Hukuki NET sitesinde paylaşımda bulunmak, soru sormak ve cevap yazmak için üye olun. Üyelik ücretsizdir.

İdarenin Soruşturma Yetkisinin Sınırı Hk.

27-09-2012 22:26:29 Av.İsmail Arslan #

İdarenin Soruşturma Yetkisinin Sınırı Hk.

Bir devlet kurumu denetmeni, kurumuna sunulan (dilekçe sahibinin açık isim ve iletişim bilgilerini haiz) bir ihbar dilekçesi üzerine ihbar sahibini çağırıyor ve ihbar dilekçesinde yer alan suçlayıcı bazı soyut iddiaları delillendirmesini talep ediyor (dilekçe sahibinin bir kurum görevlisi hakkında ileri sürdüğü yolsuzluk, rüşvet vb suçlara dair bazı ithamlar). İhbar dilekçesi sahibi bu aşamada ilgili denetmen memur hakkında görevini yapmadığı, memurun görevinin kendisini sorgulamak değil, ihbara dair suç unsurları hakkında araştırma yapmak olduğunu iddia eden yeni bir dilekçe tanzim ediyor ve Kuruma sunuyor.

Olayımız bu;

kanaatim, memurların görev sınırları Kanunlar ve ilgili mevzuat ile belirlenmiştir ve suç unsuru iddiası ihtiva eden ihbarların mercii Savcılık Makamıdır, dolayısıyla kendisine ihbar dilekçesi ulaşan memurun suç iddialarını Savcılığa üst makam onaylı yazılı bir dilekçe ile ihbar dilekçesini de ekleyerek sunması; ya da ihbar sahibini savcılık makamına yönlendirici bir yazılı bildirim yapmasıdır.

Olayımızda ise dilekçede yer alan suçlamalara dair delil talep edilmiş ve Yargıya ait bir yetki kullanılmıştır.

Konu hakkındaki görüşlerinizi almak isterim. Esenlik ile...
27-09-2012 22:49:57 Çobanoğlu #

Cevap: İdarenin Soruşturma Yetkisinin Sınırı Hk.

İdare kendi memurlarını sadece idari yönden soruşturabilir. İdarenin hiçbir surette adli yönden soruşturma görev ve yetkisi yoktur. Eğer şikayet sadece memurların görevleri ile ilgili disiplin suçu işlediklerini ihbar ise, idare kendi müfettişleri vasıtasıyla idari soruşturmada bulunabilir ve adli yönden de bir suç bulur ise de bu konuda Savcılığa suç duyurusunda bulunmak zorundadır. Eğer dilekçe ile bir memur aleyhinde görevi ile ilgili rüşvet ve yolsuzluk gibi adli suçlar konusunda şikayette bulunuluyor ise bu kez başvuru makamının Başsavcılık olması gerekir. Bu olayda vatandaş yanlış makama müracaatta bulunmuştur. İdare ile gereksiz yere uğraşmak yerine yeni bir dilekçe ve delilleriyle beraber Başsavcılık makamına müracaatta bulunarak 4483 sayılı kanun çerçevesinde yasal işlem yapılması talebinde bulunmalıdır diye düşünüyorum.
27-09-2012 22:59:53 Av.İsmail Arslan #

Cevap: İdarenin Soruşturma Yetkisinin Sınırı Hk.

Sayın Çobanoğlu,

yanıtınız için teşekkür ediyorum. Olayımızda denetmen memurun ihbar dilekçesinde yer alan soyut suç iddiaları hakkında dilekçe sahibinden bilgi ve belge talep etmesi hususunu ve dilekçe sahibinin kendisinden bilgi ve belge talep eden memur hakkındaki şikayetini nasıl değerlendirdiniz? Olayda önerdiğim savcılık makamına bildirim ya da ihbar sahibini ilgili kuruma yönlendirme hakkında bilgilendirme yapma hakkındaki kanaatinizi öğrenebilir miyim?

Not: İhbar dilekçesi, kamu görevlisi ile ilgili değil, kamunun denetimini üstlendiği bir kurumdaki yolsuzluklar hakkındadır.
27-09-2012 23:13:03 Çobanoğlu #

Cevap: İdarenin Soruşturma Yetkisinin Sınırı Hk.

