Mülkiyetin Tespiti Davası - MERA
Merhaba,
Soruma kolaylık sağlaması açısından bir örnek yargıtay kararı da ekliyorum. Benim için çok önemli bir durum, yardımcı olursanız gerçekten müteşekkir olurum.
Bilindiği gibi meralar özel mülkiyete konu olamıyor. Ancak, taşınmaz kadim mera değil de tahsisli mera ise imar-ihya yoluyla ve tahsisten önce 20 yıllık sürenin doldurulması kaydıyla kazanılabiliyor. Ancak sınırlandırmanın iptali ve tescil yerine sadece mülkiyetin tespiti talep edilebiliyor. Bu durumda mülkiyetin tespitinde hukuki yarar var mıdır? Mülkiyetin tespitine taşınmaz bedelinin tazmini ya da başkaca talepler eklenebilir mi? Ve son olarak mülkiyetin tespitinden sonra hangi hukuki olanaklar kullanılabilir?
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/982
K. 2007/1539
T. 15.3.2007
• KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ ( Mera Tahsis Kararı İle Kamu Emlakine Dönüşen Yerle İlgili Sınırlandırma Tarihine Kadar Kazanma Koşulları Oluşmuşsa Mülkiyetin Tespiti Gereği )
• MERA TAHSİS KARARI ( Kamu Emlakine Dönüşen Yerle İlgili Sınırlandırma Tarihine Kadar Kazanma Koşulları Oluşmuşsa Mülkiyetin Tespiti Gereği )
• MÜLKİYETİN TESPİTİ ( Mera Tahsis Kararı İle Kamu Emlakine Dönüşen Yerle İlgili Sınırlandırma Tarihine Kadar Kazanma Koşulları Oluşmuşsa Mülkiyetin Tespiti Gereği )
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Mera Tahsis Kararı İle Kamu Emlakine Dönüşen Yerle İlgili Sınırlandırma Tarihine Kadar Kazanma Koşulları Oluşmuşsa Mülkiyetin Tespiti Gereği )
4721/m. 713
4342/m. 5
ÖZET : Davacı, kazandırıcı zilyetlik nedeniyle mera olarak belirlenen yere ait sınırlandırmanın iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mera tahsisi kararı ile kamu emlakine dönüşen bir taşınmazın özel mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilmesi mümkün değildir. Ancak mera olarak sınırlandırma tarifline kadar kazanma koşulları oluşmuşsa tescil yerine mülkiyetin tespitine karar verilebilir. Açıklanan hususlar dikkate alınmadan taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi hatalıdır.
DAVA : Aile Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki sınırlandırmanın iptali ve tescil davasının kabulüne dair Pazarcık Asliye Hukuk Hakimliği'nden verilen 22.11.2005 gün ve 73/901 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde İstenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle LI Mera Tespit Komisyonu'nca yapılan çalışmalar sırasında 6 nolu mer'a parseli olarak belirlenen yere ait sınırlandırmanın kısmen iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile edinilemeyecek Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden mer'a olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı köy temsilcisi, dava konusu yerin davacıya ait olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece, 13.02.2004 günlü krokide A harfi ile gösterilen 6 nolu mera parselinin 15.183,42 m2'lik kısmına ait sınırlandırmanın iptali ile bu yerin susuz tarla vasfıyla davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, 1967 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık niteliği ile tespit dışı bırakılan taşınmazın davacı tarafından para ve emek sarfedilerek taşlarından temizlemek suretiyle kültür arazisi haline getirildiği ve İl Mera Komisyonu tarafından mer'a olarak tahsis edildiği tarihe kadar 20 yıldan fazla süre ile tasarruf ve zilyetliğinde bulunduğu yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edildiğine, kültür arazisi niteliğinde olduğu ziraatçi uzman bilirkişi, sınırında yer alan kuru dereden edinilmediği ve etkisi altında bulunmadığı jeolog bilirkişi tarafından gerekçeli olarak açıklandığına göre davacı yararına kazanma koşulları oluşmuş bulunduğundan davalı Hazine vekilinin aşağıda belirtilen husus dışında temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1952 yılında 4753 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca faaliyet gösteren 45 nolu Toprak Komisyonu'nca çalışmalar yapılmış olup dava konusu yer bu çalışmalara göre mer'a olarak belirlenen yerlerin yani mer'a norm kararının dışında kaldığı anlaşılmıştır. Bundan sonra 4342 sayılı Mera Kanunu hükümleri uyarınca 2003 yılında yapılan çalışmalar sonunda dava konusu taşınmaz ve çevresi ... Köyü orta malı mer'ası olarak 6 parsel numarası ile sınırlandırılmıştır. Mera Kanunu'nun 5. maddesinde ihtiyaç gözetilerek tahsis edilecek diğer taşınmazlar yanında, ( c ) bendinde "mer'a yaylak ve kışlak olarak kullanılmak amacıyla kamulaştırı1acak yerler" köy veya belediyeye tahsis edileceği belirtilmiştir. Anılan hüküm uyarınca, mera komisyonunun yasal yetkisi içinde ihtiyaç durumuna göre, özel mülkiyet konusu bir yerin mer'a, yaylak veya kışlak olarak tahsis etmesi mümkün ve geçerlidir. Taşınmaz köylünün ortaklaşa yararlanmasına tahsis edilmekle kamu emlakine dönüştüğünden böyle bir yerin, özel mülkiyet şeklinde tapuya tescili mümkün değildir. Ancak sınırlandırma tarihine kadar kazanma koşulları oluştuğu taktirde tescil yerine mülkiyetin tespitine karar verilebilir. Mahkemece bu yön gözden kaçırılarak yazılı şekilde taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davalı Hazine vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenle HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.03.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Soruma kolaylık sağlaması açısından bir örnek yargıtay kararı da ekliyorum. Benim için çok önemli bir durum, yardımcı olursanız gerçekten müteşekkir olurum.
