Nafaka alacağı hapislik
Nafaka ödeme önceliği olan el konulmayan takas edilemeyen ilama dayalı, zaruri ihtiyaçlar için bir miktar yardım anlamı ifade eden alacaklardan ve borçlardandır. Nafaka alacağı her gün doğar ve ay olmakla alacak haline gelir yani nafaka ne kişinin kişinin taksitlerine borçlarına keyfi ihtiyaçlarına yardım olarak değerlendirilemez ay olmakla muaccel hale gelen nafaka bu sebepledir ki kısa bir şikayet süresine tabidir bu öncelikleri nedeni ile birikmiş alacaklar nafaka olarak değerlendirilmez adi alacak olur adi alacaklar ise takasa el koymaya müsait alacaklardandır bununla beraber öncelikli olma(adi alacak durumuna düşmeme) şartı ile disiplin hapsine tabi alacak olur.
Şunu da belirtmek isterim ki kişi taşıyabileceği yükten sorumludur yapılan yanlış uygulamaların temeli nafakayı sorumlunun borcu olarak değerlendirmeden gelmektedir elbetteki sorumlunun borcudur ancak belirttiğim gibi taşıyabileceği kadarı borcudur T.C. bir hukuk devletidir gerek nafaka alacaklısı gerekse borçlusu direkt yada dolaylı vergiye tabidir bu bağlamda ihtiyaç sahibine yapılacak yardımda sosyal devlette sorumludur bu yüzden ki kişi taşıyabileceği kadarı ile sorumludur diğer yönleri ile devlet sorumludur.
Yine günümüz zihniyetinde karşılıklı husumet nedeni olarak değerlendirilen nafaka borçlu yada alacaklı için zulüm aracı muamelesi görmekte hakkaniyeti yanıltıcı girişimlerde bulunulmaktadır uygulayıcının gözden kaçırdığı kaçırmak istediği nokta bu kötü niyetli girişimlerin cezaya tabi tutulması noktasındadır alacaklıyı koruyan yasanın AİHM silahların eşitliği ilkesine tabi tutulması gereğinin gözetilmemesidir öyle ise kötü niyetle yapılan ihbarın tazyik hapsine tabi tutulması gerektiği gibi suçun unsuru oluşmadan yapılan ihbarında iftira niteliğinde değerlendirilmesi gereğidir iş ilam öncesi dava sürecinde de aynı değerlendirmeye tabidir. Diye düşünüyorum.
T.C.
YARGITAY
Sekizinci Ceza Dairesi
Esas No: 1987/05554
Karar No: 1987/08266
Tarih: 02.10.1987
NAFAKA BORCUNU ÖDEMEMEK
ÖZET:
İcra emrinin bildiriminden [tebliğinden] sonra herhangi bir aya ait borcun ödenmemesi, İİK.nun 344. maddesinde yazılı suçun oluşması için yeterlidir.
Nafaka ödememekten sanık Ceyhun'un yapılan yargılanması sonunda, İİK.nun 347. maddesi uyarınca davanın düşmesine dair, (Koçarlı İcra Ceza Mahkemesi) nden verilen 21.04.1987 gün ve 25 esas, 43 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile 24.06.1987 günü daireye gönderilmekle incelenip, gereği düşünüldü:
30.09.1986 tarihinde borçlu sanığa tebliğ edilen icra emrinde 343.400 liralık toplam nafaka alacağı yanında, çocukları Özlem için 10.000 TL., Durmuş için de 5.000 liralık aylık nafakanın verilmesi istenilmiş olmasına karşın, şikayetin yapıldığı 24.02.1987 tarihine kadar hiçbir ödemenin yapılmadığı gibi, borçlu sanığın ödeme yapamayacağına dair beyanı da 06.10.1986 tarihinde alacaklıya tebliğ edilmiş bulunmaktadır.
İİK.nun 347. maddesi şikayet hakkını suçun, vukuuna ıttıla tarihinden itibaren 3 aylık süre ile sınırlandırmış ise de, nafaka borcu, bunu gerektiren kesinleşmiş ilamda yazılı dönemler geldikçe ödenmesi icap eden bir borçtur. Gösterilen zamanlarda ödenmemesi halinde nafaka ödeme şartım ihlal suçu ayrı ayrı tekevvün eder, icra emrinin tebliğinden sonra herhangi bir aya ait borcun ödenmemesi İİK.nun 344. maddesinde yazılı suçun oluşması için yeterlidir. Bu nedenle de şikayetin başlangıç süresinin hesaplanmasında icra emrinin tebliğinden sonraki ilk ayın değil, en son ayın nazara alınması gerekmektedir. Boşanma ilamının kesinleşmesi ile veya üç aylık şikayet süresi öncesinde kalan nafaka alacağının adi alacak şekline dönüşmekte olduğu ve şikayet tarihinden geriye doğru birikmiş üç aylık cari nafakanın ödenmesinin bu suç için İİK.nun 354. maddesinin uygulanmasını gerektireceği de gözönüne alınarak, şikayetin yapıldığı tarihten geriye doğru ödenmemiş bir aylık nafakanın tahakkuk etmiş olmasına göre, suçun oluştuğu gözetilmeyerek suçun öğrenildiği tarihten itibaren şikayetin üç aylık sürede yapılmadığından bahisle davanın düşürülmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak (BOZULMASINA) , 02.10.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.
- - - Updated - - -
Bu ada belirtmek isterim ki her ne kadar uygulamaya zıt düşsem de tedbir nafakası disiplin hapsine tabi tutulamaz ilam kesinleşmekle varlık kazanır kesinleşmemiş bir kararla kişi özgürlüğünden alı konulamaz.