Sayın Arslan,

Belirttiğim gibi vatandaşın idare ile uğraşması boşuna ve gereksiz zaman kaybıdır. Yolsuzlukla ilgili suç duyurusu dilekçesinin doğrudan Başsavcılığa verilmesi gerekir diye düşünüyorum. İdareye kendisi ile ilgili suç duyurusunda bulunulursa, idare muhtemelen bu işi savsaklar.
27-09-2012 23:44:07 Av.İsmail Arslan #

Cevap: İdarenin Soruşturma Yetkisinin Sınırı Hk.

Sayın Çobanoğlu,

somut olayda ise idare ilgi dilekçe üstünde işlem tesis etmiş ve dilekçe sahibine tebliğde bulunarak dilekçe muhtevası suç iddialarının delillendirilmesini istemiştir. Dilekçe sahibi ise memur hakkında görevinin kendisini sorgulamak olmadığı, iddiaları araştırmak olduğu, idarenin delil talebinin yerinde olmadığından bahis ile ilgili memur hakkında idareye şikayet dilekçesi sunmuştur. Dilekçesinde memur hakkında iddia ettiği suçlara dair gerekeni yapmadığı için suçlara ortak olabileceği iddiasında bulunmuştur. İdare bu dilekçe üzerine işlem tesis etmeye gerek olmadığına dair kanaatini belirtmiştir. Denetmen memur ise şikayet dilekçesi sahibinin iddiasını iftira kapsamında değerlendirilmesi talebi ile yargıya taşımıştır.

Bu olaydaki kanaatim yukarda yazdığım minvaldedir. Memurun dilekçede ifade edilen suç iddalarını araştırmasının yetki aşımı olduğunu, konunun adli yargıyı ilgilendirdiğini düşünüyorum. Hatta kanaatimce ihbar ve şikayet sahibi, iddialarını haiz dilekçesini Savcılık Makamına tevdi etmiş olsaydı, ilgili memur hakkında bir soruşturma açılması dahi söz konusu olabilirdi diye de düşünüyorum.

Bu konuda örnek olay kapsamında, idarenin adli yargıya ait suçlarda idare içinde(hakaret, iftira, rüşvet, iltimas vb.) soruşturma kovuşturma yapması ile ilgili bir mevzuat var mıdır? Yoktur diye biliyorum.

Benzer bir olayı da bir disiplin soruşturmasını incelerken görmüştüm. Muhakkik, tarafların ifadelerini alıyor, taraflardan 'şüpheli' 'sanık' diye bahsediyor. İftira, hakaret vb. suç unsuru haiz durumlar için kanaat belirtiyor, haklı haksız doğru yanlış yargısını ifade ediyor... Bir tarz mahkeme kuruyor ve o mahkemenin hem savcısı hem hakimi olarak hüküm veriyor.

Kanaatinizi almak istediğim boyut esasen bu durumun değerlendirmesidir.

- - - Updated - - -

Örneğin Savcılık Makamı'nın 're'sen harekete geçme ilkesi' dahilinde memurun açtığı bu iftira davasındaki somut deliller dahilinde (ilgili yazışmalar, delil talebi vb.) 'görevi kötüye kullanma' suçlaması ile memur hakkında bir soruşturma açması söz konusu olabilir mi?
28-09-2012 21:13:14 ersinmart #

Cevap: İdarenin Soruşturma Yetkisinin Sınırı Hk.

Alıntı:

Çobanoğlu rumuzlu üyeden alıntı
İdare kendi memurlarını sadece idari yönden soruşturabilir. İdarenin hiçbir surette adli yönden soruşturma görev ve yetkisi yoktur. Eğer şikayet sadece memurların görevleri ile ilgili disiplin suçu işlediklerini ihbar ise, idare kendi müfettişleri vasıtasıyla idari soruşturmada bulunabilir ve adli yönden de bir suç bulur ise de bu konuda Savcılığa suç duyurusunda bulunmak zorundadır. Eğer dilekçe ile bir memur aleyhinde görevi ile ilgili rüşvet ve yolsuzluk gibi adli suçlar konusunda şikayette bulunuluyor ise bu kez başvuru makamının Başsavcılık olması gerekir. Bu olayda vatandaş yanlış makama müracaatta bulunmuştur. İdare ile gereksiz yere uğraşmak yerine yeni bir dilekçe ve delilleriyle beraber Başsavcılık makamına müracaatta bulunarak 4483 sayılı kanun çerçevesinde yasal işlem yapılması talebinde bulunmalıdır diye düşünüyorum.

