Açık ve net.... Düğünde takılan altın ve takılar kadına hediye olarak nitelendiriliyor. Yani kadının kişisel malları oluyorlar. Boşanma sonrasında herkes karşı tarafta (yada ortada) olan şahsi mallarını alıyor, evde, bankada, kasada nerede olursa olsun. Takılar kadına veriliyor. sonra da evlendikten sonra edinilen ortak mallar bölüşülüyor.
Boşanmada kusurlu olan taraf, kusursuz olan tarafa maddi - manevi tazminat ve nafaka ödemeye mahkum edilebiliyor.
Bu arada karşı tarafın avukatının herhangi bir talebinin olmaması hakimin maddi manevi tazminat, nafaka, mal paylaşımı, takılar ve çeyiz gibi konularda karar vermesine engel teşkil etmez.
Hakim taraflar istemese de bunlara re'sen karar verebilir.
Kanun böyle.
- - - Updated - - -
Alıntı:
dnzars rumuzlu üyeden alıntı
Kadın isterse her şeyi alamaz ancak bu tür durumda mahkeme bayana pozitif ayrım yapabiliyor. Muhtemelen takılanların hepsi olmasa da çogu bayana verilecek
Düğünde takılan takıların tamamı kadına hediye olarak nitelendiriliyor. Tamamı kadının kişisel malıdır.
--------------------------------------------------------------------------------
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/10498
K. 2003/770
T. 27.1.2003
4721/m.174
743/m.143
• BOŞANMA ( İktidarsızlık Nedeniyle - Davalının Kızlığının Bozulmadığı Belirtilerek Takılan Ziynetlerin İadesi İstenemeyeceği )
• EVLENME SIRASINDA KADINA VERİLEN HEDİYELER ( Boşanma Halinde Geri Verme Yükümlülüğü Bulunmadığı )
• ZİYNET EŞYALARI ( Evlenme Sırasında Kadına Hediye Edilen - Boşanma Halinde Geri Verme Yükümlülüğü Bulunmadığı )
ÖZET : Evlenme sırasında kadına hediye edilen ziynet eşyaları kadına aittir. Boşanma halinde geri verme yükümlülüğü yoktur.
DAVA : Davacı B.G. ve M.G. tarafından, davalı F.G. aleyhine 8.6.2001 gününde verilen dilekçe ile altın eşyaların aynen iadesi olmazsa değerinin tahsilinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.4.2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı M.G. davalı F.G. ile resmen evlendiklerini, evlenirken davalıya düğün hediyesi olarak ziynet eşyası taktıklarını, bir süre sonra davalının iktidarsızlık nedenine dayalı olarak boşanma davası açtığını, dava sonunda boşandıklarını ve davalının kızlığının bozulmadığını belirterek takılan ziynetlerin iadesini istemiştir. Mahkemece dava kabul edilmiştir.
Evlenme sırasında kadına armağan edilen ziynet eşyaları kadına aittir. Boşanma halinde geri verme yükümlülüğü yoktur. Mahkemenin davayı kabul gerekçesi olaya ve içtihatlara uygun değildir. Şu durumda, eşyaların geri alınması için bir neden olmadığına göre davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27.1.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1995/10121
K. 1995/11061
T. 26.10.1995
• KOCAYA TAKILAN ZİYNETLERİN MÜLKİYETİ
• MÜLKİYET KARİNESİ
• ÖRF VE ADET GEREĞİNCE HÜKÜM ( Kocaya takılan ziynetler )
• HUKUKİ HAMİL
• HUKUKİ ZİLYET
743/m.1,898
ÖZET: Tarafların oturdukları bölgede,düğünde kim tarafından takılmış olursa olun, takılan ziynet eşyalarının geline ait olduğunu kabule elverişli, istisnasız herkes tarafından uyulan, istikrar kazanmış, örf ve adet varsa, kadını hukuki hamil kabul etmek gerekir.
Eksik tahkikatla, kocanın üzerine takılan eşyanın kocaya ait kabulü ile kadından istirdadına karar vermek isabetsizdir.
DAVA VE KARAR : Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün: Dairenin 25.5.1995 gün ve 5220/6296 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Adı geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Taraflar karı kocadır. Davacı bir kısım eşyasının davalıda kaldığını iddia etmiştir. Davalı da karşı dava dilekçesinde düğünde takılan bazı ziynet eşyasının kendisine takıldığını, karısında kaldığını ileri sürüp istirdadını istemişlerdir.
İhtilaf düğünde takılan bazı ziynet eşyasının taraflardan hangisine ait olduğu noktasında düğümlenmektedir.
"Menkul bir şeyin zilyeti onun maliki addolunur" ( M.K. 898 ). Taraflar bu karinenin aksini her türlü delil ile ispatlayabilirler.
Mahkeme söz konusu ziynet eşyasının kocaya takıldığını belirleyip isteği kabul etmiş, ancak yargılama sırasında kadın örf ve adet gereği tüm ziynet eşyasının kim tarafından hediye edilirse edilsin geline ait olacağını savunmuştur.
Medeni Kanunun 1. maddesi gereği Hakim Kanunda hüküm bulunmayan hallerde örf ve adet gereğince karar verme yetkisıne sahiptir. Taraflar zilyetlik karinesinin aksint her türlü delil ile ıspatlıyabileceklerine göre.burada örf ve adetin tesbiti önem taşımaktadır. Tarafların oturdukları bölgede, düğünde kim tarafından hediye edilmiş olursa olsun, takılan ziynet eşyasının geline ait olduğunu kabule elverişli istisnasız herkes tarafından uyulan, istikrar kazanmış örf ve adet varsa, kadını hukuki hamil kabul etmek gerekir. Bu yön gözetilmeden örf ve adet araştırılmadan, eksik tahkikatle düğün sırasında kocanın üzerine takılan eşyanın kocaya ait kabulü ile kadından istirdada karar verilmesi doğru değildir.
Bu ıtibarla hükmün bozulması gerekirken temyiz incelenıesi sırasında bu yön gözden kaçmış ve hüküm onanmış olmakla onama kararına kaldırılması ve hükmün bozulması uygun düşmüştür.
SONUÇ : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440 ve 442 maddeleri gereğince karar düzeltme isteğinin kabulüne onama kararının kaldırılmasına ve hükmün gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ) oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ:
Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteği yersizdir. Bu itibarla sayın çoğunluğun bozma görüşlerine katılmıyorum.
Üye
Ferman Kıbrıscıklı
Üye
Özcan Aksoy
Kaynak: Kazancı İçtihat Bilgi Bankası