Böyle bir yargıtayaz temyiz dilekçesi versem kabul edilir mi?
Arkadaşlar aşağıdaki gibi bir temyiz dilekçesi hazırladım. Bu dilekçe kabul edilir mi?
Yok olmaz derseniz bu dilekçeyi nasıl kabul edilen bir şekle sokarız. Bu gün son gün yardımlarınızı bekliyorum
YARGITAY İLGİLİ HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
Sunulmak Üzere
5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
Dosya Esas No:2013/320
Karar No:2013/207
Temyiz Talebinde
Bulunan (Davacı): RECAİ TANDOĞAN (TC No: 32159462866)
Paşa Eczanesi. Mehmetali Paşa Mh. Kaptanlar Sk. No:30 İzmit/KOCAELİ
Karşı Taraf: AKBANK T.A.Ş. - Akbank Genel Müdürlüğü. Sabancı Center 4. Levent/İSTANBUL
Vekili: Av. HÜSEYİN TOKSÖZ - Karabaş Mh. Müneccim Arif Sk. Tunaboylu Apt. No:8 K:1 İzmit/KOCAELİ
Karar Tarihi: 13/11/2013
Karar Tebliğ Tarihi: 23/01/2014
Temyiz Başvuru Tarihi: 06/02/2014
Temyiz Konusu: Kocaeli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/320 Esas, 13.11.2013 tarih ve 2013/207 Karar sayılı karar hükmünün temyizen bozulması istemini kapsamaktadır.
TEMYİZ NEDENLERİ:
Yerel Mahkeme kararında özetle, davacı ilgili sözleşmeleri her ne kadar zorla imzalamak durumunda kaldığını belirtse de sigorta sözleşmelerinin davacı tarafından imzalandığını, davacının açıkça muvafakat ettiğini bu nedenle davanın reddine hüküm kurulduğunu belirtmiştir.
Yerel Mahkemenin "her ne kadar" ibaresiyle görmezden geldiği zorunluluk hali, İzmit Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 08/07/2013 tarih ve 2013/0925 sayılı "sigorta bedellerinin davacıya iadesi" kararı'nın gerekçesinde, davacıyla müzakere yapılmadığı hususuna dikkat çekilerek belirtilmiştir. Etik, hakkaniyet ve "icra ve iflas kanunu" gereği özür de dileyerek kararı uygulaması gereken banka, Hakem Heyeti kararları 1272.19 TL'ye kadar bağlayıcı olduğundan, iadesine karar verilen tutarın yüksekliğini fırsat bilerek, karara uymayacağını bildirmiştir.
Başımdan geçen kredi sürecini ayrıntılı olarak nakletmek, temyiz dilekçesinin görünüşünü bozabileceği endişesini taşısam da uğradığım haksızlığın net olarak anlaşılabilmesi için bunu yapmak zaruriyet haline gelmiştir.
Yapım aşamasında satın almaya karar verdiğim ev için müteahhit firma ile bir sözleşme imzalamıştık. Ev tamamlandığında konut kredisi çekerek eksik kalan tutarın ödemesini yapacak, satın alma işlemini tamamlayacaktım. Müteahhit firma evi sözleşmede belirttiği tarihte tamamladı. Eksik kalan tutarı ödemek, tapu işlemlerini yapmak için firmayla bir tarihte anlaştık.
Konut kredisine başvurmak için ticari işlerimden dolayı da hesaplarım bulunan Akbank'a 2012 yılı ekim ayı başında gittim ve konut kredisi için başvurdum
15/10/2013 tarihinde benim rehberliğimde 5 kişilik bir grup avrupada birkaç ülkeyi kapsayan bir iş gezisine çıkacaktık. Uçak biletlerimizi satın almış, gideceğimiz ülkelerde kalacağımız otellerin ücretlerini ödemiştik. Benim gidememem grubun gidememesi demekti ve bu durumda ödediğimiz tüm ücretler yanacaktı.
Başvuru sırasında yetkiliye devletin zorunlu tuttuğu dask hariç, hayat ve konut sigortası gibi keyfi sigortaları kesinlikle yaptırmayacağımı söyledim. Yetkilide, benim gibi yaptırmak istemeyenlerin olduğunu, bu gibi durumları genel müdürlüğe ilettiklerini ve sigorta muafiyeti geri dönüşü aldıklarını, bunu dert etmemem gerektiğini söyledi.
