Adli Para Cezası ve Arşiv Kaydı
Merhabalar,
Bir hukukçu değil mühendisim. İçinde bulunduğum durumla ilgili bir süredir tüm yasa, yönetmelik ve içtihat metinlerini, emsal kararlarını ve bulabildiğim tüm makaleleri okumaya çalışıyorum. Belki de mühendis edasıyla yasaları yorumlamaya çalıştığımdan ötürü net bir şekilde bir sonuca varamadım. Anlatacağım durumla ilgili yorum ve görüşlerinizi, nasıl bir yol islemem gerektiği konusunda düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Mümkün olduğu kadar hem özet hem de detaylı bilgi almak isteyen arkadaşlar içinse derli toplu şekilde ayrıntılı yazacağım.
2007 senesinde TCK 243/1 "Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir." hükmünce iyi niyetimden kaynaklanan bir eylem sonucu 30 tam gün - 900 YTL adli para cezası verildi. Mahkemenin kararı tarafıma 1 sene geç bildirildiğinden, cezanın infazı 2008 yılında tamamlandı. İnfazın tamamlanmasının ardından 1 hafta içerisinde Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne dilekçe ile sicil kaydımın silinmesi hususunda başvurdum ve arşiv kaydına alındı.
Üzerinden neredeyse 6 sene geçmiş olduğundan geçen ay itibari ile Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne tekrar dilekçe ile başvurdum ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 12. maddesinin birinci fıkrasının (c) "Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle, tamamen silinir" bendine göre adli sicil arşiv kaydımın silinmesini talep ettim. Ancak ilgili tetkik hakimi bana cevaben gönderdiği yazıda, aynı maddenin (b) "kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla on beş yıl geçmesi, bu koşul aranmaksızın otuz yıl geçmesi halinde tamamen silineceği" bendine göre değerlendirildiğini ve arşiv kaydında bulunacağını bildirdi.
Bunun üzerine TCK 243/1'den verilen adli para cezasının bir hak mahkumiyetine sebep olup olmayacağı konusunu araştırmaya başladım. Konu ile ilgili T.C. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 2011 / 12845 esas numaralı ve 2011 / 21529 karar numaralı; "adli para cezasında hak yoksunluğu olmayacağı" ve "belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmanın adli para cezasına mahkûmiyet halinde hükmedilemeyeceği" konulu kararın, her ne kadar konu olan davada geçen suç fiili hakkımda olan suç fiilinden değişik olsa bile, emsal teşkil ettiğini düşünerek tekrar cevaben bir dilekçe gönderdim. Dilekçede herhangi yasaklanmış bir hakkımın veya hak mahrumiyetimin söz konusu olmadığını; 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 12. maddesinde belirtildiği gibi Anayasanın 76. maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetlerden ötürü ceza almadığımı, cezamın hapis cezası olmadığını, yine cezamın hapis cezasından para cezasına çevrilmediğini, mahkemece bir hak yoksunluğunun veya mahrumiyetinin hükümde belirtilmediğini, aynı kanun maddesinde sözü edilen diğer kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetlerden dolayı hak mahrumiyeti bulunmadığını, yukarıda belirttiğim emsal kararın bir örneğini ve ek olarak adli para cezası aldığım mahkeme kararının bir nüshasını gönderdim.
Bugün gelen cevap şu şekilde "5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 9. maddesinde düzenlenen "bir hak yoksunluğuna neden olan mahkumiyetler" ibaresindeki hak yoksunluğu kavramına, adli sicil sorgulama sonucunda kayıt bulunması hâlinin de dahil olduğu hususlarında bilgilerinizi rica ederim."
Adli sicil sorgulama sonucunda kayıt bulunması hali bir hak mahrumiyeti midir? Bununla ilgili veya böyle olmadığıyla ilgili görüşlerinize, yönlendirmelerinize, daha önce benzer durumla ilgili yaşadığınız tecrübeleriniz var ise paylaşmanıza ihtiyacım var. Mevcut durumda neler yapılabilir, nasıl bir yol izlemeliyim?
Sıkılmadan okuduğunuz için teşekkürler.
