Hukuki NET sitesinde paylaşımda bulunmak, soru sormak ve cevap yazmak için üye olun. Üyelik ücretsizdir.

HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi

18-02-2010 00:16:01 Mehtap Deniz #

HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in hukuka aykırı şekilde gözaltına alındığı gerekçesiyle Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal'ın da aralarında bulunduğu dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı'na yönelik işlemleri görüşmek üzere olağanüstü toplandı. Toplantıdan, Özel Yetkili Savcı Orhan Şanal ve beraberindeki 4 savcıyı görevden çekti. Şanal, eski bir DGM savcısının konumundaydı.

HSYK'dan yapılan konuya ilişkin yazılı açıklamada şöyle denildi: "16/2/2010 tarihinde HSYK gündemine oy birliği ile alınarak, incelenmesine karar verilen Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı'nda, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan uygulamalar, 17/2/2010 tarihinde değerlendirilerek aşağıdaki kararlar alınmıştır:

CMK'nın 250/3'üncü maddesindeki amir hükmün ihlal edilerek, görev ve yetki aşımında bulunulduğunun tespitine,

Özel yetkili Cumhuriyet Başsavcısı vekili, Tarık Gür, Cumhuriyet Savcıları Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı, Osman Şanal'ın CMK 250. maddesi kapsamındaki yetkilerinin kaldırılmasına,

Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş, Cumhuriyet Başsavcı vekili Tarık Gür, Cumhuriyet savcıları Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı, Osman Şanal ile diğer ilgililer hakkında yasal gereğinin yapılması için suç duyurusunda bulunulmasına oy çokluğu ile karar verilmiştir."

HSYK'ın yeni yetkilendirme için çalıştığı öğrenildi

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in gözaltına alınması üzerine bu sabah olağanüstü toplanan HSYK, Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve HSYK üyesi Ahmet Kahraman'ın da katıldığı yaklaşık 4 saatlik toplantının ardından, Erzurum özel yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekili Tarık Gür, Cumhuriyet savcıları Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı ve Osman Şanal'ın, CMK'nın 250. maddesi kapsamındaki yetkilerini kaldırmıştı. Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve HSYK üyesi Ahmet Kahraman'ın HSYK'dan ayrılmasının ardından toplantıya devam eden kurulun seçilmiş üyelerinin, yetkilerini kaldırdığı Erzurum özel yetkili Başsavcıvekili Tarık Gür, Cumhuriyet savcıları Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı ve Osman Şanal'ın yerine yeni yetkilendirme için çalıştıkları öğrenildi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=115448
18-02-2010 00:17:04 Mehtap Deniz #

Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi

Bakan Ergin: HSYK yetkisini aşmıştır

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, HSYK tarafından verilen kararı sert bir dille eleştirerek, "HSYK'nın böyle bir görev yetkisi yoktur. Yargısal bir görevi olmayan idari bir kurumdur. HSYK bu denetimi yapmaya kalkışması çok açık bir yetki gaspıdır. Anayasa ve yasalara aykırı bir hukuksuzluktur" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın hukukçu milletvekilleri ile Başbakanlık Resmi Konutu'nda gerçekleştirdiği toplantı sona erdi. Toplantının ardından bir açıklama yapan Bakan Ergin, HSYK'nın Erzincan özel yetkili Cumhuriyet Savcılarının yetkilerini kaldırma kararına ilişkin HSYK'nın böyle bir görev yetkisinin olmadığını ifade etti. Bakan Ergin, "HSYK'nın böyle bir görev yetkisi yoktur. Yargısal bir görevi olmayan idari bir kurumdur. HSYK bu denetimi yapmaya kalkışması çok açık bir yetki gaspıdır. Anayasa ve yasalara aykırı bir hukuksuzluktur. HSYK'nın aldığı karar ile yürütülmekte olan soruşturmaya müdahale etmiş, doğrudan taraf olmuş, yetkisini aşmış, bağımsız yargının işleyişine engel olmuştur" şeklinde konuştu.

Bakan Ergin, Yargıtay'ın da konuya ilişkin yaptığı açıklamayı da eleştirdi ve "HSYK'nın yaptığının doğru olduğuna ilişkin karar alması yasal dayanaktan yoksundur. Yargılama faaliyetine müdahale anlamını taşımaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın devam eden yargısal bir faaliyetten dolayı siyaset kurumunu sorumlu tutmak anlamına gelen açıklamasının kabul edilmesi mümkün değildir"

Ergin, basın toplantısında HSYK'nın aldığı kararları ve Yargıtay, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Danıştay'ın konuyla ilgili yaptıkları açıklamaları eleştirdi.

