Hukuki NET sitesinde paylaşımda bulunmak, soru sormak ve cevap yazmak için üye olun. Üyelik ücretsizdir.

Uygarlığın olmazsa olmaz koşulu kadınlar

08-03-2006 16:13:55 Av.Dilek Kuzulu Yüksel #

Uygarlığın olmazsa olmaz koşulu kadınlar

Kadını dışlamış toplumların tümü gerilik, yokluk içinde. Kadına gereken değeri vermeyen toplumların uygarlık düzeyini yakalayamadığı, demokrasisini geliştiremediği görülmektedir. Kadınlar özgürlük savaşımını sürdürmeli

"Bir uygarlığın düzeyini ölçmek isterseniz, hemen kadının yaşam koşullarına bakın"
Stuart MİLL

Kadın haklarını insan haklarından ayrı değerlendirme olanağı yok. İnsanlığın bu sorunu yaşamaması için, 'kadın' algısının, kadına toplumda verilen değerin netleştirilmesi gerekmekte. Kadın önce insandır. İnsanlığın, uygarlığın olmazsa olmazı olan yarısıdır. Erkek ve kadından birisi olmazsa, insan soyunun üretimi olanaksızdır. Biri olmazsa diğeri olamayacak olan bir bütünün iki parçasının, birbirinden farklı değerlendirmelere konu olmasının anlamsızlığı açıktır.
Kadın, her şeyden önce anamız. Bizleri, anlatılması güç çilelerle büyüten, besleyen yaşam kaynağımız. Sesini duyduğumuz, sevgisini tattığımız, göğsüne başımızı dayadığımız, tutunduğumuz ilk insan. Gözleri ilk ışık kaynağımız, dudakları ilk sevgi pınarımız, sözleri ilk ses kaynağımız. Sazımızın telinde ses, gönüllerimizin uçsuz bucaksız denizlerinde sevgili, çocuğun dilinde ana, beşiğimizin başında, torunun dilinde masal anlatan nine, emeğin dilinde çile, sağ gözümüzün yanında sol gözümüz, sol elimizin yanında sağ elimiz, atardamarlarımızın yanında toplardamarlarımız, yiyeceklerimizin tuzu, giyeceklerimizin düğmesi, ciğerlerimize doldurduğumuz havanın oksijeni, kısacası canımızın bir parçası. Yaşamımıza anlam katan bir parçamız kadınlarımız.
Kadın tarlada, fabrikada, hizmet sektöründe, mutfakta, yazın yaşamında, internet sayfalarında, kitaplarda, ansiklopedilerde, romancı, ozan, müzisyen, bilim kurumlarında araştırmacı, öğretici, taşıtlarda sürürcü yaşamın her alanında etkin bir güç. Kadın, insan yaşamının tüm evrelerinde var. Uygarlığın temel taşı. Kadını dışlamış toplumların tümü gerilik, yokluk içinde. Kadına gereken değeri vermeyen toplumların uygarlık düzeyini yakalamadığı, yaşamın hiçbir alanında ilerleyemediği, demokrasisini geliştiremediği görülmektedir.
Kadının ikincil bir yaratık olmasını sağlamaya çalışmak, evrensel bir insanlık sorunu. Ayrıca evrensel bir insanlık suçu. Toplum yaşamında kadının işlevini yadsıma olanağımız yok. Bir atomda elektron mu, proton daha önemli? Suda hidrojen mi, oksijen mi önemli? Bir ekmeğin yapılışında un mu, yoksa su mu önemli? Bu sorular, anlamsızdır. Çünkü, bunlardan biri olmazsa, öteki de olmaz. Olsa da, ikisinin oluşturduğu bütünün işlevini yerine getiremez. Toplum yaşamını, uygarlıkların gelişmesini kadınlar mı, erkekler mi belirlemektedir sorusu da böylesine anlamsız bir yaklaşım. Bir bütünün iki ayrı parçası olan kadınların ya da erkeklerin olmadığı bir dünyada, toplumsal yaşamın, uygarlığın, bilimin, sanatın filizlenmesinden söz etme olanağı yok.