Saygılarımla,
Bir hukukçu değil mühendisim. İçinde bulunduğum durumla ilgili bir süredir tüm yasa, yönetmelik ve içtihat metinlerini, emsal kararlarını ve bulabildiğim tüm makaleleri okumaya çalışıyorum. Belki de mühendis edasıyla yasaları yorumlamaya çalıştığımdan ötürü net bir şekilde bir sonuca varamadım. Anlatacağım durumla ilgili yorum ve görüşlerinizi, nasıl bir yol islemem gerektiği konusunda düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Mümkün olduğu kadar hem özet hem de detaylı bilgi almak isteyen arkadaşlar içinse derli toplu şekilde ayrıntılı yazacağım.
2007 senesinde TCK 243/1 "Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir." hükmünce iyi niyetimden kaynaklanan bir eylem sonucu 30 tam gün - 900 YTL adli para cezası verildi. Mahkemenin kararı tarafıma 1 sene geç bildirildiğinden, cezanın infazı 2008 yılında tamamlandı. İnfazın tamamlanmasının ardından 1 hafta içerisinde Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne dilekçe ile sicil kaydımın silinmesi hususunda başvurdum ve arşiv kaydına alındı.
Üzerinden neredeyse 6 sene geçmiş olduğundan geçen ay itibari ile Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne tekrar dilekçe ile başvurdum ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 12. maddesinin birinci fıkrasının (c) "Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle, tamamen silinir" bendine göre adli sicil arşiv kaydımın silinmesini talep ettim. Ancak ilgili tetkik hakimi bana cevaben gönderdiği yazıda, aynı maddenin (b) "kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla on beş yıl geçmesi, bu koşul aranmaksızın otuz yıl geçmesi halinde tamamen silineceği" bendine göre değerlendirildiğini ve arşiv kaydında bulunacağını bildirdi.
Bunun üzerine TCK 243/1'den verilen adli para cezasının bir hak mahkumiyetine sebep olup olmayacağı konusunu araştırmaya başladım. Konu ile ilgili T.C. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 2011 / 12845 esas numaralı ve 2011 / 21529 karar numaralı; "adli para cezasında hak yoksunluğu olmayacağı" ve "belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmanın adli para cezasına mahkûmiyet halinde hükmedilemeyeceği" konulu kararın, her ne kadar konu olan davada geçen suç fiili hakkımda olan suç fiilinden değişik olsa bile, emsal teşkil ettiğini düşünerek tekrar cevaben bir dilekçe gönderdim. Dilekçede herhangi yasaklanmış bir hakkımın veya hak mahrumiyetimin söz konusu olmadığını; 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 12. maddesinde belirtildiği gibi Anayasanın 76. maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetlerden ötürü ceza almadığımı, cezamın hapis cezası olmadığını, yine cezamın hapis cezasından para cezasına çevrilmediğini, mahkemece bir hak yoksunluğunun veya mahrumiyetinin hükümde belirtilmediğini, aynı kanun maddesinde sözü edilen diğer kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetlerden dolayı hak mahrumiyeti bulunmadığını, yukarıda belirttiğim emsal kararın bir örneğini ve ek olarak adli para cezası aldığım mahkeme kararının bir nüshasını gönderdim.
Bugün gelen cevap şu şekilde "5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 9. maddesinde düzenlenen "bir hak yoksunluğuna neden olan mahkumiyetler" ibaresindeki hak yoksunluğu kavramına, adli sicil sorgulama sonucunda kayıt bulunması hâlinin de dahil olduğu hususlarında bilgilerinizi rica ederim."
Adli sicil sorgulama sonucunda kayıt bulunması hali bir hak mahrumiyeti midir? Bununla ilgili veya böyle olmadığıyla ilgili görüşlerinize, yönlendirmelerinize, daha önce benzer durumla ilgili yaşadığınız tecrübeleriniz var ise paylaşmanıza ihtiyacım var. Mevcut durumda neler yapılabilir, nasıl bir yol izlemeliyim?
Sıkılmadan okuduğunuz için teşekkürler.
Saygılarımla,