Haneye tecavÜz,tehdİt,hakaret, yalan İfade, İftİra, mehkeme de yemİn
Detayları daha aşağıda anlatılan konunun
SORULARI;
- Mahkeme sırasında yalan ifade verdiği bilinen için Mukadesat veya dini öğeler üzerine yemin talep edilebilir mi?
(Eğer bu olur da buna rağmen yine yalan ifade verirlerse altında ve üstünde böyle insanların oturduğu yerde oturmak istemiyorlar, hatta taraflardan özür dileyip, muhiti terketmeyi düşünüyorlar)
- geçmişe ait, 112 acil kayıtları (1,5 yıl önce, günü belli) çıkartılabilir mi?
(Ambulansın geldiği ve hastanın alındığı daire kaydı )
- Olaya şahit olan diğer apartman sakinlerinin ifadeleri talep edilebilir mi?
(Kaçı korkup görmedim-duymadım der bilinmiyor ama belki bir dürüst çıkar)
- Tarafları konuşturup, neden yalan söylediniz, iftira attınız diye sorup kaydedilse (maalesef ama yapacak bir şey yok) muhtemelen ya korktum ya tehdit edildim, o yüzden yalan ifade verdim diyecek.. ama mahkemede bir yararı olur mu?
Mahkemede delil olmasa bile, duruşma dışında savcı beye yada komşulara yalan yada iftira atanın kendileri olmadığını ispatlamak adına dinletebilir mi, yoksa bundan da suç unsuru çıkar mı?
Selamlar ve Kolaylıklar ..
Yardımlarınız için teşekkürler..
OLAY:
Olay, aynı apartmanın farklı 3 katında oturanların arasında geçer..
- En üst katta külhanbeyi havalarında, sanıyorum şartlı tahliye yada infaz ertelemeli bir adam ve ailesi..
- Bir alt katta 36 yaşında zihinsel engelli oğluyla yaşayan, son 18 yılını felçli olarak yaşayıp, birkaç yıl önce 40 yıllık eşini kaybeden bir kadın...
- Onların altında 3 kişilik. çevrelerinde ve muhitinde tanınan, doğru ve iyi bilinen, dini ve milli vasıflara sahip 55 li yaşlarda bir çift ve 20 li yaşlarda kızı...
Orta kattaki kadın, zihinsel engelli oğlunun gelince atması için, herhangi bir kokan yada akarı bulunmayan poşeti kapısının kenarına koyar ve bir alt komşuya iner...
Bu sırada üst kattaki adam, geçerken kapı önündeki torbayı tekmeler ve kapıyı çalar. Kimse açmayınca aşağı iner ve alttaki komşunun önünde kadının terliklerini görür, kapısını çalar kapı açlılır açılmaz içeri ayakkabılarıyla dalar, ve kadına hakaretler eder, tartaklar..
Şekeri ve tansiyonu çıkan kadın bayılır, ayıltılamayınca komşular 112 Acil’i ve kızıyla damadını çağırır.
Kızı ve damadı geldiğinde 112 ambulansı kapıdadır,ve 112 görevliler alt kat komşuda yerde yatan kadına oksijen takviyesi ve müdahale etmektedirler.
Orada sonuç alınamayınca 112 tarafından Haydarpaşaya kaldırılır.
Engelli oğula olayın sebebi ve müsebbibi söylenmez, çünkü hayattaki tek varlığı annesi için tepki verir de, diğeri çocuğa zarar verir diyerek..
Ve birkaç gün sonra en üst kattaki, engelli çocuğa el kol hareketi ve karşılaştığında da üzerine yürüyerek korkutunca;
KADIN KARAKOLA GİDER VE OLAYI ANLATIR, KİŞİNİN OĞLUNU TAHRİK ETTİĞİNİ, BÖYLE BİR OLAYI ÖNLEMEK İÇİN ŞİKAYETÇİ OLUR.
Sonra kişi ve evinde olay cereyan eden kişi karakola davet edilir..
Aradan zaman geçer. Savcılık makamı, kadını makamına ifade için davet eder, ve dinler.
' herşey bu ifadende olduğu gibi mi oldu? Bir diyeceğin, ilave edeceğin var mı? Der.
Olmadığını söyleyince, Savcı; ‘ama karşı taraf farklı söylüyor’ der , kadın dilekçeyle karşı tarafın ifadesini okuyunca;
Aslında bu olayların hiç yaşanmadığı, alt katta hiç bir olay olmadığı, hatta ve hatta; 'kendisinin ' istersen çöpünü ben atayım, yada kapıcıya haber vereyim atsın' dediğini beyan etmiş.