Çağımızda, cinsiyetler arası eşitlik, yaşamın her alanıyla ilgili kararlarda gözetilmesi gereken bir öncelik durumuna geldi.
Tarihçi Prof. Bernard Lewis, Osmanlı'nın çöküşünün önemli nedenleri arasında, kadınların enerjisinden yararlanılmamış olmasını da sayar. Namık Kemal, 1876'da Tasvir-i Efkâr gazetesine yazdığı yazıda, nüfusunun yarısına ikinci sınıf insan uygulaması yapan bir toplumu, vücudunun bir tarafı felce uğramış bir insana benzetir. O insan, doğrulamayacağını, yürüyemeyeceğini vurgulamıştır. Bugün artık herkes, bir toplumun uygarlık düzeyinin, kadınlarının toplumsal konumu, toplum, bilim yaşamında edindikleri yerin etkinliğiyle belirlendiğinin ayırdındadır. Kadına karşı cinsiyet ayrımı, ırkçılıktan daha kötü bir tutumdur.
Günümüzde kalkınma, toplumsal düzenin sağlanması, uygarlık düzeyini yakalama, güvenlik içinde bir yaşam sürdürebilmek için, kadınların erkeklerle yan yana, omuz omuza olmalarının sağlanmasının önkoşul olduğunu unutmamak gerekir. Bir toplumda kadının konumu, demokratikleşmenin temel göstergelerinden biridir. Kadınlara verilen toplumsal değer, bir ülkenin uygarlık düzeyini belirleyen en temel ölçütlerden biri.
Kadınla erkek, fiziksel ayrıcalıklar taşıyan iki ayrı tür. Birbirlerine benzer yanları var, ayrılan yanları var. Fiziksel yapı olarak eşit değiller. Kadınlarla erkeklerin, insanlığın birer yarısı olarak, insan haklarını, özgürlüklerini kullanma alnında birbirlerine eşit olmaları gerekmektedir. Kadın erkeğe göre bedensel yapı yönünden daha savunmasızdır. Doğa koşullarına uyum sağlamada, doğayla savaşmada, göreceli olarak daha az dayanıklı bir yapıdadır. Bu yapısının gereği daha ince ve yumuşak tavırlıdır. Alçakgönüllülük, şıklık, sevecenlik vb. gibi kavramların, erkekten önce kadını çağrıştırmasının nedeni bu olsa gerektir. Kadın topluma katıldıkça bu değerlerin yaşamımızda daha yaygınlaşması sağlanacaktır.
Kadını yetersiz gören yanlış anlayışı sorgulamanın zamanı çoktan geçmiştir. Kadınların insan olarak özgürleşmesi, bir azınlıkla ilgili, özel alanla kısıtlı kalan bir sorun değil, toplumsal kalkınma, evrensel gelişme süreçlerinin yapı taşlarından biridir. Kadınlarımız yalnızca kendilerinin özgürlüklerini değil, insanın özgür olduğu bir dünya istemeleri gerekmektedir. Özgürlüklerin olmadığı bir dünyada, kadının da, erkeğin de, kısacası insanın özgür olması gündeme gelemez.
Dünya Kadın Günü, dünya kadınları arasında da bir dayanışma, deneyim paylaşımı günü olma aşamasındadır. Bu çabalar, insanlığın gelişimi için evrensel ilkeler bulacaklardır. Dünya kadınları, renk, soy, din, dil ayrımı gözetmeden güç, eylem birliği yaparak, yıllar öncesinin bu olanaklardan yoksun kadınlarını saygıyla anarak, kendilerini anlatabilmek üzere insanlığın bu temel sorununa çözüm üretme savaşımlarını sürdürmek zorundadırlar.