HSYK'nın aldığı kararla yürütülmekte olan soruşturmaya müdahale ettiğini söyleyen Ergin, "Bu ve benzeri girişimleri Adalet Bakanlığı olarak yargı bağımsızlığına büyük bir darbe olarak görüyoruz. Yargının bağımsız ve tarafsız şekilde görevini yapması engellenmiş, bu sürece dahil olanlar görevlerinden alınmak suretiyle diğer görevlilere açıkça gözdağı verilmiştir" diye konuştu.

"HSYK, soruşturmanın tamamlanmasını beklemeksizin ve varsa hukuk ihlallerini araştırma gereği duymaksızın ve hangi somut verilere ve dosyalara dayanarak böyle bir karar aldığını da açıklamaksızın yetki gasbı yapmak suretiyle sürece çok vahim bir müdahalede bulunmuş, yargı sistemini kaosa sürükleyecek bir tutum takınmıştır" diyen Ergin, yürütülen soruşturma kapsamında ilgililerin hukuk ihlali yapıldığı yönündeki varsa itirazları ve başvurularının çözüm yerinin HSYK değil, bu işle görevlendirilen mahkemeler olduğunu ifade etti. Ergin, bu yönde yapılan itirazın ilgili mahkemece reddedildiğini de anımsattı.

Ergin, "Yetkileri değiştirilen Cumhuriyet savcılarının hakim tarafından verilen kararları yerine getirdikleri göz ardı edilmiştir. Savcıların yaptıkları işlemlerin yetki ve görevleri kapsamında kaldığı mahkeme tarafından da kabul görmüştür. Bu durumda Cumhuriyet savcılarına atfedilen suçun ne olduğu ve bunu ne şekilde işlediklerinin de yine kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir" dedi.

Açıklamaların kabul edilmesi mümkün değildir

Anayasa'nın 159. maddesinde ve 2461 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu'nun 4. maddesinde HSYK'nın görev ve yetkilerinin açıkça sayıldığını ifade eden Ergin, hakim ve savcılar ile mahkemelerin yargısal faaliyetlerinin denetiminin yargı mercilerine bırakıldığını anımsattı. HSYK'nın böyle bir görev ve yetkisinin olmadığını ifade eden Ergin, şöyle konuştu:

"HSYK yargısal görevleri olmayan idari bir kuruldur. Hakim veya savcı, hakim veya mahkeme kararlarına karşı kanun yollarına başvurma hakkı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya katılana aittir. Bunlardan herhangi birinin müracaatı olmaksızın, süreçte yargısal denetimi yapmakla görevli mercilerin bile bu denetimi yapması mümkün değil iken idari bir Kurul olan HSYK'nın bu denetimi yapmaya kalkışması çok açık bir yetki gasbıdır. Anayasa ve yasalara tamamen aykırı bir hukuksuzluktur.

Hiçbir yargısal görevi bulunmayan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun bu konuyu görüşmek üzere toplanarak, HSYK'nın yaptığının doğru olduğuna dair karar alması da yasal dayanaktan yoksundur, ihsası rey niteliğindedir, yargılama faaliyetine müdahale anlamını taşımaktadır. Danıştay Başkanı'nın görev alanıyla ilgili olmayan bu konuyla ilgili yaptığı açıklama bu yanlışlara katkı vermek anlamına gelmektedir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının devam eden yargısal bir faaliyetten dolayı siyaset kurumunu sorumlu tutmak anlamına gelen açıklamasının da kabul edilmesi mümkün değildir. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında yapılan arama, gözaltına alma ve tutuklama kararları üzerine yasada bu konuda hiçbir yetkisi ve görevi olmayan HSYK, aldığı kararla yürütülmekte olan soruşturmaya müdahale etmiş, doğrudan taraf olmuş, yetkisini aşmış, bağımsız yargının işleyişine engel olmuş, soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve sonuçlandırılmasını tehlikeye sokmuştur."

Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs girişimi

Ergin, Anayasa'nın 138. maddesindeki "Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar, Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz" hükmünü anımsattı ve HSYK tarafından alınan karar ve yapılan açıklamalarla söz konusu maddenin ihlal edildiğini, hakim ve savcılara yargısal süreçle ilgili müdahalede bulunulduğunu ileri sürdü.

