Hukuki NET sitesinde paylaşımda bulunmak, soru sormak ve cevap yazmak için üye olun. Üyelik ücretsizdir.

Mal Rejimi Hakkında Emsal ve Tartışılabilir Yargıtay Kararı

13-06-2007 14:24:45 Av.Dilek Kuzulu Yüksel #

Mal Rejimi Hakkında Emsal ve Tartışılabilir Yargıtay Kararı

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/9383
Karar: 2007/1228
Karar Tarihi: 05.02.2007

ÖZET: ‘Bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir’ hükmündeki (her dava) sözcüklerini “bütün alacaklar” tarzında anlamak gerekir. Zamanaşımının başlangıcı da mal rejiminin sona erdiği tarihtir. Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. Olayda, 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.


(4721 S. K. m. 5, 225, 178, 231) (818 S. K. m. 125)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesine yönelik olup 25.8.2005 tarihinde açılmıştır.
Boşanma davası 16.9.2002 tarihinde açılmış, tarafların boşanmalara ilişkin karar 2.6.2004 günü kesinleşmiştir.
Davalı vekili 24.10.2005 havale tarihli dilekçesinde Türk Medeni Kanununun 178. maddesinde yazılı bir yıllık süre geçtiğinden bahisle zamanaşımı definde bulunmuş, mahkemece dava tarihi ile boşanma hükmünün kesinleştiği tarih arasında bir yıldan fazla zaman geçtiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Katılma alacağının zamanaşımı konusunda 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda bir hüküm mevcut değildir. Borçlar Kanununun 125. maddesi uyarınca; kural olarak alacak davaları on senelik zamanaşımına tabidir. Borçlar Kanununun 125. maddesindeki <bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir> hükmündeki (her dava) sözcüklerini <bütün alacaklar> tarzında anlamak gerekir. Zamanaşımının başlangıcı da mal rejiminin sona erdiği tarihtir. (MK.m.225) Türk Medeni Kanununun genel nitelikli hükümler kenar başlığını taşıyan 5. maddesi uyarınca Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. Olayda, 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Bu nedenle davalının zamanaşımı itirazının reddi ile işin esası hakkında gösterilecek deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.05.02.2007 (Pzt.)