Faik Akçay: Araştırmacı, yazar
08-03-2006 16:46:10 Av.Dilek Kuzulu Yüksel #
Ve savaş taktiklerinin, devrimlerinin, ilkelerinin yabancı ülkelerde ders olarak anlatıldığı, hakkını ne yapsak ödeyemeyeceğimiz ancak her fırsatta yıpratmaya karalamaya çalıştığımız, saçma sapan polemiklere konu yaptığımız, değerini bilemedeğimiz, ileri görüşlü yüce insan...

Şimdi ülkemde, dünyada, bu sitede kendimi kadın olarak ifade edebiliyor, adliyede, büromda mesleğimi özgürce icra edebiliyor, seçiyor ve de seçilebiliyorsam hepsi ama hepsi senin sayende.

Bir kez daha minnetle ve tarifi imkansız duygularla sana sonsuz teşekkürlerimi sunuyor, TÜRK KADINI olarak diyorum ki İZİNDEYİM ATAM!!!


08-03-2006 18:12:45 Av.Ragıp Atay #
http://rapidshare.de/files/15004481/kadinlar.pps.html

Tüm kadınların kadınlar günü kutlu olsun
08-03-2006 19:05:47 Av.Dilek Kuzulu Yüksel #
Küçük bir erkek çocuk annesine sordu.
"Niçin ağlıyorsun?".
"Çünkü ben bir kadınım" diye cevapladı annesi.
"Anlamadım!" dedi çocuk. Annesi çocuğu kucaklayıp,
"Ve hiç bir zaman anlamayacaksın!" dedi.
Babasına "Baba, annem niçin ağlıyor?" diye sordu.
Baba "Bütün kadınlar sebepsiz ağlayabilen yapıdadır" diye cevapladı. Küçük oğlan büyüdü, yetişkin adam oldu, hala kadınlarin niçin ağladıklarını keşfedemedi.
Nihayet öldukten sonra cennete gittiğinde Allah'a sordu.
"Allahım" dedi.
"Kadınlar niçin bu kadar kolay ağlayabiliyorlar?"
Allah dedi ki...
"Ben kadınları özel yarattım!... Tüm yaşamın ağırlığını taşıyabilecek kuvvette olmasına rağmen başkalarına teselli verecek kadar yumuşak omuzlar, doğumun acısına olduğu kadar doğurdukları evlatlarının nankörlüğüne dayanabilecek iç kuvvetini verdim. Başkalarının kuvvetinin kalmadığında devam edecek azmi, ailesinin hastalığında yorgunluğa papuç bıraktırmayacak kudreti verdim. Her türlü şart altında ve hatta annelerini çok kötü incitselerde, cocuklarını sevmek duygusallığını verdim. Bu duygusallık her yaştaki çocuklarının yaralarını sarmalarına, sorunlarını dinleyip paylaşmalarına yardım ediyor. Kocalarına tüm kusurlarıyla sevmek kudretini verdim. Erkeğin kaburgasından onları erkeğin kalbini korumaları için yarattım.
Onlara iyi bir eşin asla incitmeyeceğini fakat bazen destek ve kuvvetini deneyecek davranışlarda bulunacağını anlayacak duyarlı bir zeka verdim.Tek zayıflık olarak kadınlara birer gözyaşı verdim.
Tamamen kendilerinin sahip oldukları, ihtiyaçları olduğunda kullanmak üzere... İnsanlık için bir gözyaşı..." diye cevapladı.
09-03-2006 19:34:25 Av.Dilek Kuzulu Yüksel #
Kimi der ki kadın uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.

Kimi der ki ayalimdir. Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım. Yavrum, annem, karım, kız kardeşim hayat arkadaşımdır.

Nazım HİKMET
10-03-2006 19:30:05 ATSIZ #
kadının değerinin büyük olduğunu kabul etmekle beraber fazla abartılmaması gerektiğini düşünmekteyim..

zira öyle bir hal aldı ki bu sayenizde kadın hakları olayı eşitliği biraz aşmış ve erkek haklarının savunulacak hale gelmesi haddine dayanmıştır. özellikle yukarıda belierttiğiniz ve kaynağının ne olduığu belli olmayan Allah(c.c) la konuşan gencin anlayamadığı gözyaşı olayı abesle iştigal.

kaldı ki annelik farklı bir kavramdır kadının sistem bürokrasi hukuk içindeki yeri başkadır.

saygılar.
10-03-2006 20:47:52 Av.Dilek Kuzulu Yüksel #
Sayın ATSIZ,

Görüşlerinize saygı duymakla birlikte katılmadığımı belirtmek isterim. Kadının ezildiği, şiddete maruz kaldığı, sokakta ve işyerinde tacize uğradığı, töre cinayetlerine kurban olduğu, haklarının çoğunu bilmediği bilse de aramasına izin verilmediği, ekonomik özgürlüğünün bulunmadığı, bırakın çalışmayı okumasının dahi engellendiği bir ülkede yaşadığımız gerçeğini unutmayınız. Bizler gibi şanslı olan azınlık dışında maleesef ki ülke genelinde kadınlarımız ikinci sınıf vatandaş olarak değerlendiriliyor. Kadınlarımıza hak ettiği değerin bence verilmediği toplumumuzda, eşitliğin aşılmış, erkeklerin korunmaya muhtaç hale gelmiş olduğunu düşünüyorsanız ona da "saygı duyarım" demekten başka söyleyebileciğim sözüm yok.

