Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Görüntüleri savcılığa vermesi! Ne ile suçlanacağınız merakımı celp etti. Suçunuz nedir sizin?
Zina, kanunlarımıza göre suç değildir. Boşanma nedenidir. Boşanma davasını da savcılık açmaz. Eşiniz ya da siz açarsınız.
Bilakis patronunuz suç işliyor görünüyor. Dik durun. Hata yapan ilk insan siz değilsiniz. En dürüstçesi eşiniz ile durumu paylaşmanızdır. Siz dürüst yaklaşırsanız, kendinize inancınız pekişir ve insanlar da size inanır. Af etmek erdemdir; fakat hak edeni...
Asli ve feri cezalar var ise patronum akıllı. Feri suç (toplumumuzda örf adet hukuku) yasal hukuktan önce geliyor. İddia; Çekmecemdeki ....TL para ....TL kıymetli evrak çalındı.
"Aaa Aman Allah'ım sekreterim ile en güvendiğim çalışanım odama girip çıkıyormuş bakın. Birde masamda neler yapmışlar neler."
Şimdi ben hırsızlıktan aklansam kaç yazar. İş yerinde hayasızca davranışlardan 10 yıllık tazminat güme gidecek. Çocuk konusu sekreter tarafından ortaya atılacak. Onun istediği belli. Hedefi patronum. Patron ile aralarında kalan 100.000 liralık bir eksiklik. Gücüm yetse sekreterin istediği evin kalan 100.000 lirasını karşılayabilsem.
Patron "verdiğime razı ol." yoksa ikinizi de hayasızlıktan işten atacağım. Sen babalık davası açıncaya kadar kim öle kim kala diyor.
Beni bağlayan olayların feri yanları. İki kişinin çekişmesinde ilk önce ben malzeme oluyorum. (Buraya kadar her şey normal. Yaptığımın bir bedeli var ve bunu ödemek zorundayım.)
Şimdi, öncelikle eşim ve çocuklarım bu denklemin en etkisiz elemanları. Tek kusurları benim gibi bir eşe ve biyolojik olarak da babaya sahip olmaları. Patronun eşi ve çocukları için de aynı şeyi söyleyebilirim. Sekreterin aile yapısını bilmiyorum.
Türk Adalet Sisteminde etkisiz elemanların kişilik haklarının korunabileceğini düşünüyor musunuz? Önce gazetelerde gözlerimizde küçük bir bant ve belki o da olmayacak. Sonra ad ve soyadlarımızın baş harfleri ile şirketin önünde fotoğraflarımız.
Güncel gazetelerin İnternet yayımlarında meraklı okuyucuların yorumları.
Sonrasında mahalle baskısı...
-Hiişşt kıız duydun mu? Filancanın kocası ne cevizler kırmış şirkette. Ayol Dalles dizisini geçmiş kıız. Bizde yanımızda koca diye öküz gezdiriyoz ayol. Bak adamı sekreterler bile paylaşamıyor. (Egom acayip şişiyor ama Nemesis'in gazabından korunmaya yetmiyor.)
Zavallı karım. Aldatılmak. Her sabah kapıdan üşenmeden beni işe uğurlarken aşkım sözcüklerini eksik etmeyen ve bana bakarken gözlerinin içi gülen aşkım. Evimin Amazon Kraliçesi, savaşçısı çocuklarına bu hain adama saygı göstermelerini tembihleyen Themis.
Aç gözlerini aç. Ben sana ve çocuklarına layık bir eş değilim. Yalvarırım aç gözlerini. :'(
Enaniyet mücadelesi yapacak ONUR ancak ONURLU insanda olur.
Çözüm etkisiz elemanların hakkını koruyabilmek üzerine olmalıdır.
SONUÇ: Kaçmak onursuz, İntihar günah olsa da, eğer bir günah bir masuma zarar veriyor ise ikinci günah ne kadar ağır olsa da masumu kurtaracak ise işlenmelidir.
Anlaşılmaz gibi ama aslında çok basit. Düşman eline geçmek istemeyen yaralı asker arkadaşlarını kurtarabilmek için bombanın pimini çekebiliyorsa ben niye tetiği çekmeyeyim?