Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/751
Karar no : 1995/5
Tarih : 25.01.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki "kıdem tazminatı farkının ödetilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Erzurum İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 17.12.1993 gün ve 1993/94-227 sayılı kararın incelenmesi davalı müessese vekili tarafından istenilmesi üzerine;
    Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 31.1.1994 gün ve 1994/1539-1201 sayılı il;amı:
    (.... İşçinin SSK.na borçlandığı muvazzaf askerlik hizmet süresinin yada değişik-Kamu kuruluşlarında geçen önceki hizmet sürelerinin birleştirilerek kıdem tazminatı isteyebilmesi için hizmet aktinin 1475 sayılı İş Kanununun 14/4 fıkrası uyarınca yaşlılık veya malüllük aylığı ya da toptan ödeme almak amacıyla işçi tarafından feshedilmiş olması gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı işçinin hizmek akti İş Kanununun 14. maddesinin anılan fıkrasında belirtilen şekilde değil, işverence İş Kanununun 13. maddesi uyarınca ihbar ve kıdem tazminatları ödenerek feshedildiği anlaşılmaktadır. Dairemizin ve YHGK.nun İçtihatları da bu doğrultudadır. (HGK.nun 26.1.1994 günve 1993/9-63 esas sayılı kararı). Açıklanan Yasal koşullar gerçekleşmediği için davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşünce ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. Davacı işçinin işverence iş aktinin 13. maddesi uyarınca feshinden kısa bir süre sonra dahi olsa SSK.ya başvurarak yaşlılık aylığı bağlanmasını istemiş olması da bu hukuki sonucu değiştirmez...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
    KARAR : Dava, işverence iş aktinin feshinde askerlik süresi nazara alınmayarak noksan ödendiği ileri sürülen kıdem tazminatının alınması istemine ilişkindir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, borçlanılan askerlik süresinin kıdem tazminatı hesabında gözönünde tutulup, tutulmayacağı sorusuna ilişkindir. Bu konuda isabetli bir sonuca varabilmek için, 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesinin ilgili hükümlerinin dikkate alınması gerekir. Anılan maddenin birinci fıkrasında hizmet sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazandıran sona erme halleri arasında işçilerin bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum ve sındıklardan yaşlılık, emeklilik veya malüllük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla hizmet akdini feshetme hali düzenlenmiştir. Uygulamada askerlik borçlanması sorununun çözümünde temel alınan aynı maddenin dördüncü fıkrasında da, "T.C.Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununa veya yalnız sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak sadece aynı ya da değişik Kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık veya malüllük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu Kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son Kamu kuruluşu iş verenin kıdem tazminatı ödenir" kuralına yer verilmiştir. 14. maddenin bu hükümleri birlikte gözönünde tutulduğu takdirde, değişik Kamu Kuruluşlarında ve bu arada askerlikte geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi, kıdem tazminatının ödeneceği tüm haller hakkında değil, işçinin sadece yaşlılık veya malüllük aylığı ya da toptan ödeme almak amacıyla hizmet akdini feshetmesi halinde söz konusu olabilecektir. Şayet hizmet akdi 14. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen şekilde feshedilmemiş ise, borçlanılan askerlik süresinin kıdem tazminatı hesabında nazra alınması olanağı yoktur. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin ve Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik görüş ve uygulaması da bu doğrultudadır (9.H.D. 26.10.1993, 1993614550-15278; HGK. 14.2.1990, 1989/9-683-1990/71, 26.1.1994 tarih 1993/9-663-1994/15 sayılı kararları)
    Bu Genel açıklamadan sonra davacının durumuna gelince, taraflar arasındaki hizmet akdi, İş Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca ihbar ve kıdem tazminatları ödenmek suretiyle feshedilmiştir. Davacı işçinin fesih tarihinde yaşlılık aylığı almaya hak kazanmış bulunması, borçlandığı askerlik süresinin kıdem tazminatı hesabında nazra alınmasını gerektirmez. Emeklilik süresi dolmuş bir işçinin işine son verilmesi, onun emekliye sevk edildiği anlamına da gelmez. Çünkü işverenin böyle bir yetkisi yoktur. Gerçekten 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu zorunlu emeklilik sistemi öngörmemiş, aksine yaşlılık aylığından yararlanmayı işçinin kendi isteğine bırakmıştır. Öte yandan fesih, bozucu yenilik doğuran bir irade açıklaması olup, karşı tarafa ulaşmakla hüküm ve sonuçlarını doğurur. Daha sonra meydana gelen olay, feshin hukuki sonuçlarını etkilemez. Böyle olunca da davacının hizmet akdinin yaşlılık aylığı almak amacıyla feshedildiğinden söz edilemez ve bunun sonucu olarak da askerlik süresi kıdem tazminatı hesabında nazara alınamaz. O itibarla Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
 
    SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oyçokluğu ile karar verildi...
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini