Alıntı:
Ekrem Sencer rumuzlu üyeden alıntı
Merhaba ! ''Bipolar Duygulanım Bozukluğu'' teşhisi konulan sanıklar hakkında düzenlenen raporlarda genel itibariyle TCK.nın 32/1. maddesi kapsamında görülüp ceza ehliyetinin tamamen ortadan kalktığı yönünde görüş bildirilmeyip, ancak TCK.nın 32/2. maddesi çerçevesinde bir ceza indirimine elverir şekilde mütalaa bildirilmektedir. Bu görüşümü karşılaştığım örneklerden hareketle ifade ediyorum.
TCK.nın 32. madde metni şöyledir :'' (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.''
böyle demişsiniz ama internette sizin dediklerinizin tersini söyleyen makale buldum. galiba bahsettiğiniz eşy sadece cinayet için geçerli, kısa süreli psikolojik rahatsızlıkların cezasının olmadığı yazıyor burada.
CEZA SORUMLULUĞUNUN BULUNMADIĞI DURUMLAR
Ceza sorumluluğu suçun işlenişi sırasında kişinin neleri ne için yaptığını ve bu yaptıklarının sonuçlarının farkında olup olmamasını tanımlar. Kural olarak herkes ceza sorumluluğuna sahiptir.
Ceza kanunumuz tam veya kısmi akıl hastalığından bahsetmekte, fakat bundan neyin anlaşılması gerektiğini açıklamamaktadır. Ancak „psikiyatri bilimince anlayabilme ve isteyebilme yeteneklerine etkisi kabul edilip de, patolojik yani marazi bir hal gösteren akli melekelerdeki her nevi bozukluğun“ ruhsal bozukluk sayılacağı belirtilmektedir.[12]“ Bu patolojik haller tümör, travma, ateşli hastalık gibi fizik sebeplerden ileri gelebileceği gibi, erken bunamada görüldüğü üzere, psişik hallerden de doğabilir.[13]
Genel olarak ağır ruhsal bozukluklarda (fonksiyonel psikozlar, organik kökenli psikozlar, ağır duygulanım bozuklukları), zekâ gerililiği olanlarda ve bilinç bozukluğuna neden olan durumlarda ceza sorumluluğu yoktur.
Psikozlar
Bilinç bozukluğu bulunmayan, zaman - mekân ayrımını yapma yeteneği bozulmamış, zekâ ve hafıza sorunu olmayan, ancak halüsinasyon gibi önemli algı bozuklukları, gerçeği değerlendirme ve muhakeme yeteneği kaybı, hastalığının farkında olmama hali, hezeyan gibi önemli düşünce bozukluğu ve çeşitli davranış bozuklukları görülen ve psikoz diye de tanımlanan ruhsal bozukluk halinde işlenen suçlarda ceza sorumluluğu yoktur. Bu hastalar sık olmasa da halüsinasyonları, hezeyanları, yanlış muhakemeleri, duygusal değişikliklerin etkisi ile ağır veya hafif suçlar işleyebilirler. Bunlar genellikle ahlaki suçlar, kavga, yaralama, cinayet gibi suçlardır. Psikozlar;
Şizofreni
Hezeyanlı bozukluk
Şizoaffektif bozukluk
Şizofreniform bozukluk
Kısa tepkisel psikoz ve
Alkol ve madde kullanımının neden olduğu psikozlar şeklinde sıralanabilir.
Duygulanımla ilgili bozukluklar
-Mani
Aşırı neşe hali, aşırı hareketlilik, kendine güvende artma, büyüklük hezeyanları ve bazen bununla bağlantılı perseküsyon (kötülük görme) hezeyanlarının da bulunabildiği bu bozuklukta, kişi engellendiğinde öfkelenir ve saldırgan tutumları olabilir. Ayrıca hezeyanlarının etkisi ile de suç içeren davranışlarda bulunabilir. Bu suçlar çoğunlukla kavga, tehdit, yaralama, hakaret, devlet büyükleri aleyhine konuşmak, tecavüz, fahişelik gibi suçlardır. Cinayet çok azdır. Ayrıca bunlarda mal bağışında bulunma, malını - mülkünü yok pahasına satma gibi hukuki sorunlar da sıktır.
-Major (ağır) depresyon
Sıkıntı hissi, ilgi ve zevk kaybı, suçluluk, günahkârlık düşünceleri, özsaygıda azalma, kendini işe yaramaz, değersiz ve küçük görme, bazan değersizlik hezeyanları bulunur. Kişinin varlığı ve yaşamı giderek anlamsız hale gelir ve İntihar düşünceleri gelişir. Ayrıca anlamsız bulduğu yaşamdan kurtarmak için yakınlarına zarar verebilir. Cinayet veya cinayetler ve sonra da intiharlar görülebilmektedir.