- - - Updated - - -
Nafakanın her gün doğan alacak olması sebebi ile icra takibi başlamadan faiz işletilmez yine aynı sebepten bağlanan tedbir nafakasında ödeme yapılırken kesinleşme tarihi dikkate alınıp ay doldurmayan alacak ödenmez.
Gerçi itiraz etmezseniz ödetirler o ayrı icra memuru bu konuyu bilmediği için itirazınızı öfke ile de karşılayabilir :DD
Şunu da belirtmek isterim ki kişi taşıyabileceği yükten sorumludur yapılan yanlış uygulamaların temeli nafakayı sorumlunun borcu olarak değerlendirmeden gelmektedir elbetteki sorumlunun borcudur ancak belirttiğim gibi taşıyabileceği kadarı borcudur T.C. bir hukuk devletidir gerek nafaka alacaklısı gerekse borçlusu direkt yada dolaylı vergiye tabidir bu bağlamda ihtiyaç sahibine yapılacak yardımda sosyal devlette sorumludur bu yüzden ki kişi taşıyabileceği kadarı ile sorumludur diğer yönleri ile devlet sorumludur.
Yine günümüz zihniyetinde karşılıklı husumet nedeni olarak değerlendirilen nafaka borçlu yada alacaklı için zulüm aracı muamelesi görmekte hakkaniyeti yanıltıcı girişimlerde bulunulmaktadır uygulayıcının gözden kaçırdığı kaçırmak istediği nokta bu kötü niyetli girişimlerin cezaya tabi tutulması noktasındadır alacaklıyı koruyan yasanın AİHM silahların eşitliği ilkesine tabi tutulması gereğinin gözetilmemesidir öyle ise kötü niyetle yapılan ihbarın tazyik hapsine tabi tutulması gerektiği gibi suçun unsuru oluşmadan yapılan ihbarında iftira niteliğinde değerlendirilmesi gereğidir iş ilam öncesi dava sürecinde de aynı değerlendirmeye tabidir. Diye düşünüyorum.
T.C.
YARGITAY
Sekizinci Ceza Dairesi
Esas No: 1987/05554
Karar No: 1987/08266
Tarih: 02.10.1987
NAFAKA BORCUNU ÖDEMEMEK
ÖZET:
İcra emrinin bildiriminden [tebliğinden] sonra herhangi bir aya ait borcun ödenmemesi, İİK.nun 344. maddesinde yazılı suçun oluşması için yeterlidir.
Nafaka ödememekten sanık Ceyhun'un yapılan yargılanması sonunda, İİK.nun 347. maddesi uyarınca davanın düşmesine dair, (Koçarlı İcra Ceza Mahkemesi) nden verilen 21.04.1987 gün ve 25 esas, 43 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile 24.06.1987 günü daireye gönderilmekle incelenip, gereği düşünüldü:
30.09.1986 tarihinde borçlu sanığa tebliğ edilen icra emrinde 343.400 liralık toplam nafaka alacağı yanında, çocukları Özlem için 10.000 TL., Durmuş için de 5.000 liralık aylık nafakanın verilmesi istenilmiş olmasına karşın, şikayetin yapıldığı 24.02.1987 tarihine kadar hiçbir ödemenin yapılmadığı gibi, borçlu sanığın ödeme yapamayacağına dair beyanı da 06.10.1986 tarihinde alacaklıya tebliğ edilmiş bulunmaktadır.
İİK.nun 347. maddesi şikayet hakkını suçun, vukuuna ıttıla tarihinden itibaren 3 aylık süre ile sınırlandırmış ise de, nafaka borcu, bunu gerektiren kesinleşmiş ilamda yazılı dönemler geldikçe ödenmesi icap eden bir borçtur. Gösterilen zamanlarda ödenmemesi halinde nafaka ödeme şartım ihlal suçu ayrı ayrı tekevvün eder, icra emrinin tebliğinden sonra herhangi bir aya ait borcun ödenmemesi İİK.nun 344. maddesinde yazılı suçun oluşması için yeterlidir. Bu nedenle de şikayetin başlangıç süresinin hesaplanmasında icra emrinin tebliğinden sonraki ilk ayın değil, en son ayın nazara alınması gerekmektedir. Boşanma ilamının kesinleşmesi ile veya üç aylık şikayet süresi öncesinde kalan nafaka alacağının adi alacak şekline dönüşmekte olduğu ve şikayet tarihinden geriye doğru birikmiş üç aylık cari nafakanın ödenmesinin bu suç için İİK.nun 354. maddesinin uygulanmasını gerektireceği de gözönüne alınarak, şikayetin yapıldığı tarihten geriye doğru ödenmemiş bir aylık nafakanın tahakkuk etmiş olmasına göre, suçun oluştuğu gözetilmeyerek suçun öğrenildiği tarihten itibaren şikayetin üç aylık sürede yapılmadığından bahisle davanın düşürülmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak (BOZULMASINA) , 02.10.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.
- - - Updated - - -
Bu ada belirtmek isterim ki her ne kadar uygulamaya zıt düşsem de tedbir nafakası disiplin hapsine tabi tutulamaz ilam kesinleşmekle varlık kazanır kesinleşmemiş bir kararla kişi özgürlüğünden alı konulamaz.
- - - Updated - - -
Nafakanın her gün doğan alacak olması sebebi ile icra takibi başlamadan faiz işletilmez yine aynı sebepten bağlanan tedbir nafakasında ödeme yapılırken kesinleşme tarihi dikkate alınıp ay doldurmayan alacak ödenmez.
Gerçi itiraz etmezseniz ödetirler o ayrı icra memuru bu konuyu bilmediği için itirazınızı öfke ile de karşılayabilir :DD