Boşanmaya sebepler ve yaşananların inandırıcılığı
Merhaba
Burada uzun uzadıya çekinmeden anlatacağım bu özel hayatımla ilgili konulara cevap bulabilmeyi umut ediyorum.
Ben 4-5 ay önce evlenmiş 2 aydır terkedilmiş ve evliliğinde huzur bulmamış biriyim ve boşanmak istiyorum.
Yaşananları anlatacak olursam;
Eşimle evlendikten 15 gün sonra sorunlar baş göstermeye başladı ve aşağıda listeleyeceğim şekilde yaşandı.
1- 15'nci gün bir pazar günü benimde izinli olduğum gün sebebiyle gezdik, tozduk eğlendik vs. eve geldik yemek yedik çay içerken, Cep telefonuma gelen otomatik reklamlar (forum, web siteleri, spam mailler)'dan dolayı gelen bir maili okuyan eşim direkt bana küfür ve hakaretler etmeye başladı. Ne yaptıysan ağzını bozmamasını sağlayamadım ve susturamadım. Tartışma yaşadık ve bu tartışma kavgaya dönüştü. Bu kavga sonunda kaşı yarıldı ve Karakola giderek benden şikayetçi oldu...Benimde göz altımda tırnak (çırnak izleri) oluştu daha sonrasında sakinleşince; uzlaştık ve karakola giderek tebliğ tebellülerimizi imzaladık ve evimize döndük.
2- Birinci maddede yaşananlardan sonra sorunlar kapandı diye düşünürken geçen süre zarfının ardından yine aynı ağız bozukluğuyla ortada hiç birşey yokken sen beni aldatıyorsun ben hissediyorum demeye başladı, yeminler ettim anne, baba aile bireylerini şahit gösterip ne yaptıysam anlatamadım inandıramadım. (Ben sabah 8 akşam 7-8 çalışıyor ev ve işimden başka hiç bir + aktivitesi olmayan biriyim ve eşimi çok çok severek aldım kesinlikle gözüm bile aldatmaz.) Ailme büyüklerimi çağırdım (çünkü yine tartışma çıkacaktı.) Büyükler dahil olmak üzere hiç kimse inandıramadı. Bu arada benim eşim Adıyaman'lı ben ise Şanlıurfa'lıyım ve evlendikten sonra Şanlıurfa'da yaşıyoruz. Eşim; Ben Adıyaman'da x isimli türbe var oraya inanıyorum. Oraya gidelim yemin et çık inanırım ve bu konuyu kapatırım senden özür dilerim birdaha da açmam bu konuyu dedi (orada yemin edip yalan söyleyen çarpılıyormuşşşş) Gece saat 2-3 gibi gittik ve yemin edip çıktık. Kayınvalidemi arayarak Adıyaman'da olduğumuzu ve uğrayacağımızı söyleyerek oraya da gittik. Kayınvalideme olayları anlattım ve o da kızına sitem ederek azarladı. Geri dönmek üzere evden çıkarken eşim, kızkardeşinde kalan kıyafetleri olduğunu söyleyerek bir poşete doldurdu ve evimize getirdi. Sabah saat 5-6 gibi Urfa'ya döndük ve uyuduk. Sabah kalktım işe gittim ve işteyken şöyle bir mesaj geldi bana "Sen o türbede yemin ettin çıktıktan sonra yeminini bozdun ve ben seni terkediyorum" Çıktım hemen eve geldim ama eşim yoktu ailesini falan aradım derken Eşyalarını toplayıp gizlice Adıyaman'a gittiğini anlamış oldum. Kafasını toplasın diyerek, 20 gün getirmedim ve 20 gün sonra yine aile büyüklerimi alarak getirmek amacıyla Adıyaman'a gittik. Uzun uzadıya konuştuk yeminler Kuran'a el basmalar falan derken eşimi aldık döndük.
3 Bir süre huzurlu yaşadıktan sonra eşim; ben bilezik istiyorum dedi, ki ben borç harçla evlenmiş biriyim ama eşimi çok seviyorum kesinlikle bir dediğini iki etmem ne istemişse almışım sevmişim aşığım...
