Cevap: Bağkurlu ssk lı çalışabilirmi?
II.Torba Kanun Sonrası Hizmet Çakışmaları
Hizmet çakışmalarında yukarıda yer verdiğimiz sorun, Torba Kanunun 33. Maddesiyle sona erdirilmiştir. Söz konusu madde ile 5510 sayılı Kanunun 53. Maddesinin birinci fıkrası, “Sigortalının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır.” Şeklinde değiştirilmiştir. 1 Mart 2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yapılan değişikliğe göre, 5510 sayılı Kanunun 4. Maddesinin birinci fıkrasının hem (a) hem de (b) bentlerine tabi olacak şekilde sigortalı olanlar için (a) bendi kapsamındaki hizmetleri geçerli olacaktır. Böylece fiilen vergiye tabi faaliyeti olmadığı halde veya yönetimine/faaliyetine katılmadığı şirkete ortaklığı sebebiyle BAĞ-KUR (4/b) sigortalısı olan kişiler için, vergi mükellefiyeti veya şirket ortaklığını sonlandırmadan SSK (4/a) kapsamında çalışabilme yolu açılmıştır. Bu düzenleme, zaten hizmet akdiyle çalışmakta olanlar için bir mağduriyetin sona ermesi anlamına geldiği kadar, bundan sonra bağımlı çalışmak isteyecek BAĞ-KUR’lular için de çözüm anlamına gelmektedir.
Torba Kanunla yapılan söz konusu değişiklik, 1 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, bu tarihten önce hem SSK hem de BAĞ-KUR kapsamında sigortalı sayılacak şekilde çalışması bulunup, bu tarih itibariyle de devam edenler, 1 Mart 2011 itibariyle otomatikman SSK (4/a) kapsamına alınacaklardır. Yani bu kişiler için talepte bulunma şartı aranmamıştır. Bunun yanında hizmet çakışması hallerinde, dileyen kişiler yazılı talepte bulunarak BAĞ-KUR kapsamında prim ödemeyi tercih edebileceklerdir. Ancak bu şekilde ödenen primlerden sadece iş kazası ve meslek hastalıkları primleri BAĞ-KUR kapsamında değerlendirilecek, diğer kısa vadeli sigorta yardımları ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından yine SSK’lı olarak kabul edileceklerdir. Buna göre yasa koyucu, emeklilik yönünden her halükarda SSK hizmetlerinin geçerli kabul edilmesini hükme bağlamıştır.
Öte yandan kısmi süreli olarak SSK kapsamında bildirilen kişilerin hizmet çakışması durumunda nasıl bir yol izleneceği, SGK’nın 2011/36 sayılı Genelgesinde açıklanmıştır. Buna göre;
* 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesiyle,
* Ev hizmetlerinden 30 günden az veya
* Puantaj kaydıyla çalışıp eksik gün nedeni 06 (Kısmi istihdam), 07 (Puantaj kayıtları) ve 17 (Ev hizmetlerinde 30 günden az çalışma) olan sigortalıların,
aynı zamanda BAĞ-KUR sigortalılık hallerinin bulunması durumunda, kimsi süreli de olsa SSK’lı sigortalılığı sona ermedikçe, ay içerisinde eksik kalan günlerinde BAĞ-KUR’lu sayılmayacaklardır. Ancak bunlar isterlerse ay içerisinde eksik kalan süreleri için isteğe bağlı sigortaya müracaat edebilecekleri gibi 5510/41 inci maddenin (i) bendi kapsamında borçlanabileceklerdir. Bu şekilde kazanılan süreler SSK kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilecektir. Bunun yanında, kısmi süreli çalışması nedeniyle SSK kapsamında sigortalı sayılanların devam eden BAĞ-KUR kapsamındaki çalışması nedeniyle de prim ödemek istenmesi durumunda, BAĞ-KUR primleri 30 gün üzerinden tahsil edilecektir.
Hizmet çakışmalarına Torba Kanunla getirilen çözümün BAĞ-KUR’lular açısından en önemli sonucu, şirket ortaklığını veya vergi mükellefiyetini sonlandırmadan SSK’lı olarak çalışabilme imkanının verilmiş olmasıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, aynı işyerinde hem ortak/işveren hem de çalışan olunamayacağıdır. Zira 5510 sayılı Kanunun 53. Maddesinin ikinci fıkrasında “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar (yani BAĞ-KUR’lular), kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında (yani SSK’lı) sigortalı bildirilemezler.” Hükmü yer almaktadır. Yani bir kimse limited şirket ortağı iken aynı şirkete ait bir işyerinden SSK’lı olarak bildirilemeyecektir. Aynı durum vergi mükellefi diğer BAĞ-KUR’lular için de geçerlidir. Örneğin bir lokanta işyerinin sahibi olan şahıs, aynı lokantadan işçi olarak kendisini bildiremeyecektir.