Sayın Çobanoğlu'nun söylediklerine kısmen katılıyorum lakin rüşvet ve yolsuzluk makam gücünü memuriyeti kullanılarak yapılabilir ancak. Dolayısıyla bu sadece adli bir suç değil ayrıca idarece soruşturulması gerekli görev suçudur. Vatandaş yanlış yere müracaat yapmamıştır. Olay 657 sayılı kanun çerçevesinde soruşturma konusu yapılır. Yeterli bilgi belge toplandıktan sonra suç unsuru var ise ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunulur. Ondan sonra 4483 sayılı kanun ve 5237 sayılı kanun uyarınca işlem yapılır. İdari soruşturmada bu arada devam eder. Bilindiği üzere adli soruşturma veya kovuşturmanın sonucu idari soruşturma veya kovuşturma sonucunda verilen kararlara etki etmemektedir.

- - - Updated - - -

Alıntı:

İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Çobanoğlu,

somut olayda ise idare ilgi dilekçe üstünde işlem tesis etmiş ve dilekçe sahibine tebliğde bulunarak dilekçe muhtevası suç iddialarının delillendirilmesini istemiştir. Dilekçe sahibi ise memur hakkında görevinin kendisini sorgulamak olmadığı, iddiaları araştırmak olduğu, idarenin delil talebinin yerinde olmadığından bahis ile ilgili memur hakkında idareye şikayet dilekçesi sunmuştur. Dilekçesinde memur hakkında iddia ettiği suçlara dair gerekeni yapmadığı için suçlara ortak olabileceği iddiasında bulunmuştur. İdare bu dilekçe üzerine işlem tesis etmeye gerek olmadığına dair kanaatini belirtmiştir. Denetmen memur ise şikayet dilekçesi sahibinin iddiasını iftira kapsamında değerlendirilmesi talebi ile yargıya taşımıştır.

Bu olaydaki kanaatim yukarda yazdığım minvaldedir. Memurun dilekçede ifade edilen suç iddalarını araştırmasının yetki aşımı olduğunu, konunun adli yargıyı ilgilendirdiğini düşünüyorum. Hatta kanaatimce ihbar ve şikayet sahibi, iddialarını haiz dilekçesini Savcılık Makamına tevdi etmiş olsaydı, ilgili memur hakkında bir soruşturma açılması dahi söz konusu olabilirdi diye de düşünüyorum.

Bu konuda örnek olay kapsamında, idarenin adli yargıya ait suçlarda idare içinde(hakaret, iftira, rüşvet, iltimas vb.) soruşturma kovuşturma yapması ile ilgili bir mevzuat var mıdır? Yoktur diye biliyorum.

Benzer bir olayı da bir disiplin soruşturmasını incelerken görmüştüm. Muhakkik, tarafların ifadelerini alıyor, taraflardan 'şüpheli' 'sanık' diye bahsediyor. İftira, hakaret vb. suç unsuru haiz durumlar için kanaat belirtiyor, haklı haksız doğru yanlış yargısını ifade ediyor... Bir tarz mahkeme kuruyor ve o mahkemenin hem savcısı hem hakimi olarak hüküm veriyor.

Kanaatinizi almak istediğim boyut esasen bu durumun değerlendirmesidir.

- - - Updated - - -

Örneğin Savcılık Makamı'nın 're'sen harekete geçme ilkesi' dahilinde memurun açtığı bu iftira davasındaki somut deliller dahilinde (ilgili yazışmalar, delil talebi vb.) 'görevi kötüye kullanma' suçlaması ile memur hakkında bir soruşturma açması söz konusu olabilir mi?

