Hiçbir Gerekçe Savaşı Makul Gösteremez
Böylesine kritik bir dönemde, savaşın tüm dünyaya, özellikle ülkemize ve Ortadoğu’ya felaketler, huzursuzluk ve karışıklıklar getirmesi muhtemel olan bir dönemde , Türk halkının geleceğine sahip çıkması, sessizliğini bozması son derece önemlidir.
Herkesin bu konuda bireysel sorumluluğu olduğunu göz önünde bulundurması gerekir.
Sessiz kalmanın dolaylı da olsa savaşa destek olacağını akıllarımızdan çıkarmayalım.
Her gün gazetelerde okuduğumuz, televizyonda izlediğimiz, savaş sırasında ve sonrasında muhtemel ortaya çıkacak vahim değerlendirmeleri, gün içerisinde kendimizi işlerimize kaptırarak unutmayalım.
<span id='hl' style='background-color: #FFFF00'>Uzun sürede, büyük özveri ve gayretle elde ettiklerimizin bir anda elimizden çıkabileceği ihtimalini göz ardı etmeyelim. </span id='hl'>
Kötülüğün eninde sonunda herkese dokunacağını unutmayıp, boşvermişliği kenara bırakalım.
Sonrasında çok şaşıracağımız ve pişmanlık duyabileceğimiz bir konuma beklenmedik şekilde, hızla girebiliriz. Tarih bunun örnekleri ile dolu değil mi?
Millet iradesinin birçok şeyi değiştirebileceğine olan inancımızın güçlü olması gerekmektedir.
Sorumluluğu başkalarının üzerine yıkmanın bir anlamı yok, Kimsenin üstün bir gücü veya farklı bir kabiliyeti, becerisi yok.
Kararları alacak olanlar da sıradan insanlar....
Önemli olan bir şeyleri değiştirilebilecek güce toplu olarak sahip olduğumuza inanmamız. Sunulabilecek farklı çözüm şekilleri her şeyin akışını kolaylıkla değiştirebilir.
Çözümsüz hiç bir konu olamaz. .
<span id='hl' style='background-color: #FFFF00'>Birileri bizleri bunun zor ve uzakta olduğuna ikna etme peşinde. </span id='hl'>
Önemli olan bir fikre sabit olarak takılıp kalmamaktır. Çözümün savaş olmadığı açıktır.
Görünürde bu acımasız yöntem kullanarak birşeylerin değişebileceği düşünülebilir ancak bunun kalıcı çözüm sağlayacağını düşünmek yanlış olacaktır.
Aksine savaş çözümsüzlüklerin bir başlangıcı olacaktır.
Hiç bir gerekçe savaşı makul gösteremez. Bu doğrultuda ikna olanların bir an önce kanaatlerini değiştirmeleri son derece önemlidir.
Herkesin bu konuda bireysel sorumluluğu olduğunu göz önünde bulundurması gerekir.
Sessiz kalmanın dolaylı da olsa savaşa destek olacağını akıllarımızdan çıkarmayalım.
Her gün gazetelerde okuduğumuz, televizyonda izlediğimiz, savaş sırasında ve sonrasında muhtemel ortaya çıkacak vahim değerlendirmeleri, gün içerisinde kendimizi işlerimize kaptırarak unutmayalım.
<span id='hl' style='background-color: #FFFF00'>Uzun sürede, büyük özveri ve gayretle elde ettiklerimizin bir anda elimizden çıkabileceği ihtimalini göz ardı etmeyelim. </span id='hl'>
Kötülüğün eninde sonunda herkese dokunacağını unutmayıp, boşvermişliği kenara bırakalım.
Sonrasında çok şaşıracağımız ve pişmanlık duyabileceğimiz bir konuma beklenmedik şekilde, hızla girebiliriz. Tarih bunun örnekleri ile dolu değil mi?
Millet iradesinin birçok şeyi değiştirebileceğine olan inancımızın güçlü olması gerekmektedir.
Sorumluluğu başkalarının üzerine yıkmanın bir anlamı yok, Kimsenin üstün bir gücü veya farklı bir kabiliyeti, becerisi yok.
Kararları alacak olanlar da sıradan insanlar....
Önemli olan bir şeyleri değiştirilebilecek güce toplu olarak sahip olduğumuza inanmamız. Sunulabilecek farklı çözüm şekilleri her şeyin akışını kolaylıkla değiştirebilir.
Çözümsüz hiç bir konu olamaz. .
<span id='hl' style='background-color: #FFFF00'>Birileri bizleri bunun zor ve uzakta olduğuna ikna etme peşinde. </span id='hl'>
Önemli olan bir fikre sabit olarak takılıp kalmamaktır. Çözümün savaş olmadığı açıktır.
Görünürde bu acımasız yöntem kullanarak birşeylerin değişebileceği düşünülebilir ancak bunun kalıcı çözüm sağlayacağını düşünmek yanlış olacaktır.
Aksine savaş çözümsüzlüklerin bir başlangıcı olacaktır.
Hiç bir gerekçe savaşı makul gösteremez. Bu doğrultuda ikna olanların bir an önce kanaatlerini değiştirmeleri son derece önemlidir.