Türk Hukukunda Tutukluluk Abartılmıştır
Masumiyet karinesi yani suçsuzluk ilkesi Türk Hukukunda yerden yere vurulan halılar gibi algılanmıştır.
Savcısının hakimler ile aynı kürsüyü paylaştığı bir mahkemede, savcının, iddia ettiği suç ve cezaya yönelik talebinin itibar görmesinin adıdır tutukluluk... Masumiyet asıldır; ama a, b, c, d, e... gibi bir çok neden ile sanık tutuklu yargılanır Türkiye'de...
Makale yazmayacağım, bir hususa dikkat çekmek istiyorum:
Gelişen ceza algısında yargılama süresince sanığın tutuklu kalması açıkçası hakkaniyete sığdırılamadığı için, hüküm tesis edilene kadar tutuksuz yargılama, gözetim tedbirleri daha sık dillendiriliyor.
Fakat bu topraklarda yıllarca muhakeme bitmeden, hüküm verilmeden sanık sıfatı ile cezaevlerinde ömür tüketenler var.
Madem tutukladınız ve cezaevine koydunuz; neden yargılıyorsunuz?
Yok masumiyet karinesi esastır diyor iseniz, sanık neden cezaevindedir?
Kuvvetli suç şüphesi genel bahane...
Ne kadar kuvvetli olursa olsun, sonuçta sadece şüphe kökenli bir gerekçe...
Şüphe ise vesvesedir ve vesvese mülgadır! Hükmü yoktur!
Bir şey ya vardır; ya da yoktur.
Hukukun kendi ile çelişmesinin adıdır kuvvetli suç şüphesi ile tutuklama...
Zira şüpheden sanık yararlanır da bir hukuk ilkesidir.
Ceza muhakememiz adaleti tesis etmediğindendir, homurtular çokça...
Savcı, o kürsüden inmeli...
Yan taraftaki hakim ile masa üstüne eğilip fiskos yapamamalı...
Avukatları tepeden süzememeli...
Katibe talimat verememeli...
Sanık; adı üstünde sanının failidir. Sanı ile insanları hürriyetlerinden mahrum edemezsiniz. Sanıyı derhal kesin hükme çeviremiyor iseniz, mikro kazanımlar için makro ilkeleri işte böylece heba edersiniz...
Savcısının hakimler ile aynı kürsüyü paylaştığı bir mahkemede, savcının, iddia ettiği suç ve cezaya yönelik talebinin itibar görmesinin adıdır tutukluluk... Masumiyet asıldır; ama a, b, c, d, e... gibi bir çok neden ile sanık tutuklu yargılanır Türkiye'de...
Makale yazmayacağım, bir hususa dikkat çekmek istiyorum:
Gelişen ceza algısında yargılama süresince sanığın tutuklu kalması açıkçası hakkaniyete sığdırılamadığı için, hüküm tesis edilene kadar tutuksuz yargılama, gözetim tedbirleri daha sık dillendiriliyor.
Fakat bu topraklarda yıllarca muhakeme bitmeden, hüküm verilmeden sanık sıfatı ile cezaevlerinde ömür tüketenler var.
Madem tutukladınız ve cezaevine koydunuz; neden yargılıyorsunuz?
Yok masumiyet karinesi esastır diyor iseniz, sanık neden cezaevindedir?
Kuvvetli suç şüphesi genel bahane...
Ne kadar kuvvetli olursa olsun, sonuçta sadece şüphe kökenli bir gerekçe...
Şüphe ise vesvesedir ve vesvese mülgadır! Hükmü yoktur!
Bir şey ya vardır; ya da yoktur.
Hukukun kendi ile çelişmesinin adıdır kuvvetli suç şüphesi ile tutuklama...
Zira şüpheden sanık yararlanır da bir hukuk ilkesidir.
Ceza muhakememiz adaleti tesis etmediğindendir, homurtular çokça...
Savcı, o kürsüden inmeli...
Yan taraftaki hakim ile masa üstüne eğilip fiskos yapamamalı...
Avukatları tepeden süzememeli...
Katibe talimat verememeli...
Sanık; adı üstünde sanının failidir. Sanı ile insanları hürriyetlerinden mahrum edemezsiniz. Sanıyı derhal kesin hükme çeviremiyor iseniz, mikro kazanımlar için makro ilkeleri işte böylece heba edersiniz...