İkilemeden tamam dedim ve bir gün sonrası gittim arkadaş Kuyumcudan dil dökerek borç olarak bilezik aldım ve kendisine getirdim. Eşim denedi ve eline biraz büyük geldi, yarın birlikte değişiriz dedim. Tamam diyerek teşekkür etti. Fakat; bir kaç saat sonra ben bunu istemiyorum götür geri ver bana kolye al dedi. Bende bunu yapamam ben bunu dil dökerek borca aldım bunu ödeyelim sonra gider alırız dedim. Hayır dedi gidip geri vereceksin Yapma etme dediysem yine tartışma çıkarmaya çalıştığını farkettim ve Tamam biz bunu gidip başka bir kuyumcuda bozdurup sana beğeneceğin kolyeyi alalım ama ben bunu aldığım yere geri götüremem yüzüm tutmaz dedim. Bana; hayır sen bunu aldığın kişiye geri vereceksin dedi. Sinirlendim ve annesini aradım; senin kızın bunları söylüyor bunları yapıyor amacı nedir diye çıkıştım. Telefon açık annesi dinlerken hakret ve küfürler etmeye başladı (bana ve annesine)... Bana bu esnada sarfettiği sözler çok şaşırttı beni; diyor ki, ben ne istersem alıyorsun ne istersem yapıyorsun bana beni sevdiğini her imkanda her türlü gösteriyorsun sen bunları hepsini rahat etmek için yapıyorsun sen çok bencilsin kendini düşünüyorsun !!! Bunları duyunca çok kötü olsam şaşırsamda sessiz kaldım ve uyudum.
4- Üçüncü olaydan bir gün sonra işten eve geldim, evin tüm elektrik hatları yanmış karanlıkta tek başına oturuyor. Neden haber vermedin falan dedim, yemekte yok haliyle göz gözü görmüyor. Elektrikçi bir arkadaş geldi elektriğe baktı ve işin uzun olduğunu pazar günü yapabileceğimizi söyledi bende tamam diyerek yolcu etim. Geldim ve eşime; hadi kalk babamlara gidelim yemek yeriz, bende duş falan alırım sonra eve döneriz dedim. (Eşim ailemle çok iyi anlaşıyor bizim bu sorunları yaşamamıza rağmen en ufak bir prüzleri yok) hayır ben gelmiyorum sen git dedi, bende tek başına gece gece seni evde bırakamam gel gidelim bi kaç saate döneriz dedim. Yok dedi biraz ısrar ettim... Ve şaşkınlık ve korku anladı başladı. Eşim kanepenin dibine diz çöktü büzüldü ve kendini vurmaya başladı, saçını başını yoluyor kendini tırmalıyor. Korku ve şaşkınlıkla sakin ol tamam gitmeyelim özür dilerim falan ne dediysem susturamadım. Durdumaadım. Bana odadan çık ben iyi olurum dedi ve çıktım. 10 dk kadar sonra pencere sesi duydum ve sokak kapısını açtım ki pencereden atlamış gece saat 11 sokağa kaçıyor. Aşağıda kendisini yakaladım ve yalvararak sakinleşmesini birşey olmadığını niye böyle yaptığını anlamaya çalıştım ama nafile müthiş çığlıklar atıyor, bütün sokak ayağa kalkmış herkes balkonlarda bize bakıyor... Baktım başedemiyorum sinir krizi geçirdiğini düşünerek; 112 acil servis aradım ve eşim sinir krizi geçiriyor gelin dedim. Daha sonra da babamı arayarak durumu anlattım ki zaten çığlık seslerini duyuyor telefonda. Babamda geldi ambulansta geldi, acil heyeti babam ne yaptıysa sakinleştiremedi.
Acil servistekiler sakinleştirici yapmak gerektiğini bunu da burada yapamayacaklarını hastaneye götürmemiz gerektiğini söylediler. Bende ambulansa bindirerek götürmeyi kabul ettim. Ambulansa bindirirken bana yumruk ve tokatlar atıyor. Neyse bindirdik ve götüürdük. Ambulans durdu çok sakin bir şekilde indi ve içeriye girdi.
