetli duruma geldiklerinde tapuda bu durumu öğreniyorlar.C nin eşine durumu anlatıp bir akşam zararın tanzimi için C nin eşinin evinde buluşmayı kararlaştırıyorlar.
Buluşma M , Çocukları C nin Eşi ve Çocuklarıyla gerçekleşiyor.M ve çocukları yeni 2b kanununa göre mahkeme aşamasındaki taşınmaz için ,satış işlemi gerçekleştiğinde eski taşınmazın üst değerinde hiç bir bedel alınmadan teslim edileceği konusunda anlaşıp bunu yazıya geçirip imzalıyorlar.
Bu anlaşmadan sonra C nin eşi bana daire alın , arsa alın gibi son anlaşmaya muhalif bir takım isteklerde bulunuyor.M ve çocukları ise söz verilen taşınmazın kendi lehlerine mahkemenin kesinleştiğini ve satış aşamasında olduğunu belirtiyor.
C nin eşi buna rağmen konuyu yargıya taşıyor ve munzam zarar,dolandırıcılık, ve tazminat talep ediyor.
A) Davaya Medeni kanun Md.2 deki iyiniyet kurallarına uyulmadığı ileri sürülebilir mi?
B)İki sözleşme ayrı ayrı hukuki olarak nasıl değerlendirilmelidir?
C)Dolandırıcılık suçu vuku bulmuş mu? Munzam zarar istemi yerindemidir?
Tartışmak isteyen arkadaşlar başlayabilir:)
Kocası yeni vefat etmiş iki çocuğuyla dul kalmış M adi sözleşmeyle ve o günün ederi olmayan bir bedelle ve vadeyle taşınmazı C ye satıyor.
Bir zaman geçtikten sonra taşınmazın imar görmemesi gibi nedenlerle taşınmaz teslim edilemeyince M başka bir taşınmaz teklif ediyor.C ise müsait olunca hal yoluna koyarız acelesi yok diyor .
Yine bir zaman geçtikten sonra C vefat ediyor.M yeterli eğitimi olmadığından aynı çevrede bulunan birkaç taşınmazdan birini satmak isterken hataya düşüp C ye vaat ettiği taşınmazı başkası üzerine tescil ettirip C ye verilecek taşınmazın teslimi imkansızlaşıyor.
M nin çocukları ehliyetli duruma geldiklerinde tapuda bu durumu öğreniyorlar.C nin eşine durumu anlatıp bir akşam zararın tanzimi için C nin eşinin evinde buluşmayı kararlaştırıyorlar.
Buluşma M , Çocukları C nin Eşi ve Çocuklarıyla gerçekleşiyor.M ve çocukları yeni 2b kanununa göre mahkeme aşamasındaki taşınmaz için ,satış işlemi gerçekleştiğinde eski taşınmazın üst değerinde hiç bir bedel alınmadan teslim edileceği konusunda anlaşıp bunu yazıya geçirip imzalıyorlar.
Bu anlaşmadan sonra C nin eşi bana daire alın , arsa alın gibi son anlaşmaya muhalif bir takım isteklerde bulunuyor.M ve çocukları ise söz verilen taşınmazın kendi lehlerine mahkemenin kesinleştiğini ve satış aşamasında olduğunu belirtiyor.
C nin eşi buna rağmen konuyu yargıya taşıyor ve munzam zarar,dolandırıcılık, ve tazminat talep ediyor.
A) Davaya Medeni kanun Md.2 deki iyiniyet kurallarına uyulmadığı ileri sürülebilir mi?
B)İki sözleşme ayrı ayrı hukuki olarak nasıl değerlendirilmelidir?
C)Dolandırıcılık suçu vuku bulmuş mu? Munzam zarar istemi yerindemidir?
Tartışmak isteyen arkadaşlar başlayabilir:)