Anayasa'nın bu hükmünün sadece yürütmeyi ve bu anlamda bakanlığı değil aynı zamanda yüksek mahkemeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığını ve HSYK'yı da bağladığını vurgulayan Ergin, "Bu bağlamda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan basın açıklamasında 'Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Habur, Erzincan ve Erzurum adli yargı çevrelerinde yargıyı yıpratan, yargıya olan güveni sarsan adli tahkikatlar incelemeye alınmıştır...' şeklinde değerlendirmelere yer verilerek, bu konuya ilişkin hiçbir yetkisi ve görevi olmadığı halde doğrudan bu makamca da HSYK gibi soruşturmaya müdahale etme girişiminde bulunulmuştur" dedi.

Ergin, TCK'nın 288. maddesindeki "Bir olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hakim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi .... cezalandırılır" hükmünü de hatırlattı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ve HSYK'nın açıklamaları ve bu konuda aldığı kararları "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs girişimi" olarak değerlendirdi.

Ergin, "Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılıkları ve tedbir kararlarını veren mahkemeler yüksek mahkemelerin ve HSYK'nın ağır baskısı altına alınmıştır. Bu şartlar altında bağımsız ve tarafsız bir yargılama yapmak son derece zorlaşmıştır" şeklinde konuştu.

Uyarılarımız sürecek

Bakan Ergin, hukuk sınırları içerisinde kalınması için gerekli uyarılarını yapmaya devam edeceklerinin de altını çizerek, şöyle konuştu:
"HSYK ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yargılama sürecine yaptığı bu müdahaleden sonra yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı bakımından yargı reformunun acilen hayata geçirilmesi zorunluluğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bakanlığımız, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yargı bağımsızlığı ile hakimlik ve savcılık teminatının ihlali anlamına gelebilecek her türlü girişimlere karşı herkesin hukuk sınırları içerisinde kalması için gerekli uyarılarını yapmaya devam edecektir."

Bakan Ergin, HSYK'nın Şemdinli olaylarına ilişkin soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı hakkında verdiği meslekten çıkarma kararının Avrupa Birliği'nin Türkiye hakkında düzenlediği ilerleme raporlarında "yargıya ağır baskı" olarak nitelendirildiğini kaydetti. Ergin, aynı konunun yine Avrupa Birliği adına düzenlenen "Türk Yargısının İşleyişine İlişkin İstişari Ziyaret Raporlarının" sonuncusunda yargıya yönelik "iç tehdit" olarak değerlendirildiğini de söyledi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=115...FEm%FD%FEt%FDr
18-02-2010 00:21:44 Hakkarili Arzuhalci #

Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi

HSYK son derece yerinde bir karara imza atmıştır. Ellerine sağlık.
18-02-2010 00:50:39 litigation #

Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi

Nasıl canın yanıyor değil mi akp? Sağı solu ısırmaya mecbur ettikleri kendi adamlarını da birileri ısırınca dişlerini göstermeye başladılar. Yapılan onca hukuka aykırı işlemlerden sonra bir tane hukuka aykırı olduğunu düşündüğünüz iş yapılınca nasıl da panik halinde saldırıyorlar.
Savcıları kapıkulu yapan hükümet, karşısında eğitimli bilgili bir yargı grubunu görünce hemen hukuksuzluk bu diye avaz avaz yaygara yapıyor. Hani hakimlere savcılara güveniniz tamdı? Hani demokrasi herşeyi çözerdi? Hadi uysana yargıç kararına akp !

YÖKÜ, Orduyu heryeri ama heryeri pasifize ettiniz, rakiplerinizi cezaevine tıktınız ya da yurtdışına kaçırdınız, Yüksek Yargı yerlerine adamlarınızı soktunuz, yetmeyince YARGIYA SON DARBEYE giriştiniz değil mi?