Doktor ne olduğunu soruyor bende perdenin arkasında duyuyorum. Sinir krizi geçirdim sanırım kendimi parçaladım şimdi biraz daha iyiyim dedi. Doktor film rötgen falan çekmek için yönlendirdi. Rötgen odasına girdi çıktı ve 2 polis benle babamın yanına gelerek; kayınbabamla kocam beni dövdüler diye sizden şikayetçi karakola gidiyoruz dedi. Büyük bir şaşkınlık içerisindeyim. Karakola gittik ifadeler suçlamalar derken ben bu kadından boşanmam gerektiğine karar verdim ve ailesini arayarak karakolda olduğumuzu gelip kızınızı alın ve götürün dedim.
gece saat 5 biz karakoldayız ve ailkesi geldi kızlarını karakoldan aldı ve Evden eşyalarını toplayarak Adıyaman'a götüdüler. Bizde onlardan sonra karakol tarafından serbest bırakıldık.
Eve gidip baktığımda tüm eşyalarını aldığını gördüm. Eşyalar umrumda değil.
Bir çantası kalmış ve çantanın içi Doğum Kontrol Hapları dolu... Ki bana hep çocuk istediğini söylerdi defalarca gece gündüz bu şüpheyle testler aldık hastanelere tahlilllere gittik.
Ben bunları da gördüm bu anlattıklarımı da yaşadıktan sonra kesinlikle boşanmak istiyorum...
Fakat; 1'nci maddede anlattığım kavgada dövmemden dolayı tekrar dövmediğimi polisleri inandıramadım. Aynı şekilde hakimi inandıramamaktan korkuyorum. 2 ayı aşkın süredir o Adıyaman'da ve kesinlikle hiç bir irtibat kurmadım, kurmadı.
Ben benden gizli doğum kontrol hapı kullanması, hayalperest düşünceleri, bahanelerle tartışma çıkarmaları beni dövmem için aşırı tahrik etti. (Adamsan döversin, erkeksen elini sür, Dövemsen şusun busun tarzında) beni farklı bir amaçla kullandığı ve yıllarca kandırdığı düşüncesini uyandırdı ki kendinden nefret ettirip tiksindirdi.
Bana bundan sonrası için boşanabilmek ve hayatımı düzene koymak adına izlemem gereken yol hakkında destek olabilirseniz size minnettar kalırım...
Burada uzun uzadıya çekinmeden anlatacağım bu özel hayatımla ilgili konulara cevap bulabilmeyi umut ediyorum.
Ben 4-5 ay önce evlenmiş 2 aydır terkedilmiş ve evliliğinde huzur bulmamış biriyim ve boşanmak istiyorum.
Yaşananları anlatacak olursam;
Eşimle evlendikten 15 gün sonra sorunlar baş göstermeye başladı ve aşağıda listeleyeceğim şekilde yaşandı.
1- 15'nci gün bir pazar günü benimde izinli olduğum gün sebebiyle gezdik, tozduk eğlendik vs. eve geldik yemek yedik çay içerken, Cep telefonuma gelen otomatik reklamlar (forum, web siteleri, spam mailler)'dan dolayı gelen bir maili okuyan eşim direkt bana küfür ve hakaretler etmeye başladı. Ne yaptıysan ağzını bozmamasını sağlayamadım ve susturamadım. Tartışma yaşadık ve bu tartışma kavgaya dönüştü. Bu kavga sonunda kaşı yarıldı ve Karakola giderek benden şikayetçi oldu...Benimde göz altımda tırnak (çırnak izleri) oluştu daha sonrasında sakinleşince; uzlaştık ve karakola giderek tebliğ tebellülerimizi imzaladık ve evimize döndük.
