Vergi inceleme raporu ve Taktik Komisyonuna resen tarh edilen Vergilere karşı açmış olduğum davalarda çelişkli karar çıkmış
Merhaba
İnternet üzerinden satmış olduğum ürünlerle ilgili (2006-2007-2008 Yılları arası) 2011 yılında Vergi incelemesi başlatılmış. Takdire sevk edilmiş, Takdir komisyon kararları hesapta evime tebliğ edilmiş ,evde bulunmadığım gerekçe gösterilerek İlanen tebliğ yolun gidilmiş. Ben bu borçları tesadüfen İnternetten sorgularken öğrendim. Ve derhal iki ayrı dosya ile Vergi dairesine dava açtım. Biri KDV için diğeride Gelir vergisi ve genel geçici vergi için açıldı. Bu davalarda tebligatların usulsüz olarak yapıldığı tarafıma hazırlanan adres tespit tutanaklarındaki zapta aldıkları kişilerin ikametgah adresimde oturmadıkları hem mahalle muhtarından hem de site yönetiminden aldığım belgelerle 2007 yılından beri aynı adreste ikamet ettiğim ve mahalle muhtarlığında resmi kayıtlarımın olduğun mahkemeye beyan ettim. Açtığım davalarda usulsüz tebligatlardan dolayı VUK 114 göre zaman aşımının olduğun özellikle belirttik.
Davalı idare takdire sevk işlemini, 14 Kasım 2011 tarihinde yapıldığı için, zaman aşımının dolmasına (2006 yılı için zaman aşımı 31.12.2011) 47 gün kala taktir komisyonuna sevk işlemi yapılmış, Zaman aşımı, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihinden itibaren yani 12.04.2012 tarihinde yeniden başlamış ve zaman aşımından geriye kalan kırk yedi günlük süre içinde takdir komisyonunun takdir ettiği matrah üzerinden hesaplanan vergi ve cezanın 29 Mayıs 2012 tarihi mesai bitimi sonuna kadar tarafıma tebliğ edilmesi gerekirdi.. Bu tebligatların 29.Mayıs 2012 tarihine kadar davalı idare tarafından yapılmadığı,davalı idareye 08 Şubat 2013 tarihli verdiğim dilekçede “tarafıma tebliğ edilen ihbarnamelerin ve vs. belgelerin hiçbiri elime ulaşmadığı,Tebligatların ne için yapıldığı hangi tarihte yapıldığı kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir.”4982 sayılı bilgi edinme hakkım gereğince bu belgeler davalı idareden istenmiştir.Davalı idare bahsi geçen belgeleri 19 Şubat 2013 tarihinde bir üst yazı ile tarafıma vermiştir.
Mahkeme açtığım iki davadan birini rededdi ve çelişkili bir karar verdi.Şöyle ki ;"Davalı idare tarafından davanın süresinden açılmadığı iddia edilmekteyse de dosyada mevcut belgeler incelendiğinde ,dava konusu ihbarnamelerin 13.04.2012 tarihli adres tespit tutanağı esas alınarak tebliğ edilmediğinden bahisle ilanen tebliğ edildiği ,ancak davacının adresinde bulunamama halinin 213 VUK 102.maddesinde belirtilen şekilde tespit edilerek tebliğ alıntılarının usulüne uygun olarak tutanak haline getirilmediği ,ayrıca söz konusu adres tespit tutanağının anılan ihbarnamelerin tebliği ile ilgili olduğuna dair herhangi bir kayıt içermediği ,bu haliyle ihbarnamelerin tebliğ edilemediğinin ispat gücü taşımadığı ,dolayısı ile ihbarnamelerin davacıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği ve ilanen tebliğin bir hüküm ifade etmediği sonucuna varıldığından davacının ıttıla tarihi olarak belirttiği tarih esas alınarak açılan davanın süresinde açıldığı kabul edilerek işin esas incelemesine geçildi."
Esas yönünden incelemede Vergi inceleme raporuna vurgu yapılarak tarafımdan mahkemeye bilgi ve belge sunulmadı banka kayıtlarım esas alınarak hazırlanmış olan vergi inceleme raporunda bir aykırılık yoktur diyerek davayı reddine karar verdi.