Diyorsanız ki kadınlar haklarını kötüye kullanıyor, haklısınız istisnai de olsa böyle durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Ancak bunun da kadın olmakla değil insan olmakla ilgisi vardır. Bir kişi hakkını kötüye kullanıyorsa o kişinin cinsiyetini değil insanlığını değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Zaten bence ülkemizde bu hususta çıkan tüm tartışmaların, uyuşmazlıkların sebebi de budur, aynı olayı kahramanının cinsiyetine göre farklı yorumluyoruz, bu adil midir sizce?

İletimdeki kaynağı belli olmayan yazı , kadınların hassasiyetinin biraz olsun anlaşılabilmesi için tamamen iyi niyetle yazılmış (yazarını bilmiyorum) ve yine iyiniyetle eklenmiş bir yazıdır. Ancak siz olaya başka bir açıdan yaklaştığınız için vermek istediği mesajı görmek yerine abesle iştigal olduğu yönüyle ilgileniyorsunuz.

Anneliğin ve kadının sosyal kimliğinin farklı olduğu da aşikardır. Buradaki tüm örnekler kadınların farklı kimliklerine ilişkindir, aksini iddia etmiyorum. Amacım gerek anne olarak gerekse sosyal kimlikleri ile kadının toplumdaki yerine değinmekti. Şimdi anlıyorum ki gerçekten aşmamız gereken daha birçok sorun ve kat etmemiz gereken uzun yolumuz var.

Saygılarımı sunuyorum.
10-03-2006 22:21:56 Av.Esin Kılıç #
Sayın Atsız,
Sayın Dilek Kuzulu'nun alıntıladığı yazı, kadınların erkeklerden üstünlüğünü değil, bilakis kadın ve erkeğin bir bütünün iki eşit parçası olduğunu ifade eden bir yazı idi. Un ve sun gibi örneklemeler de bunu açıkça ortaya koyuyordu.
Bundan sonra, sizin "zira öyle bir hal aldı ki bu sayenizde kadın hakları olayı eşitliği biraz aşmış ve erkek haklarının savunulacak hale gelmesi haddine dayanmıştır" cümlenizi okuyunca hayret içinde kaldığımı söylemeliyim.
Dilek Hanım'ında belirttiği gibi, hakkın kullanımı anlamında, kötü niyetli kadın veya erkek gibi bir ayrım yoktur, kötüniyetli insan vardır.
Sanıyorum siz, resimdeki bir detaya takılırken, resmin tamamına bakmayı ihmal etmişsiniz.
Ülkemizde ve hatta dünya genelinde kadınların konumu, hiç tartışmasız 2.sınıf iken, kadınların SAYEMİZDE erkek haklarını çiğneyecek denli hak sahibi olduklarını ileri sürebilmenizi başka şekilde açıklayamıyorum.
Çok basit örnekler verelim mi? Ülkemizdeki 10 milyondan fazla kadının değil erkekleri ezecek hakkı, okuma yazması olmadığını, okuyabilenlerin ise sadece %2sinin yüksek öğrenim gördüğünü........ her beş kadından birinin aile içi şiddet gördüğünü ve çaresizlikten dolayı şikayette bulunmayı bir yana bırakalım, eşinden boşanmayı bile aklından geçiremediğini........ hepimiz biliyoruz, bu liste uzar gider.. Tüm bu gerçekleri bilmiyor, göz önünde bulundurmuyor olmadığınızı umuyorum... Bu arada Dilek Hanım'ın alıntıladığı diğer hikayeciği daha önce de okumuştum ve yeniden okumak büyük keyif verdi. Bunu nasıl olup da "abesle iştigal" olarak nitelendirdiğinizi de anlayamadım. Kadının yeri demişken, herşey bir yana, şu dünyada "anne" kavramının yerini tutabilecek hiçbir şey bulamıyorum inanın.
11-03-2006 04:13:42 commodore1tr #
Normalde bu konuya hiç dahlimin olmasını istemiyordum . Kendimce düşündüm çok iyi yazabileceğim gibi çok kötüde yazabilirim gibi geldi bana ve eğer iki ucada sallanan bir rakkas varsa bu konudan uzak durmakta kendimce hep yarar gördüm . Ama bir hemcinsimin özellikle anneleri övmek için yazılmış bir yazıya kaynak araması ve biraz abartılı tepki göstermesi beni şaşırttı. Yazdığı çok doğru bir mantığın böylesine heba edilmesi beni üzdü aslıda.
Muhtemelen öyküleştirilmiş olayda gemç zaten kadını değil dikkat edilirse anne yi sorgulamaktadır. Temel fark kadın ayrıdır anne ayrıdır. Her kadın anne olabilir ( Tıbbi ve fiziki yetersizlikkonu dışı ) ama her kadın anne şevkatini herkese gösteremez, göstermez. Zaten dikkat edilirse ( Tüm dinlere ve ateistlere saygım olduğu için ) İslam peygamberi Hz. Muhammed de bu konudaince bir siyaset gütmüş ve ' cennet annelerin ayağı altındadır ' deniştir. Dikkat buyrunuz ' kadınların ' değil ' annelerin' burada annelere saygı ve sevgiyi vurgulamak istediği süphesiz. Annesine gerçek sevgi ve saygıyı gösteren bir erkek her kadına zaman içerisinde aynı saygı ve sevgiyi gösterecektir.
Maalesef İslam dinini çok bozan ve yazlaştıran hurafe ve abuk uygulamaları saymazsak ki onu daha sonra başka bir yazımda belirteceğim yoksa konuyu toparlayamayacağım belli oldu. Bugün kadın kötü davranılmasında aşağılanmasında erkeklerin ezmesinde aslında en büyük sorumluluk ve şuç erkeklerin değil yine KADINLARINDIR. Anne olmamışlar ayrı olmak üzere bu erkek çocuklarını kim yetiştiriyor. Anneler. Demekki bir yerde hata yapıyorlar ki erkekler kadınlara böyle davranıyor. Görünen yüzde kadın hakları çok arkadaşın dediği doğru erkek hakları güme gitti gibi görünsede gerçekte helen üniversite mezunu dahil olmak üzere ( avukatta dahil ) kadınların yüzde 72 si şiddete maruz kalıyor ki bu kabul edilemez bir durumdur. Aslında işin özü budur.
Evlenirsem günün birinde sevdiceğimle onun ne arkamda nede önümde yürümesini istemem daima ve daima elele ve yanımda olmasını isterim . Ama evleneceğim kişide buna değer olmalı tabiiki bende ona ...
devam edecek ...
11-03-2006 04:18:36 commodore1tr #
NEREDEN ÇIKTI BU DÜNYA KADINLAR GÜNÜ?