Ben yetkiliye 15/10/2012 tarihinde yurt dışına çıkmam gerektiğini, kredibilitemin incelenmesi, gerekli evrakların temini, eksper randevusu, değer biçme gibi kredi süreci işlemlerinin belirli bir asgari zaman aldığını. Bu zamanın sonucunda genel müdürlük hayat ve konut sigortası muafiyeti talebimi geri çevirirse, başka bir bankaya başvurup sonuç almak için çok geç kalacağımı, bu sigortaları kesinlikle yaptırmak istemediğimi, eğer böyle bir ihtimal var ise şimdiden başka bir bankaya başvurmak istediğimi söyledim. (15/10/2012 tarihinde yurt dışına çıktığımı gösteren pasaport fotokopisi ektedir)
Yetkili ise sorun olmayacağını tekrarlayıp başvuru evraklarına kurşun kalemle hayat ve konut sigortası yaptırmak istemediğimi not aldı.
11/10/2012 tarihinde bankadan neşeli bir ses tonuyla arandım. Kredimin çıktığını gelip evrakları imzalamam gerektiği söyleniyordu. Yurt dışına çıkmama 3 gün kaldığından ve önümde daha tapu işlemleri olduğundan ve kredi başvurumla ilgili henüz bir haber çıkmamasından stres içindeyim. Olumlu haberi alınca rahatladım ve bankaya gittim.
Önüme konan onlarca evrağın çeşitli yerlerini imzalamam 2 saatten fazla sürdü. Tam bitti derken önüme iki adet sözleşme daha konuldu. Bunlar hayat ve konut sigortalarının sözleşmeleriydi. Sinirlendim. Sesimi yükselterek hani bunların olmayacağını söyledim. Yetkili genel müdürlüğün talebimi reddettiğini telefonda bana bunu söylemeyi unuttuğunu söyledi. Daha da kızdım tabii, yetkili yanımda genel müdürlüğü tekrar arayarak bir şeyler yapıp yapamayacaklarını sordu. 2500 TL civarı çıkan hayat sigortasını peşin ödersem 1532 TL' ye düşüreceklerini 365TL olan konut sigortasında bir şey yapamayacaklarını söyledi.
Üç gün sonra iptal edemeyeceğim uzun bir yurt dışı gezisine çıkmam gerektiğini, bunu kendilerine defe etle söylediğimi, sigortaların iptal edilmemesi gibi bir ihtimal varsa beni uyarmaları gerektiğini, üç günde nasıl başka bir bankadan kredisi başvurusu yapıp sonuç alacağımı sordum.
Yaptıklarının düpedüz dayatmaya girdiğini, konuşulanlara sadık kalınmadığını, kendilerinin yol açmış olduğu yetersiz zaman sorunu yüzünden bu sözleşmeleri zorla imzalamak durumunda bırakıldığımı, bunu sineye çekmeyeceğimi ve hakkımı hukuk yoluyla arayacağımı söyledim.
Yetkili gayet rahat tabii efendim hukuk yolunuz her zaman açıktır diyerek evrakları teslim aldı.
Şimdi ben yerel mahkemenin dediği gibi açıkça muvafakat etmiş mi oldum? Hakem Heyetinin dikkati çektiği müzakereye ne oldu? Bir şeyi zorla imzalamış olmak için illaki cebir ve şiddet görerek mi imzalamalı? Daha önce verilen sözlerin tutulmaması, yanlış yönlendirilme, daha büyük zarara uğramamak için adeta veremi gösterip sıtmaya razı etmek hukuka uygun bir olay mıdır?
Devlet açıkça konut kredilerinde DASK'ı zorunlu kılmış. Başka bir sigortayı zorunlu kılmamış. Ben daha sonra Yapı Kredi bankasından da kredi kullandım. Oradaki yetkilide bana hayat sigortası yapmak istedi, faydalarını anlattı, fakat ben istemiyorum deyince yapmadı.
Devletin zorunlu tutmadığı bir sigorta için kredi kullananın görüşü hiçe sayılarak bizde böyle işinize gelirse demek adilane bir yaklaşım mı?
Kullandığım konut kredisinin taksitleri bitmeden evi satmam kanunen zaten mümkün değil. Eğer borcumu ödemeyi bitirmeden ölürsem yasal mirasçılarım kalan borcu öder. Eğer yasal mirasçılarım reddi miras edip borcumu ödemezlerse bu durumda banka eksper gönderip fiyat biçtiği ve bu fiyatın belli bir oranında kredi verdiği evi satarak alacağını tahsil eder.