(bu arada apartmanda kapıcı diye biri falan yok, sırayla bir daire merdivenleri siliyor vs)
Herşeyin bir iftira olduğunu, asıl kadının kendisine hakaret ettiğini, ama yaşına hürmeten çekip gittiğini ama şimdi kendisinin de şikayetçi olduğunu söylemiş..
Bunun üzerine kadın evinde olayın geçtiği kadın ve diğer komşuların da olaya şahit olduğunu, 112 acil ambulansının geldiği adresin alt kat olduğunun kayıtlarda olabileceği söylenmiş.
Bu arada savcı evinde olay cereyan eden kişiyi dinlemek istemiş ancak daha önceki davetlerde BURADA BÖYLE BİRİ YOK DİYE İFADE ALINAMAMIŞ..
Savcılık makamı en alt kattaki kadını tekrar ifadeye çağırınca o;
KENDİSİNİN EVİNDE HİÇ BİR ŞEYİN YAŞANMADIĞINI, EVİNE GİRME VE TARTAKLAMA OLMADIĞINI, İKİ TARAFIN SADECE DIŞARIDA BİRBİRİNE HAKARETLER ETTİĞİNİ İŞİTTİĞİNİ DUYDUĞUNU SÖYLEMİŞ.
Darp edilen kadın evinde olayın geçtiği kadına; neden böyle ifade verdiği sorulunca;
BENİ BU İŞLERE KARIŞTIRMASAYDINIZ demiş ve demeye devam etmekte.
Taraflar hakkında Asliye Ceza Mahkemesinde ayrı ayrı cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış. Muhtemelen En üst kattaki diğer kadını korkuttuğu için yalan ve yanlış ifade vererek, şikayetçi kadını yalan ifade vererek yalancı-yaşanmamış olayı olmuş gibi göstererek iftiracı vs durumuna soktu.
Aslında ailenin tüm fertleri hak-hukuk bilir kimseden korkmaz çekinmez bilir olarak bilinir ve böyle bir şey beklenen insanlar değildir.
Şimdi 3 ay sonra mahkeme var.
SORULARI;
- Mahkeme sırasında yalan ifade verdiği bilinen için Mukadesat veya dini öğeler üzerine yemin talep edilebilir mi?
(Eğer bu olur da buna rağmen yine yalan ifade verirlerse altında ve üstünde böyle insanların oturduğu yerde oturmak istemiyorlar, hatta taraflardan özür dileyip, muhiti terketmeyi düşünüyorlar)
- geçmişe ait, 112 acil kayıtları (1,5 yıl önce, günü belli) çıkartılabilir mi?
(Ambulansın geldiği ve hastanın alındığı daire kaydı )
- Olaya şahit olan diğer apartman sakinlerinin ifadeleri talep edilebilir mi?
(Kaçı korkup görmedim-duymadım der bilinmiyor ama belki bir dürüst çıkar)
- Tarafları konuşturup, neden yalan söylediniz, iftira attınız diye sorup kaydedilse (maalesef ama yapacak bir şey yok) muhtemelen ya korktum ya tehdit edildim, o yüzden yalan ifade verdim diyecek.. ama mahkemede bir yararı olur mu?
Mahkemede delil olmasa bile, duruşma dışında savcı beye yada komşulara yalan yada iftira atanın kendileri olmadığını ispatlamak adına dinletebilir mi, yoksa bundan da suç unsuru çıkar mı?
Selamlar ve Kolaylıklar ..
Yardımlarınız için teşekkürler..
OLAY:
Olay, aynı apartmanın farklı 3 katında oturanların arasında geçer..
- En üst katta külhanbeyi havalarında, sanıyorum şartlı tahliye yada infaz ertelemeli bir adam ve ailesi..
- Bir alt katta 36 yaşında zihinsel engelli oğluyla yaşayan, son 18 yılını felçli olarak yaşayıp, birkaç yıl önce 40 yıllık eşini kaybeden bir kadın...
- Onların altında 3 kişilik. çevrelerinde ve muhitinde tanınan, doğru ve iyi bilinen, dini ve milli vasıflara sahip 55 li yaşlarda bir çift ve 20 li yaşlarda kızı...
