Alıntı:
burakdr197 rumuzlu üyeden alıntı
Ben mobbing davası açmadan önce idareye dilekçe verdim. Mevcut durumu anlattım ve tarafıma yapılan mobbing kaldırılmasını istedim..Bu dilekçe üzerine idareyi eleştirmekten hakkımda disiplin soruşturması başlattılar.Salı günü kadar yazılı ifade vermem gerek müfettişe.
Ben olsam; idareye yapılan başvurunun esasının "görev sırasında yaşadığım sorunlara yer verilerek" bana karşı yürütülen mobbingin durdurulmasına yönelik olduğu, dolayısıyla başvuruda yer alan sözlerin amirlerimin eylem ya da işlemlerini eleştirici söz söylemek şeklinde nitelendirilemeyeceğini, esasen bu yönde bir maksadımın da bulunmadığı yönünde bir savunma verir ve idarenin mutlaka bir ceza vermesini isterdim. Üst merciilere itiraz hakkını kullanırdım.
İtiraz aşamalarından sonra kesinleşen disiplin cezasının iptali için; "görev sırasında yaşadığım sorunlara yer verilerek" bana karşı yürütülen mobbingin durdurulmasına yönelik idare yapılan başvuru üzerine yasalarla tanınan hakların (Dilekçe hakkı, şikayet hakkı, M.K. 25. madde) etkin bir şekilde kullanılmasını engellemek maksadıyla idarece hakkımda soruşturma açıldığından ve disiplin cezası ile cezalandırıldığımdan bahisle işlemin iptali, Anayasal ve Yasal hak ihlalleri nedeniyle ... TL. manevi zararın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle doğrudan (Ortada tebliğ edilen bir işlem olduğu için ön karar için idareye başvurmaya gerek yoktur.) dava açardım. (Kendi düşüncem olduğundan yazılanlarla bağlı kalmamanızı, hukuk bürolarından profesyonel yardım almanızı öneririm.)
Aşağıdaki kararlar işinize yarabilir;
T.C.
DANIŞTAY
Onikinci Daire
Esas No: 2009/9102 Karar No : 2013/8032
Özeti: Davacının, yasalarla kendisine tanınan şikayet hakkını kullanmak suretiyle şikayet dilekçesi vermesinde, ilgiliyi haksız yere şikayet etmek maksadı bulunmadığından, şikayet hakkının etkin bir şekilde kullanılmasını engelleyecek şekilde disiplin cezası ile cezalandırılmayacağı hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan(Davacı) :...
Vekili : Av....
Karşı Taraf (Davalı) : Diyarbakır Valiliği
Onikinci Daire
İstemin Özeti : Diyarbakır 2. İdare Mahkemesince verilen 13/07/2009 tarih ve E:2008/1492; K:2009/1535 sayılı kararın, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: Safiye Uysal
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun bulunmadığından bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava; Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü'nde polis memuru olarak görev yapan davacının, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 6/A-9 maddesi uyarınca ve bir alt ceza uygulanmak suretiyle "3 günlük aylık kesimi" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 13.03.2008 tarih ve 52 sayılı Diyarbakır Valiliği İl Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacının da aralarında bulunduğu polis memurlarının Emniyet Amiri...'den şikayetçi olmaları nedeniyle bu kişi hakkında soruşturma açıldığı, soruşturma sonucunda amir hakkında ceza tayinine mahal olmadığı sonucuna varıldığı, adı geçen amir tarafından yapılan şikayet sonucu açılan soruşturma sonucunda ise söz konusu şikayetlerin dayanaksız olduğu ve davacının ve diğer polis şikayetçi polis memurlarının amirlerini haksız yere şikayet ettikleri kanaatine varılarak dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı, söz konusu soruşturma raporlarının incelenmesinden, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 6/A-9. maddesinde "Astlarını, aynı rütbedeki arkadaşlarını, üstlerini ya da amirlerini haksız yere şikayet etmek" suçu 4 ay kısa süreli durdurma cezasını gerektiren fiil ve eylemler arasında sayılmış, 15. maddesinde ise; "Kararın verildiği güne kadar geçmiş hizmetleri olumlu ve sicilleri iyi olan memurlara bu Tüzükte gösterilen cezanın bir derece aşağısı uygulanabilir." hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının da aralarında bulunduğu polis memurlarının Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü emrinde görevli iken başka birimlerde görevlendirilmeleri üzerine kendilerinin atanmasından sorumlu tuttukları Emniyet Amiri ...'den şikayetçi olmaları nedeniyle amirleri hakkında soruşturma açıldığı ve soruşturma sonucunda "Ceza Tayinine Mahal Olmadığı" yönünde karar verildiği, aynı zamanda Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2007/49 esas sayılı dosyasında ... hakkında görevi kötüye kullanmak suçlaması ile dava açıldığı, yargılama sonucu çıkan beraat kararının Yargıtay tarafından onandığı görülmektedir.
Her ne kadar..., hakkında yapılan yargılama sonucu beraat etmiş ise de; savcılıkça kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmeksizin dava açılması için yeterli delil olduğu sonucuna varılarak ceza davasının açıldığı ve davacının verdiği şikayet dilekçesinde, suç isnat etme kastı olan veya hakaret içeren ibarelere yer vermediği görülmüş olup, bir haksızlığa uğradığını samimi olarak düşünerek şikayet hakkını kullandığı sonucuna varılan davacının, şikayet dilekçesi üzerine sicil amiri hakkında yapılan inceleme neticesinde "Ceza Tayinine Mahal Olmadığına" karar verilmesinin tek başına davacının üstlerini haksız yere şikayet etmek suçunu işlediği savıyla cezalandırılmasını gerektirmediği açıktır.
Bu durumda; davacının yasalarla kendisine tanınan şikayet hakkını kullanmak suretiyle şikayet dilekçesi vermesinde, ilgiliyi haksız yere şikayet etmek maksadının bulunmadığı anlaşıldığından, davacının şikayet hakkının etkin bir şekilde kullanılmasını engelleyecek şekilde disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 12/11/2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay 12. Dairesi Başkanlığının 22.3.2010 tarihli ve E:2007/6191, K:2010/1608 sayılı Kararı.
Özeti : Davacının yapmış olduğu konuşmaların görev sırasındaki sorunların yüksek sesle dile getirilmesine yönelik olduğu, kullandığı sözlerin amir ya da üstlerinin eylem ya da işlemlerini eleştirici söz söylemek şeklinde nitelendirilemeyeceği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : İzmir Valiliği
Karşı Taraf : …
İsteğin Özeti : Polis memuru olan davacının Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 7/D-3 ve 15. maddeleri uyarınca "10 ay kısa süreli durdurma" cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir İl Polis Disiplin Kurulu'nun 21.12.2005 günlü ve 2005/1052 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada; davacının yapmış olduğu konuşmaların görev sırasındaki sorunların yüksek sesle dile getirilmesine yönelik olduğu, kullandığı sözlerin amir ya da üstlerinin eylem ya da işlemlerini eleştirici söz söylemek şeklinde nitelendirilmesinin mümkün olmadığından işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptali yolunda İzmir 3. İdare Mahkemesince verilen 27.4.2007 günlü, E:2006/629, K:2007/626 sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : M. Önder Tekin
Düşüncesi : İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Nazmiye Kılıç
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. İzmir 3. İdare Mahkemesince verilen 27.4.2007 günlü, E:2006/629, K:2007/626 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 22.3.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.