8 mart 1857, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olma yolunda verdikleri savaşın temsili başlangıcı. Amerikanın New York kentinde tekstil sektôründe çalışan 100 lerce kadından, 129#8217;nun düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto ederken hayatlarını yitiriyorlar.

İşte bu tarihten itibaren, kadınlar, kendi özgüçleri ile bir yaşam gücü olduklarını ispatlıyorlar ve kadın emeginin bir hiç sayılarak sömürülmesine karşı ilk tepkilerini koymuş oluyorlar.

PEKİ YA TÜRK KADINLARI ?

Tarihi bilgi ve belgelere bakarsak TÜRK KADINI orta Asya steplerinde çok ihtişamlı,gösterişli bir karekterde karşımıza çıkıyor.Bir tarafta Hakan ya da Kaan.O bür tarafta Hatun .

Evet o tarihlerde Türk kadını erkeğinin yanında olduğu gibi Kaanın yanında da söz sahibi.Ok atıyor,kılıç sallıyor,ata biniyor.çocuğuna da bakmayı ihmal etmiyor.

Sonra bildiğimiz göç başlıyor.Bir gurup Türk öbeği Kuzeyden Batıya bir gurup türk öbeği Hazar Denizi´nin altından Anadolu´ya doğru bir grup türk öbeği de Güney´den Batıya yöneliyor.

Bu göç ve yöneliş sırasında Türkler yeni coğrafyalarda yeni insanlar,yeni kültürler ve yeni dinlerle karşılaşıyorlar.

Bugün ise bir parçamız hala Orta Asya steplerinde yaşam mücadelesi veriyor.Çoğunluk ise Anadolu topraklarında yeni bir Cumhuriyet kurdu.Ve bizler ekmeğimizi,geleceğimizi aramak için Avrupa yollarına düştük.

Bakınız Avrupa´ya ilk gelen erkekler oldu.1963´lü yıllarda başlayan göç 1965´li yıllardan itibaren kadınları da etkiledi.Erkeği nerede ise Türk kadını da oraya gitmekte bir sakınca görmedi.

Şimdi Avrupa´da Türk kadını farklı bir mücadelenin içinde.yani yeni bir çevre,yeni bir kültür,yeni bir iklim ve vaz geçilmeyen tutkular,adetler,gelenekler içinde Türk kadını geleceğe umutla bakmanın,kör talihini yıkmanın savaşını veriyor.