Kaldırsanıza milletvekili dokunulmazlığını, anayasayı değiştirelim diyorsunuz kaldırsanıza cumhurbaşkanı dokunulmazlığını, hadi yapsanıza. Yargıyı hükümet elinde oyuncak eden Adalet bakanlığının vesayetinden alsanıza. Hadi babayiğit akp yap! Sonra bu eyleme istediğin kadar hukuksuz de, biz de sana destek olalım...
DİNİME KÜFREDEN BARİ MÜSLÜMAN OLSA !
18-02-2010 01:33:56 Av.Basri Gungoren #

Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi

Bu kurumun adı Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu. HSYK deyip etkisizleştirmeyin bakalım. Her önüne gelen kişi o kurula gelemez. Ülkemizin en saygın en bilgili hukukçuları gelir oralara. Hukuka saygısı olan adamın hukukçuya da saygısı olur.
Oralara gelmek için bir fırın ekmek yemesi gereken savcıyı atamak, diğer savcının ipini görevini yaptığından dolayı çekmek kolay iş. Ha şimdi gözünüz HSYK'da değil mi? İndirince sırada hangi kurum/kuruluş var? Tüm değerlerimize, Osmanlıdan gelen geleneklerimize, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bu yana çektiklerimize el, dil uzatan bir parti, şimdi de hedefe hukukçuları aldı.
Doğru ya, ben bu hukuk fakültesindeyken yurtlarda baskı ile safınıza çektiğiniz öğrenciler değil mi bu infazcı savcılar? Ama yaşı 43 ten büyük hukukçular yutmuyor sizin yaptıklarınızı, 43'ten küçük olanların bir kısmını sizin bursladığınızı tüm hukuk fakültesi mezunları bilir!
Siz bu orduya dua edin sahiden, farkında olmadan, istemeden, sağ sol çatışmasını engelleyebilmek için, artık kan akmasın diye darbe yaptılar. Ama keşke yapmaz olaydılar. Bilselerdi sizi doğuracaklarını asla yapmazlardı. Siz ise meydanı boş bulup beyinleri yıkayıp, din diye insanları, öğrencileri sömürdünüz. Bu dediklerim 1982 sonrası... Sağ konuşma cız, sol konuşma cız derken aradan sıyrılıp irticayı patlattınız. Ne oldu Beyazıt meydanında, İstanbul üniversitesinin önünde Tekbirrrrrr diye bağırıp türban isteklerinize, şimdi herkes türbanlı mı ki susturdunuz mür itlerinizi.
Yukarıda yaş sınırı verdim. Hadi araştırın bakalım AKP tarafından kullanılan savcıların yaşları kaç? 45 ten küçük değilse beni bu siteden atın, bir de üstüne tükürün ! Direnen HSYK üyelerine bakın yaşları kaç? Onlar sağ sol kavgası ile değil, hukukla, hukukçulukla, ülke ile uğraşan, ülkenin heryerinde en zor şartlarda, ölüm tehlikesini bile umursamadan görev yapan YARGIÇLAR.
18-02-2010 01:48:53 monica #

Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi

ADALET BAKANI DÜN GECE SAAT KAÇTA YATTI?


17.02.2010 15:56
Karakter boyutu :
Adalet Bakanlığı’nın ışıkları sabah gün ışıyıncaya kadar sönmedi. Çok dikkat çekiciydi ışıkların sönmemesi.
Peki, ışıkları mı açık unuttular? Hayır.
Odatv’nin edindiği bilgilere göre Adalet Bakanı Sadullah Ergin de, bakanlık üst yönetimi de sabahın erken saatlerine kadar ayaktaydı.
Acaba uykusuzluk hastalığına mı kapıldılar?
****
"Tarikatlara dokundurmam" diyen Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal’ın, Erzincan Başsavcısı Cihaner’i sorgulaması 10.5 saat sürdü. Sorgu saat 06.00’da tamamlandı.
Bu saate lütfen dikkat edin: Saat 06.00
Adalet Bakanlığı ise tarihinde ilk kez sabah karanlığında açıklama yaptı. Basın açıklaması başlıklı metne son nokta hangi saatte konuldu, tam bilemiyoruz. İlginç olan Anadolu Ajansı’nın açıklama haberini saat 05.57’de geçmesiydi.
Bu ne tesadüf?
Cihaner’in sorgusu saat 06.00’da bitiyor. Ajans haberi sorgunun tamamlanmasından 3 dakika önce servise konuluyor.
Yoksa Adalet Bakanı “uzaktan kumandalı” şekilde yargıya müdahil mi oldu?
Odatv.com

http://www.odatv.com/n.php?n=adalet-...tti-1702101200
18-02-2010 02:34:29 Av.Basri Gungoren #

Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi

Gerçekleri ve sadece gerçekleri söylüyorum, en ufak yalanım varsa tüm sevdiklerimi göremeyim.
Tüm bu haberler beni de doğruluyor. Getto oluşturdular. Hem de seneler önce.
Hadi biraz daha anlatacağım, inanan inansın, inanmayan safça oy vermeye devam etsin.