Burada açık bir çelişki yok mu ? hem tebligatların usulsüz olduğuna, ilanen tebligatın hükmünün olmadığına karar vereceksin hem de davayı reddine karar vereceksin .Yukarıda yazdığım gibi ne vergi inceleme raporu nede Tarh edilen cezalar tarafıma tebliğ yapılmadı.VUK 114 maddesinde çok açık maddesinde "Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar" diye bir kanun var. Bu konuda ne yapabilirim yardımcı olursanız çok sevinirim. Saygılar
İnternet üzerinden satmış olduğum ürünlerle ilgili (2006-2007-2008 Yılları arası) 2011 yılında Vergi incelemesi başlatılmış. Takdire sevk edilmiş, Takdir komisyon kararları hesapta evime tebliğ edilmiş ,evde bulunmadığım gerekçe gösterilerek İlanen tebliğ yolun gidilmiş. Ben bu borçları tesadüfen İnternetten sorgularken öğrendim. Ve derhal iki ayrı dosya ile Vergi dairesine dava açtım. Biri KDV için diğeride Gelir vergisi ve genel geçici vergi için açıldı. Bu davalarda tebligatların usulsüz olarak yapıldığı tarafıma hazırlanan adres tespit tutanaklarındaki zapta aldıkları kişilerin ikametgah adresimde oturmadıkları hem mahalle muhtarından hem de site yönetiminden aldığım belgelerle 2007 yılından beri aynı adreste ikamet ettiğim ve mahalle muhtarlığında resmi kayıtlarımın olduğun mahkemeye beyan ettim. Açtığım davalarda usulsüz tebligatlardan dolayı VUK 114 göre zaman aşımının olduğun özellikle belirttik.
Davalı idare takdire sevk işlemini, 14 Kasım 2011 tarihinde yapıldığı için, zaman aşımının dolmasına (2006 yılı için zaman aşımı 31.12.2011) 47 gün kala taktir komisyonuna sevk işlemi yapılmış, Zaman aşımı, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihinden itibaren yani 12.04.2012 tarihinde yeniden başlamış ve zaman aşımından geriye kalan kırk yedi günlük süre içinde takdir komisyonunun takdir ettiği matrah üzerinden hesaplanan vergi ve cezanın 29 Mayıs 2012 tarihi mesai bitimi sonuna kadar tarafıma tebliğ edilmesi gerekirdi.. Bu tebligatların 29.Mayıs 2012 tarihine kadar davalı idare tarafından yapılmadığı,davalı idareye 08 Şubat 2013 tarihli verdiğim dilekçede “tarafıma tebliğ edilen ihbarnamelerin ve vs. belgelerin hiçbiri elime ulaşmadığı,Tebligatların ne için yapıldığı hangi tarihte yapıldığı kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir.”4982 sayılı bilgi edinme hakkım gereğince bu belgeler davalı idareden istenmiştir.Davalı idare bahsi geçen belgeleri 19 Şubat 2013 tarihinde bir üst yazı ile tarafıma vermiştir.
Mahkeme açtığım iki davadan birini rededdi ve çelişkili bir karar verdi.Şöyle ki ;"Davalı idare tarafından davanın süresinden açılmadığı iddia edilmekteyse de dosyada mevcut belgeler incelendiğinde ,dava konusu ihbarnamelerin 13.04.2012 tarihli adres tespit tutanağı esas alınarak tebliğ edilmediğinden bahisle ilanen tebliğ edildiği ,ancak davacının adresinde bulunamama halinin 213 VUK 102.maddesinde belirtilen şekilde tespit edilerek tebliğ alıntılarının usulüne uygun olarak tutanak haline getirilmediği ,ayrıca söz konusu adres tespit tutanağının anılan ihbarnamelerin tebliği ile ilgili olduğuna dair herhangi bir kayıt içermediği ,bu haliyle ihbarnamelerin tebliğ edilemediğinin ispat gücü taşımadığı ,dolayısı ile ihbarnamelerin davacıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği ve ilanen tebliğin bir hüküm ifade etmediği sonucuna varıldığından davacının ıttıla tarihi olarak belirttiği tarih esas alınarak açılan davanın süresinde açıldığı kabul edilerek işin esas incelemesine geçildi."
Esas yönünden incelemede Vergi inceleme raporuna vurgu yapılarak tarafımdan mahkemeye bilgi ve belge sunulmadı banka kayıtlarım esas alınarak hazırlanmış olan vergi inceleme raporunda bir aykırılık yoktur diyerek davayı reddine karar verdi.
Burada açık bir çelişki yok mu ? hem tebligatların usulsüz olduğuna, ilanen tebligatın hükmünün olmadığına karar vereceksin hem de davayı reddine karar vereceksin .Yukarıda yazdığım gibi ne vergi inceleme raporu nede Tarh edilen cezalar tarafıma tebliğ yapılmadı.VUK 114 maddesinde çok açık maddesinde "Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar" diye bir kanun var. Bu konuda ne yapabilirim yardımcı olursanız çok sevinirim. Saygılar