İsmail Bey, idare idari soruşturma sonucunda (görev kapsamına giren suçlarla sınırlıdır) 657 sayılı kanunun 125. maddesinde yazılı hükümleri uygulamak kaydiyle işlem tesis eder. Ayrıca adli yargılama sonucunda 657 sayılı kanunun 48. maddesinde sayılan suçlardan hüküm giyen memur hakkında 657 sayılı kanunun 98. maddesini uygular. Cevaba gelince yukarıda belirttiğiniz hakaret, iftira, rüşvet, iltimas vb. suçlar görev kapsamında işlenebilecek suçlardan olup 657/125 den işlem tesis edilir.

- - - Updated - - -

Rüşvet ve yolsuzluk makam gücünü memuriyeti kullanılarak yapılabilir. Dolayısıyla bu sadece adli bir suç değil ayrıca idarece soruşturulması gerekli görev suçudur. 657 sayılı kanunun 125 maddesinin D bendinde 'Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak' suçuna girer. Vatandaş yanlış yere müracaat yapmamıştır. Olay 657 sayılı kanun çerçevesinde soruşturma konusu yapılır. Yeterli bilgi belge toplandıktan sonra suç unsuru var ise ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunulur. Ondan sonra 4483 sayılı kanun ve 5237 sayılı kanun uyarınca işlem yapılır. İdari soruşturmada bu arada devam eder. Bilindiği üzere adli soruşturma veya kovuşturmanın sonucu idari soruşturma veya kovuşturma sonucunda verilen kararlara etki etmemektedir. Somut olayda vatandaş şikayet hususunda iki merciiden birini tercih etmiştir. Savcılıkta tercih konusu yapılabilirdi. Bilindiği üzere delil belge demek değildir. İfadelerde delil olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla şikayet dilekçesi soruşturma başlatmak için yeterlidir. Ancak müfettiş işi sağlama alıp delile hemen ulaşmak istemiş olabilir. Başka şeylerde olabilir durum bağlamı bilinmediği için ne yazsak yalan olur. Kolay gelsin.
28-09-2012 21:29:17 Av.İsmail Arslan #

Cevap: İdarenin Soruşturma Yetkisinin Sınırı Hk.

Sayın ersinmart, katkınız için teşekkür ediyorum. Aslında olayda ayrıntıya girmek istememem nedeniyle sağlıklı muhakemeyi zorlaştırmış oluyorum. Sadeleştirmek ve odak noktalarını tespit etmekte yarar var.

Konuya açıklık babında; ihbar sahibi memur olmadığı gibi, ihbara özne kişi de memur değil; şikayet, kamu kuruluşu olmayan, fakat kamu denetiminde bir tüzel kişilik ve sorumlu yöneticileri hakkında. Kanaatimce denetmenin, 657 sayılı kanun'a tabi olmayan kişi/kurum hakkında suç unsurunu haiz iddialar ile ilgili soruşturma yürütmesi, iddia sahibini sorgulaması doğru değildir. Suç iddialarını Savcılık Makamına yönlendirmeli veya ihbar dilekçesi sahibini Savcılığa yönlendirmeli ya da soyut suç unsurlarını soruşturmaya yetkisi olmadığını ifade eden bir açıklama yapmalıdır.
29-09-2012 22:17:32 Çobanoğlu #

Cevap: İdarenin Soruşturma Yetkisinin Sınırı Hk.

Tartışmaya gerek yok diye düşünüyorum. Çünkü vatandaş bahsedilen konuda doğrudan delilleriyle beraber Başsavcılığa suç duyurusunda bulunmalıydı. Rüşvet suçu Başsavcının memurun adli yönden soruşturulması için idareden izin alınması gereken suçlardan değildir. Söz konusu suç Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'na tabidir. Eğer vatandaş Bassavcılığa suç duyurusunda bulunmuş olsaydı kimliği gizli kalırdı. Başsavcı delilleri dikkate değer bulur ve diğer delilleri de topladıktan sonra adli dava açılırdı. Söz konusu memur veya memurlar kendilerini mahkemede savunurlardı. Eğer beraat ederlerse memuriyetleri sürerdi. Yok bu suçtan aleyhlerinde hüküm kararı alınmış olsaydı, idare memuru mahkeme sonuçlanıncaya kadar açığa alabilir ve karar kesinleştikten sonra idare idari yönden soruşturarak ilgili memurun memuriyetini sonlandırırdı. Eğer bu konuda olduğu gibi siz şikayet ettiğiniz memuru, kendisine veya kendi kurumuna şikayet ederseniz, delilleriniz nedir niye size sorarlar. Eğer suçlamalarınızla ilgili kanıtınız yoksa, elbette ilgili memur veya memurlar sizin aleyhinize iftira davası açma hakkına haizdirler. Hülasa konu aslında karışık değildir diye düşünüyorum.
30-09-2012 18:47:06 Av.İsmail Arslan #