Sene 1983-84 İstanbul hukuk fakültesine girdim. 1.ci sınıftayım, Anayasa hukuku hocamız, bugünkü 1982 Anayasasını yazan Prof.Dr.Orhan Aldıkaçtı. Aynı zamanda hukuk fakültesi dekanı. (Prof.Dr.Erdoğan Teziç ise diğer Anayasa Hukuku hocamızdı. Hani YÖK başkanı, hani AKP geldikten sonra YÖK'ten indirilen...)

Bu arada yurtlarda kalan arkadaşlar bana dert yanıyor, "bize namazı zorluyorlar, istişarelere katılmamızı istiyorlar, yoksa yurtta barındırmayız diyorlar, biz okumak zorundayız, mecburen katılıyoruz, yurttan çıkarsak okuyamayız, parası yok ailemizin..."

Birgün Prof.Dr.Orhan Aldıkaçtı ders verirken gözü türbanlı öğrencilere takıldı (yeni anfi-dışarıda)... "Çocuklar türbanınıza birşey demeyeceğim ama öyle guruplaşıp oturmayın, diğer öğrenciler de sizin arkadaşınız ve size bir zarar verecekleri yok, lütfen guruplaşmayın" dedi.

Aradan 10 gün geçti, türban cemaati hala aynı vaziyette. DEKAN; Prof.Dr.Orhan Aldıkaçtı da dekan olarak türbanlıların üniversiteye girmesini yasaklamak zorunda kaldı. Ertesi gün kız arkadaşlar WC'lerde türbanın üstüne PERUK takan kızlardan bahsediyorlardı. Takkiye lafını sonraları öğrendim ama işte takkiyecilerle ilk karşılaşan bizlerdik sanırım.

Uzatmayayım, 3.cü sınıfa geçtik, sınıfın popüler öğrencisi olduğumu öğrenen bir cübbeli bana; "sen popüler bir öğrencisin, herkes seni tanıyor, gel bizi temsil et sana xxx tl. maaş ve vakkoramadan açık giysi çeki..." dediyse de safça "ben öğrenciyim anlamam, ilgilenmem" diyerek savuşturdum.

Şimdi o dönemde beyni yıkanmış yaşıtlarım savcı, hakim... Sanırım henüz HSYK kademesine gelemediler ama özellikle yaşı 43 civarlarında olanlar o zamanlarda aldıkları borçları ödüyorlar.
Yazıktır bu ülkeye, yazık.

Ergenekon hikayesine gelirsek, o kadar hukuksuzluk yapıldı, senelerce iddianame ve delliller gelecek diye beklenirken tutuklu kaldı insanlar. Bu hukuksuzluk değil miydi? Hukuksuzluk birine dokunduğunda mı gerçek oluyor?

Hadi size Ergenekon terör örgütü için araştırmalık, mukayeseli bir soru?
Hangi terör örgütü (veya elemanları) yakalandığında biz x terör örgütü elemanıyız demez?
PKK hep dedi, evet biz PKK'lıyız dedi... ASALA, evet biz Ermeniyiz, örgütteniz dedi, 100'lerce örgüt mensubu yakalandığında bunu dedi. En azından sırf dışarıdakine şevk vermek için dedi.

Peki hangi Ergenekon sanığı biz örgüt üyesiyiz dedi? HİÇBİRİ ! Çünkü böyle bir örgüt yok. Gerçek terörist öleceğini de bilse örügütünü zikreder!

Ben mi? Eski bir ANAP'lı, oynanan oyunları çok iyi gözlemleyen, irtica istemeyen bir CHP'ye oy vermek zorunluluğu hisseden bir vatandaşım ! Kimsenin MÜR İTİ, kimsenin maşası değilim !