Bu durumda devletin zorunlu tutmadığı hayat sigortasının, bankanın sahibi olduğu sigorta şirketini zengin etmekten başka ne faydası var?
Bankaların çıkarlarına düşkünlüğü herkesin malumudur. Devlet, bankayı bir şeyden vaz geçirmek için açıkça şunu yapamazsın diye yasa çıkarmadıkça, bankalar bildiğini yapmaya devam ediyor. Bu durumda olduğu gibi. Devlet açıkça tüketicinin rızası olmadan hayat sigortasını zorunlu tutamazsın demediği için, bazı bankalar bunu bir yasa boşluğu gibi algılayarak bu keyfi tutumlarını devam ettiriyorlardı. Kanun koyucu bu gidişe bir dur demek için 28 Kasım 2013 tarihli 28835 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan 6502 nolu TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN'un ÜÇÜNCÜ BÖLÜM'ündeki Konut Finansmanına ilişkin aşağıdaki madde ile adeta malumun ilanını yapmıştır.
MADDE 38 – (1) Tüketicinin yazılı veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla açık talebi olmaksızın kredi ile ilgili sigorta yaptırılamaz. Tüketicinin sigorta yaptırmak istemesi hâlinde, istediği sigorta şirketinden sağladığı teminat, konut finansmanı kuruluşu tarafından kabul edilmek zorundadır.
Yüksek mahkeme dilekçemden hemen anlayacaktır ki ben hukukçu değilim. Haklı olduğumun çok açık anlaşılabileceği zannı beni bir avukat vekil etmekten vaz geçirdi. Kullandığım kelimeler, hukuki terimler yanlış olabilir fakat siz yüksek mahkemenin iyi hakimlerinin bunların arkasındaki doğruları görerek bir ağaç gölgesinde otururken bile sağlıklı karar vereceğinize inancım tamdır. İzah etmeye çalıştığım sebepler bağlamında mahalli mahkemenin usul ve yasaya aykırı olan bu hükmünün bozulmasını talep zarureti hâsıl olmuştur.
SONUÇ ve TALEP: Sunulan sebepler ve res’en tespit edilecek sair sebeplerle,
1. Temyiz talebimizin KABULÜNE,
2. Yerel mahkeme kararının temyizen BOZULMASI’na karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim. 06.02.2014
Temyiz Eden (Davacı)
(Ad, Soyad ve İmza)
Yok olmaz derseniz bu dilekçeyi nasıl kabul edilen bir şekle sokarız. Bu gün son gün yardımlarınızı bekliyorum
YARGITAY İLGİLİ HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
Sunulmak Üzere
5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
Dosya Esas No:2013/320
Karar No:2013/207
Temyiz Talebinde
Bulunan (Davacı): RECAİ TANDOĞAN (TC No: 32159462866)
Paşa Eczanesi. Mehmetali Paşa Mh. Kaptanlar Sk. No:30 İzmit/KOCAELİ
Karşı Taraf: AKBANK T.A.Ş. - Akbank Genel Müdürlüğü. Sabancı Center 4. Levent/İSTANBUL
Vekili: Av. HÜSEYİN TOKSÖZ - Karabaş Mh. Müneccim Arif Sk. Tunaboylu Apt. No:8 K:1 İzmit/KOCAELİ
Karar Tarihi: 13/11/2013
Karar Tebliğ Tarihi: 23/01/2014
Temyiz Başvuru Tarihi: 06/02/2014
Temyiz Konusu: Kocaeli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/320 Esas, 13.11.2013 tarih ve 2013/207 Karar sayılı karar hükmünün temyizen bozulması istemini kapsamaktadır.
TEMYİZ NEDENLERİ:
Yerel Mahkeme kararında özetle, davacı ilgili sözleşmeleri her ne kadar zorla imzalamak durumunda kaldığını belirtse de sigorta sözleşmelerinin davacı tarafından imzalandığını, davacının açıkça muvafakat ettiğini bu nedenle davanın reddine hüküm kurulduğunu belirtmiştir.
Yerel Mahkemenin "her ne kadar" ibaresiyle görmezden geldiği zorunluluk hali, İzmit Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 08/07/2013 tarih ve 2013/0925 sayılı "sigorta bedellerinin davacıya iadesi" kararı'nın gerekçesinde, davacıyla müzakere yapılmadığı hususuna dikkat çekilerek belirtilmiştir. Etik, hakkaniyet ve "icra ve iflas kanunu" gereği özür de dileyerek kararı uygulaması gereken banka, Hakem Heyeti kararları 1272.19 TL'ye kadar bağlayıcı olduğundan, iadesine karar verilen tutarın yüksekliğini fırsat bilerek, karara uymayacağını bildirmiştir.
