Kadınlar nereye koşuyor?
Kadınlar nereye koşuyor?
Bu sorunun cevabı aslında çok basit: yaşamın her alanında kadın iktidara koşuyor.
Sanayi devrimi, ikinci dünya savaşı, doğum kontrol yöntemleri falan derken kadın kendini evin dışında buldu. Kentleşme, tepkisel düşünce akımları hippi kültürü, cinsel devrim vb. derken kadını evine hapseden erkek egemen yapı bu değişime uygun bir kadın modeli ortaya koydu.
Bu kadın erkeği desteklemek, ona sınırsız hizmet etmek gibi yükümlülüklerin yanı sıra ekonomik olarak ta elini taşın altına koymak durumundaydı. Eskiden tek vardiya evinde çalışan kadının yerini çift vardiya çalışma durumunda kalan bir kadın modeli aldı. Bu kadın modeli ev kadını ile çalışan kadının birleşimi, ağır işçiydi. Bu durum hem erkeğin sınırsız hizmet beklentisine hizmet ediyor hem de kadının her koşulda evinin kadını olması gerektiğini düşünen erkeklere de bir açılım sağlıyordu. Tüketim çılgınlığını tek başına karşılamayan erkekler "Hayat müşterektir. Ben eşitim kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadın istiyorum." vb laflarla kadınların gönlünü alırken diğerleri " Sen evimizin sultanısın. Ben sana kıyamam. Ezilme yorulma" gibi laflarla istediklerini elde ediyordu.
Bu arada kas gücünün eski önemini kaybetmesi ile erkek iktidarını paraya bağlıyordu. Bu nedenle ideal çift modeli aslında kadın erkek eşitsizliği üzerine oturtuldu. Kadın kazanmalıydı ama erkek kadar değil. Bu nedenle aynı işte olsalar bile kariyerinin farklı basamaklarında olabilmeleri amacıyla aralarında ortalama 5 yaş fark olan (ki bu durum erkeğin fiziksel istemlerine de uyuyordu) eğitimli ama erkek kadar değil, her anlamda erkekten bir parmak kısa kadınla erkeğin bileşiminden oluşan bir ideal çift yaratıldı.
Tabi paranın tek değer olduğu bu sistem erkek içinde hedefleri ortaya koymuştu. Paranın ödülü güzel ve genç kadındı. Her türlü araçla beyni yıkanan erkekte alınabileceğin en iyisine ulaşmak için deli gibi çalışırken kadına da "ödül"olmanın en iyi yol öğretildi. Erkeğin çirkini olmaz vb. palavralarla ödül olma, en iyi hizmeti sunma yarışı kızıştırıldı. Bu arada kadınlar arasında bir de ödül olma yarışı kıyasıya sürüyordu. Estetik sektörü de başa koşuyordu.
Farkındaysanız di' li geçmiş zamanla yazıyorum. Çünkü ödül durumundaki kadına zengin eşten intikal eden ile kadının ister istemez elde ettiği sosyal ve ekonomik haklar pekte hesaba katılmayan bir durum ortaya çıkardı. Paranın ve gücün sahibi olan kadın. Yıllarca erkeklerle omuz omuza ama onlarla mücadele ederek zirveye çıkan kadında ödül istiyordu. Ve bu ödülün ne olması gerektiğini yine erkeklerden öğrenmişti. İşte o aralar jigolo diye bir kavramı sıkça duyar olduk. Zamanla para ve güç kadınlar arasında daha dengeli dağılır oldu. Ve ilişkilerde ideal çift modelleride altüst oldu.
Örnek mi? Etrafınıza bakın. Eşinden daha iyi bir işi olan daha eğitimli, daha uzun daha yaşlı kadının yer aldığı bir sürü çift göreceksiniz. "Yaşlı ama tecrübeli, "çirkin ama zengin" ifadeleri kendine güvenen hayattan zevk alma çabasında olan kadın için bir şey ifade etmiyor. Kadın genç ve dinamik yakışıklı erkek diyor artık. Kendi parası olduğu için erkeğin parasını kafasına takmıyor. Kadının iktidar koşusunda, geride kalan pek çok erkek ise ödül olma savaşımında. Kozmetik satan yerlere göz atın. Kadınlardan çok erkek ürünü var. Eski sistemin devamı için savaşanlar "Erkek dediğin kıllı olur" diye bağıra dursun ya da metroseksüel gibi kavramlar icat etsin erkekler için üretilen tüğ dökücüler yok satıyor. Kadın dergilerine göz atın. Artık "erkeği yatakta mutlu etmenin 5 yolu" gibi başlıkların yerinde "erkeğiniz sizi mutlu etmiyorsa" başlıkları yer alıyor.
Kadınlar iktidara, erkeğin boşaltmak zorunda kaldığı iktidara koşuyor.
