Cevap: Evi terk ve terk eden eşin ailesi tarafından tehdit.
Cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Evlenecek ya da boşanma ile ilgili işlem başlatacak arkadaşlara ders olması için buradan başımdan geçenleri yazacağım. LÜTFEN SONUNA KADAR SABIRLA OKUYUN. O melekler evlenince ne hale geliyor görün.
Öncelikle evlendiğim insan gazeteci hemde zamanında adliye muhabirliği yapmış. Hani yeni duymaya başladığım "erkekler 3-0 başlar" cümlesi gerçekten doğruymuş. Sabah saat 10:00 gibi bir avukata danıştım. Yukarıda yazdıklarımı anlattım. Özetlemek gerekirse; evi iş için terkettiğini kanıtlamam gerektiğini, babasının ailem aracılığı ile beni tehdit etmesinin aslı astarının olmadığını ve içimi rahat tutmam gerektiğini, sabırla kendisinin mahkeme açmasını beklememi belirtti.
Her ne kadar acı olsa da ben çok severek evlendim. Ailemi bir kenara itip tek başıma düğün masrafları da dahil olmak üzere ödedim. Kendisi kendi giyecekleri(daha önce kulandığı), babasının evinin birinci katında barındırdığı 2. el haraplaşmaya yaklaşmış koltukları, bir adet elektrikli mini fırın, bir adet mutfak robotu, çalışmayan 17 ekran televiyon ve nihayetinde bardak tabak çatal kaşık getirmiştir. Bunun dışında bu yazıyı yazdığım bilgisayardan, halı kilim'e kadar benim evlilik öncesinden edindiğim mallardır. Aklınızdan "Nasıl yani çeyizi yokmuydu?" dediğinizi duyar gibiyim. Evet benimde aklıma geldi ve kendisinin daha önce evlenip evlenmediğini sorduğumda "Benim ne evlilik ne de cinsel hayatımda kimse olmadı, bu nasıl sorudur" cevabını aldım.
Nispeten canınız sıkılmaya ve monotonlaşmaya başladığını düşünüyorsanız asıl bombalar şimdi başlıyor. Eşim ile ilk tanıştığım zamanlar da kendisinin "ebedi aşkı aradığını", "benden önce hiç uzun süreli ilişkisinin olmadığını, yani kendisini ebedi aşkına sakladığını", "Ailesinin tutucu olduğunu, yani boşanmanın gerçekleşmiyeceğini" hatta babasının ağzından "bak kızımı veriyorum ama bizde boşanma yoktur, bu evden çıktı mı ancak cenazesi gelir" dediğini duydum. Ne hoş sözler değil mi? Kendinizi erkekliğin engin gururunda hissediyorsunuz. BEnde böyle bir kızın herşeye layık olduğunu düşünerek tanıştığımızın 1. ayında nişanlandım. İzmir'in bir ilçesindeki kurulu düzenimi bozup, kuşadasında bir iş buldum. Evlilik hazırlıklarına başladım. Tam evlilik için kan verdiğimiz günün sonrasında iş yerinin batak bir iş yeri olduğunu ve çalışanlarına ne sigorta yaptığını ne de maaş verdiğini öğrendim. Hatta piyasayı dolandırdığını öğrendim. Hayliyle hemen başka bir iş aramaya koyuldum. Ve buldum da . Fakat Maliye master eğitim düzeyinde bir elemanı şarap şişesi taşıtacak bir iş yeri olduğunu, aylık 750 TL maaş ile 370 TL kira veremeyeceğimi gördükten ve eşimin iş bulamadığını gördükten sonra utana sıkıla ailemi arayıp Bizimö İzmir'in bir ilçesinde olan evlerinde ikamet etmek zorunda olduğumuzu kira ya yetişemeyeceğimi söyledim. Onlarda evlerinde kalmamı kabul ettiler. Bende bir işyeri ile konuştum ve görüşmeye çağırıldım. Bu arda sıfırladığım kredi kartı borcu tavan yaptı. Ödeyemediğim telefon faturası icra işlemi başlatıldı. Ailemi arayıp yetişemediğimi söyledim. Özellikle belirteyim görüşmeye çağırıldığım işyeri taşındığımız ilçede. Fakat işe alacak yetkili patron ile görüşünce olumsuz karar verdiler. 3 hafta kadar işsiz dolaştım. Ama evime hep ekmek getirdim, giyecek de dahil olmak üzere tüm masraflarını eksiksiz karşıladım. 3. hafta sonunda işyerinden yeniden arandım. Saha şefi ve denetmen olarak başladığım sırada kendisine "hayatım, ailemden gelirimiz var. benim maaşım da var. senin İzmir içinde iş aramana gerek yok. Git gel gününün en az 3 saati yolda geçecek. Gel bu ilçede düzgün bir iş çıkıncaya kadar evde kal. Hem kafanı dinler hemde beraber daha fazla zaman geçirmiş oluruz " dedim. Kendisi kabul etti. Fakat işe başladığımın 2. haftasında İzmir'de Skytürk adlı kanal için çıkan bir ilana başvurduğunu ve hemen görüşmeye çağırıldığını öğrendim. Saat 06:40 tan önce evden çıkacak ve saat 20:00 ile 21:00 sıralarında evde olacaktı. Yorgun olacaktı ve evliliğimi sarsılmaya başlayacaktı. Byu işi istemediğimi ama görüşmetye çağırılmanın bir söz vermek olduğunu, kabul etmeyecek olması şartı ile iş görüşmesine benim götüreceğimi söyledim. Görüşmeye gideceği günden önceki güne kadar herhangi bir sorun yoktu. Hatta o gece birbirimize sarılarak aşk sözcükleri sarfedip film izlemiştik. Sabahleyin kayınvalidemin telefonu ile uyandım. Eşim telefonu açıp tamam anladım sopnra konuşuruz diye geçiştirdiğini anladım. Hemde yakalanma korkusu ile eli ayağının dolaştıüğını da farketmiştim. Annnesinin neden aradığını sorduğumda bana "kötü rüya görmüş ondan aradığını" söyledi. 10-15 dakika sonra "iş için aradı değilmi?" diye sordum. Evet dedi. Benim işi istemediğimi bilip bilmediklerini sorduğumda ise "bilmiyorlar" cevabını aldım. "Arayıp söyleyeyim mi?" dediğinde ise "söyle" dedim. BAbasıyla konuştu ve babası beni telefona istedi. Sebeplerini anlatırken yani daha konuşuyorken "Ben çalışmaya karar vereceğim" diyerek evden çıkıp gitti. Babasını yeniden aradım. Kızının evi terkettiğini ve kızının evine dönmesi gerektiğini yanlış yaptığını söyledim. Bana iş "görüşmesine gitsin evine dönecek" dedi.