Başımdan geçen kredi sürecini ayrıntılı olarak nakletmek, temyiz dilekçesinin görünüşünü bozabileceği endişesini taşısam da uğradığım haksızlığın net olarak anlaşılabilmesi için bunu yapmak zaruriyet haline gelmiştir.
Yapım aşamasında satın almaya karar verdiğim ev için müteahhit firma ile bir sözleşme imzalamıştık. Ev tamamlandığında konut kredisi çekerek eksik kalan tutarın ödemesini yapacak, satın alma işlemini tamamlayacaktım. Müteahhit firma evi sözleşmede belirttiği tarihte tamamladı. Eksik kalan tutarı ödemek, tapu işlemlerini yapmak için firmayla bir tarihte anlaştık.
Konut kredisine başvurmak için ticari işlerimden dolayı da hesaplarım bulunan Akbank'a 2012 yılı ekim ayı başında gittim ve konut kredisi için başvurdum
15/10/2013 tarihinde benim rehberliğimde 5 kişilik bir grup avrupada birkaç ülkeyi kapsayan bir iş gezisine çıkacaktık. Uçak biletlerimizi satın almış, gideceğimiz ülkelerde kalacağımız otellerin ücretlerini ödemiştik. Benim gidememem grubun gidememesi demekti ve bu durumda ödediğimiz tüm ücretler yanacaktı.
Başvuru sırasında yetkiliye devletin zorunlu tuttuğu dask hariç, hayat ve konut sigortası gibi keyfi sigortaları kesinlikle yaptırmayacağımı söyledim. Yetkilide, benim gibi yaptırmak istemeyenlerin olduğunu, bu gibi durumları genel müdürlüğe ilettiklerini ve sigorta muafiyeti geri dönüşü aldıklarını, bunu dert etmemem gerektiğini söyledi.
Ben yetkiliye 15/10/2012 tarihinde yurt dışına çıkmam gerektiğini, kredibilitemin incelenmesi, gerekli evrakların temini, eksper randevusu, değer biçme gibi kredi süreci işlemlerinin belirli bir asgari zaman aldığını. Bu zamanın sonucunda genel müdürlük hayat ve konut sigortası muafiyeti talebimi geri çevirirse, başka bir bankaya başvurup sonuç almak için çok geç kalacağımı, bu sigortaları kesinlikle yaptırmak istemediğimi, eğer böyle bir ihtimal var ise şimdiden başka bir bankaya başvurmak istediğimi söyledim. (15/10/2012 tarihinde yurt dışına çıktığımı gösteren pasaport fotokopisi ektedir)
Yetkili ise sorun olmayacağını tekrarlayıp başvuru evraklarına kurşun kalemle hayat ve konut sigortası yaptırmak istemediğimi not aldı.
11/10/2012 tarihinde bankadan neşeli bir ses tonuyla arandım. Kredimin çıktığını gelip evrakları imzalamam gerektiği söyleniyordu. Yurt dışına çıkmama 3 gün kaldığından ve önümde daha tapu işlemleri olduğundan ve kredi başvurumla ilgili henüz bir haber çıkmamasından stres içindeyim. Olumlu haberi alınca rahatladım ve bankaya gittim.
Önüme konan onlarca evrağın çeşitli yerlerini imzalamam 2 saatten fazla sürdü. Tam bitti derken önüme iki adet sözleşme daha konuldu. Bunlar hayat ve konut sigortalarının sözleşmeleriydi. Sinirlendim. Sesimi yükselterek hani bunların olmayacağını söyledim. Yetkili genel müdürlüğün talebimi reddettiğini telefonda bana bunu söylemeyi unuttuğunu söyledi. Daha da kızdım tabii, yetkili yanımda genel müdürlüğü tekrar arayarak bir şeyler yapıp yapamayacaklarını sordu. 2500 TL civarı çıkan hayat sigortasını peşin ödersem 1532 TL' ye düşüreceklerini 365TL olan konut sigortasında bir şey yapamayacaklarını söyledi.
Üç gün sonra iptal edemeyeceğim uzun bir yurt dışı gezisine çıkmam gerektiğini, bunu kendilerine defe etle söylediğimi, sigortaların iptal edilmemesi gibi bir ihtimal varsa beni uyarmaları gerektiğini, üç günde nasıl başka bir bankadan kredisi başvurusu yapıp sonuç alacağımı sordum.