Bu sorunun cevabı aslında çok basit: yaşamın her alanında kadın iktidara koşuyor.
Sanayi devrimi, ikinci dünya savaşı, doğum kontrol yöntemleri falan derken kadın kendini evin dışında buldu. Kentleşme, tepkisel düşünce akımları hippi kültürü, cinsel devrim vb. derken kadını evine hapseden erkek egemen yapı bu değişime uygun bir kadın modeli ortaya koydu.
Bu kadın erkeği desteklemek, ona sınırsız hizmet etmek gibi yükümlülüklerin yanı sıra ekonomik olarak ta elini taşın altına koymak durumundaydı. Eskiden tek vardiya evinde çalışan kadının yerini çift vardiya çalışma durumunda kalan bir kadın modeli aldı. Bu kadın modeli ev kadını ile çalışan kadının birleşimi, ağır işçiydi. Bu durum hem erkeğin sınırsız hizmet beklentisine hizmet ediyor hem de kadının her koşulda evinin kadını olması gerektiğini düşünen erkeklere de bir açılım sağlıyordu. Tüketim çılgınlığını tek başına karşılamayan erkekler "Hayat müşterektir. Ben eşitim kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadın istiyorum." vb laflarla kadınların gönlünü alırken diğerleri " Sen evimizin sultanısın. Ben sana kıyamam. Ezilme yorulma" gibi laflarla istediklerini elde ediyordu.
Bu arada kas gücünün eski önemini kaybetmesi ile erkek iktidarını paraya bağlıyordu. Bu nedenle ideal çift modeli aslında kadın erkek eşitsizliği üzerine oturtuldu. Kadın kazanmalıydı ama erkek kadar değil. Bu nedenle aynı işte olsalar bile kariyerinin farklı basamaklarında olabilmeleri amacıyla aralarında ortalama 5 yaş fark olan (ki bu durum erkeğin fiziksel istemlerine de uyuyordu) eğitimli ama erkek kadar değil, her anlamda erkekten bir parmak kısa kadınla erkeğin bileşiminden oluşan bir ideal çift yaratıldı.
Tabi paranın tek değer olduğu bu sistem erkek içinde hedefleri ortaya koymuştu. Paranın ödülü güzel ve genç kadındı. Her türlü araçla beyni yıkanan erkekte alınabileceğin en iyisine ulaşmak için deli gibi çalışırken kadına da "ödül"olmanın en iyi yol öğretildi. Erkeğin çirkini olmaz vb. palavralarla ödül olma, en iyi hizmeti sunma yarışı kızıştırıldı. Bu arada kadınlar arasında bir de ödül olma yarışı kıyasıya sürüyordu. Estetik sektörü de başa koşuyordu.
Farkındaysanız di' li geçmiş zamanla yazıyorum. Çünkü ödül durumundaki kadına zengin eşten intikal eden ile kadının ister istemez elde ettiği sosyal ve ekonomik haklar pekte hesaba katılmayan bir durum ortaya çıkardı. Paranın ve gücün sahibi olan kadın. Yıllarca erkeklerle omuz omuza ama onlarla mücadele ederek zirveye çıkan kadında ödül istiyordu. Ve bu ödülün ne olması gerektiğini yine erkeklerden öğrenmişti. İşte o aralar jigolo diye bir kavramı sıkça duyar olduk. Zamanla para ve güç kadınlar arasında daha dengeli dağılır oldu. Ve ilişkilerde ideal çift modelleride altüst oldu.
Örnek mi? Etrafınıza bakın. Eşinden daha iyi bir işi olan daha eğitimli, daha uzun daha yaşlı kadının yer aldığı bir sürü çift göreceksiniz. "Yaşlı ama tecrübeli, "çirkin ama zengin" ifadeleri kendine güvenen hayattan zevk alma çabasında olan kadın için bir şey ifade etmiyor. Kadın genç ve dinamik yakışıklı erkek diyor artık. Kendi parası olduğu için erkeğin parasını kafasına takmıyor. Kadının iktidar koşusunda, geride kalan pek çok erkek ise ödül olma savaşımında. Kozmetik satan yerlere göz atın. Kadınlardan çok erkek ürünü var. Eski sistemin devamı için savaşanlar "Erkek dediğin kıllı olur" diye bağıra dursun ya da metroseksüel gibi kavramlar icat etsin erkekler için üretilen tüğ dökücüler yok satıyor. Kadın dergilerine göz atın. Artık "erkeği yatakta mutlu etmenin 5 yolu" gibi başlıkların yerinde "erkeğiniz sizi mutlu etmiyorsa" başlıkları yer alıyor.
Kadınlar iktidara, erkeğin boşaltmak zorunda kaldığı iktidara koşuyor.