2- Birinci maddede yaşananlardan sonra sorunlar kapandı diye düşünürken geçen süre zarfının ardından yine aynı ağız bozukluğuyla ortada hiç birşey yokken sen beni aldatıyorsun ben hissediyorum demeye başladı, yeminler ettim anne, baba aile bireylerini şahit gösterip ne yaptıysam anlatamadım inandıramadım. (Ben sabah 8 akşam 7-8 çalışıyor ev ve işimden başka hiç bir + aktivitesi olmayan biriyim ve eşimi çok çok severek aldım kesinlikle gözüm bile aldatmaz.) Ailme büyüklerimi çağırdım (çünkü yine tartışma çıkacaktı.) Büyükler dahil olmak üzere hiç kimse inandıramadı. Bu arada benim eşim Adıyaman'lı ben ise Şanlıurfa'lıyım ve evlendikten sonra Şanlıurfa'da yaşıyoruz. Eşim; Ben Adıyaman'da x isimli türbe var oraya inanıyorum. Oraya gidelim yemin et çık inanırım ve bu konuyu kapatırım senden özür dilerim birdaha da açmam bu konuyu dedi (orada yemin edip yalan söyleyen çarpılıyormuşşşş) Gece saat 2-3 gibi gittik ve yemin edip çıktık. Kayınvalidemi arayarak Adıyaman'da olduğumuzu ve uğrayacağımızı söyleyerek oraya da gittik. Kayınvalideme olayları anlattım ve o da kızına sitem ederek azarladı. Geri dönmek üzere evden çıkarken eşim, kızkardeşinde kalan kıyafetleri olduğunu söyleyerek bir poşete doldurdu ve evimize getirdi. Sabah saat 5-6 gibi Urfa'ya döndük ve uyuduk. Sabah kalktım işe gittim ve işteyken şöyle bir mesaj geldi bana "Sen o türbede yemin ettin çıktıktan sonra yeminini bozdun ve ben seni terkediyorum" Çıktım hemen eve geldim ama eşim yoktu ailesini falan aradım derken Eşyalarını toplayıp gizlice Adıyaman'a gittiğini anlamış oldum. Kafasını toplasın diyerek, 20 gün getirmedim ve 20 gün sonra yine aile büyüklerimi alarak getirmek amacıyla Adıyaman'a gittik. Uzun uzadıya konuştuk yeminler Kuran'a el basmalar falan derken eşimi aldık döndük.
3 Bir süre huzurlu yaşadıktan sonra eşim; ben bilezik istiyorum dedi, ki ben borç harçla evlenmiş biriyim ama eşimi çok seviyorum kesinlikle bir dediğini iki etmem ne istemişse almışım sevmişim aşığım...
İkilemeden tamam dedim ve bir gün sonrası gittim arkadaş Kuyumcudan dil dökerek borç olarak bilezik aldım ve kendisine getirdim. Eşim denedi ve eline biraz büyük geldi, yarın birlikte değişiriz dedim. Tamam diyerek teşekkür etti. Fakat; bir kaç saat sonra ben bunu istemiyorum götür geri ver bana kolye al dedi. Bende bunu yapamam ben bunu dil dökerek borca aldım bunu ödeyelim sonra gider alırız dedim. Hayır dedi gidip geri vereceksin Yapma etme dediysem yine tartışma çıkarmaya çalıştığını farkettim ve Tamam biz bunu gidip başka bir kuyumcuda bozdurup sana beğeneceğin kolyeyi alalım ama ben bunu aldığım yere geri götüremem yüzüm tutmaz dedim. Bana; hayır sen bunu aldığın kişiye geri vereceksin dedi. Sinirlendim ve annesini aradım; senin kızın bunları söylüyor bunları yapıyor amacı nedir diye çıkıştım. Telefon açık annesi dinlerken hakret ve küfürler etmeye başladı (bana ve annesine)... Bana bu esnada sarfettiği sözler çok şaşırttı beni; diyor ki, ben ne istersem alıyorsun ne istersem yapıyorsun bana beni sevdiğini her imkanda her türlü gösteriyorsun sen bunları hepsini rahat etmek için yapıyorsun sen çok bencilsin kendini düşünüyorsun !!! Bunları duyunca çok kötü olsam şaşırsamda sessiz kaldım ve uyudum.