Bilindiği gibi meralar özel mülkiyete konu olamıyor. Ancak, taşınmaz kadim mera değil de tahsisli mera ise imar-ihya yoluyla ve tahsisten önce 20 yıllık sürenin doldurulması kaydıyla kazanılabiliyor. Ancak sınırlandırmanın iptali ve tescil yerine sadece mülkiyetin tespiti talep edilebiliyor. Bu durumda mülkiyetin tespitinde hukuki yarar var mıdır? Mülkiyetin tespitine taşınmaz bedelinin tazmini ya da başkaca talepler eklenebilir mi? Ve son olarak mülkiyetin tespitinden sonra hangi hukuki olanaklar kullanılabilir?
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/982
K. 2007/1539
T. 15.3.2007
• KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ ( Mera Tahsis Kararı İle Kamu Emlakine Dönüşen Yerle İlgili Sınırlandırma Tarihine Kadar Kazanma Koşulları Oluşmuşsa Mülkiyetin Tespiti Gereği )
• MERA TAHSİS KARARI ( Kamu Emlakine Dönüşen Yerle İlgili Sınırlandırma Tarihine Kadar Kazanma Koşulları Oluşmuşsa Mülkiyetin Tespiti Gereği )
• MÜLKİYETİN TESPİTİ ( Mera Tahsis Kararı İle Kamu Emlakine Dönüşen Yerle İlgili Sınırlandırma Tarihine Kadar Kazanma Koşulları Oluşmuşsa Mülkiyetin Tespiti Gereği )
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Mera Tahsis Kararı İle Kamu Emlakine Dönüşen Yerle İlgili Sınırlandırma Tarihine Kadar Kazanma Koşulları Oluşmuşsa Mülkiyetin Tespiti Gereği )
4721/m. 713
4342/m. 5
ÖZET : Davacı, kazandırıcı zilyetlik nedeniyle mera olarak belirlenen yere ait sınırlandırmanın iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mera tahsisi kararı ile kamu emlakine dönüşen bir taşınmazın özel mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilmesi mümkün değildir. Ancak mera olarak sınırlandırma tarifline kadar kazanma koşulları oluşmuşsa tescil yerine mülkiyetin tespitine karar verilebilir. Açıklanan hususlar dikkate alınmadan taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi hatalıdır.
DAVA : Aile Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki sınırlandırmanın iptali ve tescil davasının kabulüne dair Pazarcık Asliye Hukuk Hakimliği'nden verilen 22.11.2005 gün ve 73/901 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde İstenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle LI Mera Tespit Komisyonu'nca yapılan çalışmalar sırasında 6 nolu mer'a parseli olarak belirlenen yere ait sınırlandırmanın kısmen iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile edinilemeyecek Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden mer'a olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı köy temsilcisi, dava konusu yerin davacıya ait olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece, 13.02.2004 günlü krokide A harfi ile gösterilen 6 nolu mera parselinin 15.183,42 m2'lik kısmına ait sınırlandırmanın iptali ile bu yerin susuz tarla vasfıyla davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, 1967 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık niteliği ile tespit dışı bırakılan taşınmazın davacı tarafından para ve emek sarfedilerek taşlarından temizlemek suretiyle kültür arazisi haline getirildiği ve İl Mera Komisyonu tarafından mer'a olarak tahsis edildiği tarihe kadar 20 yıldan fazla süre ile tasarruf ve zilyetliğinde bulunduğu yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edildiğine, kültür arazisi niteliğinde olduğu ziraatçi uzman bilirkişi, sınırında yer alan kuru dereden edinilmediği ve etkisi altında bulunmadığı jeolog bilirkişi tarafından gerekçeli olarak açıklandığına göre davacı yararına kazanma koşulları oluşmuş bulunduğundan davalı Hazine vekilinin aşağıda belirtilen husus dışında temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1952 yılında 4753 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca faaliyet gösteren 45 nolu Toprak Komisyonu'nca çalışmalar yapılmış olup dava konusu yer bu çalışmalara göre mer'a olarak belirlenen yerlerin yani mer'a norm kararının dışında kaldığı anlaşılmıştır. Bundan sonra 4342 sayılı Mera Kanunu hükümleri uyarınca 2003 yılında yapılan çalışmalar sonunda dava konusu taşınmaz ve çevresi ... Köyü orta malı mer'ası olarak 6 parsel numarası ile sınırlandırılmıştır. Mera Kanunu'nun 5. maddesinde ihtiyaç gözetilerek tahsis edilecek diğer taşınmazlar yanında, ( c ) bendinde "mer'a yaylak ve kışlak olarak kullanılmak amacıyla kamulaştırı1acak yerler" köy veya belediyeye tahsis edileceği belirtilmiştir. Anılan hüküm uyarınca, mera komisyonunun yasal yetkisi içinde ihtiyaç durumuna göre, özel mülkiyet konusu bir yerin mer'a, yaylak veya kışlak olarak tahsis etmesi mümkün ve geçerlidir. Taşınmaz köylünün ortaklaşa yararlanmasına tahsis edilmekle kamu emlakine dönüştüğünden böyle bir yerin, özel mülkiyet şeklinde tapuya tescili mümkün değildir. Ancak sınırlandırma tarihine kadar kazanma koşulları oluştuğu taktirde tescil yerine mülkiyetin tespitine karar verilebilir. Mahkemece bu yön gözden kaçırılarak yazılı şekilde taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davalı Hazine vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenle HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.03.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.