Yargıtay bozma kararı: "hükmün denetime imkân verecek ve infaz kabiliyeti olacak şekilde..." hakkında
Geniş çevresi olan, güçlü konumdaki bir kişi, kendisi hakkında suç duyurusu yapan bir vatandaş hakkında, iftiraya dayalı olarak ve yıldırma amacı güderek bir karşı suç duyurusu yapıyor. Birkaç tane yalancı tanık buluyor. Bunun üzerine adaletsiz bir soruşturma ve ardından daha da da adaletsiz olan bir yargılama yapılıyor. Hakaret suçu üzerinden ceza hükmü kuruluyor. Bu safhada avukat nedense çok zayıf kalıyor.
Ancak sanık, temyiz safhasında, bir hukukçu dostu aracılığıyla, yasaların ve adil yargılanma kurallarının müteaddit defa ihlâl edildiğini ortaya koyan ve onlarca somut delile dayalı olan çok sağlam bir dilekçe ile kararı temyiz ediyor.
Yargıtay, son derece sağlam olan esasa yönelik temyiz nedenleri mevcut olmasına rağmen, kararı "hükmün denetime imkân verecek ve infaz kabiliyeti olacak şekilde yeniden kurulması gerektiği" gerekçesiyle usul yönünden bozuyor.
Sorularım şunlar:
1. Kararın bozulmasını gerektiren çok sağlam esasa ilişkin gerekçeler mevcutken, bunlara hiç değinmeden, usul yönünden kararı bozmak, doğru mudur? Usul eksikliği tamamlanınca, esasa ilişkin asıl temyiz nedenleri ne olacak?
2. Böyle bir durumda "karar öncelikle esas yönünden bozulmalıdır" diyen arkadaşlarımız varsa, ve bu görüşü destekleyen emsal karar veya literatürde malzeme biliyorlarsa, bunların neler olduğunu ve mümkünse bunlara nasıl erişilececeğini belirtebilirler mi?
3. Yukarıdaki usul gerekçesi hakkında geniş bilgi bulabileceğim kaynak var mıdır? Bu gerekçe tam olarak nedir? "Hükmün denetime imkân verecek olması" nedir, bu açıdan hüküm nasıl olmalıdır? "İnfaz kabiliyeti" nedir, bu açıdan hüküm nasıl olmalıdır?
Verilecek cevaplar, yorumlar için teşekkür ederim.
Ancak sanık, temyiz safhasında, bir hukukçu dostu aracılığıyla, yasaların ve adil yargılanma kurallarının müteaddit defa ihlâl edildiğini ortaya koyan ve onlarca somut delile dayalı olan çok sağlam bir dilekçe ile kararı temyiz ediyor.
Yargıtay, son derece sağlam olan esasa yönelik temyiz nedenleri mevcut olmasına rağmen, kararı "hükmün denetime imkân verecek ve infaz kabiliyeti olacak şekilde yeniden kurulması gerektiği" gerekçesiyle usul yönünden bozuyor.
Sorularım şunlar:
1. Kararın bozulmasını gerektiren çok sağlam esasa ilişkin gerekçeler mevcutken, bunlara hiç değinmeden, usul yönünden kararı bozmak, doğru mudur? Usul eksikliği tamamlanınca, esasa ilişkin asıl temyiz nedenleri ne olacak?
2. Böyle bir durumda "karar öncelikle esas yönünden bozulmalıdır" diyen arkadaşlarımız varsa, ve bu görüşü destekleyen emsal karar veya literatürde malzeme biliyorlarsa, bunların neler olduğunu ve mümkünse bunlara nasıl erişilececeğini belirtebilirler mi?
3. Yukarıdaki usul gerekçesi hakkında geniş bilgi bulabileceğim kaynak var mıdır? Bu gerekçe tam olarak nedir? "Hükmün denetime imkân verecek olması" nedir, bu açıdan hüküm nasıl olmalıdır? "İnfaz kabiliyeti" nedir, bu açıdan hüküm nasıl olmalıdır?
Verilecek cevaplar, yorumlar için teşekkür ederim.