Akşam saat 20:00 da kimse eve dönmeyince ailesinin evini aradım. Ailesinin evine dönmüştü. Bu arada düşünmekten delirmek üzereyken ailecek görüştüğümüz çocukluk arkadaşıma telefon açıp konuşalım kötüyüm dedim. Onun da eşini arayıp onu 3 gün önce gırtlağını sıktığımı ama iş için evi terkettiğini söylemiş. Ailem aradığında da aynı şeyi söylemiş. Duyduğumda kulaklarıma inanamadım. GÖzümden bile sakındığım uğruna sıkıntıdan sıkıntıya girdiğim eşim benim sırtıma bıçak üstüne bıçak saplamaya başlamıştı. Evet yalan üzerine yalan söylüyordu ve Anneme ve arkadaşımın eşine söylediği yalanlar birbiri ile örtüşmüyordu. Düşünmekten başım hiç hissetmediğim kadar dehşet ağrıyor ve kusmaya başlamıştım. Bu arada babası beni ölümle tehdit etmişti. Sen benim oğlumsun senden tek kızıma iyi bak diyen adam etrafa tehditler savuruyordu. Hatta Arkadaşımın eşine, benim eşim babamı tutmasaydı oraya gelecek onu öldürecek diyordu. Arkadaşlarım evime geldiler ve teskin etmeye çalıştılar. Özür dilememi istiyorlardı ama özür dileyecek hata bulamıyordum. evden çekip giderkenki bakışları gözümün önüne geldiğinde ise herşey şekillenmeye başlamıştı.
Çeyizi yoktu.
Benden önce bir ilişkisi olmuştu.
Ebedi aşığım olacak insan daha iyi imkana kavuşacağı anda beni terk etmiş, boşanmak istiyordu.
Özellikle belirtmeliyim, daha önce ilişkisinin olup olmaması benim için önemli değildi. Benimde başımdan birçok ilişki geçti. Ben bağlılık ve sadakat istiyordum. Bağlılık ve sadakati de bulmuştum. Hemde en alasını. Ailemin istemem sebebi ise benden 4 yaş büyük olması ve doğulu olmasıydı. Ben sevdiğimi ve beni çok sevdiklerini defalarca belirtmeme rağmen ailem ikna olmadı. Annem "Seni öldürürler", "O kız dehşet dik başlı ve herşeyi yapabilecek karakterde. Mahvolacaksın" diyordu. Şimdi düşündüğümde haklılarmış. Bu olan olaylarda hiçbir suçum olmamasına rağmen en azından bir topuğumun parçalacağını ya da öleceğimi biliyorum. Bu kadar olan olaydan sonra gayet olağan geliyor. Yaparlar diyorum.
EVukatımla görüştüm ve ben istemedikçe eşyasını alamayacağını, ancak mahkemece mal bölüşümü keşfi verildiğinde eşyalarını alabileceğini onu da bu benim değil dersem olabileceğini söyledi. Eve çağırmaya gerek yokmuş. Zaten 4 ay sonra 2 aylık zaman süresince çağırabiliyormuşum. Onuda da 2 gün evde kalıp gitse yine 4 ay beklenilecek ve yine aynısı olacak. Yanlız kendi kazdığı kuyuya düşmüştü. Etrafı alevlendirmek için yaptığı yaygarada evi iş için terkettiğini söylemesi, 3 gün önce darp ettiğimi söylemesi herşeyi ortaya çıkardı. Bir gazetecei o radded şiddet görecek ve evde duracaktı. Evin anahtarı kendisinde 3 gün içinde pazar alışverişi yapmış ve eve gelmişti. Özellikle de belirteyim boynunda hiçbir iz yok. Birbirlerine deli gibi aşık iki sevgiliyiz diyordu, evlendik ama karı koca değiliz.
Neyse dostlar şu an şoktayım ve anılar ve hayal kırılıkları dikkatimi toplamama engel oluyor. Şuan bir avukatım var başta da belirttiğim gibi İhtiyacı olabilecek arkadaşlara yardımcı olması için ben gelişmeleri buıradan yazacağım. Başınızı ağrıttığım için özür dilerim.