KARŞI OY YAZISI
Tarafların dava dosyasında mevcut nüfus kayıt örneğine göre 2.6.2004 tarihinde boşandıkları, davacı kadın tarafından 25.8.2005 tarihinde katılma alacağı (TMK m. 231) davası açıldığı ve davalı koca tarafından ileri sürülen zamanaşımı def
’i üzerine yerel mahkeme tarafından <TMK m. 178 hükmüne göre evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı gerekçesiyle zamanaşımı sebebiyle davanın reddine verildiği, davacı tarafından davanın süresi içinde açıldığı gerekçesiyle hükmün temyiz edildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda <görüş birliği> vardır.
Çekişme nedir?
Tarafların 8.4.1978 tarihinde evlendikleri ve 2.6.2004 tarihinde boşandıkları, aralarında bir mal rejimi sözleşmesi yapmadıkları için 1.1.2002-2.6.2004 tarihleri arasında kural mal rejimine (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) (= TMK. m. 202 f.I, 218-241) tabi oldukları (4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 10 f. II) bellidir.
Eşler arasında yapılmış bir mal rejimi sözleşmesi bulunmadığı için eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere 1.1.2002-2.6.2004 tarihleri arasında davalı kocanın edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktarın yarısı üzerinde katılma alacağı bulunan davacı kadın katılma alacağına (TMK m. 231) ilişkin istemini ne zaman gerçekleştirebilir?
Ne sebepten doğmuş olursa olsun <her türlü alacak> kural olarak zamanaşımına tabi olduğundan (EREN, s. 1234-1235, OĞUZMAN/ÖZ, s. 445) mal rejimlerine yönelik alacaklar için de belirli bir süre sessiz kalınırsa bu hareketsizlik o alacağın artık dava edilmesine engel oluşturur. Başka bir anlatımla zamanaşımı (Verjaehrung) söz konusu olur. (EREN, s. 1232, OĞUZMAN/ÖZ, s. 442, TEKİNAY, s. 829)
Edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin katılma alacağından (TMK m. 231) doğan alacak hakkı ile ilgili olarak zamanaşımı hakkında kanunda bir düzenleme bulunmamaktadır.
1) ZAMANAŞIMI SÜRESİ
BK. m. 132 b. 3 hükmüne göre evlilik süresince eşlerin birbirinden olan alacakları için zamanaşımı işlemez.
Eşler arasındaki mal rejimi ne olursa olsun, alacak ne zaman doğmuş olursa olsun BK. m. 132 b. 3 hükmü uygulanır. (BECKER, s. 138, OĞUZMAN/ÖZ, s. 451)
Hemen belirtmeliyiz ki dönüştürme davası (TMK m. 206) sonucu mal ayrılığına geçilmişse ya da eşler başka bir mal rejimine geçmişlerse (TMK m. 203) katılma alacağı (TMK m. 231) evlilik sırasında da doğar.
Zamanaşımı süresi eşler arasında mal rejimi sözleşmesi bulunup bulunmadığına göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
A) EŞLER ARASINDA BİR MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ VARSA ZAMANAŞIMI
Eşler arasında kural mal rejiminin (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) (= TMK. m. 202 f.I, 218-241) uygulanması asıl ise de eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini yani mal ayrılığı rejimi (= TMK. m. 242-243), paylaşmalı mal ayrılığı rejimi (= TMK. m. 244-255), mal ortaklığı rejimini (= TMK. m. 256-281) kabul edebilecekleri (TMK m. 202) gibi Kanunda öngörülen sınırlar içinde kural mal rejimi (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) ile ilgili farklı anlaşmalar da yapabilirler. (KILIÇOĞLU, s. 76)
Türk Medeni Kanununun ve Borçlar Kanununun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde özel hukuk alanına giren çekişme konusu tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. Başka bir anlatımla Türk Medeni Kanununun ve Borçlar Kanununun genel nitelikli hükümleri, sadece medenî hukuk ilişkilerinde değil Ticaret Hukuku, İş Hukuku vs. gibi özel hukuk alanına giren tüm özel hukuk ilişkilerinde uygulanacaktır. (Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi, Ankara 2007, Kısaltma: GENÇCAN-TMK-2, s. 131)
Eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi <varsa> katılma alacağı yönünden zamanaşımı süresi BK. m. 125 gereği <sözleşmelerden doğan> talep haklarının zamanaşımı süresi olarak doğal olarak <on yıldır
”. (Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi, Ankara 2004, Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 1198-1199, GENÇCAN-TMK-2, s. 1958)
B) EŞLER ARASINDA BİR MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ YOKSA ZAMANAŞIMI
Eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi <yoksa> katılma alacağı (TMK m. 231) yönünden zamanaşımı süresi:
- Bir yıllık süre: Mal rejiminin sona ermesi (TMK. m. 225) ve katılma alacağının (TMK m. 231) varlığının öğrenilmesinden itibaren başlar,
- On yıllık süre: Her durumda mal rejiminin sona ermesinden (TMK. m. 225) başlar.
a) BİR YILLIK SÜRE
Eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi <yoksa> katılma alacağı (TMK m. 231) yönünden zamanaşımı süresi, mal rejiminin sona ermesi (TMK. m. 225) <ve> katılma alacağının (TMK m. 231) varlığının öğrenilmesinden itibaren <bir yıldır>.
