Cevap: Savcılık Suç Duyurusunun Geri Alınması Davayı Düşürür m?
Dava düşmez, özel belgede sahtecilik suçu olduğundan dava re'sen devam eder, burada ayrımı iyi yapmak gerekir, özel belgede sahtecilik genel kast ile işlenebilecek bir suç olduğundan sanığı suç işlemeye iten saiklerin suç kastını kaldırmaz, zira müşteki yerine sahte imzayı bilerek ve isteyerek atması suçun oluşumu için yeterlidir.
Tam bu noktada, TCK m. 26'da tanımlanan "Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez." maddesi devreye giriyor.
Müşteki imzanın bilgisi ve rızası dahilinde atıldığını beyan ederse suç oluşmayacaktır fakat siz ilk başta suç duyurusunda bulunduğunuz için geri dönüşü olmayacağı kanaatindeyim. Sizin şikayetten vazgeçmeniz indirim sebebidir.
Özetle, sonradan açıklayacağınız rıza ne yazık ki eylemi suç olmaktan çıkartmaz. Eğer bunu yaparsanız siz de sıkıntıya girersiniz.
Bence iyi bir avukat tutmalısınız, sonuca gelirsek, yüksek ihtimalle Apc ve/veya HAGB kararı çıkacaktır.
Konu ile ilgili yargıtay kararı;
T.C. YARGITAY 11. Ceza Dairesi TÜRK MİLLETİ ADINA Y A R G I T A Y İ L A M I Esas No : 2010/16380 Karar No : 2013/592 Tebliğname No : 11 - 2009/27995 İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ : Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi TARİHİ : 10/06/2008 NUMARASI : 2007/256 (E) ve 2008/147 (K) SANIKLAR : SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : 765 sayılı TCK.nun 342/1, 59. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası TEMYİZ EDEN : Sanıklar müdafii TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Bozma Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında açıklandığı ve Dairemizin benzer birçok kararında vurgulandığı üzere: belgelerde sahtecilik suçlarında kast, zarar vermek bilinci ve iradesi olarak kabul edilmelidir. Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığı ileri sürülemez. Ancak doğal olarak, rıza üzerine başkasının imzasını taklit eden failin, mağdura herhangi bir zarar vermeyeceği kanısı ile hareket ettiği sabit olmalıdır. Mağdurun rızasının kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur. Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimse de suç kastının varlığı kabul olunamaz. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık .....’ya ait çekin kardeşi olan diğer sanık .... tarafından ....’in bilgisi ve rızası dahilinde keşide edilmesi, borcun sanıklarca inkar edilmemesi karşısında, zarar verme kastıyla hareket ettikleri yönünde mahkûmiyetlerine yeter delil bulunmadığından, manevi unsuru oluşmayan suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.