Cevap: İdarenin Soruşturma Yetkisinin Sınırı Hk.

Sayın Çobanoğlu,

İhbar dilekçesi sahibi memur olmadığı gibi, hakkında suçlama isnad edilenler de memur değillerdir. İhbar dilekçesinde öne sürülen suç iddiaları, ilgi tüzel kişiliğin kamu denetçisinin denetleme görevi alanında olması hasebiyle -kanaatimce dilekçe sahibinin yanlış bir değerlendirmesi ile- kamu kurumuna hitaben araştırılması isteği ile yazılmış.

Burada fikrinizi almak istediğim husus, kamu denetçisinin ihbar dilekçesinde yer alan suç iddialarını, ihbar eden ve edilenlerin kamu görevlisi olmamalarına rağmen, soruşturmaya teşebbüs etmesi hakkındaki kanaatinizdi.

Sizin cümlelerinizden bu tarz bir durumda muhatabın Savcılık Makamı olduğu sonucunu çıkarıyorum ki bu bendenizin de kanaatidir.

'Hayır, soruşturma açabilir' diyenler varsa mevzuattan izah istiyorum.

Esenlik ile...
01-10-2012 12:38:27 Çobanoğlu #

Cevap: İdarenin Soruşturma Yetkisinin Sınırı Hk.

Sayın Arslan,

İhbar dilekçesi sahibinin memur olup olmaması veya hakkında suçlama isnad edilen kimselerin de memur olup olmaları hiç mühim değildir. Bu konuda delilleriyle beraber Başsavcılığa suç duyurusunda bulunulması gerekirdi.

Başsavcılığa gitmesi gereken dilekçenin kendisine sunulduğu idare dilekçede kendi elemanlarına suç isnat edildiği kanaatine varmış ki şikayet edenden delil sormuş ve delil yoksa da suçlanan şahıslar şikayetçinin kimliği belli olduğu için iftira suçlamasında bulunurlar. Eğer ihbar dilekçesinin idarenin kendisi ve/veya elemanları ile hiçbir ilgisi olmasaydı, idare şikayetçiye konu ile kendilerinin yetkilerinin olmadığını ve bu konuda suç duyurusunun doğrudan Başsavcılığa teslim edilmesini bildiren bir yazı yazar ve konu kapanırdı diye düşünüyorum.

- - - Updated - - -

Sayın Arslan,

İhbar dilekçesi sahibinin memur olup olmaması veya hakkında suçlama isnad edilen kimselerin de memur olup olmaları hiç mühim değildir. Bu konuda delilleriyle beraber Başsavcılığa suç duyurusunda bulunulması gerekirdi.

Başsavcılığa gitmesi gereken dilekçenin kendisine sunulduğu idare dilekçede kendi elemanlarına suç isnat edildiği kanaatine varmış ki şikayet edenden delil sormuş ve delil yoksa da suçlanan şahıslar şikayetçinin kimliği belli olduğu için iftira suçlamasında bulunurlar. Eğer ihbar dilekçesinin idarenin kendisi ve/veya elemanları ile hiçbir ilgisi olmasaydı, idare şikayetçiye konu ile kendilerinin yetkilerinin olmadığını ve bu konuda suç duyurusunun doğrudan Başsavcılığa teslim edilmesini bildiren bir yazı yazar ve konu kapanırdı diye düşünüyorum.




™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.

♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.

Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.

Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi vd.

® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir.

‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.

📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.

This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.