Şöyle çevrenize bakın,türkçe´den başka dil bilmezken,biri iki dil konuşan kadınlarımız var.Bir mesleği yokken,meslek edinenlere ne buyrulur. Kağnı arabasını kullanamazken,şimdi mercedese binen hanımları alkışlıyorum.

Hele hele yaban ellerde en önemli gelecek eğitimde deyip kızını ve oğlunu okutan anneyi ne kadar tebrik etsek az.

Peki bütün bunlar yeterli mi? Elbette değil.Kimliğimizi,benliğimizi kaybetmeden modern hayat içinde bizde varız diyorsak buralara uyumda kusur etmeyeceğiz.

TÜRKİYE´DE İSE DURUM DAHA FARKLI

Bence 8 mart dünya kadınlar gününde Türk kadınının konumu çok farklı. Türk kadını eşi görülmemiş bir fedakarlıgın sembolü olarak bu farklılıga hak kazanmıştır.

Türk ve Islam tarihine baktıgımız zaman, Tûrk sosyal hayatında kadınların ilim ve bilgi yönünden ve diger hususlarda erkeklerden asla geri kalmamış oldukalrı görülüyor.

Türk kadını daima Türk erkegı ile yanyana yaşamıştır, omuz omuza çalısmıştır.Hatta Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda kadının eli unutulurmu?nane Hatunlar,Kara Fatmalar,Halide Edip Adıvarlar her zaman türk kadınının sembol isimleri olmadıla mı? Erkekler memleketi saran düşman ordusuyla savaşırken, ordunun zayıf yerlerini kadınlarımız doldurmadılar mı? Onlar sırtlarında mermi taşımadılar mı?Çephe gerisinde yaraları sarmadılar mı?

"ÇANAKKALE İÇİNDE AYNALI ÇARŞI,

ANA BEN GİDİYOM DÜŞMANA KARŞI"

türküleri söylenirken analarımız, bacılarımız erkeğinin ardından gözyaşı döküp nöbete koşmadı mı?

Bu mücadeleri sayesinde Türk kadınları birçok haklara çogu milletin kadınına bakarak çok çabuk kavustu.

Atamızın#8217;da dedigi gibi ;

« Dünyada hiç bir milletin kadını « Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götûrmekte Anadolu kadını kadar hizmet gôsterdim » diyemez. » »

- Ancak, ülkenin gelişmemesinin nedeni, kadınların erkeklerden daha az egtim görüyor olmasından kaynaklanıyor. Halbuki Türkiye#8217;nin, toplumumuzun kalkınması kadınlarımızın elinde.
Türk kadının en büyük faziletlerinden birisi anne olmasıdır ve gelecekte vatanımızı yônetecek evlatlar yetiştirmesidir.Ilk terbiye verilen yer ana kucagı oldugu düşünülürse Türk kadının degeri daha iyi anlaşılır. Bu yüzden kadınlarımız, erkeklerden daha aydın ve daha bilgili olmalıdır, olmaya mecburdur.

Ulu önderimiz Atatürk#8217;ün dedigi gibi :

« Suna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördügümüz her şey kadının eseridir. »

- Islam dinine baktıgımızda ise, hiç bir zaman kadınların erkeklerden geri kalması talep edilmemiştir. Hatta tam tersine, kadın ve erkegin eşit bir şekilde bilgiyi kazanmaları gerektigi buyrulmuştur.

Kadınlarımızın kıymetini bilmeliyiz, onlar annelerimiz, eşleriniz, hayat arkadaşlarınız, diger yarınız#8230; Bütün bunlar yetmiyorsa en azından vatanınızın gelecegi için olsun kadınlarımıza ilgi gösterin. Arabanın benzinsiz çalışmadıgı gibi, bu devlet Türk kadınlarının katılımı olmadan asla kalkınamaz.

O nedenle kadınların sorunları ne tek başına kadınlar tarafından,ne tek başına erkekler tarfından çözülebilinir.

Bize düşen bu yolda haklarımızı bilip,ona göre çalışmak,bilgilenmek,çağı yakalamak,yaşadığının farkında olmak,yaşananlardan ders almak ve sabır etmek,bir yudum sevgi ile yetinmek,mutluluğu yakalayabilme,çocuğunu iyi yetiştirebilmek ve hoş görüden ayrılmamaktır.

devam edecek bu günlük bu kadar uykum geldi...0417




™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.

♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.

Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.

Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi vd.

® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir.

‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.

📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.

This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.