Hırsızlık Suçu İçin Eylemin Gerçekleşmiş Olması
Herkese kolay gelsin.
Daha önce evime birinin girmiş olduğunun komşularca bildirilmesi üzere evime gelip baktığımda birilerinin kapıyı zorlayarak evime girdiğini, ancak birşeyin çalınmadığını farketmiş, yine de önlem amacıyla kolluğa şikayette bulunmuştum. Ben kolluğa şikayet ifadesi verirken komşu eve gelip çocuğun eve girdiğini söyleyerek özür dilemiş. Çocuğa sorduğum sorularda kapının açık olduğunu, kendisinin de eve girip kontrol etmek için girdiğini söyledi. Tabi faili meçhul bir davaydı bu. Sonra savcılıktan çağrıldım. Önce eve gireni bulduğumu ancak şikayetçi olmadığımı ve ismini de vermek istemediğimi söyledim. Birkaç gün sonra telefonla arayıp çocuğun ismini vermem gerektiğini söylediler. Ben de nasılsa şikayetçi olmayacağım için takipsizlik kararı verilir. Çocuğa da bundan sonra izinsiz birinin evine girmemesi için adliyeye bir-iki defa gidip gelmesinin onu psikolojik olarak etkileyeceğini ve bir daha böyle birşey yapmayacağını yorumlayarak ismini verdim. Tabi çocuğu da çağırmış ve avukat eşliğinde ifadesini almışlar. Çocuğun babası da gelip bana savcının, ifadelerin uygun olmadığını söylemiş. Ben de savcı ile görüşmeye gittim. Birşeyler söylemek istiyorum dedim. Söylemene gerek yok zaten ifade vermişsin dedi. "Siz ifadelerin çeliştiğini söylemişsiniz" dedim... Neyse, dava açacakmış. Şikayetçi değilim dedim. "Konut dokunulmazlığı şikayete tabidir, onu düşürürüm ama hırsızlık suçu için kamu davası açacağım" dedi. Ben de kendisine takipsizlik kararı verileceğini düşündüğümden çocuğun ismini verdiğimi, hırsızlık suçu her ne kadar şikayete tabi değilse de, hırsızlık suçunun oluşması için birşeylerin çalınmış olması gerektiğini, ancak evimden hiçbirşeyin çalınmadığını söyledim.
Savcı, dava açmak konusunda haklı mıdır?
Hırsızlık suçunun oluşması için birşeylerin çalınmış olması gerekmez mi?
(Ek ifade versem veya bir dilekçe yazarak evimden birşeyin çalınmadığını, kaldı ki evime ilk giren kişinin de bu çocuk olup olmadığı konusunda kesin delil bulunmadığı, çocuğun söylediği gibi açık olan kapı nedeniyle içeriyi kontrol etmek için girdiği gerçeğinin de bulunmasından dolayı dava açılmaması gerektiğini belirtsem, müşteki sıfatına uymayan ve idareyi meşgul etme gibi bir suçluluğun içine düşmüş olur muyum)
Daha önce evime birinin girmiş olduğunun komşularca bildirilmesi üzere evime gelip baktığımda birilerinin kapıyı zorlayarak evime girdiğini, ancak birşeyin çalınmadığını farketmiş, yine de önlem amacıyla kolluğa şikayette bulunmuştum. Ben kolluğa şikayet ifadesi verirken komşu eve gelip çocuğun eve girdiğini söyleyerek özür dilemiş. Çocuğa sorduğum sorularda kapının açık olduğunu, kendisinin de eve girip kontrol etmek için girdiğini söyledi. Tabi faili meçhul bir davaydı bu. Sonra savcılıktan çağrıldım. Önce eve gireni bulduğumu ancak şikayetçi olmadığımı ve ismini de vermek istemediğimi söyledim. Birkaç gün sonra telefonla arayıp çocuğun ismini vermem gerektiğini söylediler. Ben de nasılsa şikayetçi olmayacağım için takipsizlik kararı verilir. Çocuğa da bundan sonra izinsiz birinin evine girmemesi için adliyeye bir-iki defa gidip gelmesinin onu psikolojik olarak etkileyeceğini ve bir daha böyle birşey yapmayacağını yorumlayarak ismini verdim. Tabi çocuğu da çağırmış ve avukat eşliğinde ifadesini almışlar. Çocuğun babası da gelip bana savcının, ifadelerin uygun olmadığını söylemiş. Ben de savcı ile görüşmeye gittim. Birşeyler söylemek istiyorum dedim. Söylemene gerek yok zaten ifade vermişsin dedi. "Siz ifadelerin çeliştiğini söylemişsiniz" dedim... Neyse, dava açacakmış. Şikayetçi değilim dedim. "Konut dokunulmazlığı şikayete tabidir, onu düşürürüm ama hırsızlık suçu için kamu davası açacağım" dedi. Ben de kendisine takipsizlik kararı verileceğini düşündüğümden çocuğun ismini verdiğimi, hırsızlık suçu her ne kadar şikayete tabi değilse de, hırsızlık suçunun oluşması için birşeylerin çalınmış olması gerektiğini, ancak evimden hiçbirşeyin çalınmadığını söyledim.
Savcı, dava açmak konusunda haklı mıdır?
Hırsızlık suçunun oluşması için birşeylerin çalınmış olması gerekmez mi?
(Ek ifade versem veya bir dilekçe yazarak evimden birşeyin çalınmadığını, kaldı ki evime ilk giren kişinin de bu çocuk olup olmadığı konusunda kesin delil bulunmadığı, çocuğun söylediği gibi açık olan kapı nedeniyle içeriyi kontrol etmek için girdiği gerçeğinin de bulunmasından dolayı dava açılmaması gerektiğini belirtsem, müşteki sıfatına uymayan ve idareyi meşgul etme gibi bir suçluluğun içine düşmüş olur muyum)