Orta kattaki kadın, zihinsel engelli oğlunun gelince atması için, herhangi bir kokan yada akarı bulunmayan poşeti kapısının kenarına koyar ve bir alt komşuya iner...
Bu sırada üst kattaki adam, geçerken kapı önündeki torbayı tekmeler ve kapıyı çalar. Kimse açmayınca aşağı iner ve alttaki komşunun önünde kadının terliklerini görür, kapısını çalar kapı açlılır açılmaz içeri ayakkabılarıyla dalar, ve kadına hakaretler eder, tartaklar..
Şekeri ve tansiyonu çıkan kadın bayılır, ayıltılamayınca komşular 112 Acil’i ve kızıyla damadını çağırır.
Kızı ve damadı geldiğinde 112 ambulansı kapıdadır,ve 112 görevliler alt kat komşuda yerde yatan kadına oksijen takviyesi ve müdahale etmektedirler.
Orada sonuç alınamayınca 112 tarafından Haydarpaşaya kaldırılır.
Engelli oğula olayın sebebi ve müsebbibi söylenmez, çünkü hayattaki tek varlığı annesi için tepki verir de, diğeri çocuğa zarar verir diyerek..
Ve birkaç gün sonra en üst kattaki, engelli çocuğa el kol hareketi ve karşılaştığında da üzerine yürüyerek korkutunca;
KADIN KARAKOLA GİDER VE OLAYI ANLATIR, KİŞİNİN OĞLUNU TAHRİK ETTİĞİNİ, BÖYLE BİR OLAYI ÖNLEMEK İÇİN ŞİKAYETÇİ OLUR.
Sonra kişi ve evinde olay cereyan eden kişi karakola davet edilir..
Aradan zaman geçer. Savcılık makamı, kadını makamına ifade için davet eder, ve dinler.
' herşey bu ifadende olduğu gibi mi oldu? Bir diyeceğin, ilave edeceğin var mı? Der.
Olmadığını söyleyince, Savcı; ‘ama karşı taraf farklı söylüyor’ der , kadın dilekçeyle karşı tarafın ifadesini okuyunca;
Aslında bu olayların hiç yaşanmadığı, alt katta hiç bir olay olmadığı, hatta ve hatta; 'kendisinin ' istersen çöpünü ben atayım, yada kapıcıya haber vereyim atsın' dediğini beyan etmiş.
(bu arada apartmanda kapıcı diye biri falan yok, sırayla bir daire merdivenleri siliyor vs)
Herşeyin bir iftira olduğunu, asıl kadının kendisine hakaret ettiğini, ama yaşına hürmeten çekip gittiğini ama şimdi kendisinin de şikayetçi olduğunu söylemiş..
Bunun üzerine kadın evinde olayın geçtiği kadın ve diğer komşuların da olaya şahit olduğunu, 112 acil ambulansının geldiği adresin alt kat olduğunun kayıtlarda olabileceği söylenmiş.
Bu arada savcı evinde olay cereyan eden kişiyi dinlemek istemiş ancak daha önceki davetlerde BURADA BÖYLE BİRİ YOK DİYE İFADE ALINAMAMIŞ..
Savcılık makamı en alt kattaki kadını tekrar ifadeye çağırınca o;
KENDİSİNİN EVİNDE HİÇ BİR ŞEYİN YAŞANMADIĞINI, EVİNE GİRME VE TARTAKLAMA OLMADIĞINI, İKİ TARAFIN SADECE DIŞARIDA BİRBİRİNE HAKARETLER ETTİĞİNİ İŞİTTİĞİNİ DUYDUĞUNU SÖYLEMİŞ.
Darp edilen kadın evinde olayın geçtiği kadına; neden böyle ifade verdiği sorulunca;
BENİ BU İŞLERE KARIŞTIRMASAYDINIZ demiş ve demeye devam etmekte.
Taraflar hakkında Asliye Ceza Mahkemesinde ayrı ayrı cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış. Muhtemelen En üst kattaki diğer kadını korkuttuğu için yalan ve yanlış ifade vererek, şikayetçi kadını yalan ifade vererek yalancı-yaşanmamış olayı olmuş gibi göstererek iftiracı vs durumuna soktu.
Aslında ailenin tüm fertleri hak-hukuk bilir kimseden korkmaz çekinmez bilir olarak bilinir ve böyle bir şey beklenen insanlar değildir.
Şimdi 3 ay sonra mahkeme var.