MEYDANI BOŞ BULANLARIN ÖYKÜSÜ BU.
18-02-2010 10:44:26 henien #

Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi

Yapmayın arkadaşlar. Hukukçuları aklı selime davet ediyorum. Hukuku siyasi kavramları referans alarak tartışamazsınız. Bu yargıyı siyasallaştırmanın ta kendisidir.
Olay bir savcının suç işledi iddia edilmiş ve bir mahkeme tarafından tutuklanmıştır. "Savcıyı tutuklattıran savcı" diyebilecek kadar hukuktan anlamayanlarla aynı dili konuşuyorsunuz. Tutuklama kararı veren hakim nedir, ne iş yapar?
Peki HSYK'nın yargı üzerindeki bu baskısı sonucu tutuklanan savcının yargılanmasının bağımsız olacağını kim söyleyebilir?

Haydi çıkarın diliniz altındaki baklayı, darbe provası yapan bir paşayı sorgulamaya kalkan bir savcı alaşağı edilmiştir ve halkın desteğini arkasına alan hükümetle demokratik yollarla mücadele edemeyeceğini anlayan tüm karşıt görüşlüler kinlerini kusmak için güzel bir fırsat bulmuşlardır.

HSYK'nın yapısının ve üyelerinin seçilmesi prosedürünün demokratik ve hukuki (yasal değil hukuki) olduğunu kim iddia edebilir?
18-02-2010 12:18:47 admin #

Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi

Alıntı:

henien rumuzlu üyeden alıntı
Yapmayın arkadaşlar. Hukukçuları aklı selime davet ediyorum. Hukuku siyasi kavramları referans alarak tartışamazsınız. Bu yargıyı siyasallaştırmanın ta kendisidir.
Olay bir savcının suç işledi iddia edilmiş ve bir mahkeme tarafından tutuklanmıştır. "Savcıyı tutuklattıran savcı" diyebilecek kadar hukuktan anlamayanlarla aynı dili konuşuyorsunuz. Tutuklama kararı veren hakim nedir, ne iş yapar?
Peki HSYK'nın yargı üzerindeki bu baskısı sonucu tutuklanan savcının yargılanmasının bağımsız olacağını kim söyleyebilir?

Haydi çıkarın diliniz altındaki baklayı, darbe provası yapan bir paşayı sorgulamaya kalkan bir savcı alaşağı edilmiştir ve halkın desteğini arkasına alan hükümetle demokratik yollarla mücadele edemeyeceğini anlayan tüm karşıt görüşlüler kinlerini kusmak için güzel bir fırsat bulmuşlardır.

HSYK'nın yapısının ve üyelerinin seçilmesi prosedürünün demokratik ve hukuki (yasal değil hukuki) olduğunu kim iddia edebilir?

Sınırlı ölçüde de olsa, ağırlıklı olmasa da Hukuki.net'te siyaset konuşulabilmesinin nedeni; Hukuk fakültelerinde Anayasa hukuku, hukuk başlangıcı, hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi ve sair Kamu hukuku dallarını çok yakından ilgilendirmesidir. Dolayısiyle hukukçu siyasi konulardan uzak kalmalıdır şeklindeki değerlendirme, hukukçuyu dünyadan koparır, özgür düşüncesini ifade edemeyen robot olur.

Sanırım sitedeki her hukukçu "savcıyı tutuklattıran savcı" ifadesindeki tutuklattıran savcı denildiğinde "tutuklama talebiyle yargıç önüne çıkarma" olduğunu bilir. Burada CMK madde 100'deki tutuklama nedenleri ve hangi savcı veya yargıç olursa olsun tutuklanmasına gerek var mıdır? Tutuksuz yargılanması halinde deliller mi karartılacaktır, kaçar mı diye tartışacağınıza, bir çok hukukçunun, hukukçu meslektaşının "tutuklanmasına" karşı çıktığını anlayamamışsınız. Haliyle zihniyet siyasi olunca, bu işlere neden olanlara "cevap verebilmek, yanlış yapıyorsunuz, bir savcıyı tutuklamak tüm hukukçuları tutuklamaktır, yargıyı siyasileştirmektir" denildiğinin farkında olmadığınızı görüyorum.

Tüm Partiler ve Particiler dokunulmazlık kalkanı arkasında menfaat hesapları yaparken, uzun bir eğitimden geçen, ülkenin heryerinde en zor şartlarda görev yapan hukukçuları (savcı hakim avukat farketmez) tutuklamak hukuka ve hukukçuya sen sus, ben konuşacağım demektir. Geldik yine kuvvetler ayrılığına... Hiç duydunuz mu?