Eksik katılma alacağında da (TMK m. 241) dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıldır. Eksik katılma alacağı davasında hak ihlalinin <tam olarak> bilinmesine gerek bulunmadığından (HAUSSER/BASLER, Art. 220 Nr.29, ZEYTİN, s. 247) benzer şekilde katılma alacağında da (TMK m. 231)) hak ihlalinin <tam olarak> bilinmesine gerek bulunmamaktadır. (Aksi görüşe göre bir yıllık sürenin başlaması bile olanaksızdır: DURAL/OĞUZMAN/ÖĞÜZ, s. 391.)
b) ON YILLIK SÜRE
Eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi <yoksa> katılma alacağı (TMK m. 231) yönünden zamanaşımı süresi <her durumda> mal rejiminin sona ermesinden (TMK. m. 225) başlamak üzere <on yıldır.>
2) DOĞRUDAN ON YILLIK SÜRE KANUNUN SİSTEMATİĞİNE AYKIRIDIR
Değerli çoğunluk tarafından hiçbir ayrımlama yapılmadan doğrudan on yıllık zamanaşımı süresinin benimsenmesi Kanunun sistematiğine de aykırıdır.
a) BOŞANMA SEBEBİYLE AÇILACAK DAVALARA YÖNELİK DÜZENLEMEYE AYKIRILIK
Katılma alacağı (TMK m. 231) boşanma davalarının fer
’i niteliğinde değildir.
Ancak TMK. m. 178 hükmüne göre evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasından doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden <bir yıl geçmekle> zamanaşımına uğradığı da bir gerçektir.
Bir yıllık süre için madde gerekçesinde;
<Madde boşanma sebebiyle açılacak davaların, evliliğin boşanma nedeniyle son bulmasından itibaren bir yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğunu hükme bağlamaktadır. Bu hüküm sayesinde evliliğin boşanma nedeniyle son bulmasına rağmen eşlerin
‘yıllar sonra’ maddî ya da manevî tazminat ya da ilk kez istenilen yoksulluk nafakası dolayısıyla karşı karşıya gelmeleri önlenmek istenmiştir. Bütün alacak istemleri gibi boşanmadan doğan tazminat ve yoksulluk nafakası istemlerinin de bir zamanaşımı süresinin olması gerekir. Bu süre, evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasına ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlayacaktır.> açıklaması vardır.
Boşanma evliliği (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 63) ve mal rejimini sonlandıran bir sebeptir. Evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasına rağmen eşlerin <yıllar sonra> maddî ya da manevî tazminat ya da ilk kez istenilen yoksulluk nafakası gibi sebeplerle karşı karşıya gelmelerini önlenmek isteyen Kanun Koyucunun katılma alacağında (TMK m. 231) farklı düşünmesi 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu sistematiği ile de bağdaşmaz.
b) EKSİK KATILMA ALACAĞINA İLİŞKİN DÜZENLEMEYE AYKIRILIK
Tasfiye sırasında, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi, <katılma alacağını> karşılamadığı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olarak isteyebilir. Dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde mal rejiminin <sona ermesinin> üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
Eksik katılma alacağı davasında (TMK m. 241) özellikle alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde mal rejiminin sona ermesinin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkının düşeceği gözetildiğinde katılma alacağı (TMK m. 231) için on yıllık zamanaşımı süresi uygulanması fiilen eksik katılma alacağı davasını uygulanamaz duruma getirmektedir.
3) DELİLLERİN EKSİLMESİ GERÇEĞİ
Zamanaşımı süresinin değerli çoğunluk görüşünde olduğu gibi mal rejimi <sözleşmesinin> yokluğu/bulunup bulunmadığı hiç dikkate alınmadan, eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi <yoksa> bile kısa süre (=bir yıl) olmaksızın/olmadan doğrudan <on yıl> olarak benimsenmesi eşleri <yıllar sonra> karşı karşıya getirmektir.
Eşlerin yıllar sonra karşı karşıya gelmesinin en önemli sakıncası ise kanıtlama güçlüğüdür.
Zamanaşımının dayandığı esas;
- Mahkemeleri aradan zaman geçtiği için inceleme zorluğu bulunan eski olaylarla uğraşmaktan kurtarmak,
- Tarafları ise delilleri (=makbuz, senet vb.) uzun süre saklamaktan kurtarmaktır.( EREN, s. 1233, OĞUZMAN/ÖZ, s. 443, JdT 1965 I 249, KILIÇOĞLU, s. 600, TEKİNAY, s. 830, BGE 90 II 428)
Ölüm sebebiyle oluşan bir katılma alacağı davasının diyelim 30 yıllık evlilikten sonra 10 yıl zamanaşımı süresi de eklendiğinde 40 yıl önceki bir olgunun kanıtlanmasında o belgenin saklanması bir yana tanıkların bile vefat etmiş olacakları gerçeği karşısında ne büyük zorluklar ve hak kayıplarına yol açacağı izahtan varestedir.
Uzun zaman alacağını aramayan katılma alacaklısı, borçlu eşinden;
- mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir <maddî tazminat>,
- boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan <manevî tazminat> olarak uygun miktarda bir para ödenmesini,
- boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafakayı (=yoksulluk nafakası) <10 yıl sonra isteyememesi> gibi katılma alacağı davası ile katılma alacağını da isteyememelidir.
Kamu yararı, hukuki güven ve sosyal barış bile bunu gerektirmektedir. Alacak hakkını uzun süre aramayan bir kimsenin hukuken korumadan yoksun bırakılması adalet duygusunu da asla zedelemez. (EREN, s. 1233, TEKİNAY, s. 830)
Değerli çoğunluğun <farklı görüşüne> açıkladığım sebeplerle katılmıyorum.
22-06-2007 11:13:06 muratsadioğlu #