4- Üçüncü olaydan bir gün sonra işten eve geldim, evin tüm elektrik hatları yanmış karanlıkta tek başına oturuyor. Neden haber vermedin falan dedim, yemekte yok haliyle göz gözü görmüyor. Elektrikçi bir arkadaş geldi elektriğe baktı ve işin uzun olduğunu pazar günü yapabileceğimizi söyledi bende tamam diyerek yolcu etim. Geldim ve eşime; hadi kalk babamlara gidelim yemek yeriz, bende duş falan alırım sonra eve döneriz dedim. (Eşim ailemle çok iyi anlaşıyor bizim bu sorunları yaşamamıza rağmen en ufak bir prüzleri yok) hayır ben gelmiyorum sen git dedi, bende tek başına gece gece seni evde bırakamam gel gidelim bi kaç saate döneriz dedim. Yok dedi biraz ısrar ettim... Ve şaşkınlık ve korku anladı başladı. Eşim kanepenin dibine diz çöktü büzüldü ve kendini vurmaya başladı, saçını başını yoluyor kendini tırmalıyor. Korku ve şaşkınlıkla sakin ol tamam gitmeyelim özür dilerim falan ne dediysem susturamadım. Durdumaadım. Bana odadan çık ben iyi olurum dedi ve çıktım. 10 dk kadar sonra pencere sesi duydum ve sokak kapısını açtım ki pencereden atlamış gece saat 11 sokağa kaçıyor. Aşağıda kendisini yakaladım ve yalvararak sakinleşmesini birşey olmadığını niye böyle yaptığını anlamaya çalıştım ama nafile müthiş çığlıklar atıyor, bütün sokak ayağa kalkmış herkes balkonlarda bize bakıyor... Baktım başedemiyorum sinir krizi geçirdiğini düşünerek; 112 acil servis aradım ve eşim sinir krizi geçiriyor gelin dedim. Daha sonra da babamı arayarak durumu anlattım ki zaten çığlık seslerini duyuyor telefonda. Babamda geldi ambulansta geldi, acil heyeti babam ne yaptıysa sakinleştiremedi.
Acil servistekiler sakinleştirici yapmak gerektiğini bunu da burada yapamayacaklarını hastaneye götürmemiz gerektiğini söylediler. Bende ambulansa bindirerek götürmeyi kabul ettim. Ambulansa bindirirken bana yumruk ve tokatlar atıyor. Neyse bindirdik ve götüürdük. Ambulans durdu çok sakin bir şekilde indi ve içeriye girdi.
Doktor ne olduğunu soruyor bende perdenin arkasında duyuyorum. Sinir krizi geçirdim sanırım kendimi parçaladım şimdi biraz daha iyiyim dedi. Doktor film rötgen falan çekmek için yönlendirdi. Rötgen odasına girdi çıktı ve 2 polis benle babamın yanına gelerek; kayınbabamla kocam beni dövdüler diye sizden şikayetçi karakola gidiyoruz dedi. Büyük bir şaşkınlık içerisindeyim. Karakola gittik ifadeler suçlamalar derken ben bu kadından boşanmam gerektiğine karar verdim ve ailesini arayarak karakolda olduğumuzu gelip kızınızı alın ve götürün dedim.
gece saat 5 biz karakoldayız ve ailkesi geldi kızlarını karakoldan aldı ve Evden eşyalarını toplayarak Adıyaman'a götüdüler. Bizde onlardan sonra karakol tarafından serbest bırakıldık.
Eve gidip baktığımda tüm eşyalarını aldığını gördüm. Eşyalar umrumda değil.
Bir çantası kalmış ve çantanın içi Doğum Kontrol Hapları dolu... Ki bana hep çocuk istediğini söylerdi defalarca gece gündüz bu şüpheyle testler aldık hastanelere tahlilllere gittik.
Ben bunları da gördüm bu anlattıklarımı da yaşadıktan sonra kesinlikle boşanmak istiyorum...
Fakat; 1'nci maddede anlattığım kavgada dövmemden dolayı tekrar dövmediğimi polisleri inandıramadım. Aynı şekilde hakimi inandıramamaktan korkuyorum. 2 ayı aşkın süredir o Adıyaman'da ve kesinlikle hiç bir irtibat kurmadım, kurmadı.
Ben benden gizli doğum kontrol hapı kullanması, hayalperest düşünceleri, bahanelerle tartışma çıkarmaları beni dövmem için aşırı tahrik etti. (Adamsan döversin, erkeksen elini sür, Dövemsen şusun busun tarzında) beni farklı bir amaçla kullandığı ve yıllarca kandırdığı düşüncesini uyandırdı ki kendinden nefret ettirip tiksindirdi.
Bana bundan sonrası için boşanabilmek ve hayatımı düzene koymak adına izlemem gereken yol hakkında destek olabilirseniz size minnettar kalırım...