Yaptıklarının düpedüz dayatmaya girdiğini, konuşulanlara sadık kalınmadığını, kendilerinin yol açmış olduğu yetersiz zaman sorunu yüzünden bu sözleşmeleri zorla imzalamak durumunda bırakıldığımı, bunu sineye çekmeyeceğimi ve hakkımı hukuk yoluyla arayacağımı söyledim.
Yetkili gayet rahat tabii efendim hukuk yolunuz her zaman açıktır diyerek evrakları teslim aldı.
Şimdi ben yerel mahkemenin dediği gibi açıkça muvafakat etmiş mi oldum? Hakem Heyetinin dikkati çektiği müzakereye ne oldu? Bir şeyi zorla imzalamış olmak için illaki cebir ve şiddet görerek mi imzalamalı? Daha önce verilen sözlerin tutulmaması, yanlış yönlendirilme, daha büyük zarara uğramamak için adeta veremi gösterip sıtmaya razı etmek hukuka uygun bir olay mıdır?
Devlet açıkça konut kredilerinde DASK'ı zorunlu kılmış. Başka bir sigortayı zorunlu kılmamış. Ben daha sonra Yapı Kredi bankasından da kredi kullandım. Oradaki yetkilide bana hayat sigortası yapmak istedi, faydalarını anlattı, fakat ben istemiyorum deyince yapmadı.
Devletin zorunlu tutmadığı bir sigorta için kredi kullananın görüşü hiçe sayılarak bizde böyle işinize gelirse demek adilane bir yaklaşım mı?
Kullandığım konut kredisinin taksitleri bitmeden evi satmam kanunen zaten mümkün değil. Eğer borcumu ödemeyi bitirmeden ölürsem yasal mirasçılarım kalan borcu öder. Eğer yasal mirasçılarım reddi miras edip borcumu ödemezlerse bu durumda banka eksper gönderip fiyat biçtiği ve bu fiyatın belli bir oranında kredi verdiği evi satarak alacağını tahsil eder.
Bu durumda devletin zorunlu tutmadığı hayat sigortasının, bankanın sahibi olduğu sigorta şirketini zengin etmekten başka ne faydası var?
Bankaların çıkarlarına düşkünlüğü herkesin malumudur. Devlet, bankayı bir şeyden vaz geçirmek için açıkça şunu yapamazsın diye yasa çıkarmadıkça, bankalar bildiğini yapmaya devam ediyor. Bu durumda olduğu gibi. Devlet açıkça tüketicinin rızası olmadan hayat sigortasını zorunlu tutamazsın demediği için, bazı bankalar bunu bir yasa boşluğu gibi algılayarak bu keyfi tutumlarını devam ettiriyorlardı. Kanun koyucu bu gidişe bir dur demek için 28 Kasım 2013 tarihli 28835 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan 6502 nolu TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN'un ÜÇÜNCÜ BÖLÜM'ündeki Konut Finansmanına ilişkin aşağıdaki madde ile adeta malumun ilanını yapmıştır.
MADDE 38 – (1) Tüketicinin yazılı veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla açık talebi olmaksızın kredi ile ilgili sigorta yaptırılamaz. Tüketicinin sigorta yaptırmak istemesi hâlinde, istediği sigorta şirketinden sağladığı teminat, konut finansmanı kuruluşu tarafından kabul edilmek zorundadır.
Yüksek mahkeme dilekçemden hemen anlayacaktır ki ben hukukçu değilim. Haklı olduğumun çok açık anlaşılabileceği zannı beni bir avukat vekil etmekten vaz geçirdi. Kullandığım kelimeler, hukuki terimler yanlış olabilir fakat siz yüksek mahkemenin iyi hakimlerinin bunların arkasındaki doğruları görerek bir ağaç gölgesinde otururken bile sağlıklı karar vereceğinize inancım tamdır. İzah etmeye çalıştığım sebepler bağlamında mahalli mahkemenin usul ve yasaya aykırı olan bu hükmünün bozulmasını talep zarureti hâsıl olmuştur.
SONUÇ ve TALEP: Sunulan sebepler ve res’en tespit edilecek sair sebeplerle,
1. Temyiz talebimizin KABULÜNE,
2. Yerel mahkeme kararının temyizen BOZULMASI’na karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim. 06.02.2014
Temyiz Eden (Davacı)
(Ad, Soyad ve İmza)