Re: Mal Rejimi Hakkında Emsal ve Tartışılabilir Yargıtay Kararı

TMK Madde 178 - Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.



Medeni Kanununun 178.md.sinin açık hükmü karşısında ve belirtilen gerekçelerle:
Karşı oy'un daha geçerli ve hukukumuza uygun olduğu inancındayız.

Saygılarımla.
Av.muratsadioğlu
23-06-2007 01:22:32 avava #

Re: Mal Rejimi Hakkında Emsal ve Tartışılabilir Yargıtay Kararı

MK 178 gereğince, ben de karşı oy yazısına katılıyorum. Konu hakkında hüküm vardır ve 10 yıllık zamanaşımı süresiyle ilgisi yoktur. Edinilmiş mallarının gelirlerinden faydalanabilmek için boşanmanın kesinleşmesinden itibaren en geç 1 yıl içinde davanın açılması gereklidir.
23-06-2007 22:53:12 Av.Dilek Kuzulu Yüksel #

Re: Mal Rejimi Hakkında Emsal ve Tartışılabilir Yargıtay Kararı

"Evliliğin sona ermesinden doğan dava hakları..."

Bu kadar açık bir hüküm karşısında Yargıtay'ın kararını anlamak mümkün değil. Ben de karşı oy yazısında belirtilen görüşe katılıyorum. Umarım zamanla böyle bir hatadan dönülür ve Yargıtay içtihat değiştirir.
19-10-2007 14:31:24 sahan38 #

yargıtay ın kararı doğru

edinilmişl mallara katılma rejiminden doğan hak bir alacak hakıdır ve boşanma sonucu doğan bir hak değil, mal rejiminin sona ermesinden kaynaklanan bir haktır. boşanma mal rejimini sona erdiren sebeplerden biridir. mal rejimi sadce boşanma ile sona ermez. eşlerin başka mal rejimini seçmesiyle veya eşlerden birinin ölmesiyle de sona erebilir. bu nedenle MK 178 in buraya uygulanması doğru değildir. bu bir alacak hakkıdır. kaynağı mal rejimidir. taraflar farklı bir mal rejimi belirlememişlerse edinilmiş mallara katılma rejimini seçtikleri kabuledilir. taraflar farklı bir mal rejimi seçmemişlerse edinilmiş mallara katılma rejiminde zımnen anlaşmışlardır. kanunun hükmü bu şekildedir. bu nedenle burdaki alacak hakkı BK 125 e göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir. alacakl hakkı mal rejiminin sona erdiği tarihte bu alacak hakkı doğar ve 10 yıllık süre bu tarihten ititbaren başlar.
09-01-2008 14:44:05 av.alpercelep #

Re: Mal Rejimi Hakkında Emsal ve Tartışılabilir Yargıtay Kararı

Sahan38 arkadaşımızın görüşüne aynen katılıyorum.Mk. 178. maddesi daha çok maddi manevi tazminat ile nafaka konularıyla alakalı,mal rejiminde isi bir alacak hakkı söz konusu,mal rejimleri bir sözleşme olarak nitelendirmek daha mantıklı değil midir,bunun içinde 10 yıllık zamanaşımı süresine ben katılıyorum.ama hukuk gelişen bir bilim dalı olduğu için Yargıtay görüşünü 2 ay sonra değiştirebilirde.
06-02-2008 20:35:27 nietzsche75 #

