Alıntı:
nurmak170404 rumuzlu üyeden alıntı
merhaba, ben durumumu ve nasıl bir yol izlemem gerektiğini danışmak istiyorum. Özel bir kolejde öğretmenim. 4 yıldır bu kurumda çalışıyorum. 27 haftalık hamileyim. Doğumum 1 eylülde. doğum iznim okulun ilk dönemini kapsadığı için beni işten çıkarıyorlar. tabi ki hamile olduğum için olduğunu söylemiyorlar. İş yerinde küçülmeye gidiyoruz, diğer öğretmenlerin ders sayılarını arttıracaklarını söylüyorlar. Bu kurumda 4 yıldır özveri ile çalıştım,aynı branşta çalıştığım öğretmenlerle sıkıntı olduğunda onların sınıfları alınıp bana verildi ve hiçbir ek ücret almadan tüm sene onların derslerini de yürüttüm. her seferinde bana çok iyi bir öğretmen olduğumu, benden çok memnun olduklarını, benim yerime benden daha iyisini bulamayacaklarını,çocuklarımıda bu kurumda okutacakları vaadlerinde bulundular. Aralık 2014 te Hamile olduğumu açıkladığımda biz yasal haklarını veririz, hep yaynındayız, idare ederiz seni dediler. Ancak 2 haziran 2014 yani Dün bana bir tebligat imzalatmak istediler. tebligatta üstün özverili çalışmalarınızdan dolayı teşekkür ederiz. 2014-2015 yılı için sözleşmeniz yenilenmeyecektir. 31 ağustosta sözleşme süreniz dolmaktadır. 1 eylülde muhasebe ile irtibata geçiniz yazıyordu. ne sebeple sözleşmenin yenilenmeyeceğine dair bir bilgi yok. ben bu tebligatın bir nüshasını alıp danışmak istediğimi söylediğimde bana vermediler resmi evrak, imzalamazsan biz bildirdik ancak imzalamadı diye göndereceğiz dediler,ben düşüneceğim dedim. Ne yapmalıyım, işten çıkarılmak bir yana bana bu durumumda yaptıklarını haketmiyorum. Ayrıca bu kurumda sigortamız maaşımız üzerinden yatmıyor. Beni işten çıkarma tarihi yani sözleşmemin bittiği tarih te ben doğum iznimde oluyorum. sanırım ihbar süremde 8 hafta olmalı ben raprumu 32. haftada kullandığımda ihbar sürem bile dolmuş olmuyo. ne yapmalıyım? yardımcı olur musunuz?
Sİze yapılan bildirimi kabul edip, 1 eylülde muhasebe ile irtiba geçin derim.
9. Hukuk Dairesi 2009/22355 E. 2011/34265 K.
BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ
HAKSIZ FESİH
KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI
4857 S. İŞ KANUNU [ Madde 17 ]
4857 S. İŞ KANUNU [ Madde 24 ]
1475 S. İŞ KANUNU ( 14. maddesi yürürlükte ) [ Madde 14 ]
ÖZET:
Kural olarak belirli süreli iş sözleşmesi kararlaştırılmış ve süre sonunda taraflardan herhangi biri fesih iradesini ortaya koymamış ise iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ereceği açıktır. Ancak belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesinden önce taraflardan biri yenilememe iradesini ortaya koymuş ise burada yenilemeyen tarafın iradesine göre kıdem tazminatına hak kazanılıp kazanılamayacağı araştırılmalıdır. İşveren yenilememe iradesini göstermiş ve haklı nedene dayanmıyor ise bir yıllık kıdem koşulu gerçekleştiği takdirde kıdem tazminatı ödenmelidir.
Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait özel öğretim kurumunda 01.09.2004 tarihinde bir yıllık sözleşme ile sınıf öğretmeni olarak çalıştığını, 2005 yılında yenilendiğini ve belirsiz süreli hale geldiğini, iş sözleşmesinin 31.08.2006 tarihinde feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen ücretinin davalı işverenden tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalı ile davacı arasında 15.09.2004 tarihinde akdedilen sözleşme ile belirli süreli iş ilişkisi kurulduğunu, 2004-2005 öğretim dönemi için akdedilen iş sözleşmesinin 30.06.2005 tarihinde sona erdiğini ve iş sözleşmesinin 01.08.2005 tarihinde yenilendiğini, bu sözleşmenin 31.08.2006 tarihinde sona erecek olması sebebiyle 01.08.2006 tarihinde sözleşmenin yenilenmeyeceğinin davacıya bildirildiğini, maaş ödemesi ve bu bildirimin tebliği için davacının defalarca çağrılmasına rağmen bu çağrıları dikkate almadığı, davacının çektiği ihtarnameye verilen cevapta kıdem ve ihbar tazminatının haksız olduğu için kabul edilemeyeceğinin ve maaş alacağının okul muhasebesinden alınacağının bildirildiği, davacının maaşını muhasebeden almaktan imtina ederek dava açma yoluna gittiği, iş sözleşmesinde ücretin nereye ödeneceği hususunda belirleme bulunmadığını, davalının okul muhasebesinden maaşının alınabileceğinin bildirilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığını, davalının 625 sayılı Yasa kapsamında faaliyet gösterdiğini, belirli süreli iş akdi ile çalışan davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını ve dolayısıyla kıdem tazminatına ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalıya ait ilk öğretim okulunda sınıf öğretmeni olarak belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı, taraflar arasındaki sözleşmeler 625 sayılı Yasa uyarınca birer yıllık süre ile yapıldığından ikinci kez yenilenmesi halinde belirsiz süre hale dönüşmediği, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağı ancak dosya içerisindeki maaş bordrolarından davacının net aylık ücretinin 750 YTL olduğu ve davalı tarafın davacının ücret alacağını kabul ettiği gerekçesi ile ücret alacağının kabulüne, kıdem ve ihbar tazminat isteklerinin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından davacının 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi olduğu, kararın eksik incelemeye dayandığı, kıdem ve ihbar tazminatının reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1- 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17. maddesinde düzenlenen ihbar önelleri belirsiz süreli iş sözleşmeleri için öngörüldüğünden ve davacı dava konusu edilen dönemde 625 sayılı Yasa kapsamında belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığından, mahkemece belirli süreli iş sözleşmesi nitelendirilmesi ile ihbar tazminatının reddine karar verilmesi isabetlidir. Bu nedenle davacının ihbar tazminatına yönelik temyiz istemi yerinde değildir.
2- Davacının kıdem tazminatına yönelik temyizine gelince:
Halen yürürlükte olan ve kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesinde "Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin..." cümlesi ile iş sözleşmesinin belirli ya da belirsiz süreli olmasının kıdem tazminatına hak kazanma açısından önemli olmadığı belirtilmiştir.
Burada önemli olan fesih iradesinin kim tarafından ortaya konulduğu ve kıdem tazminatına hak kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğidir.
Örneğin belirli süreli iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesi uyarınca haklı nedenle fesheden işçi bir yıllık kıdem koşulu gerçekleştiği takdirde kıdem tazminatına hak kazanacaktır.
Elbette kural olarak belirli süreli iş sözleşmesi kararlaştırılmış ve süre sonunda taraflardan herhangi biri fesih iradesini ortaya koymamış ise iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ereceği açıktır. Ancak belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesinden önce taraflardan biri yenilememe iradesini ortaya koymuş ise burada yenilemeyen tarafın iradesine göre kıdem tazminatına hak kazanılıp kazanılamayacağı araştırılmalıdır. İşveren yenilememe iradesini göstermiş ve haklı nedene dayanmıyor ise bir yıllık kıdem koşulu gerçekleştiği takdirde kıdem tazminatı ödenmelidir.
Somut uyuşmazlıkta davacı ile ilki 01.09.2004, ikincisi 01.09.2005 tarihinde birer yıllık belirli süreli iş sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı işveren 31.08.2006 tarihinde sona erecek sözleşmeyi yenilemeyeceğini 01.08.2006 tarihinde davacı işçiye bildirmiş ve iradesini ortaya koymuştur.
İş sözleşmesinin işveren tarafından yenilenmemesi nedeni ile bir yıllık kıdem koşulunu taşıyan davacıya kıdem tazminatının ödenmesi gerekir. Kıdem tazminatı isteğinin kabulü yerine, yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kararını da kendilerine sunarak,
kıdem tazminatınızı talep edebilirsiniz sonrasında.