Yargıya siyaset karışmış mı bilemiyorum ama "Siyaset yargıya karışmış" durumda.
18-02-2010 15:30:41 henien #

Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi

Alıntı:

admin rumuzlu üyeden alıntı
Sınırlı ölçüde de olsa, ağırlıklı olmasa da Hukuki.net'te siyaset konuşulabilmesinin nedeni; Hukuk fakültelerinde Anayasa hukuku, hukuk başlangıcı, hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi ve sair Kamu hukuku dallarını çok yakından ilgilendirmesidir. Dolayısiyle hukukçu siyasi konulardan uzak kalmalıdır şeklindeki değerlendirme, hukukçuyu dünyadan koparır, özgür düşüncesini ifade edemeyen robot olur.

Sanırım sitedeki her hukukçu "savcıyı tutuklattıran savcı" ifadesindeki tutuklattıran savcı denildiğinde "tutuklama talebiyle yargıç önüne çıkarma" olduğunu bilir. Burada CMK madde 100'deki tutuklama nedenleri ve hangi savcı veya yargıç olursa olsun tutuklanmasına gerek var mıdır? Tutuksuz yargılanması halinde deliller mi karartılacaktır, kaçar mı diye tartışacağınıza, bir çok hukukçunun, hukukçu meslektaşının "tutuklanmasına" karşı çıktığını anlayamamışsınız. Haliyle zihniyet siyasi olunca, bu işlere neden olanlara "cevap verebilmek, yanlış yapıyorsunuz, bir savcıyı tutuklamak tüm hukukçuları tutuklamaktır, yargıyı siyasileştirmektir" denildiğinin farkında olmadığınızı görüyorum.

Tüm Partiler ve Particiler dokunulmazlık kalkanı arkasında menfaat hesapları yaparken, uzun bir eğitimden geçen, ülkenin heryerinde en zor şartlarda görev yapan hukukçuları (savcı hakim avukat farketmez) tutuklamak hukuka ve hukukçuya sen sus, ben konuşacağım demektir. Geldik yine kuvvetler ayrılığına... Hiç duydunuz mu?

Yargıya siyaset karışmış mı bilemiyorum ama "Siyaset yargıya karışmış" durumda.

Siyaset konuşulmasına karşı çıkmak her halde abesle iştigal olur, vekillerin meslekleri sıralamasında bir numarada avukatların olduğunu düşününce. Aynı zamanda "zihniyet siyasi olunca" diyerek şahsıma yaptığınız istihzayı da iade ediyorum. Ancak kuvvetler ayrılığından bahsediyorsunuz ve bir savcıyı tutuklamanın yargıyı siyasileştirmek olduğunu iddia ediyorsunuz. Sanki savcıyı tutuklayan bir mahkeme değil bir siyasi organmış gibi yorum yapıyorsunuz.

Hukukçular ülkenin her yerinde en zor şartlarda görev yapıyor da ne demek? Hani doktorlar için söylense bu söz, öğretmenler için söylense, askeri personel için söylense tamam. Ama özellikle küçük yerleşim birimlerinde hakim ve savcılar hangi zor şartlarda görev yapıyor yadırgadım doğrusu. Kaldı ki zor şartlarda görev yapmak ne zamandan beri bazı mesleklere suç işlemek hakkı veriyor yetkili makamlara hesap verme yükümünü kaldırıyor?

Hukuk, herkese adil davrandığı zaman hukuktur. Generale farklı, savcıya farklı, normal vatandaşa farklı uygularsanız bunun adı hukuk değildir.(Ne demek bir savcı tutuklamak tüm hukukçuları tutuklamaktır) Suç işleyen kim ise yargılanması ve suçlu bulunursa cezalandırılması gerekmez mi? Bu nasıl bir meslek şovenizmidir?

Her ne kadar yargının siyasete karışıp karışmadığını bilmediğinizi söyleseniz de biz, pek ala karıştığını ve sizin gibi farkında bir insanın bunu bilmemesinin mümkün olmadığını biliyoruz.

Aslında bugün Türkiye'de yaşanan sancı tam da üzerine parmak bastığınız bu durumdan kaynaklanmaktadır. Artık kimsenin halkın üzerinde olmadığı, imtiyazlı hiç bir sınıfın kabul edilemeyeceği mücadelesidir bu. Elbette imtiyaz sahipleri tüm güçleriyle ve hınçlarıyla direneceklerdir. Ama "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."




™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.

♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.

Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.

Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi vd.

® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir.

‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.

📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.

This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.