Re: Mal Rejimi Hakkında Emsal ve Tartışılabilir Yargıtay Kararı

Bu kararla ilgili dikkatimi çeken 2. bir husus var.Karardaki "Çekişme nedir?
Tarafların 8.4.1978 tarihinde evlendikleri ve 2.6.2004 tarihinde boşandıkları, aralarında bir mal rejimi sözleşmesi yapmadıkları için 1.1.2002-2.6.2004 tarihleri arasında kural mal rejimine (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) (= TMK. m. 202 f.I, 218-241) tabi oldukları (4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 10 f. II) bellidir." paragrafında mal rejiminin bitiş tarihi olarak boşanma kararının verildiği tarih olan 2.6.2004 kabul edilmiş oysaki 4721e 225.- "Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer.
Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. " buradaki dava tarihini davanın açıldığı tarik olan 16.9.2002 olarak kabul edilmesi gerekmezmiydi?
11-03-2008 21:26:33 wolkan_tt #

Re: Mal Rejimi Hakkında Emsal ve Tartışılabilir Yargıtay Kararı

1984 nisan ayında evlendik. eşim 7/11/2003 tarinde boşanma davası açmıstır 25/2/2004 tarihinde red ile sonuclanmıs 4/1/2005 tarıhınde kesınlesmıstır. 7/1/2008 tarihinde tekrar bosanma davası acmıstır. şu anda dava devam etmekte edinilmiş mallarımızı satma yoluna gitmiştir boşanmadan önce. oturdugumuz eve aile konutu oldugu için serh koydurdum.şimdi eşim evi satmak için boşanma davası actı. 24senelık evlılıgımız var şuanda ben evden herhangıbı bir hak talep edebilirmiyim.ev eşimin üzerine tapu 2002den önce alınmıştır.evi üzerime tescil ettire bilirmiyim bu konuda bi açıklamanız olursa çok memnun olurum. şimdiden çok tesekkürler
12-04-2008 22:55:50 cavit saracoglu #

Re: Mal Rejimi Hakkında Emsal ve Tartışılabilir Yargıtay Kararı

iyi günler
ben 2001 de bosanma davasi actim ve savam red edildi 3 sene bekledikten sonra yine dava actim ve 3 durusmadan sonra mahkeme bosanmaya karar verdi. karsi taraf itiraz edip dava yargitaya gitti. dava yargitayda usulden dolayi bozuldu ve geri geldi tekrar bir durusma yapildi ve usul düzeltilip ayri bir dosya ve mahkeme numarasiyla karara baglandi ve karsi taraf tekrar itiraz etti ve yargitaya gitti ve yargitay bu defa karar onama verdi. sorum bu durumda karsi tarafin bu kez karar düzeltme hakki olurmu saygilar
06-05-2008 12:13:33 Av.Serran Güler Tataroğlu #

Re: Mal Rejimi Hakkında Emsal ve Tartışılabilir Yargıtay Kararı

Alıntı:

nietzsche75 rumuzlu üyeden alıntı
Bu kararla ilgili dikkatimi çeken 2. bir husus var.Karardaki "Çekişme nedir?
Tarafların 8.4.1978 tarihinde evlendikleri ve 2.6.2004 tarihinde boşandıkları, aralarında bir mal rejimi sözleşmesi yapmadıkları için 1.1.2002-2.6.2004 tarihleri arasında kural mal rejimine (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) (= TMK. m. 202 f.I, 218-241) tabi oldukları (4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 10 f. II) bellidir." paragrafında mal rejiminin bitiş tarihi olarak boşanma kararının verildiği tarih olan 2.6.2004 kabul edilmiş oysaki 4721e 225.- "Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer.
Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. " buradaki dava tarihini davanın açıldığı tarik olan 16.9.2002 olarak kabul edilmesi gerekmezmiydi?


Meslektaşım sözünü ettiğiniz dava tarihinden esasında boşanma davasının tarihini değil, mal rejimi tasfiyesi davasının tarihini anlamak gerekir. 2.Hukuk Dairesi Hakimi Ömer Uğur Gençcan' ın 2007 baskı tarihli Mal Rejimleri Hukuku kitabının 186. sayfasında bu konuda detaylı açıklama vardır.




™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.

♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.

Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.

Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi vd.

® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir.

‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.

📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.

This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.